Mustafa Bahadır ALTAŞ
SM. Mali Müşavir
mba444@mynet.com
YEL DEĞİRMENLERİ
Şair Behçet Necatigil, Yel Değirmenleri (1942) adlı şiir kitabının önsözünde
“Hülyalarıyla yaşardı,
Bir Behçet Necati vardı.
Gece yarılarında, sokakta
Kâğıda bir şeyler yazardı.
Şairliğinden yadigâr
Bu YELDEĞİRMENLERİ kaldı” dizeleriyle anlatır kendini.
2009 Yılında AKP’den Malatya Belediye Başkanlığı’na seçilen Ahmet Çakır’dan Malatya’ya yadigar Kernek yel değirmenleri kalacak gibi.
Yel değirmeni, çok eskiden rüzgâr gücünden faydalanarak; buğday öğütmek ve su pompalamak gibi işlere enerji üretmek için kullanılmıştır.
Ülkemizde yel değirmeni pek olmadığı için bizler yel değirmenlerini daha çok 1600’lü yıllarda kaleme alınan; ismini yel değirmenleri ile savaşan İspanyol şövalyesi Don Kişot’tan alan romandan hatırlarız. Eser günümüzde bile halen Batı Edebiyatı içinde kayda değer kurgu romanlardan biridir.
Bir tarafta türkülere şarkılara konu Malatya ile özdeşleşmiş Kernek, diğer tarafta Hollanda’nın simgelerinden birisi olan yel değirmenleri.
Kernek ile yel değirmenleri, tarihsel ve kültürel hiçbir bağı olmayan bu iki obje anlamsız ve anlaşılmaz bir şekilde, dayatma ile bir arada olmaya zorlanıyor.
1989-1999 yılları arasında Malatya Belediye Başkanlığı yapan, daha sonra AKP Milletvekili seçilen, geçtiğimiz şimdilerde Saadet Partisi’nden Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak yeniden aktif siyasete dönen Ahmet Münir Erkal, yapılanları görünce şaşkınlıklık geçirdi ve geçmişte mensup olduğu AKP’li Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın Kernek projesi için “Burada Kernek’in ruhu yok, Kernek’in heyecanı yok. Burada Malatyalıların gönlündeki heyecan duygu yok” dedi.
Mekanların ruhu olur mu ?
Mekânlar her şeyden önce o yere ait tarihi ve kültürel dokuyu yaşaması ve yaşatması ile işlevsel bir değer kazanır. Günümüzde modernleşme adına mekanlara yapılan en büyük kötülük, tarihsel bağın koparılmasıyla birlikte yaşanmışlıkların izi silinerek, mekanın ruhundan soyutlanarak yapılmaktadır. Malatya Kernek’te olduğu gibi
Zaman su gibi akıp gidiyor Kernek üç yıldır akmıyor.
Geride bıraktığımız yıllar ise Malatya’yı Malatya yapan değerler, bir bir elimizin altından akıp gitmesine sahne oldu. Oysa yaşatmak için yaşanmışlık gerekir, hayatının hiçbir dönemimde Malatya için heyecan duymayan kartpostallara resim, türkülere konu olan Kanalboyu’nda gençliğini yaşamayan, Kernek’te hıdrellez kutlamayan, Tecde’nin, Çilesiz’in Beydağı’nın havasını solumayan, Aspuzu’dan, Orduzu’ya, Çarmuzu’dan, Barguzu’ya, Banazı’dan Çırmıktı’ya uzanan gönül köprüsünden geçmeyenler bu duyguyu hissedemez, bedenlerinde bu ruhu yaşatamazlar.
Geçmişten gelen Malatya’ya ait ne var ise, sanki Malatya’dan intikam alırcasına bir bir yok edilirken yerlerine rant uğruna Malatya ile dokusu uyuşmayan yapılar inşa edilmekte, Malatya’nın geçmişle olan tarihsel bağı koparılarak Malatyalılık duygusu silinmektedir.
Malatya’da olduğu gibi, AKP’li başkanlar tarafından yönetilen şehirlerin genelinde liberal - kapitalist sistemin gereği rantsal bir tutum ve davranış içinde tarihten gelen bir geleneğin kucakladığı bütün tarihleri yok etmeye çalışmalarını anlamak mümkün değil.
Malatya’nın kaderi midir, bilinmez, AKP’li belediye başkanlarının Malatya’nın bir tarihi ve kültürü olduğunu bildiklerine inanmak mümkün değil; çünkü bunlar ne hikmetse Kernek'in Malatya için bir “ruhu”, bir “tarihi” olduğuna inanmıyorlar. (Dün eski belediye binasının yıkılışı alkışlayanların şimdi ne kadar yanlış yaptıklarını itiraf ettikleri gibi)
Peki neden?
Bu sorunun cevabını her Malatyalı kendisine sormalı ve bunun adını koymalı.
İki yıl önce bu projenin temeli atılmadan kaleme aldığım yazımda dediğim gibi Kernek Çocuğu (Kernek’te yetişmiş gencin Kernek’li olmakla gurur duyduğunun ifade biçimidir. Has Malatyalıdır, Kernek'in suyu gibi saf temiz ve serttirler) olmayanların çizdiği bu ucube proje yerine, Kernek yamaçlarında başlatılan kentsel dönüşüm projesi ile bir bütünlük oluşturacak mevcut yere Kernek parkı şelale bölümü de katılarak bundan kırk yıl önce Malatya’yı tanıtan kartpostallarda yer alan hali ile aslına uygun bir peyzaj düzenlemesi yapılamaz mıydı ?
Ne yazık ki şimdi, seçim öncesinde Beydağı sırtlarından Kernek’e doğru kentsel dönüşüm adı altında, rantsal dönüşüme geçilen çirkin beton yığınlarının gölgesinde devam eden Kernek yel değirmeni projesi için, Belediye Başkanı Ahmet Çakır açıklama yapıyor. O bile bunun farkında değil, söylediklerine bir tek kendi inanıyor, çünkü sözlerinde Kernek duygusu ve ruhu yok.
Çünkü o projeyi çizen de, o da hiçbir zaman Kernekli olamadılar. Kernek'i, Kernek'te çimmeyi, Kernek'in kıyısında demli çay içmeyi ve Kernek'in ana temasının "su olduğunu" anlayacak bir hayatı yaşamadılar. Belki türküden duydular, sonra da gördüler!. Keza Kanalboyu'nu da öyle.
Sayılı günlerin ömrü az olur, yıllar çabuk gelir geçer. Belki o gün biz olmayacağız, ama gerçek olan bir şey var ki Malatya ve Kernek hep var olacak.
Halk için halka rağmen rant için,
Yeter ki dönenler yalnızca yel değirmenleri olsun.