SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Karlık’ta Işkın ve Karlı Pekmez Keyfi

Karlık’ta Işkın ve Karlı Pekmez Keyfi
A- A+ PAYLAŞ

Kayalık, çorak ve yüksek dağlarda yetişen, besin değerinin olduğu düşünülerek yenilen ışkın yüksek dağların bir tür otu ama Latince adı Reun ribes olan ışkının, sıradan bir ot değil de, sebze veya meyve niyetine yenildiğini söylersek yanlış olmaz. Işkın, Türkiye’nin birçok yüksek dağında, yaylasında kendiliğinden yetişiyor; haliyle soğuk havayı seviyor.

Bazen kurutulmuş olarak ama çoğunlukla çiğ tüketilen ışkın, Malatya’da da birçok yerde yetişiyor. Bu yerlerden biri ise Malatya-Adıyaman sınırına yakın Porga bölgesi sınırları içerisinde yer alıp, hem dağa hem yaylaya ismini veren Karlık. Karlık’a Çırmıhtı-Gündüzbey-Kozluk üzerinden yaklaşık 50 kilometrelik bir yolu takip ederek ulaşabiliyorsunuz. 1600-2000 metre arası yükseltide konumlanmış Porga’da tarım, hayvancılık ve arıcılık yapılıyor. Malatya’nın önemli peynir ve bal üretim bölgelerinden birisi Porga.  Işkın, insan yerleşiminin olmadığı, yüksek, tarım yapılmayan arazilerde kendine yaşam alanı kurmuş. Geniş, koyu yeşil yaprakları, ince, uzun gövdesi var, kökü toprağın derininde. Gövdesi açık yeşil renge sahip ama sanki üzerine serpilmişçesine yayılan kırmızımsı renk tonlarına da sahip. Işkının yenilen kısmı işte bu gövdesi. 

2023-24 kış mevsimi çok sert geçmediğinden yörede, eskiden olduğu gibi, birkaç metre yüksekliğe erişen, dağları, tepeleri, dere yataklarını örten kara pek tanık olunmadı. Porga’da yaşayan veya sürüleri-arıları için gidip gelen insanlar “nerede o eski karlar, şimdi kar yağdığı mı var?” diye hayıflanıyor. Şüphesiz bu olgu dünya çapında görülen, insanoğlunun sebep olduğu iklim değişikliğinin doğal bir sonucu.

FOTOĞRAF: “Bebek” ışkınlar. Birkaç sene sonra ışkın olacaklar.

Bu nedenle halk dilinde eşgın diye de anılan ışkın geçmiş yıllara göre daha erken tarihte başını toprağın altından çıkarıyor, büyüyor, serpiliyor, yenir hale geliyor. 

Tarıma alınarak yetiştirilmediğinden tamamen organik bir ürün olarak yetişen, hafif ekşi, sulu tada sahip ışkını sadece şahsi tüketim için toplayanlar olduğu gibi çuvallarla “hasat edip” şehirdeki dükkân veya pazarlarda satanlar da var. 

FOTOĞRAF: Dağların eteğinden gelen sular ve havanın ısınması buzu anında eritiyor. Buzun yanında görülen kaya 6 Şubat 2023 depremi sonucu tepelerden aşağı inmiş olmalı zira çevredeki taşların şekli, ebadı ve rengine bakıldığında dere içindeki bir kayanın “oranın malı olmadığı” anlaşılıyor. Suların döküldüğü üst kesimlerde depremin etkisiyle parçalanmış aynı türden, çok sayıda kayanın varlığı, bu devasa kayanın oraya yuvarlanarak geldiğini gösteriyor

Işkını topraktan sökerek veya keserek çıkarmak kolay ancak yetiştiği coğrafya kayalık ve yüksek olduğundan toplayanların zinde olması, yürüme zorluğu çekmemesi gerekiyor. 

Karlık, Porga sadece ışkından ibaret değil… Işkın aramak-toplamak aslında doğayla buluşup hasret gidermek, kucaklaşmak, nefes almak için bir fırsat. 

Kayalık tepelerdeki karın erimesiyle son hızla akmaya başlayan sular, küçük sevimli pınarlar birikerek vadideki derelere karışıyor, oradan Çat Barajına doğru yolculuğuna devam ediyor. Mavi gökyüzünün altında sevincini belli eden bir gürültüyle akarken yolunun üzerindeki karları eriterek kışın son hatıralarını buharlaştırmakta tereddüt etmiyor.

Yürürken yabani kekik kokusu doğanın baskın kokusu olarak size eşlik ediyor. Yine hepsi yabani yarpuz (yöre deyimiyle, narpız. Ayranlı çorbanın vazgeçilmezi), kuzu kulağı, naneler, laleler, çoban yastıkları ve çeşit çeşit otlar ayaklarınıza sarılıyor. 

