FETÖ'ye yakın yayın organlarında uzun süre, eğitimi bu yönde olmamasına rağmen "Tarihçi" diye yazdığı yazılarla, Türkiye Cumhuriyeti'ne, Kurtuluş Savaşına, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucularına yönelik, tamamına yakını dayanaksız, iftiralarla bazı grupların vazgeçemediği konferansçısı olan, Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin yanı sıra Yeşilyurt Belediyesi'nin de bir süre önce konferans verdirdiği, son olarak da Malatya Kitap Fuarı'na davet edilmesi nedeniyle CHP Milletvekili Veli Ağbaba'nın tepki gösteriği, Cizreli Yazar Mustafa Armağan'a tepkiler devam ediyor.
En son Yavuz Bahadıroğlu ve FETÖ'nün kumpaslarına adıyla yazdırılan kitaplarla katlı sağladığı öne sürülen Süleyman Yeşilyurt'la katıldıkları bir TV programında Atatürk'e ve manevi kızı Afet İnan'a yönelik iftiraların gündem olmasıyla bir kez daha adı ortaya çıkan Mustafa Armağan'la ilgili olarak odatv.com'da yayınlanan haberlerde, adı geçenin geçmişi, "tarihçilik yetenek ve ahlakı"na ilişkin iddialar ve eleştiriler yeraldı.
"ÇUKUR TARİH - LÜKS TUVALET KAĞIDI.."
Odatv.com'da, Armağan'ın yönetiminde yayınlanan "Derin Tarih" adlı dergi ve yayınlarıyla ilgili "Çukur Tarih ve Lüks Tuvalet Kağıdı" başlığıyla şu yazıya yer verildi:
"Atatürk’e hakaret eden Mustafa Armağan’ın çıkardığı “Derin Tarih” adlı dergi, Cumhuriyet’i ve Atatürk'ü hedef alan yayınları nedeniyle sert sözlerle eleştirilmişti.
Aydınlık gazetesi bugünkü sürmanşetinde ve Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı ise bugünkü yazısında dergiyle olan davalarında mahkemenin verdiği kararları hatırlattı.
“LÜKS TUVALET KAĞIDI”
Aydınlık’tan Irmak Mete’nin haberine göre; “Derin Tarih” adlı derginin daha önce defalarca Atatürk'ü hedef alan yayınları nedeniyle Aydınlık gazetesi eski yazarı şair-yazar Özdemir İnce, “lüks tuvalet kağıdı” ifadesini kullanmıştı. Özdemir İnce'nin yazıları nedeniyle Derin Tarih Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan Aydınlık’a ve İnce'ye dava açtı ancak kaybetti. Mahkemenin gerekçeli kararı çarpıcı: “Derin Tarih dergisinin bilimsel açıdan bir değerinin bulunmadığını belirtmek için 'lüks tuvalet kağıdı' tümcesiyle tamınlandığı, yazıda hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.”
“DAMAD FERİD’İN ÇOCUKSUZ OLDUĞUNU GAYET İYİ BİLİYORDUM”
Habertük gazetesi yazarı Murat Bardakçı ise “Mâlûm derginin adı ‘Çukur Tarih’tir ve mahkemeden tescillidir!” başlıklı yazısında, “Derin Tarih” adlı dergiye “Çukur Tarih” dediği gerekçesiyle Mustafa Armağan’ın kendisine dava açtığını anlattı.
“Bu derginin bir diğer ismi artık ‘Çukur Tarih’tir ve bu isim mahkemeden de tescillidir! Size tescilin hikâyesini anlatayım” diyen Murat Bardakçı şunları yazdı:
“Çukur Tarih’te 2013 Şubat’ında Damad Ferid Paşa’nın, yani Türk Tarihi’nin en rezil, en pespaye ve en aptal şahsiyetlerinin başta geleninin torunları olduğu iddia edilen Ürdünlü bir aile ile yapılmış röportaj, daha doğrusu bir ‘Damad Ferid güzellemesi’ yayınlandı ve bir sonraki sayıda da bu ailenin gönderdiği bir teşekkür mektubu çıktı...
