Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kaza kırım ekibimizin topladığı veriler ışığında ve karakutunun incelenmesi neticesinde 20 canımızı şehit verdiğimiz elim hadisenin neden yaşandığını çok daha net görebileceğiz. Bunları da başta şehit yakınlarımız olmak üzere kamuoyumuzla şeffaf bir şekilde paylaşacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşadığımız her olay Türkiye’nin sınırlarının çok ötesinde bir büyüklüğe, nüfuza ve gönül halesine sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Bunu zafer kutlamalarından dönerken Azerbaycan-Gürcistan sınırına yakın Signagi bölgesinde düşen askeri kargo uçağımız sonrası bir kez daha gördük. Kardeş ülkeler başta olmak üzere dünyanın her tarafından taziye ve dayanışma mesajları aldık" dedi.
Erdoğan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın facianın ilk anından itibaren tüm imkanlarını seferber ettiğini, arama-kurtarma ekiplerinin ulaştırılması, enkazın bulunması, olay mahallinin güvenliğinin sağlanması noktasında tam bir işbirliği içinde olduklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uçağın karakutusuna ve şehitlerimizin naaşlarına kısa sürede ulaştık; cuma günü de ebedi istirahatgahlarına uğurlamak üzere şehitlerimizi ülkemize getirdik. Bakanlarımızın, milletvekillerimizin, sivil ve askeri erkan ile vatandaşlarımızın katılımıyla şehitlerimize son görevimizi yerine getirdik. Bir kez daha aziz hatıralarını daima yaşatacağımız kahraman askerlerimizi kemal-i hürmetle yad ediyor, her birine Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı şekilde Hırvatistan dönüşü düşen Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağında şehit olan pilotumuza da Rabbimden rahmet diliyorum" açıklamasını yaptı.
Bin yıldır olduğu gibi bugün de sınırların içinde ve dışında milletin huzuru, devletin bekası uğruna canları pahasına vazife yapan nice vatan evladı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rabbim hepsini korusun, muhafaza etsin, ayaklarına taş değdirmesin diyorum. Kaza-kırım ekibimizin topladığı veriler ışığında ve karakutunun incelenmesi neticesinde 20 canımızı şehit verdiğimiz elim hadisenin neden yaşandığını çok daha net görebileceğiz. Bunları da başta şehit yakınlarımız olmak üzere kamuoyumuzla şeffaf bir şekilde paylaşacağız. Bu vesileyle telefonla arayarak veya mesaj yollayarak acımızı paylaşan tüm dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum. Peygamberlikten sonraki en yüce makam olan şehadet mertebesine ulaşmak ne kadar ulvi ise, geride kalanlar için de sabretmek o kadar büyük bir derecedir. Şehit yakınlarımızın teslimiyeti, vakarı, sabrı ve metaneti karşısında bu milletin bir ferdi olarak, açık söylüyorum duygulanmamak elde değil. Yüreklerine düşen kor ateşe rağmen metanetlerinden asla taviz vermeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun" ifadelerini kullandı.
"Kabine olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 783 bin kilometrekaresinin tamamına, 86 milyon insanımızın her birine aşkla hizmet ediyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak kabul eden bir anlayışın temsilcileri sıfatıyla durmadan, dinlenmeden çalışıyor, eserlerimize her gün bir yenisini ekliyoruz. Son kabine toplantımızdan bu yana geride bıraktığımız iki haftayı yine dolu dolu geçirdik. 4 Kasım’da ülkemize atanan büyükelçilerin güven mektuplarını kabul ettik. Ertesi gün partimizin grup toplantısını büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik" açıklamasını yaptı.
"Millet Kütüphanemiz, toplam 141 milyon 700 bin kaynakla dünyanın en büyük 3’üncü kütüphanesi haline geldi"
6 Kasım’da düzenlenen "Kütüphane Beş-Sıfır ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı"nın bu alandaki yeni trendlerin görülmesine vesile olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinden çok kıymetli isimleri, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizde ağırlamaktan memnuniyet duyduk. 5 sene önce Ankara’ya kazandırdığımız Millet Kütüphanemiz, toplam 141 milyon 700 bin kaynakla dünyanın en büyük 3’üncü kütüphanesi haline geldi. Sadece geçen sene çoğu genç 2 milyon kişiyi kütüphanemizde misafir ettik. 15 Kasım itibarıyla toplam 8 milyon 650 bin ziyaretçiyi Millet Kütüphanemizde ağırladık. Biliyorsunuz kütüphanemizde okuyan, yazan, araştırma yapan veya sınavlara hazırlanan bu misafirlerimize günde iki öğün çorba ikram ediyoruz. 15 çeşit içecek ve keklerimizi yine ücretsiz olarak misafirlerimize sunuyoruz" dedi.