FOTOĞRAF: Karlık laleleri

Çakal, tilki, dağ keçisi, kurt, çizgili sırtlan, yılan, kartal, şahin, atmaca, keklik başta vahşi hayvanlar dağların hâkimi olarak bölgede yaşamlarını sürdürüyor. Bunların önemli bölümü “hayvanın ahmağı insana yakın durur” düsturuyla hareket ederek kolay kolay insanlara yanaşmıyor, hatta gözükmüyor. 

Son yıllarda, bölgede uzun süredir görülmeyen, ayı da doğanın görkemli sahnesindeki yerini aldı. Saldırganlaştığında çok tehlikeli bir hayvan olan ayıya karşı yörede gezenlerin dikkatli olması gerekiyor.  

Karlı Pekmez Keyfi

Karlık’ta ışkın aramaya çıktıysanız yiyeceğinizi, içeceğinizi yanınızda götüreceksiniz. Haşlanmış yumurta, peynir, zeytin, yanına domates, biber, salatalık gibi hafif bir yemek mi tercih edersiniz, yoksa bir şeyler pişirip karnınızı sağlam doyurmak mı, tercih sizin.

Sudan yana sorun yok zira her taraf pınar kaynıyor. İstediğiniz an elinizle veya yanınızda götürdüğünüz şişeye doldurup buz gibi, lezzetli sulardan içebiliyorsunuz. 

FOTOĞRAF: Tertemiz karın üzerine dökülen pekmezle ortaya çıkan buz gibi lezzet

Karlık gezisini keyifli kılan asıl lezzet ise kara karıştırılarak yenilen pekmez. Pekmezi karıştıracağınız beyaz örtüyü en son yağanlardan seçmenizde yarar var çünkü o daha temiz.

Yanınızda bir kap varsa o kabın içerisine karı alıp koyuyor, üzerine dut pekmezi ekliyorsunuz. Kap yoksa bu işlemi doğrudan karın üzerine pekmezi dökerek yapabiliyorsunuz. Ancak her iki halde önce üst kısmını temizleyip, temiz kar tabakasına ulaşmanız gerekiyor. 

Pekmez karla buluşur buluşmaz neredeyse saniyeler içerisinde kristalimsi bir yapıya, bir tür “pekmez buzuna” dönüşüyor ama sonuçta ortaya harika bir lezzet çıkıyor. Kilometrelerce yürüyüşün ardından yorgunluğun üzerine gelen bu tatlı günün ödülü oluyor. 

Bazı yörelerde karsanbaç denilen yiyeceğin kara karıştırılarak yenen pekmezle alakası yok. Yakın ama aynı şey değil. Karsanbaç, üzerine vişne veya şerbet dökülerek yenilen rendelenmiş buza deniyor. 

Malatya yöresinde eskiden “tohinik” denilen pekmezli bir “tatlı” daha vardı. Bulgur kaynatılıp kurutulduktan sonra değirmene götürülür, değirmen taşında dönmeye başladığında buğdayın üst kabuğundan ayrılan “kepeğimsi” kabuk toplanır, pekmezle birlikte çiğ köfte gibi yoğrularak karıştırılır, öyle yenirdi. 

Yazı ve Fotoğraflar: Bülent KORKMAZ

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • Erol (8 ay önce)
    Geçen pazarda iskin fiati bir deste yapmış beş tanesini 50 TL ye satıyorlardı.
    0
    0
    Yanıtla
  • İlhan Can (8 ay önce)
    Tebrikler. Hayatın içinden betimlemelerle Malatya yöresine ait olan ve unutulmaya yüz tutmuş geleneksel tatlı çeşitlerini de hatırlatan bir yazı. Daha doğrusu hayatın içinden çağlayarak akan bir nehri andıran güzel bir yazı olmuş.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Hüseyin YAPAR (8 ay önce)
    Yetmiş li yaşlara yaklaştık çocukluk ve gençlik anılarımızla bizleri mutlu ettiniz güzel bir Pazar günü yazısı idi emeği geçenlere Malatya Haber.com sitesine teşekkür ederim.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Girmanalı (8 ay önce)
    Son dediğiniz kepeğimsi şeye ''PIT PITI'' diyoruz biz. Küçükken denildiği gibi karıştırıp yemişliğimiz vardır. Güzel bir gezi ve güzel bir gezi olmuş. İnsanın az olduğu yerde huzur çok oluyor. şu da bir gerçek ki ''İnsan, insanla yaşar''. .. Böyle güzel yazılarınızın devamını bekliyoruz.
    %100
    %0
    Yanıtla