SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kendi Başarı Öykümüzü Yazmalıyız"

0
Güncellendi - 2018-11-20 04:30:42
A- A+ PAYLAŞ

malatyahaber.com'un kurucularından, TRT Haber Kanalı Moderatörü, Gazeteci Fuat Kozluklu ile Gazeteci- Yazar Bensu Kaya'nın yaptığı, Koray Işık'ın fotoğraflarını çektiği röportaj Yeşilay Derneği'nin aylık olarak çıkardığı 'Yeşilay Dergisi'nin Kasım 2018 sayısında yayınlandı.

Dergide, "Kendi başarı öykümüzü yazmalıyız" başlığıyla yayınlanan röportaj şöyle:

Fuat Kozluklu, hemen her konuda keyifle sohbet edebileceğiniz donanımdaki insanlardan… Bir insan ekrandan ne kadar tanınabilir, hakkında ne dersiniz bilemiyorum, ama onunla biraz konuşunca laf olsun diye değil tüm kalbinizle, “Tanıştığıma memnun oldum.” diyebilirsiniz. Kozluklu ile İstanbul’da Sepetçiler Kasrı’nın muhteşem dekorunda buluştuk.

"Kendi gibi olabilmek”, “olduğu gibi kalabilmek” diye ifadeler vardır ya, Fuat Kozluklu bu ifadelerin tanımını yaparken örnek gösterebileceğimiz bir isim. Kozluklu’yu TRT haber bültenlerinden tanıyoruz. Daha yakından tanımak istediğimizde de egosunu çoktan aşmış, alçakgönüllülüğün lezzetine ulaşmış bir insanla karşılaşıyoruz.

Arabası olmadığı için toplu taşıma araçlarını kullanıyor; herhangi bir arabaya sahip olmanın insanı insan yapmadığını gayet iyi bildiği gibi, trafik – park yeri dertlerinden de uzak yaşıyor. Dün akşam haber bültenini okurken izlediğiniz insanla sabahleyin belediye otobüsünde yan yana yolculuk yapabilir, keyifle sohbet edebilirsiniz. Toplumun her kesiminden insanı sığdırabilecek kadar büyük bir gönlü var. Hayatın işsizlik parasızlık gibi çalımlarına da aşina. Zamanında Esenyurt’ta taksicilik bile yapmış.

En önemlisi de insan olmak başta olmak üzere, hayatın içinde "olduğu ya da olmaya çalıştığı" ne varsa o alanda çok çabalayıp iyiye ulaşmayı düstur edinmiş. Fuat Kozluklu ile Yeşilay’a ev sahipliği yapan Sepetçiler Kasrı’nın tarihi ve muhteşem ortamında buluştuk… Meslekte 35 yılı doldursanız da, Malatya’da muhabirliğe başlayan delikanlının izleri kaybolmamış olsa gerek…

Bunca yılı nasıl özetlersiniz bilmem, ama rica etsek mesleki öykünüzü biraz anlatabilir misiniz?

1982 yılında Malatya’da Görüş Gazetesi’nde ilk hocam, İsmet Yalvaç abimin yanında başladım. 1980’de babamın işi dolayısıyla İstanbul’dan memleketimize dönmüştük. Fatih Lisesi’nde öğrenciydim. O tarihte Malatya’da tek yerel gazete Görüş idi. Kapılarını çaldım, “Gazeteci olmak istiyorum.” dedim. Mesleği öğreten İsmet Yalvaç ağabey, kararlılığımı gördü, destek verdi. Bir yıllık yerel deneyimin ardından ulusal, sonra da uluslararası arenayı tercih ettim. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile partisi ANAP’ı kurduktan sonra ilk röportajı ben yaptım. Hemşehrisi olarak evinden aradım, telefonla yaptığım röportaj ulusal basın tarafından manşetlerde yayımlandı. İstanbul hayalimin gerçekleşmesinde o ve benzeri bir dizi haberimin etkisi oldu. Gazetecilik serüvenimde 35 yılı geride bıraktım. Bunun ilk 8 yılı yazılı medyada muhabir ve foto muhabiri olarak geçti. Tarihe tanıklık mesleği olan gazetecilikte son 27 yıldır da radyo ve televizyon maceram söz konusu. Televizyona kamera asistanı ve ses teknisyeni olarak yabancı bir televizyon haber ajansında adım attım. Savaş kameramanıydım. İki yıl sürdü, sonrasında yazılı medyaya geri döndüm. 1998 yılından itibaren kamera önünde tarihe tanıklığım başladı. 2001’den itibaren de muhabir sunucu olarak ekrandayım.

