İnönü Üniversitesi'nde “12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” konulu panel düzenlendi.
Hoca Ahmet Yesevi konferans salonunda yapılan paneli, Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Malatya Baro Başkanı Av. Eyüp Kutlubay, İl Müftüsü Hacı Yusuf Gül, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Kavuk, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci dinledi.
Oturum Başkanlığını İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Kavruk’un yaptığı panele, konuşmacı olarak Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Andı ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Akay katıldı.
Hemen her gün dinlediğimiz, sevgiyle içimize gömdüğümüz İstiklal Marşı ve adeta İstiklal Marşını yazmak için dünyaya gelen ve yaşayan Mehmet Akif Ersoy’dan kısaca bahsederek oturumu başlatan Prof. Dr. Hasan Kavruk’tan sonra ilk konuşmayı Prof. Dr. Fatih Andı yaptı.
“Akif’in Bugünü Ve Geleceğe Dönük Yüzü” konusunda konuşan Prof. Dr. Fatih Andı şunları söyledi: “Mehmet Akif hepimizin içinde tanıdık bir yüzdür ve İstiklal Marşı dinlediğimizde hepimizin içerisinde dolgunluk hissi oluşturur. Ancak dolgunluk hissi farkındalığa, bu toplantılar ise onu anlamaya dönüşmelidir. Kalabalığı anlamlı bir topluluk haline getiren değerler vardır, ortak kabullerin adı toplumsal değerlerdir. Toplumsal değerler zorlamayla, bir takım güçleri arkanıza alarak olunmaz, kendiliğinden olan değerlerdir. Akif de toplumsal değer olan bir şahsiyettir. Bu duruma neden olan özelliklerinin birincisi çok yönlü bir şahsiyet olmasıdır. İstiklal Marşı yazarı olması birçok özelliğinden biridir, sadece bu yönüyle görülemez, adeta renkleri birleştiren bir renk prizmasıdır. Asıl alanı fen, bilimidir. Ancak Akif edebiyatçıdır, basın mensubu, gazetecidir. Cemaate hitap edecek kadar din bilginidir. Akif aynı zamanda Farsça, Arapça gibi birçok dili bilen dil bilginidir. Eğiticidir, öğretmendir, bir edebiyat profesörüdür. Akif bir sanatkârdır, sadece şiire hapsolmamış bir musikişinastır. Aynı zamanda bir sportmendir. Akif bir siyasetçidir, Milli Mücadele yıllarında öne çıkan kimliği ile büyük bir vatanseverdir .”
Milli Mücadele yıllarındaki Mehmet Akif Ersoy’un yaşadıklarından örnekler veren ve Akif’in dili geleceğe dönüktür, İstiklal Marşı geleceğin projesidir diyerek konuşmasına devam eden Prof. Dr. Andı, “Mehmet Akif’in ikinci özelliği, sadece sözde kalmayan aynı zamanda eylem adamı olmasıdır. Yeni bir insan inşa etmek için uğraşır. Sokağın günlük hayatını yaşayan umutsuz insanlardan Bedir Aslanı yaratmak ister. Mazlumun ve mağdurun şairidir. Akif hiçbir zaman zengin olmamıştır, kendisi de bir mazlum olduğu için bu millet sevmiştir ” dedi.
Mehmet Akif yazdıklarıyla kendi yazgısını belirlemiştir, hiçbir şey olmasa da İstiklal Marşı onun ebedi olmasına yeter diyerek sözlerine başlayan panelin ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Hasan Akay, “ İstiklal Marşı’nın Kavram Atmosferi” konusunu ele aldı.
Prof. Dr. Hasan Akay, “Akif, birçok değere sahip ancak hepsinden önemlisi bu milletin değerlerine sahip bir değerdir. Akif, yaptığı, yazdığı ve söylediğiyle bir fark adamıdır, her haliyle birinci sınıftır. Akif, bir kavram şairidir. Kendi milletinin kavramlarını fark eden, kavramları anlamlarına kavuşturarak ve bunları şiir haline getirerek milletine hediye eden, ikincisi olmayan bir şairdir. Bir kültürün ve medeniyetin şairidir. Çağdaşları akıl şairi iken Akif, akıl, kalp ve ruha hitap eden kavramlarla İstiklal Marşını yazmıştır. Akif’in bütün kavramlarının üzerinde İstiklal kavramı vardır” dedi.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.