Bu yıl başından beri 7 milyon 340 bin adet ücretsiz ikramda bulunduklarını kaydeden Erdoğan, "Şurası da oldukça dikkate değerdir: Halk kütüphanelerimizdeki güncel üye sayımız 7,6 milyona, kitap sayımız 25,6 milyona ulaştı. Şu an dağıtımda olan 800 bin yeni kitabımızla bu sayıyı yıl sonunda inşallah 26,4 milyona çıkarmış olacağız. Sadece bu rakamlar bile muhalefetle aramızdaki derin ufuk farkını ortaya koyuyor. Siyasi rakiplerimiz gençleri sarf malzemesi olarak görüp, yolsuzluklarını aklamak için öne sürerken; biz 'gençlerimiz geleceğimizdir' anlayışıyla onların her alanda en iyi şekilde yetişmeleri için cansiperane çalışıyoruz. Kaliteli eğitim almış, bilgi ve hikmetle donanmış; milli, manevi değerlerine sahip çıkan bir gençliğin yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Yeter ki gençlerimiz okusun, araştırsın, kendilerini geliştirsin. İnşallah biz bu şuurla onlara hizmet etmeyi sürdüreceğiz" açıklamasında bulundu.
"Güney Kafkasya’da kalıcı barışın tesisi ve ekonomik kalkınmanın ivme kazanması için üzerimize ne düşüyorsa yapmaktan geri durmayacağız"
Zafer Günü’nü Azerbaycanlılarla kutlamak ve Azadlık Meydanı'nda tertiplenen Zafer Geçidi törenine iştirak etmek üzere 8 Kasım’da Bakü’de olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "44 günlük Vatan Muharebesi’nde Karabağ’ın işgalden kurtuluşu için toprağa düşen şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla andık. 'İki devlet tek millet' düsturuyla inşallah bundan sonra da iyi ve kötü günlerinde tüm imkanlarımızla can Azerbaycan’ın yanında olacağız. Özellikle Güney Kafkasya’da kalıcı barışın tesisi ve ekonomik kalkınmanın ivme kazanması için üzerimize ne düşüyorsa yapmaktan geri durmayacağız. 10 Kasım’da Cumhuriyetimizin banisi ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 87’nci yıl dönümünde bir kez daha saygıyla yad ettik. İktidarlarımız boyunca 'Millete efendilik yoktur; hadimlik vardır' prensibinden hareketle aziz milletimize kimsenin patronluk taslamasına, parmak sallamasına, Anadolu insanını hor, hakir görmesine müsaade etmedik. Bu topraklarda kurduğumuz devletler zincirimizin en son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet muzaffer ve muvaffak kılmak için canla başla çalıştık" dedi.
"Bir dönem toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkeyi, dünyanın en büyük 17’nci, Avrupa’nın en büyük 7’nci ekonomisi haline getirdik"
"Bir dönem toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkeyi, dünyanın en büyük 17’nci, Avrupa’nın en büyük 7’nci ekonomisi haline getirdik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2025 yılı ikinci çeyreğinde kişi başı milli gelir 17 bin dolara yaklaştı. 2002 senesinde yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabiliyorduk. Ekim 2025 itibarıyla yıllıklandırılmış ihracımız 270,2 milyar dolarla rekor kırdı. Savunma sanayiinde bir zamanlar yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan Türkiye, bugün bu alanda dünyanın imrenerek takip ettiği bir seviyeye yükseldi" diye konuştu.
Türkiye’nin İHA ve SİHA üretiminde dünyanın ilk 3 ülkesi arasında bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece ekonomide değil, demokraside de zihniyet dönüşümü gerçekleştirdik. 1940’lardan itibaren siyasete musallat olan faşizan zihniyet yerine milli iradenin gerçek manada egemen olduğu yönetim modelini ülkemize kazandırdık. Tek parti zihniyetinin cumhurla cumhuriyet, devlet ile millet arasına ördüğü duvarları, hayata geçirdiğimiz tarihi nitelikteki reformlarla ortadan kaldırdık" dedi.
"Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, adım adım gerçeğe dönüşüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin emin, ehil, dürüst, çalışkan kadroların riyasetinde her alanda son asrın en başarılı, hizmet ve eser noktasında en üretken yıllarını yaşadığını belirterek, Türkiye Yüzyılı vizyonlarının adım adım gerçeğe dönüştüğünü dile getirdi. Erdoğan, "İnşallah hiç kimsenin, dahili ve harici hiçbir bedhahın, emperyalistlere taşeronluk yapan hiçbir odağın bu kutlu yürüyüşe ket vurmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü'nde ülke genelinde 14 milyon 914 bin fidanın toprakla buluşturulduğunu kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
"Çağrımıza icabet ederek yeşil vatan seferberliğimize katılan 1 milyon 280 bin vatandaşımızın her birine buradan teşekkür ediyorum. Aynı gün partimizin genel merkezinde 'Şehirciliğimizde İnsan ve Mekân' temasıyla toplanan Şehircilik Zirvemizin açılışını yaptık."
"(Kıbrıs'ta) Geçmişte defalarca denenmiş ve netice alınmamış önerilerin tekrar ısıtılmaya çalışılmasını vakit kaybı olarak görüyoruz"
13 Kasım’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına seçilmesini müteakip ilk resmi yurtdışı ziyareti vesilesiyle Tufan Erhürman’ı Ankara’da misafir ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanıyla milli davamız Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve Ada’daki gerçeklere uygun bir çözüme yönelik atılabilecek ortak adımları değerlendirdik. Sayın Erhürman’ın son dönemde Rum kesimine yönelik mesajlarında, Kıbrıs Türkünün egemen eşitliğinden ödün verilmeyeceğini vurgulaması önemlidir. Geçmişte defalarca denenmiş ve netice alınmamış önerilerin tekrar ısıtılmaya çalışılmasını vakit kaybı olarak görüyoruz" dedi.
Kıbrıs meselesinin çözümünün iki devletin bir arada var olmasından geçtiğini bir kez daha vurgulayan Erdoğan, "Kıbrıs Türkünün ilk baştan beri gösterdiği cesaret, irade ve yapıcı tutumu Rum tarafı da gösterirse, Ada’da egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye dayalı kalıcı, adil ve gerçekçi bir çözüm bulunabilir. Değilse, adaletsizlik üzerine hiçbir çözüm bina edilemez. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının 42’nci yıldönümünü bir kere daha tebrik ediyor, Kıbrıs Türkünün esenlik ve güvenliği için şehit olan tüm Mehmetçik ve mücahitlerimizi rahmetle yad ediyorum" dedi.
"Taş üstüne taş koymaktan aciz olanlar, deprem bölgesinde rekor sürede yapılan inşa ve ihya çalışmalarını karalıyor"
14 Kasım’da Atatürk Kültür Merkezi'nde Şule Yüksel Şenler Vakfı ile Doktor Beti Şabaz Merkezinin organize ettiği "Uluslararası İnsan Hakları Konferansı ve Yankılar Sergisinin" açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, "15 Kasım Cumartesi günü ise Adıyaman’daydık. Deprem bölgemizin yaralarını sarmaya süratle devam ediyoruz. Eylül ayında Malatya’da 304 bininci afet konutumuzun kurasını çekmiştik. Adıyaman’da da 350 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim etmenin sevincini yaşadık. Böylece tek seferde toplam 45 bin 342 konut ve iş yerini daha teslim etmiş olduk. Yıl sonunda Adıyaman’ımızda toplam 43 bin 573 konut ve iş yerini daha teslim etmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
11 il için hedefin yıl başından önce 453 bin bağımsız bölümün anahtar teslimini yapmak olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evine kavuşmamış tek bir hak sahibi bırakmayana kadar inşallah gece gündüz çalışacağız. Hal böyleyken gören herkesin takdir ettiği hizmetleri itibarsızlaştırmaya çalışan bir zihniyetin umutsuz çırpınışlarına şahit oluyoruz. Taş üstüne taş koymaktan aciz olanlar, deprem bölgesinde rekor sürede yapılan inşa ve ihya çalışmalarını karalıyor. Bir işin ucundan tutmadıkları gibi bir de 7 gün 24 saat esasına göre şantiyelerde ter döken mühendislerimizin, işçilerimizin emeğine laf ediyorlar. İş yapmayı 'animasyon yapmak' olarak görenlere ne desek boş. Rabbim hiç kimseyi sırf siyasi ve ideolojik taassubu yüzünden yalan söyleyecek, verilen onca emeğe çamur atacak seviyeye düşürmesin diyorum. Allah’ın izniyle biz bunlara aldırmayacak ve sadece işimize bakacağız. Bir kez daha kuralarını çektiğimiz ev ve iş yerlerinin depremzedelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" dedi.
