Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut’un; göreve başladığı günden bu yana, Üniversitenin en büyük ve en önemli bilimsel üretimi olarak pazarladığı ve patentinin kendisine ait olduğunu söylediği acı kayısı çekirdeğinden ‘KAYISIR’ adı altında üretilen Prebiyotik Kayısı Ekstresi’nde, içermesi gereken orandan, 100 katının çok üzerindeki oranda, çok etkili bir zehir olan siyanür tespit edildiği ve ilgili mevzuata aykırılık oluşturan bu durum nedeniyle, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, üretici firmaya 30 bin 416 TL para cezası kesildiği öğrenildi.
MTÜ’ye ait olması gereken, ancak, MTÜ Yönetimi tarafından özel şahıslara ait kılınan tesisi işleten üretici firma, kesilen para cezasının iptali için yargıya gitti. Yargı; itirazı reddederken, söz konusu gıda takviyesinin, ‘zehir deposu’ olduğu yorumlarına neden olacak siyanür değerleri de mahkeme kararında yer aldı.
Adeta siyanür deposu
İtirazı görüşen Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliği; yapılan analizler sonucunda, Malatya Turgut Özal Üniversitesi logosu ile üretilen ve Kayısır markası ile pazarlanan kayısı ekstresi / ekstraktında bulunması gereken oranın çok üzerinde siyanür bulunduğunun anlaşıldığını, bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kestiği cezanın yasaya ve usule uygun bulunduğunun anlaşılmasından hareketle kurduğu hükümde, para cezasının iptaline yönelik talebi reddetti.
Mahkeme kararına göre, ürüne ait numunelerle yapılan iki analizde, 20 mg / kg olması gereken siyanür miktarı 2652 mg/kg (132 kat) ve 2472 mg/kg (123 kat) olarak tespit edildi.
Süreç nasıl gelişti?
Edinilen bilgiye göre, Tarım ve Orman Bakanlığı, devletin harcadığı 500 bin TL ile kurulmasına karşın, MTÜ Yönetimi tarafından İskenderiye İnşaat Güvenlik kimya İlaç Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. adlı şirketin sahipliğine verilen tesiste, 12 Mart 2021 tarihinde yaptığı kontrollerde, Malatya Turgut Özal Üniversitesi logosu ve Kayısır markası ile üretilen Prebiyotik Kayısı Ekstresi / Ekstraktı’nın, Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği’ne göre, içermesi gereken siyanür miktarından çok daha fazla siyanür içerdiğini tespit etti.
Tarım ve Orman Bakanlığı müfettişleri, Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği ve Bitki Listesi’nde belirlenen azami miktarlara açıkça aykırılık oluşturan ve insan sağlığını tehdit eden bu durum nedeniyle, 8 Eylül 2021 tarihinde, MTÜ’ye ait olması gereken, ancak özel şirkete ait görünen tesisi işleten şirkete 30 bin 416 TL idari para cezası kesti.
Adı geçen şirket, konuyu mahkemeye taşıyarak, kesilen para cezasının iptali için itiraz davası açtı.
20 mg / kg olması gereken siyanür miktarı önce 132 kat, daha sonraki analizde 123 kat fazla çıktı
İtiraz davasını görüşen Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliği, “Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği’ne göre 20 mg/kg ve altında olması gereken siyanür değerinin, analiz edilen üründe 87,4 mg/kg oranında çıktığı, çıkan analiz raporuna itiraz eden başvurucunun aynı numuneyi şahit numune kabul ederek yeniden analiz ettirdiğinde bu defa siyanür miktarının 2652 mg/kg olarak çıktığı, aradaki çelişkinin giderilmesi için Bakanlık yazısı doğrultusunda yeniden analiz yapıldığında ise 2472,9 mg/kg değerinde siyanür olduğunun tespit edildiği”nin anlaşıldığını belirterek, şirketin itiraz talebini reddetti.
Mahkeme, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Malatya Turgut Özal Üniversitesi logosu ve Kayısır markası ile tüketiciye satılan kayısı ekstresi / ekstraktı içeriğinde bulunması gereken siyanür miktarının son iki analizinde 100 kattan daha fazla çıkmasından dolayı kesilen para cezasının yasaya ve usule uygun bulunduğunu vurgulayarak, kesilen para cezasını onayladı.
Rektör Aysun Bay Karabulut, katıldığı çok sayıdaki TV programında, acı kayısı çekirdeğinden üretilen kayısı ekstresi / ekstraktının, kanser hastalarındaki kanser hücrelerini öldürdüğü ve bu nedenle ürünün kanser tedavisinde kullanılabileceğine yönelik propaganda yapmıştı.
'Azami miktarın çok üzerinde siyanür içerdiği anlaşıldı'
Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 22 Aralık 2021 tarihli kararında, ilgili yasal mevzuat, somut olay ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildikten sonra şu hüküm kuruldu:
“Her ne kadar başvuran tarafından Malatya Valiliği Malatya İl Tarım Müdürlüğünün 8 Eylül 2021 tarih E-91794101……………….. sayılı idari para cezasına itiraz edilmiş ise de 12 Mart 2021 tarihinde Malatya Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan kontrollerde başvurana ait işyerinde bulunan, ‘Kayısı Prebiyotik Kayısı Ekstresi’ isimli üründen numune alındığı ve ürünün analiz yapılmak üzere laboratuara gönderildiğinde, Türk Gida Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği’ne göre 20 mg/kg ve altında olması gereken siyanür değerinin, analiz edilen üründe 87,4 mg/kg oranında çıktığı, çıkan analiz raporuna itiraz eden başvurucunun aynı numuneyi şahit numune kabul ederek yeniden analiz ettirdiğinde bu defa siyanür miktarının 2652 mg/kg olarak çıktığı, aradaki çelişkinin giderilmesi için Bakanlık yazısı doğrultusunda yeniden analiz yapıldığında ise 2472,9 mg/kg değerinde siyanür olduğunun tespit edildiği ve başvuran hakkında idari para cezası düzenlediği olayda; Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği ve bitki listesine göre, “bütün çekilmiş, öğütülmüş, kırılmış, dilimlenmiş veya ekstresi / ekstarktı hazırlanmış kayısı çekirdeklerinden oluşan ürünlerde hidrosiyanik (siyanojenik glikozitlerin hidrolizi ile açığa çıkacak hidrosiyanik asit de dahil) miktarının 20,0 mg/kg’ı aşmaması’ koşulu ile kullanılabilir’ şeklindeki düzenleme de nazara alınarak, başvurana ait işyerinden alınan numunelerin yapılan analizlerinin tamamında, en fazla 20 mg/kg olması gereken siyanür değerinin çok üzerinde siyanür tespit edildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar başvuran tarafından siyanür değerleri arasında açıkça çelişki bulunduğu yönünde itirazda bulunulmuş ise de, ilk yapılan analizin sonucunun da, Bitki listesinde belirlenen azami miktarın çok üzerinde olduğu, bu hali ile Malatya Valiliği Malatya İl tarım Müdürlüğünce düzenlenen 8 Eylül 2021 tarihli ve E-91794101……………….. sayılı idari para cezasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, açıklanan nedenle başvuranın itirazının reddine karar verilmiştir”.
MTÜ’ye ait olması gereken tesis, özel şirketin sahipliğinde görünüyor
Rektör Aysun Bay Karabulut’un, 10 yıllık bir çalışmanın sonucunda kendi buluşu olarak lanse ettiği ve kanser tedavisinde etkin olduğunu ileri sürdüğü acı kayısı çekirdeğinden kayısı ekstresi ve ekstraktı üreten tesis, Doğu Anadolu Projesi (DAP) İdaresi’nin, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne 500 bin TL aktarması ile kuruldu.
Bu nedenle, tesisin tüm varlıkları ile Malatya Turgut Özal Üniveristesi’ne ait olması gerekiyor.
