Saadet Partisi GİK Üyesi ve Eski Genel Başkanı Recai Kutan, 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde partisinin Malatyada büyük başarı gösterdiğini, ancak AKPnin iktidar partisi olmanın avantajlarını kullanarak Malatya Belediye Başkanlığı seçimini kazandığını söyledi.
Bir dizi temasta bulunmak üzere geçtiğimiz hafta sonu Malatyaya gelen Recai Kutan, TV Malatyada Niyazi Doğanın hazırlayıp sunduğu Aklın Yolu programına katılarak Malatya ve Türkiye gündemine ilişkin soruları cevapladı.
Recai Kutan, SP genel başkanlığı görevini 26 Ekim 2008 tarihinde yapılan SP 3. Büyük Olağan Kongresinde Prof. Dr. Numan Kurtulmuşa bıraktıktan sonra parti çalışmalarına ara vermeden devam ettiğini belirterek, partisinin 29 Mart 2009 yerel yönetimler seçiminde oyunu % 2,1den % 5in üzerine çıkarmasının, gelecekte iktidarın en güçlü alternatifi olduğunu gösterdiğini söyledi.
Malatyada ise, Türkiye genelindeki oy oranının çok üzerinde oy alarak büyük başarı elde ettiklerini ifade eden Recai Kutan, Malatyada çok değerli bir adayımız vardı. Mehmet Yaşar Çerçi kardeşimiz Malatyada çok sevilen, takdir gören, tecrübeli ve çok birikimli bir insan. Çerçi kardeşimizin partimizden aday olması Malatyada büyük heyecan yarattı. Seçim kampanyası sürecinde Malatya halkı Saadet Partisi ve adayımız Mehmet Yaşar Çerçiye büyük teveccüh gösterdi. Sokakta, meydanda kime sorsak Çerçi diyordu. Buna karşılık AK Parti adayının kazanacağına ihtimal veren yoktu. Ama son bir hafta içinde rüzgar değişti, AK Parti iktidar olmanın da avantajlarını kullanarak seçimi kazandı. Bir defa bizim ekonomik imkânlarımız çok sınırlıydı, ama AK Parti çok büyük paralar harcadı. Ama şunu da vurgulamalıyım, biz Saadet Partisi olarak Malatyada belediye başkanlığını kazanamamış olsak bile çok büyük oy aldık ve bu manada büyük başarı sağladık şeklinde konuştu.
Seçim sonrasında Malatyadaki seçim sonuçlarını analiz eden bir çalışma yaptınız mı, çok güçlü bir adayınız olmasına karşın neden kazanılamadığı sorusuna cevap aradınız mı? şeklindeki soruya Recai Kutan, Elbette, seçim sonuçlarını masaya yatırdık, değerlendirmeler, analizler yaptık. Bazen bazı seçim sonuçlarını izah etmek zor olabiliyor. Seçim kampanyası sürecindeki hava ile seçim sonucu arasındaki çelişkiyi de izah etmek zor Malatya açısından. Daha önce de vurguladım, AK Partinin iktidarın gücünü kullanması, son bir haftada dengelerin değişmesi bu sonucu ortaya çıkardı. Tabii biz kadere, kısmete, nasibe inanan bir kültürün insanlarıyız. O gün Ahmet Çakır kardeşimiz kazandı, inşallah Malatya için hayırlı hizmetlerde bulunur dedi.
Malatyadaki temasları kapsamında Vali Ulvi Sarandan sonra Belediye Başkanı Ahmet Çakırı da ziyaret ederek kutladığını ve başarı dilediğini söyleyen Recai Kutan, Bakın bu ziyaret ile ilgili çok önemli bir ayrıntıya da dikkat çekmek istiyorum. Sayın Ahmet Çakırı 29 Mart seçimlerindeki adayımız, değerli kardeşim Mehmet Yaşar Çerçi ile birlikte ziyaret ettik. Beraberce başarı diledik ve Malatya ile ilgili güzel, verimli bir görüş alışverişinde bulunduk. Türk siyaset kültüründe rakiplerin, karşı siyasi kulvarda yer alanların birbiri ile görüşmesine, fikir alışverişine pek rastlanmaz. Halbuki siyasetin kalitesinin yükseltilmesi için, toplumun siyasete güven ve saygı duyması için bu tür ilişkilerin geliştirilmesi gerekir. Bu manada belediye başkanımızla yaptığım görüşmeye değerli kardeşim Mehmet Yaşar Çerçinin de katılmasının önemine vurgu yapmak istiyorum diye konuştu.
Malatyanın başta sağlıksız şehirleşme, göç ve trafik gibi önemli sorunlarının bulunduğunu ifade eden Kutan, Şehircilerin Karnıyarık Tipi Şehirleşme şeklinde kullandıkları bir tanımlama var. Nedir karnıyarık tipi şehirleşme? Ortada bir çizgi, şehir alt ve üst diye ikiye bölünmüştür. Yani çok merkezli değildir, statik, tekdüze bir gelişim çizgisi vardır. Anadolu şehirlerinin büyük bölümü de böyledir. Malatya da böyle maalesef. İşte bu tip şehirleşmeyi artık aşmak zorundayız. Şehri açmak, yeni çevre yolları oluşturmak, çevre yollarından sonra da dikine bağlantılar için kuzey-güney yönünden yeni bağlantı yolları yapmak zorundayız dedi.
