8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, Çarşamba günü Malatya'da belediye otobüsleri kadınları ücretsiz taşıyacak. Bu arada, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Şevket Keskin ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Kadınlar Günü nedeniyle birer açıklama yaptılar.
OTOBÜS BEDAVA..
Malatya Belediyesi MOTAŞ Şirketi'nden alınan bilgiye göre, 8 Mart Çarşamba günü kadınlar, belediye otobüslerine bilet atmadan ücretsiz olarak binebilecek. Bu arada, Malatya Belediyesi geçen sene de 8 Mart tarihinde kadınlara yönelik ücretsiz otobüs hizmeti sunmuştu.
KESKİN'İN AÇIKLAMASI..
ESOB Başkanı Keskin'in mesajı özetle şöyle:
"Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Martın tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırmış ve kadınlara eşit hakların verilmesinin Dünya barışını güçlendireceği kabul edilmişti..
..Türkiyede siyasette te kadınlarımıza destek verilmiyor. Bugün Türkiyedeki demokratik yapıdan daha geri de olan bir çok ülkenin meclisinde kadın siyasetçi sayısı, Türkiyeden daha fazladır. Ülkemizde kadınlarımızın, siyasette, ticarette ve hayatın her alanında daha aktif olabilmeleri için önce psikolojik engeller kaldırılmalıdır.
Kadın esnaf ve sanatkarlarımızın sayısının artması ve ticarette daha aktif olabilmeleri için yeni destek paketi uygulamalarının başlatılmasını talep ediyoruz."
ADD BAŞKANININ MESAJI
ADD Başkanı Tunçdemir'in açıklaması da özetle şöyle:
"8 Mart yiyip içip eğlenilen, yalınız o gün için boş söylemlerde bulunulan yılın bir Kadın Günü ya da Dünya Kadınlar Günü değil, ağır iş koşullarında emeğini satan kadınların birlik ve dayanışma günüdür. Bir başka deyişle, çalışan emekçi kadınların, kendilerini ezerek insanca yaşama haklarını gasp eden vahşi kapitalizme karşı ayağa kalkarak dik duruşların sergiledikleri, savaşmaya başladıkları günlerin yıl dönümüdür.
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, Türkiyede kadınlar kendi hakları konusunda hiç bir dönemde, batılı ülkelerdekine benzer bir mücadele içinde olmamıştır. Buna karşın Cumhuriyet döneminde kadınlara hakları, birçok batı ülkesinden daha önce Atatürk tarafından verilmiştir. Deyim yerindeyse, altın tepsi içinde hazır bir biçimde sunulmuştur.
Hiç kuşkusuz, Türkiyede pek çok kadın Atatürk ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği kadın devriminin farkındadır. Böylece kazanılan hakların kıymetini de çok iyi bilmektedir.
Ancak, bu kazanımların korunması ve daha da ileriye götürülmesi konusunda kadınlarımız yeterince örgütlü değildir.
İşte, din istismarı almış başını gidiyor. Kadın özgürlükleri can evinden tehdit ediliyor. Töre, ahlak ve benzeri gerekçelerle günlük yaşantıda belki de fazlaca önemsenmeyen bireysel özgürlükler ayaklar altına alınıyor. Kadının aile içindeki, özel ve kamu alanlarındaki kazanımları hiçe sayılıyor. Laik ve demokratik rejimimizi de hedef alan bu gayretler, aynı zamanda kadını toplumsal yaşamdan çıkarma amacını taşıyor.
Bu olumsuz gelişme kendiliğinden engellenemez. Karşı mücadele kaçınılmazdır.
Türkiyenin çağdaşlık savını sürdürebilmesi için kadınların hak ve özgürlüklerini kısıtlama ve baskı olmaksızın kullanabilmeleri, kadının toplumsal statülerini güçlendirmeleri temel önceliğimiz olarak algılanmalıdır. Kadınların, ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev alabilmelerine yönelik düzenlemelerin yaşama geçirilmesinin, ülkemizi daha güçlü kılacağı unutulmamalıdır..
.. Kadınlarımız, kaybedeceklerinin tehlikesini artık görebilmeli ve yeni bir kurtarıcı beklemek yerine kendileri harekete geçmelidir. Kadın hakları için verilecek mücadele, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatma mücadelesiyle yakından bağlantılıdır."