Bu meslekte en çok neleri başarmak istediniz?

Yaptığım işi iyi yapmak için gayret sarf ediyorum. Hem de çok çabalıyorum. Birçok tarihi olayın tamamına yahut bir parçasına tanıklıklarım oldu. Ben işine çok saygı duyarak çok iyi yapmak gerektiğini düşünen, hisseden ve hayata geçiren biri olmak için çabaladım. Maalesef ülkemiz, işini çalakalem minimum çerçevede yaparak kaçıp gitmeyi düşünenlerin çoğunlukta olduğu bir yer. Bunu hayatınızın her alanında görebilirsiniz; evinize gelen bir işin ustasından da gözlemleyebilirsiniz. Ders verdiğim üniversitelerde bana ayrılan zamanın bitiminde öğrenci kardeşlerime “değmezmiş” dedirtmemeye çalışıyorum. Kısa sürede onların hayat akışını değiştirecek bir şeyler anlatamam tabii ki. Benim böyle bir hazinem ve formülüm yok. Ülkemizin yarınlarına, kendilerinin geleceğine yönelik bir şeyler yapmalarının hayati önemde olduğunu vurgulamaya çabalıyorum. “Kayısı dikin, zeytin dikin”, kendiniz için değil, çocuklarınız için diyorum.

Televizyonda olmanın incelikleri neler?

Televizyonda en önemli şeylerden biri anlatım ve görünümün güven verici olmasıdır. Sunduğunu bilen, içeriğine hâkim sunucu olmak önemlidir. İzleyici, habere vakıf olup olmadığınızı kısa sürede fark eder. Türkçe karşılığı “suflör” olan ve sektörde yerleşmiş adıyla “prompter” cihazları, konuşma yapan kişiye metinleri bir ekran üzerinde göstererek konuşmanın devamlılığını sağlar. Muhabirlikten gelen sunucu olmanın ayrı bir değeri var. Ya da aktardığına her yönüyle hâkim, ülkesinde ve dünyanın diğer bölgelerindeki gelişmeleri takından takip eden bir sunucuysanız, işini çok iyi yapanlar arasındasınızdır. Her daim bir gazeteci, her daim bir muhabir olarak ekrandayım. Muhabir sunucu olarak TRT gibi çok özel bir kurumun çatısı altında mesleğimi yapma imkânı bulmaktan dolayı tarifsiz ölçüde şansa sahibim. Dünyanın dört bir yanında TRT gibi habercisi olan başka bir kurum yok. Yönetim kademesinden editörüne, muhabirinden kameramanına, yönetmeninden ulaştırma servisine, kısacası tüm birimlerin sıra dışı destekleri, dayanışmaları söz konusu.

Başarı deyince aklınıza neler geliyor?

Başarıya tapılan, başarıyla zehirlenmiş bir dünyada yaşıyoruz. Başarı başkalarının hayallerinin gerçekleştirilmesi oldu genelde. Annemizin, babamızın vs. öğrenilmiş ve öğretilmiş gelebilirsiniz, ama kendinize yatırım yapmamışsanız, görmemiş gezmemişseniz, okumamışsanız nafile. Ve tabii ki yabancı dil. Hem de İngilizce dışında bir veya iki dil daha öğrensinler. Hepsinden önemlisi önce insan sonra gazeteci olsunlar. Dünyada barış dilli, nefret söyleminden uzak gazetecilere duyulan ihtiyaç her geçen gün hayati derecede artmıştır. Yakın gelecekte internete ve yeni medya araçlarına hâkim olamayan bu mesleği yapamayacak. Yeni medya aygıtlarıyla ilgili gelişmeleri takip etsinler. Küresel iletişim dili olan İngilizceyi iyi derecede bilmeleri gerekiyor. Ve artık en az iki yabancı dil bilen bir kuşak geliyor. Çok, ama çok okusunlar. Son 100 yılın tarihine hâkim olacak derecede bir kültür şart. Türkiye ile çevresindeki ülkelerin dününe ve bugününe ilişkin birikim çok önemli. Hepsinden önce ülkemizin tarihine, siyasi, kültürel ve sosyal yapısına ilişkin genel bir birikime sahip olsunlar.

Sosyal medyada zaman geçirmiyor musunuz?