Zaten; tesisin açılışı ile ilgili olarak MTÜ tarafından yayınlanan basın bülteninde, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, acı kayısı çekirdeği üzerinde yaklaşık 10 yıldan beri yürütmüş olduğu bilimsel ve akademik çalışmalarını bir sonucu olarak Prebiyotik Kayısı Ekstresi Üretim Tesisini Malatya Turgut Özal Üniversitesi bünyesinde kurularak faaliyetlerine başladı. Doğu Anadolu Projesi (DAP desteği ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi Kayısı ve Kayısı Ürünleri Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan Acı Kayısı Çekirdeği Prebiyotik Kayısı Ekstresi Üretim Tesisini faaliyete geçti” bilgisine yer verilmişti.
Ancak, devletin 500 bin TL parası harcanarak kurulan ve MTÜ bünyesinde olması gereken tesis, özel bir şirketin sahipliğinde görünüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da, Kayısır’ın aşırı siyanür içeriğinden dolayı kestiği cezayı, tesisi işleten firmaya kesti.
Siyanür skandalı bir yana, devletin parası ile kurulan tesisin MTÜ yönetimi tarafından, Rektör Aysun Bay Karabulut’un eşi, veteriner Ercan Karabulut’un yakın arkadaşı olduğu ileri sürülen bir kişiye ait kılınmasının da, yeni bir tartışma konusu olabileceği değerlendiriliyor.
Televizyon televizyon gezip anlatıyordu
Bu arada Rektör Aysun Bay Karabulut’un Kayısır markası ile üretilen Prebiyotik Kayısı Ekstresini televizyon televizyon gezip kansere iyi geldiği yönündeki onlarca açıklaması da mahkemenin bu kararıyla bilimsel gerçeklikle ilişkisinin olmadığı ortaya konulmuş oldu.
Rektör Aysun Bay Karabulut, Kayısır'ın imal edildiği tesisin Ocak 2020'deki açılışı ve tanıtımı sırasında şu açıklamayı yapmıştı:
“Uluslararası patentini almış olarak, süreç içerisinde de gıda takviyesi süreci devam etmekteydi. Bu süreç bugün artık hizmete sunuldu. Süreç içerisinde yakında şimdilik bizim en güzel meyvemiz, ürünümüz. Çünkü Malatya’nın olması dışında uluslararası alanda da yapılan çalışmaların bir göstergesi. Akademik çalışmaların yansıması bu tarz ürünlerle daha da faklı bir boyuta gelmiş oluyor. Mikroenkapsülasyon işlemi de yapıldı. Bu işlemde kontrollü salınım sağlamış oluyor. Bunun da böyle bir özelliği var, zehirsizleştirme etkisi yapılıyor. Bildiğiniz üzere acı kayısı çekirdeğinde siyanür maddesinin var olduğu düşünülerek insanlar bunu farklı algılayabilirler. Ama biz bunu tamamen siyanürsüzleştirerek içerisindeki aktif aktioksidan dediğimiz sağlığa faydalı kısmını bir nevi topluma hem stresi önleme, kanseri önleme, var olan kanserin ileri süreçte tedavisi ve yine bunların her birinin gıda takviyesi olarak verilmesi ile ilgili obezitede yaptığımız çalışma sonuçları da çalışmalar uluslararası yayımlandı
Kayısır ismini nerden bulduk. Uzun vadede çalışma sonrasında bir nevi kayısının kendi içerisindeki maddelerin antioksidan olarak verilmesiyle çok ayrı bir boyut oluşturmakta. Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan hocamız destek verdiler bu anlamda ilk patentin alınması sürecinde, marka tescilini yaptırdık. İnşallah süreç içerisinde tüm Türkiye’ye ve uluslararası anlamda da yapılan patent süreçlerini tamamlanması süreçlerinden sonra ciddi anlamda şuanda talep var. İnşallah yakın zamanda herke ulaştırmak üzere sunuyoruz. Yapılan akademik makalelerin, bilimsel çalışmaların Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak da Uluslar arası boyutta görünmesi açısından çok ciddi bir emeğin ürünüdür. İnşallah hem sağlığa hem de gıda takviyesi olarak yaşlanmayı geciktirici etkileri ile cilt bakım gibi ürünleri de çıkacak. Acı kayısı çekirdeğinin diğer taraftan yağı masaj etkileri ile de hizmete sunulacak. Asla ticari bir amaç gütmüyor. Gelirlerimiz tamamen üniversitemiz öğrencilerine burs olarak verilmek üzere süreci takip etmekteyiz.”