Damad Ferid’in çocuksuz olduğunu gayet iyi biliyordum, zira hanımı Mediha Sultan’ın ailesi ile seneler öncesinden tanışırdım. Mediha Sultan’ın Paşa’dan değil, ilk kocasından bir oğlu olmuştu ve oğlunun çocuklarından bazıları son senelere kadar hayattaydılar; Londra’da yaşıyorlardı ama Ferid Paşa ile kan bağları yoktu. Paşa’nın öz değil üvey torunları idiler; sadece memleketi değil, babaannelerinin hayatını da perişan ettiği için Ferid Paşa’dan tiksinirlerdi, üstelik Çukur Tarih’in ‘Paşa’nın torunları’ diye uydurduğu Ürdün’deki aile ile de hiçbir alâkaları bulunmuyordu.”
TAZMİNAT VE FAİZ İSTEDİ!
Murat Bardakçı, “Bu tarih sahtekârlığını televizyonda yaptığımız ‘Tarihin Arka Odası’nda gündeme getirdim ve derginin özür dilemesi için 2013 Ağustos’undan aynı senenin Eylül’üne kadar her programda hatırlattım” diyerek gelişmeleri şöyle aktardı:
“Programlarda mâlûm derginin ismini hiç telâffuz etmedim, ‘Çukur Tarih’ diye bahsettim ve yayıncı Mustafa Armağan bir ay sonra özür dilemeye mecbur kaldı! Ama nasıl özür? ‘Hatasız kul olmaz’ diye bir şeyler yazdı, bu emsalsiz rezaleti sıradan bir yanlış gibi göstermeye uğraştı, meselenin ‘editoryal hata’ olduğunu söyleyip kabahati çalışanlarının üzerine attı, üstelik beni de suçladı!
Mustafa Armağan hatasını güya kabul ederken bir başka iş daha yaptı: Kendisini aşağıladığım, karaladığım, kişilik haklarına saldırıda bulunduğum, toplum nezdinde küçük düşürdüğüm ve ‘Çukur Tarih’ diyerek hakaret ettiğim iddiası ile beni mahkemeye verip 30 bin lira manevî tazminat ve bu tazminatın faizini istedi!
Mustafa Armağan açtığı dâvâyı kaybetti ve ‘tarih’ adına attıkları desteksiz palavralar ile tarihe geçtiler... Bunları neden mi yazıyorum? ‘Derin Tarih’ isimli varakpâreden hoşlanmıyorsanız, o dergiden ‘Çukur Tarih’ diye bahsedebileceğinizi hatırlatmak için! Zira, İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2016/40 sayılı kararı ile ‘Çukur Tarih’ ibaresinin ‘hakaret’ değil ‘eleştiri’ olduğuna hükmetmiştir. ‘Çukur Tarih’ artık mahkemeden tescilli tarihî bir kavramdır; gönül rahatlığı ile, tepe tepe kullanabilirsiniz.”
İLBER ORTAYLI'DAN ÇOK SERT TEPKİ..
Cizreli Mustafa Armağan'la ilgili olarak Tarihçi Prof.Dr. İlber Ortaylı'nın da, bu kişinin kendi etnik kökenine göre etnik milliyetçilik yapmasından dolayı, İstiklal Harbi komutanlarıyla derdi olduğunu öne sürdüğü belirtildi.
odatv.com'da yeralan haber şöyle:
"Tarihçi İlber Ortaylı, bir televizyon programında Atatürk ve Afet İnan'a hakaret dolu sözler söyleyen Mustafa Armağan'a, çok sert tepki gösterdi.
Sözde tarihçi Mustafa Armağan, TVNet’te yayımlanan ‘Derin Tarih’ isimli programda, Mustafa Kemal Atatürk’ün, manevi kızı Afet İnan ile ilişkisinin olduğunu ima etmişti.
Aydınlık’taki habere göre; İlber Ortaylı, şunları söyledi:
"Mustafa Armağan, kendi etnik kökeni yüzünden etnik milliyetçilik yapıyor. Normal bir adam Kazım Karabekir’le Mustafa Kemal’i ne diye düşman gibi gösterir. Ne derdin var İstiklâl Harbi komutanlarıyla. Rahat bırakın İstiklâl Harbi komutanlarını.
CAHİL ADAMLAR...
Kimse bunlara bir şey demiyor. Mahallenin delisi gibi ben çıkıp söylüyorum.
Herif kendine göre tarihi çarpıtıyor. Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. Bi bok bildikleri yok. Ne okuyacak ne bilecek. Allah’ın hödüğü suratına baksan halde turp sattırmazsın.
Hepinizi ananız babanız üniversitelerde okutmuş. Dünya tarihini okuyacak kapasiteniz var. Birinci Dünya Harbi'nden sonraki İtalya’yı, Fransa’yı, Balkanları okuyacak kaynaklarınız var. Bunlara cevap da verilir ama böyle şey olur mu?"
AFET İNAN'I TANIDIM DÜNYA TATLISI BİR HOCAYDI
"Afet İnan’a çok ayıp edildi. Afet Hanım hem benim hocamdı hem de çocukları arkadaşım olduğu için gider gelirdik. Ben dünyada bu kadar terbiyeli, seviyeli, mütevazi, herşeyi gayet güzel anlatan şekerler şekeri bir hoca görmedim. Üniversitedeki çok insandan daha cesurdur. Gadre uğrayan insanları kendi kürsüsüne alır korur. Kaç tane böyle isim var. Şerafettin Turan (Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nun son başkanı) bunlardan biri.
Çok şeker bir kadıncağızdı, Allah rahmet eylesin. Her bakımdan mükemmeldi. Bir kere kadın yaşlanmasını bilen nadir Türk kadınlarındandı. Aynı şekilde Sabiha Gökçen de öyleydi.
O DÖNEMİN SUBAYLARI GEÇ EVLENİRDİ
Bu adamlar zamanında kadınlarla iyi ilişkiler kursaydı, böyle olmazlardı.
Birinci Cihan Harbi'nin subayları bunlar. Hepsi çok geç evlenir. O devirde dünyanın her yanında erkekler 25’inden evvel evlenirdi. Bunun dışında kalan tek insanlar subay sınıfıydı. Rusya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı’nın ordusunun zabitleri… Bunların hepsi aynı tornadan çıkmış gibidir. Eğitimleri, kültürleri, yeme içmeleri birbirlerine çok benzer. Bu sözleri söyleyenler ne bilirler.
HANGİ ÜNİVERSİTENİN AKLINA GELİR MUSTAFA ARMAĞAN'I ÇAĞIRMAK
(Mustafa Armağan’ın İstanbul Üniversitesi’ne konuşmacı olarak davet edilmesi)
Dünyada hangi üniversitenin hangi fakültenin aklına gelir Mustafa Armağan’ı tarih konuşturmak için oraya çağırmak. Böyle birşey yok. Harvard’da bir günde yüzlerce seminer olur. Tarih fakültelerinde, fizik fakültelerinde olur, her şey olur ama hepsinde bir kalite olur. Hepsi aynı ayarda değildir ama bir mantığı vardır çağırmalarının. Burada yok. Onu kim niye çağırıyor?
ZÜBEYDE HANIM'A TERBİYESİZLİK YAPAN HAYVANDIR
(Nur Cemaati’nin ‘Okuyucular’ kolu hocalarından olduğu belirtilen Hasan Akar’ın Atatürk’e ve annesi Zübeyde Hanım için söylediği sözler üzerine)
Bu Nurcuları efendi bilirdim. Okumuyorlar ‘okuyucu’ adını almışlar. Çok büyük terbiyesizlik. Zübeyde Hanım’a bunları diyen hayvandır."
"ATATÜRK'ÜN ANNESİNE HAKARET CIA PROJESİ.."