Sonsuz mesaj bombardımanı içinde tekrara düşmemek için bol okumaya, sanal hayattan kurtulmaya çabalıyorum. Bir tek fotoğraf paylaşımı yapıyorum Instagram’da. Diğer sosyal medya platformlarında yokum. Genç kardeşlere tavsiyemi şöyle özetleyebilirim; zihninizde oradan buradan beslediğiniz, sizi umutsuzluğa düşüren ezberlenmiş çaresizliklerinizi ve umutsuzluklarını çöpe atın. Beyninizi saran umutsuzlukları atın, kırın gitsin. Hayallerinizin peşinden koşun ve durmayın. Birinin başarısına dair efsane şeyler üretmeyin. Ama deyip arkasında önünde bir şeyler aramayın.

Bu mesleği yapmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Misafiri olduğum bu dünyadaki sorumluluklarımı şerefli ve saygın biçimde yerine getirmeye çabalıyorum. Birinci derecedeki aile üyelerim ile beni gıyabımda da kollayan savunan kalp kardeşlerimin, adım anıldığında başlarını öne eğdirmemektir amacım. Hayatıma girenlere farkındalığımla dokunmayı, verici olmayı, onlar tarafından “güvenli liman” diye gösterilmeyi amaçlamıştım. Benim için bir gazetede “Hissettiğini söyleyecek kadar cüretkâr, yanlış yapmaktan korkmayacak denli cesur biri. Yeter ki yanılgıları onu sağlıklı sonuçlara götürsün” denmişti. Hâlâ da böyle özgüvenli biriyim sanırım. Dijital gazetecilik, geleneksel medyanın önüne geçiyor. Bu gerçeği görmek zorundayız. Ben bilgi açlığı olan birisiyim. Öğrendikçe çok mutlu oluyorum, haz duyuyorum. Mesleğim bir öğrenme makinası. 35 yıldır öğreniyorum. Yanımda sürekli not defteri ve kitap taşırım. Tıp dünyasından da kitaplar okuyorum, hukuk kitabı da. Bilgilendirmek için önce çok okuyup öğrenmek gerekiyor. Hayal edemeyeceğiniz yerlere gelebilirsiniz, ama kendinize yatırım yapmamışsanız, görmemiş gezmemişseniz, okumamışsanız nafile. Ve tabii ki yabancı dil. Hem de İngilizce dışında bir veya iki dil daha öğrensinler. Hepsinden önemlisi önce insan sonra gazeteci olsunlar. Dünyada barış dilli, nefret söyleminden uzak gazetecilere duyulan ihtiyaç her geçen gün hayati derecede artmıştır. Yakın gelecekte internete ve yeni medya araçlarına hâkim olamayan bu mesleği yapamayacak. Yeni medya aygıtlarıyla ilgili gelişmeleri takip etsinler. Küresel iletişim dili olan İngilizceyi iyi derecede bilmeleri gerekiyor. Ve artık en az iki yabancı dil bilen bir kuşak geliyor. Çok, ama çok okusunlar. Son 100 yılın tarihine hâkim olacak derecede bir kültür şart. Türkiye ile çevresindeki ülkelerin dününe ve bugününe ilişkin birikim çok önemli. Hepsinden önce ülkemizin tarihine, siyasi, kültürel ve sosyal yapısına ilişkin genel bir birikime sahip olsunlar.

Sigara, alkol ve uyuşturucu tehlikelerinden korunmanın yolları sizce nereden geçiyor? Özellikle gençleri bu tehlikelerden nasıl koruyabiliriz?

Madde bağımlılığı neredeyse insanlık tarihi kadar eski olup bugüne gelen ve insanlığın sağlığını bozan, tehdit eden, dünyanın en önemli sorunlarından biridir. Seçimler ve yaşam biçimi, kişinin ailesinden başlar. Zamanla da içinde bulunduğu çevreden etkilenir. Madde kullanımı sadece gençlerin bireysel yaşamını olumsuz etkilemekle kalmaz, toplumu da etkiler. Herhangi bir maddeye bağımlı olan, özgürlüğünden vazgeçmiş demektir. Muhabirlik yaptığım yıllarda dünyanın onca ülkesinde gördüm ki, bağımlı kişiler içler acısı halde ve çok dramatik biçimde sürüne sürüne ölüyor. Sigara ve alkol, madde bağımlılığına giden merdivenin ilk basamağıdır. Bunları kullanmak bir bahane olmamalıdır. Madde kullanarak gerçek hayatta çözülebilmiş hiçbir sorun yoktur. Anne babalar, “Benim çocuğum asla yapmaz, içki ve sigara kullanmaz.” demesin. Çocuğunun okulunu, okula giriş çıkış saatlerini, okulla ev arasındaki sürenin ne kadar olduğunu bilip takibini iyi yapsınlar. Çocuklarına her zaman sarılıp sevgilerini göstersinler.

