CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti genel merkezinde toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklama yapan Tezcan, Türkiye'nin sıcak bir gündemle karşı karşıya olduğunu belirtti.
"Dün tek adam koalisyonun sözcüsü Devlet Bahçeli, çıktı erken seçim çağrısı yaptı." diyen Tezcan, şöyle konuştu:
"Tek adam koalisyonunun büyük ortağı AK Parti ve onun Genel Başkanı Erdoğan'ın ne dediğini merak ediyorduk. Bugün toplandılar, görüştüler, danıştılar. Koalisyon sözcüsü '26 Ağustos'ta erken seçim istiyorum' demişti. Koalisyonun büyük ortağı ve onun Genel Başkanı Erdoğan çıktı dedi ki '24 Haziran 2018'de seçim yapacağız.' Öyle bir telaş ve şaşkınlıkla vermişler ki kararı o gün üniversite sınavı var. O sınavın tarihine denk getirmişler. Şimdi muhtemelen sınav tarihiyle oynayacaklar. 1,5 milyon evladımızın hazırlandığı sınav tarihi ile oynayacaklar."
"Yarın seçim olacakmış gibi hazırız"
Kendilerinin erken seçim çağrısı ile görüşlerini dün çok net bir şekilde açıkladıklarını bildiren Bülent Tezcan, "Erdoğan ne der, AK Parti ne der, hangi planı yaparlar diye değil, biz dün çok açık bir şekilde çıktık ve söyledik. Hodri meydan. CHP olarak biz seçime hazırız. Yarın seçim olacakmış gibi hazırız." dedi.
Bunu her sorulduğunda dile getirdiklerini anımsatan Tezcan, CHP olarak hiçbir zaman seçimden kaçmadıklarını dün "hodri meydan" dediklerini bugün de aynı şeyi söylediklerini açıkladı.
Tezcan, "Şimdi başka bir şeyi de milletin bilmesinde fayda var. Bu hükümet, yönetme özürlüdür. Bu erken seçim çağrısı yönetememenin ikrarıdır. Türkiye'nin bütün temel meselelerinin sebebi ve sorumlusu tek adam rejimidir." değerlendirmesini yaptı.
"Türkiye'yi yönetemeyen, içeride ve dışarıda bir büyük sıkıntının içerisine sokan, yalnızlaştıran bir tek adam yönetimi var." görüşünü paylaşan Tezcan, AB İlerleme Raporu'nun yayınladığını hatırlattı. Tezcan, şöyle devam etti:
"Şunu bilmekte fayda var. AB İlerleme Raporu, cumhuriyet tarihimizde aleyhimize yayınlanan en sert, en olumsuz rapor. Bu raporda özellikle Türkiye'de son dönemde yaşanan OHAL uygulamaları şiddetli bir şekilde eleştiriliyor ve Türkiye'nin OHAL'e derhal son vermesi gerektiği ifade ediliyor. Hukukun üstünlüğü ve temel hakların yok edildiği ve bu konuda AB'den dev adımlarla uzaklaşıldığına rapor işaret ediyor."
Bu raporun Türkiye'nin Avrupa değerlerinden hızla uzaklaşmasını ifade ettiğini belirten Tezcan, bu tablonun sorumlusunun ise Türkiye'deki "tek adam rejimi ve AK Parti Hükümeti" olduğunu ileri sürdü.
Uygar dünyadan hızla uzaklaşan bir Türkiye tablosuyla karşı karşıya olduklarını ifade eden Tezcan, CHP olarak kendilerinin her zaman AB fasıllarının açılmasından ve müktesebatın buna göre düzenlenmesinden yana olduklarını söyledi.
"AB istedi" diye değil, bu değişiklikleri Türkiye hak ettiği için yapılmasını istediklerini vurgulayan Tezcan, "Bizim insanımız hukukun üstünlüğünün olduğu bir Türkiye'yi hak ediyor, yargı bağımsızlığının olduğu bir ülkeyi hak ediyor, temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğu bir Türkiye'yi hak ediyor." diye konuştu.
"İsmet Paşa'nın adını ağzına alamazsın"
Türkiye'nin İsmet İnönü'nün 1963 yılında attığı imza ile bu noktada önemli bir yola girdiğini anımsatan Tezcan, ondan sonraki süreçte de hükümetlerin kendilerince emek verdiğini anlattı.
Şimdi ise AK Parti Hükümetinin tabloyu başka bir noktaya taşıdığını öne süren Tezcan, "Bu anlayıştaki bir Erdoğan, doğal olarak İsmet İnönü gibi bir vatanseveri, yurtseveri anlayamaz." dedi. Tezcan, şunları söyledi:
"Dünkü grup toplantısında çıkmış, Malatya'da İnönü Üniversitesini söyleyecek, 'Adını anmayacağım.' diyor. İsmet Paşa'nın adını anmayacakmış. Anma. 'Adını anmayacağım.' dediğin İsmet Paşa'nın adını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk nasıl anıyordu, ne diyordu ona İnönü Zaferi'nden sonra, en karanlık günlerimizde, 'Siz İnönü'de sadece düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz.' diye İsmet Paşa'ya telgraf gönderiyordu. Tabii ki Atatürk'ün takdirle andığı birini senin takdirle ya da herhangi bir şekilde anabilmeni beklemiyoruz. Çünkü o kadroların gelecekle ilgili kaygılarından zerrece pay alsaydın Türkiye bugün dış politikada bu noktada olmazdı.
Çünkü geldiğin çizgi buna müsait değil. Sen, geldiğin çizgi, aldığın ders, okuduğun üçüncü sınıf broşürler, fesli delinin yazdığı broşürler. 'Keşke Yunan galip gelseydi.' diyen fesli delinin arkasından gidiyorsun sen. Onun için Mustafa Kemal Atatürk'ün çizgisini anlayamazsın. Sen olsa olsa fesli delinin dilinden anlarsın. O yüzden İsmet Paşa'nın adını ağzına alamazsın, alsan da yakışmaz zaten. O büyük devlet adamı Lozan'da milletin çıkarı için yumruğunu masaya vurdu. Sense askerinin başına çuval geçilirken seyirci kaldın."
Ankara, AA