Atatürk ve ailesine hakaret edilen programla ilgili “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesine hakaret edenleri eleştirdi. Bu hakaretlerle vatandaşı tahrik etmek istediklerini söyleyen Cübbeli, “Bu da CIA’in oyunu.” ifadelerini kullandı. Cübbeli, Atatürk’ün annesine hakaret edenlere kaynaklık eden Rıza Nur’un için de “gavurun önde gideni” ifadelerini kullandı.
MUSTAFA ARMAĞAN PKK'YA AF İSTEMİŞ
odatv.com'daki bir başka haberde de, Mustafa Armağan'ın 4 yıl önce katıldığı bir Tv programında PKK'ya af istediği haberine yer verildi.
Haberde, "FETÖ'cü Mustafa Armağan'la ilgili yeni bir görüntü daha ortaya çıktı. Armağan 17 Nisan 2013'te TVNet'te katıldığı "Kürt Meselesi Işığında Milli Mücadele" başlıklı Tarih Atlası programında PKK için kullandığı ifadeler dikkat çekiyor.
Armağan'ın, söz konusu programda "PKK'lıları affetmeyelim de tabutlar gelmeye devam mı etsin?" ifadelerini kullandığı görüldü." denildikten sonra bu şahsın söz konusu programda yaptığı konuşma da haberin ekinde görüntülü olarak yeraldı.
"'DİNSİZ, DONSUZ ADAMLAR.."
Bu arada, Cübbeli Ahmet Hoca'nın, Atatürk aleyhine sözleri nedeniyle din adamı olduğu öne sürülen Hasan Akar adlı şahsa da "Dinsiz, donsuz adamlar" diye tepki gösterdi.
Hürriyet'teki haber şöyle:
"Kamuoyunda 'Cübelli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün annesine hakaret eden Hasan Akar'a tepki gösterdi. 'Bu da CIA’in oyunu' diyen Cübbeli, Atatürk’ün annesine hakaret edenlere kaynaklık eden Rıza Nur için “gavurun önde gideni” ifadelerini kullandı.
Cübbeli, "Birisini kaldırdılar Atatürk'ün annesine sövdürüyorlar, hakaret ettiriyorlar. Hiç olacak iş midir yani. Kadının namuslu bir kadın olduğu, kitaplarda ibadetli olduğu, Kuran hatimleri, devir parasına kadar parasını verdiği, bütün hepsini tek tek yazmış. Bunların hepsini yapacaksınız. Şu hafız şunu okuyacak. hatmimi bu okuyacak. Kendi devamlı ibadet eden bir kadın ya. Sen ölmüş gitmiş bir kadının namusu hakkında, iffeti hakkında İslam'a göre asla caiz olmayan bir iftira. Bu da CIA'in oyunu. Öbür tarafı tahrik edecekler. İlla istiyorlar ki işte Kemalistler, yok Atatürk düşmanları şeklinde millet bölünsün. Bir de cemaatlere operasyon. Sen şimdi böyle yaparsan cemaaatler ne olur. Nurcuların hepsi bu kafada mı" dedi.
Cübbeli, "Hasan Akar mıymış neymiş. Diyeceğiz ki bu adamın yaptığı yanlıştır. Böyle bir laf olur mu. Bu nasıl hiç tanımadığı bir insanın annesine iftira ediyor. Bunun ahirette altından çıkabilir misin azabından. Namuslu bir insana namussuz iftirası atarsın. Rıza Nur bilmem bir şey yapmış. Rıza Nur gavurun önde gideni. Rıza Nur kendi şahsi ihtiraslarından yazmış o kitabı. Dindarlığından yazmamış o kitabı. Bir Müslümanın böyle şeylerle işi olabilir mi? Dinsiz, donsuz adamların yazdığı kitaplarla onun anasına, bunun bilmem nesine. İslam'da yok böyle şeyler" diye konuştu."
odatv.com- hurriyet.com.tr- malatyahaber.com