yesilay.org.tr-

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

7 yorum yapılmış

  • Özgur (6 yıl önce)
    MALATA DERKEN GÖZLERİ PARILDIYOR. SELAM VE SEVGİLER USTA GAZETECİMŞZE. RAHMETLİ TURGUT ÖZAİN IN SAHİPLENDIĞI YOL GÖSTERDIĞI GAZETECİMİZE TABİ Kİ SAHİP ÇIKIP DESTEKLEYECEĞİZ..
    0
    0
    Yanıtla
  • Erdinç (6 yıl önce)
    Bu ülkede muhalif olmak yada farklı olmak ötekileştirilmek ve yok edilmektir, bazı yorumculardan cesur ol, liderlere aykırı soru sor, sözleri biraz duygusalca; yanlış bir cümle değil ama demokrasinin olmadığı yerde bunu yaparsanız hayatınızdan, mesleğinizden olursunuz, böyle ülkelerde zordur ekrana çıkmak, onun için gerçekleri soracak bir güç olmasada yanlışa onay vermesin onurlu insanlar yeter, evrensel değerlerde gazetecilik yapma şansı yok kimsenin, kimse kimseyi kandırmasın, kral çıplak deyipte kodesi boylamayan kim var sayın Gökçe?
    0
    0
    Yanıtla
  • Nihat Abacı (6 yıl önce)
    Malatya'da, meslekte okul olarak bilinen yerel Görüş Gazetesi'nde birlikte çalışmanın nasip olmadığı sevgili Fuat Kozluklu'nun bu röportajını özellikle gazetecilik mesleğine gönül vermiş genç öğrencilerin irdeleyerek okumasını tavsiye ederken, sevgili hemşehrimliz Fuat kardeşimize de başarılarının devamı ile sağlıklı günler dileklerimi iletirim. Nihat Abacı
    0
    0
    Yanıtla
  • Mustafa Sülü (6 yıl önce)
    Saygıdeğer Hemşerim Malatyalı sıcaklığıyla ekrana güzellik katıyor,böyle hemşerlerimiz bizlerin gurur kaynağı, 1988 yılında sabah gazetesinde tam sayfa Malatyalı ünlüler diye bir haber yapmıştı.Bende Malatyalım diye not düşmüştü, Selam ve dualarımla
    0
    0
    Yanıtla
  • Harun (6 yıl önce)
    Adamsın adam.zevkle izliyoruz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Bey... (6 yıl önce)
    Malatya’nın Türkiye’ye ve dünyaya açılan ekran yüzü..Malatya’mız için gurur kaynağı..Fakat Fuat Beye bir ricam yada nazicaze bir Önerim olabilir mi ...Televizyonculukta Cem Seymeni çok severim para dedektifi adlı programla ülkemizi o kadar güzel özetliyor ki var olan değerlerimizin kıymetini bilmediğimizi o kadar müthiş tarif ediyor ve gençlere o kadar güzel Mesajlar veriyor ki ben de bir öğretmen olarak öğrencilerime Cem Seymeni takip etmelerini söylüyorum.Aynı duruş ve anlayışın Fuat Bey de de olduğunu gördüğüm için ve gerçekten güzel yorumlayacağı için böyle bir program yapmasını naçizane tavsiye ediyorum.İnşallah mesajımı okursunuz ve vatanımıza milletimize ve Malatyamıza güzel bir program izletirsiniz Selam ve saygılar ..
    0
    0
    Yanıtla
  • Dr.Gökhan Gökçe (6 yıl önce)
    Değerli, iyi yetişmiş, donanımlı, üretken bir Malatya’lı. Çok güzel bir öğüt “ Gençler kendinizi değer yaratacak şekilde donatın, hasbelkader biryerlere gelmiş veya getirilmiş olabilirsiniz ama yeterince okumamışsanız, gezip görüp geçirmemişseniz, iç donanımınız yoksa kendi gerçek başarı hikayenizi yazamazsınız.” Ama sayın Kozluklu’ya bir ricam var konuk olarak aldığı devlet büyüklerine de aykırı sorular sorma cesaretini de gösterirse kendisine olan saygım bir kat daha artacak. Malum dünyada artık aykırı soru soran gazetecileri beyaz saraydan bile kovuyorlar... Ne zaman liderler aykırı sorular soranların da karşısına çıkabilirse bilin ki gerçek demokrasi dünyada çiçek açmış....
    0
    0
    Yanıtla