SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İlahiyatçı Döğen'den Konferans..

A- A+ PAYLAŞ

Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Malatya Belediyesi tarafından “Peygamberimiz Yaşasaydı” konulu konferans Belediye Konferans salonunda gerçekleştirildi.

26 Nisan 2005 Salı günü düzenlenen ve İlahiyatçı Yazar Şaban Döğen’in konuşmacı olarak katıldığı Konferansa Belediye Başkan Vekili Muharrem Çamurlu, İl Müftüsü Bekir Gerek, Belediye Başkan Yardımcıları ile yoğun bir izleyici kitlesi katıldı.

Konferansın açış konuşmasını yapan Belediye Başkan Vekili Muharrem Çamurlu, Malatya Belediyesi’nin belediyeciliğin asli hizmetlerinin yanı sıra Malatya’nın kültür, edebiyat ve sanat alanında da gelişmesine, zenginleşmesine de önem verdiğini ve bu doğrultuda hizmet sunmaya hassasiyet gösterdiğini söyledi.

Hz. Muhammed’in insan onuruna yakışan bir hayatın mimarlığını yaptığını belirten Çamurlu, “O, insanların insanlara kulluğunu ortadan kaldırmış, insanın özgür iradesini ortaya çıkarmıştır. Kur-an’daki tanımlama ile alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz, İslam’ın yarattığı hoşgörü ve şefkat iklimini hayata geçirmiş İslam’ın nasıl yaşanacağına yönelik en güzel örneği oluşturmuştur” şeklinde konuştu.

İlahiyatçı Yazar Şaban Döğen de, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in vefatının üzerinden 14 asır geçmesine rağmen onun getirdiği ilahi mesajın milyonlarca insan tarafından hayat biçimi haline getirildiğini, peygamberin mesajının her an tazeliğini koruduğunu kaydetti. Şaban Döğen konferansın “Hz. Muhammed Yaşasaydı” ismini taşıdığına dikkat çekerek bunun içeriğine dair açıklama yaptı. Şaban Döğen “Hz. Muhammed (s.a.v.) yaşasaydı dememizin sebebi üzerinde durmak istiyorum. O sureten, görünüşte vefat etti. Ama o her zaman gönlümüzde yaşıyor, kalbimizde yaşıyor, hayatımızda yaşıyor, eserleri ile yaşıyor. Onun için biz O’na her an muhtacız. Bugün insanlık büyük bir bunalım ve sıkıntı içerisinde. Sadece Müslümanlar değil bütün dünya bunalım içerisinde. Bunalımları aşmak için yeniden Kur-an’a yönelmeliyiz, yeniden Kur-an’ı anlamaya çalışmalıyız ve onu hayatımıza yansıtmalıyız” dedi.

İlahiyatçı-Yazar Şaban Döğen daha sonra, Hz. Muhammed’in hayatı ve mücadelesi konusunda dünya çapındaki düşünürlerin fikirlerini aktardı.

Şaban Döğen konferansın son bölümünde ise, Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed’i nasıl tanımladığını ve övgülediğini anlattı. Şaban Döğen “Kur’an bize onu övüyor. Ne diyor Kur-an: ‘Sen yüce bir ahlak üzerindesin’. Bütün güzel huyları sıralayın, bütün bu güzel huylarda Hz. Muhammed (s.a.v.)’in zirvede olduğunu göreceksiniz. Kimse O’na yetişemez, O en güzel ahlak üzerindedir. Yine buyuruyor ki, ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.’ Nedir güzel ahlak? sevgidir, saygıdır, şefkattir, dürüstlüktür, kardeşliktir, dayanışmadır, yardımlaşmadır bütün bu güzel ahlakı tamamlamak için insanları kötü davranışlardan kurtarıp medeniyetin üstüne çıkarmak adeta melekleştirmek için gönderildim. Hani insanın yolunda iki tane ayrım var; Birisinde gittiğinde hayvanlardan aşağı düşüyor, diğerinde gittiğinde melekleri de geçiyor. “ dedi.

İslam’ın hayat dini olduğunu belirten Şaban Döğen, “Hz. Muhammed (s.a.v.) getirdiği dini, insanlara yaşatmak, uygulatmak ve güzel ahlakı tamamlamak için gelmiştir. Mümin imanı ile cennete girecektir. Yine imanı ile cennetin küçük bir örneğini dünyada yaşayacaktır. Cennet denilince kötülükler olur mu, cennet hiçbir kötülüğün bulunmadığı yerdir. Bugün Hz. Muhammed (s.a.v) yaşasa idi -eserleriyle yaşıyor dedik- o halde O’nun getirdiği eserleri, hakikatleri biz hayatımıza yansıtırsak dünya küçük bir cennete dönecektir. Demek ki doğulu ve batılı bütün bilginler kurtuluşu, Hz. Muhammed (s.a.v)’in getirdiği dinde, mesajlarda, hakikatlerde buluyorlar. O’nun yaşadığı ahlak sisteminde buluyorlar” diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız