SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Kayısıda Hedef 100 Bin Ton İhracat, 500 Milyon Dolar Gelir'

0
Güncellendi - 2020-11-15 09:12:19
'Kayısıda Hedef 100 Bin Ton İhracat, 500 Milyon Dolar Gelir'
A- A+ PAYLAŞ

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında Fırat Kalkınma Ajansı, Malatya Ticaret Borsası ve Lisanslı Depo AŞ tarafından inşa edilen lisanslı kuru kayısı deposu ile Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) kuru kayısıda alım yapması üreticilerin yüzünü güldürdü.

Malatya Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ramazan Özcan, kuru kayısı lisanslı depoculuk ile TMO’nun piyasaya müdahale etme alımları kayısıdaki problem ve sorunları çözüp, sonuca ulaştırdığını ifade ederek, “Son 4-5 yıla baktığımızda yaklaşık 100 bin ihracat gerçekleştirdik ve 250-300 milyon dolarda gelir elde ettik. Biz, lisanslı depoculuğun ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin hayata geçirilmesiyle beraber yeni hedefin 100 bin ton ihracat, 500 milyon dolar gelir olması gerektiğini ifade ettik ve hedefi böyle belirledik. Kısa, orta ve uzun vadede kuru kayısının raftaki değeri olan 4 milyar dolardan mutlaka hak ettiği payı alabileceğine inanıyoruz” dedi.

"Dünyanın kayısı başkenti" olarak nitelendirilen Malatya'da, kuru kayısı lisanslı deposunun hayata geçirilmesi, ardından da TMO’nun 4 numara kuru kayısıyı kilogram başına kükürtlenmiş için 21 liradan, kükürtlenmemiş (gün kurusu) için ise 23 liradan almaya başlaması üreticiler tarafından memnuniyetle karşılandı.

Dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 85'inin gerçekleştirildiği Malatya'da, kayısının ilk defa Toprak Mahsulleri Ofisi’nin müdahale alımları kapsamına alması, kayısıdan elde edilmesi hedeflenen gelirinde kapısını aralamış oldu.

“PİYASAYI REGÜLE ETME HEDEFİNE ULAŞTIK” 

Özcan, 2019 yılında ihalesi gerçekleştirilen 6 bin ton kapasiteli, 30 bin metrekare alan üzerine inşa edilen kuru kayısı lisanslı deposunun iki ay önce hizmete açıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malatya ziyareti kapsamında kuru kayısı lisanslı deposunun açılışını gerçekleştirdiğini anımsatan Özcan, deponun iki aydır ürün kabulüne başladıklarını, üreticilerin ürünlerini depoya teslim edip, gerek Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) satışını gerekse de ürünü emanete bırakıp daha çok bankalardan kredi kullanma sistemine başladıklarını anlattı.

Kuru kayısı lisanslı depoculuğun dünya ve Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen bir proje olduğunu kaydeden Özcan, “Bugün muadili olan bütün ürünler için bu yapmış olduğumuz yatırım bir örnek teşkil ediyor. Şuanda da bu inşa ettiğimiz deponun çalışma ve içerideki raf sistemleri, ürünü saklama koşulları kendi muadili olan ürünlere örnek teşkil ettiği içinde burayı ziyaret edip, yeni yatırımlar yapılmak üzere ciddi anlamda bir yoğunluk var. Tabii kuru kayısıda lisanslı depoculuğun ilk hayata geçirileceği dönemde de birçok soru işareti vardı. Aslında sağlıklı bir şekilde çalıştırılabilmesinin biraz daha zor olduğu bir üründen bahsediyoruz çünkü kayısı belli bir şeker oranında oluşan, olgunlaşan bir ürün. Ama çok şükür bizim arzu ettiğimiz veya düşündüğümüzden çok daha iyi bir çalışma sistemiyle hayata başladı. Herhangi bir problem söz konusu değil. Birinci Organize Sanayi Bölgesi’ne Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile birlikte Fırat Kalkınma Ajansı ile beraber planlayıp, projelendirdiğimiz bir yatırımdı. Tabii sonrasında daha çok yatırımın eksik kalan bütçesiyle ilgili de TMO ve TOBB ortaklığı LİDAŞ Şirketi ile işbirliğine gittik. Şuanda da mevcut depomuzun işletme yönetmeliğini LİDAŞ gerçekleştiriyor. Bir taraftan da Toprak Mahsulleri Ofisi alımıyla da üreticinin beklentisi olan taban fiyatla beraberde piyasayı regüle etme amacına ulaşmış olduk” diye konuştu.

“25 MİLYON DOLAR EK KAYNAK SAĞLANDI” 

Özcan, kayısıda geçen yıl ile bu yılki fiyatların karşılaştırıldığında bu yılki fiyatlardaki artışın asıl tetikleyicisinin hem kuru kayısı lisanslı depoculuğun hayata geçirilmesi hem de Toprak Mahsulleri Ofisi ürüne müdahale alımlarını gerçekleştirmesi olduğunu belirtti.

İlk 3 ayda ihracatta yaklaşık bir dolarlık artışın söz konusu olduğunu ifade eden Özcan, şunları kaydetti: “Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında yaklaşık 25 bin ton ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracatın sonunda ülkemize ve Malatya’ya 25 milyon dolar ek kaynak sağlamış olduk. Hem üretici oluşmuş fiyatlardan şuanda mutlu ve memnun hem de ülke ve Malatya ekonomisine de bu yıl yılsonu itibariyle gerçekleşecek ihracat rakamlarımızda 80 milyon dolar gelir sağlamış olacağız. Kuru kayısı lisanslı depoculuk ile TMO’nun piyasaya müdahale etme alımları kayısıdaki problem ve sorunları çözmüş ve sonuca ulaştırmıştır. Piyasa regüle edilmiştir. Üreticinin üretim maliyetlerinin en az iki katı fiyat oluşmuştur. Bir taraftan da gelecek sezonlar için artık üründe bir kalite, üreticinin kaliteli üretim yapmasına da vesile olacaktır. Bundan sonraki yıllarda mahsulümüz ne kadar bol olursa olsun hem piyasaları regüle edecek olan aktör olarak TMO hem de üreticinin özellikle hasat dönemi olan Ağustos ve Temmuz aylarında oluşan giderlerini karşılayacak banka kredilerinin de faizsiz bir şekilde takdim edilecek.”

“HEDEF 100 BİN TON İHRACAT VE 500 MİLYON DOLAR GELİR” 

Özcan, kuru kayısı lisanslı depo ve diğer bütün lisanslı depolarda sınıflandırıcı laboratuvarların bulunduğunu belirterek, “Ürünün kabul kriterlerinin daha çok tahlil ve tetkikleri yapılıyor. Kuru kayısıda da sınıflandırıcı laboratuvarımız var, burada gıda mühendislerimiz numunesi alınan ürünleri, Ticaret Bakanlığımızın belirlemiş olduğu ürün kabul kriterleriyle eşleştiriyor. Bu eşleştirme esnasında doğabilecek problem ve sıkıntılar, ürünün depoya kabul edilip edilmeyeceğinin kararı ortaya çıkar. Nem ve kükürt ölçümü gibi ürünün içerisindeki güneş yanığı ve çil taneleri gibi bir takım tahliller yapılıyor. Bu tahlillerin toplamda yüzde 20’yi geçmemesi gerekiyor. Nemde de kükürtlü üründe yüzde 18, natürel üründe ise yüzde 17 kuralı belirlenmiştir. Çünkü belirlemiş olduğumuz bu kriterler özellikle depoların işletme giderleri açısından ve bu ürünler elektronik satış sistemiyle satıldığı ve artık fiziki olarak ürün görülmediği için ürünün mutlaka bu kabul kriterlerine uygun olması gerekiyor” dedi.

Son 10 yılda yaklaşık bir milyon ton kuru kayısı ihracatı gerçekleştirildiğini ve 3 milyar dolarında da bir gelir elde edildiğini kaydeden Özcan, “Uzun zamandır üreticinin ve bu ürünün asıl sahibi olan Malatya’nın raftaki değeri 4 milyar dolara ulaşmış bu üründen yeteri kadar gelir elde etmediğini her fırsatta ifade ediyorduk. Son 4-5 yıla baktığımızda yaklaşık 100 bin ihracat gerçekleştirdik ve 250-300 milyon dolarda gelir elde ettik. Biz, lisanslı depoculuğun ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin hayata geçirilmesiyle beraber yeni hedefin 100 bin ton ihracat, 500 milyon dolar gelir olması gerektiğini ifade ettik ve hedefi böyle belirledik. Kısa, orta ve uzun vadede kuru kayısının raftaki değeri olan 4 milyar dolardan mutlaka hak ettiği payı alabileceğine inanıyoruz. Bunun içinde bu gerçekleştirdiğimiz yatırım ve projelerin hedefimizin kapısını araladığını görüyoruz. Bir taraftan kaliteli üretime geçeceğiz, bir taraftan yeni pazarlar arayacağız ama bir taraftan da ihracat değerini en az iki katına çıkaracak gelişmelerle yolumuza devam edeceğiz. Ama kısa ve orta vadede hedef 100 bin ton ihracatı koruyup, 500 milyon dolar gelir elde edecek şekilde yeni hareket alanları açmak” diye konuştu.

“YENİ PAZARLARA İHTİYACIMIZ VAR”

112 ülkeye kuru kayısı ihracatının gerçekleştirildiğine dikkat çeken Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yeni pazarlara ihtiyacımız var, bunu her fırsatta ifade ediyoruz. Çin ile ilgili 2019 çok verimli geçmişti. Bu yıl kovid-19 salgınından dolayı bir yavaşlama söz konusuydu ama son iki aydır Çin’e olan ihracatımız yeniden hareketlendi. Bir taraftan Brezilya pazarı, bir taraftan Çin ve uzak doğu pazarları kuru kayısı için çok önemli ve yeni pazarlar. İnşallah yeni ülkelerle birlikte yeni tüketici kitlelerine ulaşarak hem ihracatta 100 bin tonun üzerine hem de 112 olan ülke sayının üzerine çıkmak istiyoruz. Bunun yanında da 250-300 milyon dolar olan ihracat gelirini de 500 milyon dolara çıkaracak hamleleri yapıyoruz.”

Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız