SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kent Kültürünü Korumak Zorundayız"

A- A+ PAYLAŞ

6 Şubat depremlerinin ardından Malatya’da göçün kent dokusu üzerindeki etkilerini farklı boyutlarıyla ele alan çalıştaylar dizisinin beşincisi, “Deprem Nedenli Göçün Kent Kimliği Üzerine Etkileri” başlığıyla gerçekleştirildi. Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi, Malatya Kent Konseyi, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen program, Malatya Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Konferans Salonu’nda yoğun katılımla yapıldı.

Çalıştaya, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Dr. Hasan Batar, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, akademisyenler, STK temsilcileri, muhtarlar ve Kent Konseyi gönüllüleri katıldı.

Panelde Kent Kimliği Çok Yönlü Ele Alındı

Panelde;

  • Prof. Dr. Murat Sezik – Kent Kimliğini İnşa Eden Unsurlar,
  • Dr. Öğr. Üyesi Abuzer Yeşil – Kent Kültürüne Yabancılaşmada Göçün Etkileri,
  • Prof. Dr. Bülent Yılmaz – Kent Peyzajının Kent Kimliği ve Kültürüne Etkileri,
  • Gökçek Boyraz – Kent Kimliği ve Kültürel Miras İlişkisi
    başlıklı sunumlarıyla göç ve kent kimliği arasındaki etkileşim farklı açılardan tartışıldı.

 “Kent Kültürünü Korumak Zorundayız”

Programda konuşan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, göçün kent kültürü üzerinde derin izler bıraktığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Tarihi yapılara ve kültürel değerlere karşı bilinçsiz yaklaşım, kent kimliğini zedelemekte ve kültürümüzün yok olmasına yol açmaktadır. Çocukluk yıllarından itibaren okullarda kent kültürü ve bilincini aşılamak zorundayız. Kültürünü koruyamayan şehirler kimliksizleşir, aidiyet duygusunu kaybeder.”

Er, bu doğrultuda Malatya Büyükşehir Belediyesi olarak kentin tarihine, kültürel dokusuna ve mimarisine sahip çıkacak projeler geliştirdiklerini belirterek, sivil toplum, eğitim kurumları ve tüm vatandaşlarla iş birliği içinde kent kültürünü yaşatmaya devam edeceklerini ifade etti.

Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Dr. Hasan Batar, çalıştayların amacının şehrin yeniden inşasında kültürel dokuyu güçlendirmek olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu:

“Depremin yıkıcı etkilerinin yanında bu süreci fırsata dönüştürmek gibi bir sorumluluğumuz var. Kent kimliği, insan, mekân ve medeniyetin bileşkesidir. Küreselleşme çağında sıradanlaşan dünyada kendimize özgü kent kültürümüzü korumak ve yarınlara aktarmak zorundayız.”

Akademisyenlerden Çarpıcı Tespitler

  • Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, göçün bireysel ve toplumsal kimlikte dönüşüme yol açtığını belirterek, sonuç raporunun dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
  • Prof. Dr. Selahattin Bakan, küreselleşme, savaş, iklim değişikliği ve depremlerin göçleri hızlandırdığına dikkat çekti.
  • Prof. Dr. Murat Sezik, kent kimliğini inşa eden unsurlar arasında efsaneler ve toplumsal hafızanın önemine değindi.
  • Dr. Abuzer Yeşil, deprem sonrası nitelikli iş gücünün göçüyle kentin entelektüel sermayesinin zayıfladığını kaydetti.
  • Prof. Dr. Bülent Yılmaz, hızla büyüyen kentlerde fiziksel planlamanın önemine dikkat çekti.
  • Gökçek Boyraz, depremde zarar gören tarihi yapıların korunmaması halinde Malatya’nın kimlik kaybı yaşayacağı uyarısında bulundu.

Ortak Masalarda Derinlemesine Tartışmalar

Programın ikinci oturumunda oluşturulan çalıştay masalarında, “Kent Kimliğini İnşa Eden Unsurlar, Kent Kültürüne Yabancılaşmada Göçün Etkisi, Kent Peyzajının Etkileri ve Kültürel Miras” konuları katılımcılarla birlikte detaylı şekilde değerlendirildi.

Malatya Kent Konseyi tarafından yapılan açıklamada, çalıştayda dile getirilen görüş ve önerilerin rapor haline getirilerek önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi.

Bülten

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

7 yorum yapılmış

  • malatyalı (4 hafta önce)
    güldürmeyin insanları,kent kültürü kent konseyi ,adları sadece var.şimdiye kadar ne yapmışlar bir tek örnek versinler.malatya dümdüz oldu yeniden yapılıyor hangi önerileri olmuş da kabul edilmiş.malatya siyasal islam sayesinde kültürel olarak çökmüştür.gıyabi cenaze namazları,ortadoğu nun çıkar amaçlı iktidarları adına düzenlenen konferanslar ,gösteriler ile benliğini kaybeden bir şehir olmuştur.iktidar malatya yı kullanıp posasını çıkarıp bir köşeye atmıştır.malatya ancak eğitimli ,aydın çağdaş insanlar tarafından layık olduğu yere gelebilir.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • bek (4 hafta önce)
    Kentte 20 yol önceki okulların bile adı değişti ne kültürü.Eskiye dair ne varsa büyük bir hırsla yokediliyor.Bu en Çok Malatya da oluyor neden acaba.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Metin (4 hafta önce)
    Kent kültürünü depremden önce sümer parkı Abdullah Gül parkı yaparak sümer ilkogretim okulunu Diniye Çalık okulu yaparak depremden sonra Çarşı merkezi yapılırken kültür dikkate alınmadan yapılan çalışmalar bitirdi
    %80
    %20
    Yanıtla
  • Mehmet (4 hafta önce)
    Kent kültürünü korumak isteseydiniz bütün inşaatları yüksek katlı betonarme yapmak yerine hiç olmazsa beş konaklar caddesini ikişer katlı cumbalı tarihi malatya evleriyle devam ettirebilirdiniz. Kent kültürünü korumak isteseydiniz Gündüzbey Konak Yeşilyurtta yıkılan kerpiç evlerin yerine tarihi evlerle rezerv çalışması yapardınız. Ama tam tersine bahçeler prefabrik evlerle çarpışık düzensiz hale geldi. Kentin yörelerin hafızası silindi maalesef
    %100
    %0
    Yanıtla
  • abidin dino (4 hafta önce)
    toplantıda alınan kararları veya hocaların söylediklerini herhangi bir kahveye gidin okey oynayan vatandaş da söylüyor. sayın akademisyenler ne söylediler farklı olarak. hiçbirşey; tarihi yapıları korumalıyız, nitelikli iş güçü göç etti, fiziksel planlama önemli..... yazık bunları vatandaş herhangi bir kahve sohbetinde bile söylüyor. bunun için mi çalıştay yapıldı. efsanaleri hiç konuşmadık. o ilginçti !!!
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Mlt (4 hafta önce)
    Malatya'nın depremden öncede kültürü yozlaşmıştı. Depremden sonra yozlaşma daha çok arttı. Bunu sadece bir avuç insanı bir araya getirerek çözemezsiniz. Halkı da dahi etmeniz gerekir ki halkın isteklerine cevap verebilesiniz. Kent konseyi hep bir rapor yapıyor ama şehri estetikliğinde etkin olamadı. Hep bir yerden alıp konuşuyorlar. Her tarafı betonlaştırdınız, su kaynaklarını yok ettiniz, Orduzu Pınarbaşı gibi bir yeri düğün salonlarıyla pavyona çevirdiniz. Doğal yapıları yok ettiniz. Ondan sonra tarihi eserlerden dem vuruyorsunuz. Şehri yaparken bedesten tarzı binalar yapsaydınız hem tarihi bir doku oluşurdu hem de daha estetik bir görünüme sahip olurdu. Yaptıklarınızı siz kendiniz de beğenmiyorsunuz. Ama bu kadar.....basıyor.
    %90
    %10
    Yanıtla
  • malatyalı (4 hafta önce)
    Kent kültürünü korumak: vilayet parkının etrafına duvar örüp vilayet bahçesi yapmak mı?
    %100
    %0
    Yanıtla
Reklam