"Emniyet birimlerimiz ve savcılarımız gerekli tahkikatı yapacak, ölümlerin neden kaynaklandığı ortaya çıkacaktır"
Hükümetlerinin en hassas davrandığı konuların başında temiz ve sağlıklı gıdaya erişim ile gıda güvenliğinin geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmaması için ne yapılması gerekiyorsa yapmanın çabası içindeyiz. Denetimler sonucunda taklit-tağşiş yapılan sağlıksız ürünler, artık anlık olarak Tarım Bakanlığımız tarafından yayınlanıyor. İstanbul’da 2’si çocuk 3 gurbetçimizin hayatını kaybetmesini müteakip basın organlarında yaşanan tartışmalara baktığımızda bu konudaki hassasiyetimizin ne kadar yerinde, doğru ve isabetli olduğunu tekrar görmüş olduk. 3 insanımızın hayatını kaybettiği olayla ilgili soruşturma şu an çok boyutlu bir şekilde devam ediyor. Emniyet birimlerimiz ve savcılarımız gerekli tahkikatı yapacak, ölümlerin neden kaynaklandığı ortaya çıkacaktır. Ama burada şöyle ikircikli bir tavra da şahitlik ediyoruz: Geçen sene kimi meşhur markalar dahil ürünlerde tağşiş, taklit, hile, hurda tespit ettiği için ana muhalefetin insafsızca eleştirdiği devlet kurumlarımız, bugün aynı kesimlerce yine hedef tahtasına konuluyor. Oysa biz, tarladan sofraya uzanan o büyük emek yolculuğunun her adımında denetmenlerimiz vasıtasıyla gerekli kontrollerin titizlikle yapılmasını sağlıyoruz. Vatandaşlarımızdan gelen ihbar ve şikayetleri dikkatlice değerlendiriliyoruz. Herhangi bir sorun, sıkıntı veya yönetmeliklere aykırı bir durum tespit ettiğimizde de kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz" diye konuştu.
"2025 yılında ülke genelinde 1 milyon 103 bin gıda kontrolü gerçekleştirildi"
2025 yılında ülke genelinde 1 milyon 103 bin gıda kontrolü gerçekleştirildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kayıt ve onaydan hijyene, izlenebilirlikten muhafaza şartlarına kadar her detay tek tek incelendi. Kurallara uymadığı tespit edilen 25 bin 750 işletmeye toplam 2 milyar 206 milyon lira idari para cezası uygulandı. Bununla da kalmadık. Suç teşkil eden 495 dosyayı cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirdik. Milletimize karşı şeffaflığımızı artırmak için yeni uygulamaları da yakın zamanda devreye aldık. Daha önce belli dönemlerde açıklanan taklit ve tağşiş listesini anlık olarak zaten ilan ediyoruz. Böylece ceza verilen işletmelerin yaptığı sahtekârlığı vatandaşımızın da anında görebilmesini temin ediyoruz" açıklamasını yaptı.
Bir diğer önemli yeniliğin gıda işletmelerindeki karekod uygulaması olduğunu, vatandaşların işletmenin en son ne zaman denetlendiğini, hangi şartlarda incelendiğini, sadece bir karekodu okutarak anında öğrenebildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin sofrasına gelen her lokmanın helal, sağlıklı ve güvenilir olması için yürüttüğümüz çalışmaları hız kesmeden devam ettireceğiz. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatlara, stokçuluk ve haksız ticari eylemlere de göz açtırmıyoruz. 2025 yılı içerisinde 470 bin firma denetlenerek, 2,4 milyar liralık idari para cezası uygulandı. Ayrıca Rekabet Kurumumuz tarafından yapılan çalışmalar kapsamında bu sene içinde 196 firmaya toplamda 11,5 milyar liralık idari para cezası tatbik edildi" diye konuştu.
Gıda güvenliği konusunda en küçük bir ihmale toleransları olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her ne surette olursa olsun daha fazla para kazanmak için insanımızın sağlığını tehlikeye atanlarla mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecektir. Vatandaşımızın güvenli gıdaya ulaşmasını temin ederken, elbette evine ekmek götürmeye çalışan esnafımızın da hakkını, hukuku koruyacağız. İstanbul’daki elim olay henüz aydınlatılmamışken, gıda sektörümüzün tamamını itham eden art niyetli yorumları da doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. İmparatorluk bakiyesi olan Türkiye çok büyük bir devlettir, Türk milleti de büyük hedefleri ve hayalleri olan bir millettir. Bu hedeflere ulaşabilmek için içeride olduğu kadar yurt dışında da çok boyutlu bir politika yürütüyoruz. Aynı tarihi, aynı kaderi ve aynı istikbali paylaştığımız tüm dost ve kardeşlerimizle barış içinde yaşamanın gayretindeyiz. Irak’tan Suriye’ye güney sınırlarımız boyunca barışı, adaleti, istikrarı ve birlikte kalkınmayı, birlikte kazanmayı savunuyoruz. Komşumuz Irak’ta 11 Kasım’da yapılan Irak Temsilciler Meclisi seçimlerinin sorunsuz ve barışçıl bir ortamda gerçekleşmesinden memnuniyet duyduk. Seçimlerin Irak halkı için hayırlara vesile olmasını diliyor, inşallah bundan sonra da Iraklı kardeşlerimizin yanında olacağımızı vurgulamak istiyorum" dedi.