Siyanür nedir? Siyanür zehirlenmesi nasıl olur?
İnternette sağlıkla ilgili çeşitli resmi kurumların web sitelerinde siyanür ile ilgili şu bilgiler yer alıyor:
"Siyanür, bir karbon ve ona üçlü bağ ile bağlanmış bir azot içeren C≡N grubuna sahip kimyasal bileşiklere verilen addır. Bu grup aynı zamanda siyano grubu olarak da bilinir. Organik ve inorganik çeşitleri bulunan siyanürler özellikle endüstride kullanılmaları için üretilmektedir. İnorganik siyanüre örnek olarak çok zehirli potasyum siyanür, organik siyanüre örnek olarak da zehirli olmayan asetonitril verilebilir.
Organik siyanür bileşikleri nitril grubu olarak isimlendirilir ve toksisiteleri düşüktür. Sitalopram, fadrozol ve ledrozol gibi ilaçlar bu gruba örnek olarak gösterilebilir. Öte yandan siyanürü doğal olarak üreten birçok bitki, bakteri, mantar ve böcek de vardır. Kiraz, badem, kayısı, şeftali ve erik çekirdekleri, fasulye, patates, turp, lahana, şalgam, brokoli ve mısır gibi bitkiler siyanürlü bileşikleri, otçul hayvanlara karşı bir savunma mekanizması olarak doğal bir şekilde üretmektedir.Ancak bazı organik siyanür bileşikleri hidrojen siyanür saldıkları için yüksek oranda zehirlidir.
Yüksek miktarda siyanür, insanları da kapsayan pek çok hayvan için tehlike arz etmesine rağmen eser miktarda insan vücudunda ve çeşitli yiyeceklerin içinde bulunur. Siyanür kanda bulunan methemoglobin'e irreversible (geri dönüşümsüz) bir şekilde bağlanarak etkinlik gösterir. Bu özelliği kanın dokulara oksijen perfüzyonunu sağlayamaması sonucu hipoksiye ve sonuçta hipoksik şok ve ölüme neden olur. Oksijen mevcuttur fakat kanda taşınamaz. Vücut adeta oksijen havuzunda boğulur.
Tedavide amaç zehirli maddenin zehirsiz başka bir metabolite çevrilmesidir. Günümüzde siyanür zehirlenmesi tedavisi için hidroksikobalamin kullanılır. Bu madde siyanüre bağlanarak, siyanürün böbrekler yolu ile zararsızca vücuttan atılabilen siyanokobalimine dönüştürülmesinde rol oynar. Eski metotlara karşı en büyük avantajı methemoglobin oluşumunu engellemesidir.
Daha eski bir tedavi yöntemi ise hastaya sodyum nitrit verilmesidir. Bu madde methemoglobin'e siyanür ile yarışmalı olarak bağlanır ve siyanür bu sayede methemoglobine bağlanamaz. Daha sonra verilen sodyum tiyosülfat ise siyanür ile reaksiyona girerek tiyosiyanat oluşturur. Bu madde vücut için toksik değildir ve böbreklerden atılır.
Siyanür zehirlenmesinin spesifik olmayan işaret ve semptomları; baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, konfüzyon, dışkı / idrar tutamama ve sonuçta koma şeklinde sıralanabilir. Dispne, hareketlerde inkoordinasyon, kalp düzensizlikleri, konvülsif nöbetler, koma ve solunum yetmezliği sonrasında ölüm meydana gelir".
malatyahaber.com
ARŞİV FOTOĞRAFLAR ve VİDEO KAYIT: Üniversite adına DAP'tan alınan 500 bin TL destek kullanılarak, üniversite yerine Altın Kayısı Bulvarı (eski adı Yüzakı)'nda kiralanan bir işyerinde, rektör ve kocası ile yakın ilişkisi bulunan bir kişi adına kurulan şirket bünyesindeki ‘tesis’te habere konu ‘KAYISIR' için yapılan, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan'ın da davetli olarak katıldığı açılışta çekilen fotoğraflar ve söz konusu ürün ile ilgili olarak MTÜ'nün resmi internet sitesinde yer alan video..