CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Erdoğan’ın ‘Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız’ sözlerini eleştirerek, “Başbakan bu kez de milliyetçilikle ırkçılığı karıştırmıştır. Allahüekber Dağları’nda yatan 90 bin, Çanakkale’de yatan 250 bin Mehmet’in birilerinin başkan ya da first lady olması için değil bir milleti savunmak için can verdiğini de anlaşılan unutmuştur” dedi.
Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle de, Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok’ sözlerine tepki gösterdi. Tarhan, Başbakanın her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunu, hatta milliyetçiliği ayaklar altına aldığını beyan ettiğini ve bu kez de milliyetçilikle ırkçılığı karıştırdığını belirtti. Tarhan, “Allahüekber Dağları’nda yatan 90 bin, Çanakkale’de yatan 250 bin Mehmet’in birilerinin başkan ya da first lady olması için değil bir milleti savunmak için can verdiğini de anlaşılan unutmuştur. Başbakan çok yorgun, yorgunluktan ne söylediğini bilmiyor. Bir süre önce ‘İdam gelsin, dokunulmazlıklar kalksın’ diye öfkeyle haykıran Başbakan, şimdi BDP’yi sübvanse etmeye çalıştığına göre belli ki sık sık fikir değiştirip oradan oraya savruluyor. ABD gezisine pek hevesli olmasına rağmen, Obama’nın aylardır, muhtemelen El Kaide sorunu yüzünden randevu vermemesi de moralini bozmuş, kafasını karıştırmış, kimyasını bozmuş. Öncelikle biraz dinlenip toparlanması, sonra ilmi siyasetin temel kavramlarını, ustalık dönemi falan demeden oturup bir okuması, öğrenmesi gerekmektedir” dedi.
Eğer bu oradan oraya savrulmalar ve yarattığı kavram kargaşalarının yorgunluğun ya da bilgisizliğin sonucu değilse, bunun daha da vahim bir durum olduğunu belirten Tarhan, “Gerçi yıllardır dindarlıkla ‘din istismarcılığını’ da karıştırmış, bu istismarla Başbakan olmuştur. Yine başka başka istismarlardan bu kez de bir ‘başkanlık’ çıkarmak istemektedir. Ama bu kez işi bezirganlıkla yürütmesi biraz zor görünüyor. Bilmesi beklenir ki, ‘Sırat-ı Müstakim’den ayrılmak, karışık ve karanlık yollara sapmak, bu topraklarda hiç ama hiç karşılıksız kalmamıştır” ifadelerini kullandı.