"Gazze’de ülkemizin de katkısıyla sağlanan ateşkesin ihlallere rağmen devam etmesini çok kıymetli buluyoruz"
Suriye’nin uluslararası ilişkilerde yakaladığı ivmeyi memnuniyetle takip etiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu komşu ülkenin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü güçlendireceğine inandığımız 10 Mart mutabakatının uygulanmasıyla ilgili kararlı duruşumuzu koruyoruz. Türkiye, bu meselenin suhuletle çözümü için her türlü katkıyı sunmaya hazırdır. 8 Aralık devriminin birinci yıldönümü yaklaşırken, artık hiç kimse geçmişe takılıp kalmamalı, ortak gelecek vizyonuyla hareket etmenin yollarını aramalıdır. Bölgemize dair yayılmacı emeller güdenlerin telkin, işmar ve kışkırtmalarına prim verilmemelidir. 'El atına binenin tez ineceği' gerçeğini hiç ama hiç kimse unutmamalıdır. Türkiye, daha önce defalarca söylediğim gibi Suriye’deki bütün halkları kardeşi olarak görmekte, herkesin huzurunu, güvenliğini, esenliğini istemektedir. Bu anlayışla önümüzdeki dönemde Suriye’de kalıcı huzur ve istikrarın tesisi için bölgedeki tüm aktörlerle diyalog içinde çalışmaya devam edeceğiz. Gazze’de ülkemizin de katkısıyla sağlanan ateşkesin ihlallere rağmen devam etmesini çok kıymetli buluyoruz. Hamas, Netanyahu hükümetinin tüm provokasyonlarına rağmen attığı imzanın arkasında duruyor ve sorumluluklarını yerine getiriyor. Başta Sayın Trump olmak üzere Amerikan yönetiminin de bu konuda yapıcı bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz. İnsani yardımlar konusunda İsrail’den kaynaklı çeşitli aksaklıklar yaşansa da biz mevcut tüm imkanları kullanarak Gazze’ye yardımlarımızı ulaştırıyoruz" dedi.
Toplam 810 ton insani yardım taşıyan 18’inci İyilik gemisinin cuma günü El Ariş Limanı'na ulaştığını, 47 tır dolusu malzemeyi Refah Sınır Kapısı'na yönlendirdikleri bilgisini paylaşan Erdoğan, "Öte yandan havaların soğuması ve yağışların başlamasıyla birlikte Gazze’deki durum giderek kötüleşiyor. Gazze halkının bir an önce derme çatma çadırlardan kurtarılması gerekiyor. Ülkemizdeki konteynerlerin Gazze’ye sevki, sahada ciddi bir rahatlamaya yol açacaktır. Bununla ilgili temaslarımız da devam etmektedir" değerlendirmesini yaptı.
"Filistin’de işgal devam ettikçe, Filistin kanadıkça, Filistinlilerin toprakları gasbedildikçe hiçbir ülke güvenlik içinde olamaz"
Filistin devleti kurulmadan bölgeye tam olarak huzur, istikrar ve güven ortamının yerleşmesinin mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistin’de işgal devam ettikçe, Filistin kanadıkça, Filistinlilerin toprakları gasbedildikçe, açık söylüyorum bölgedeki hiçbir ülke güvenlik içinde olamaz. 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüme yaklaştığımız ölçüde barış kapısı aralanacak, uzaklaştığımız ölçüde de bu kapı kapanacaktır. Bu gerçeğin hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin bütün çabası, bütün gayreti de bunun içindir. Günü kurtarmayı değil, müreffeh bir geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde daha çok çalışacağız, daha fazla emek harcayacağız ve inşallah bölgede kalıcı barışa giden yolun ardına kadar açılmasını sağlayacağız" diyerek sözlerini tamamladı.
Ankara, iha