Belediye Başkanı Sayın Çakırı ziyaretinizde nasıl bir gözlem yaptınız, başkanın hizmet anlayışı, vizyonu konusunda kafanızda oluşan bir tasavvur var mı? şeklindeki bir soruya Recai Kutan, Tabii Ahmet Çakır bey kardeşim genç bir insan. İyi niyetli, hizmet etmek istiyor, bize bazı çalışmalarından ve projelerinden bahsetti. Çok yakından tanımadığım için net bir şey söylemem mümkün değil. İnşallah Malatya halkının beklentilerini boşa çıkarmaz ve güzel hizmetler yapar. SP olarak hangi parti olursa olsun Malatyaya yapılacak her güzel hizmete teşekkür ederiz. Tabi yanlış işlerin de karşısında olur, yanlış yapılmasına engel olmaya çalışırız. Burada bizim asıl kriterimiz Malatyanın menfaatlerinin korunması ve şehre güzel hizmetlerin yapılmasıdır sözleri ile cevap verdi.
28 ŞUBATTA ÇİLLERE GÜVENSEYDİK GENERALLERİ EMEKLİ EDERDİK
SP GİK Üyesi Recai Kutan programda Türkiye gündemine ilişkin sorulara cevap verirken, Türkiyede darbe dönemlerinin kesin bir biçimde kapanması, sağlıklı ve yüksek standartları olan bir demokratik hayatın tesisi için Ergenekon soruşturmasına tam destek verdiklerini söyledi. Necmettin Erbakanın başbakan olduğu 54. Cumhuriyet Hükümetinin (Refahyol) yıkılmasının da Ergenekon Örgütünün bir çalışması olduğunu ifade eden Kutan, Hükümet ortağımız DYP ve lideri Tansu Çiller sağlam dursaydı 28 Şubat sürecinde o generalleri emekli ederdik. Ama Tansu Çiller ve MGK toplantısında katılan DYPli bakanlar hükümetin değil, askerin safındaydı. O yüzden bir şey yapamadık. Yani şunu söyleyeyim, 28 Şubat sürecinde bugünkü konjonktur olsaydı o generalleri emekli ederdik dedi. Siz hükümetin büyük ortağı olarak o süreçte generallerin emekli edilmesini parti toplantılarında gündeminize aldınız mı? şeklindeki soruya, Kutan, Hayır, çünkü tek başına bir şey yapamazdık, ortağımız Çillere de güvenmiyorduk diye cevapladı.
DEMOKRATİK AÇILIMI İLKESEL OLARAK DESTEKLİYORUZ
Hükümetin terör sorununu bitirmek için başlattığını açıkladığı demokratik açılımı ilkesel olarak desteklediklerini söyleyen Recai Kutan, bu açılımın Güneydoğu ve Doğu bölgelerindeki sorunlara tek yönlü değil, kapsayıcı, bütünleyici çözümler getirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Hükümetin, demokratik açılımdan neyi kastettiğine dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapmadığını söyleyen Kutan, SP olarak ta MSP döneminden bugüne kadar Güneydoğudaki kardeşlerimizin sorunlarının giderilmesi, o bölgede yaşayan insanlarımızın Batı bölgelerindeki insanlarımızın refah seviyesine gelmesi için çok önemli çalışmalara imza atmış bir siyasi geleneği temsil ediyoruz. Güneydoğuda devlet adına yapılan ne kadar kamu yatırımı varsa MSP ve Refah Partisi olarak yer aldığımız hükümetlerin eseridir. Ama bugünkü hükümet ne yaptı, nerede bizim inşa ettiğimiz bir şeker fabrikası, nerede bir et balık kombinası varsa özelleştirdi, sattı. Bizim yaptıklarımızın üzerine bir taş koymadılar, tam tersine Güneydoğulu kardeşimin kazanımı olan kamu yatırımlarını elden çıkardılar. Geldiğimiz noktada, sadece demokrasi, sadece kültürel haklar değil, ekonomik ve sosyal düzeyi, refah düzeyini yükseltmek zorundayız. Çünkü bunlar birbirini tamamlayan unsurlar. Bu unsurların birinin, ikisinin eksik olması diğerlerinin de istenilen sonuçları vermesini engelleyecektir dedi.
ALMANCA FRANSIZCA EĞİTİM YAPILIYORSA KÜRTÇE EĞİTİM NEDEN OLMASIN?
Kutan, demokratik açılım kapsamında ana dil olarak Kürtçe eğitimin serbest bırakılmasının doğru olacağını da söyledi. Kutan, Bu memlekette İngilizce eğitim yapılıyor mu, yapılıyor. Fransızca, Almanca eğitim yapılıyor mu yapılıyor. Eeee, o zaman Kürtçe neden yapılmasın? Bunlardan Türkiye bölünür, parçalanır diye korkmayalım. Hatırlayacaksınız, bir ara Kürtçe kurslar açılsın mı açılmasın mı diye tartıştık, durduk Sonunda açıldı da ne oldu? Türkiye bölünmedi, o kursların büyük kısmı da yeterli sayıda öğrenci bulamadı diye kapandı şeklinde konuştu.
KANAL 7 HİSSELERİMİZİ GASP ETTİ İMASI
Deniz Feneri davası nedeniyle Kanal 7 Televizyonu da gündemde. Kanal 7nin kurucularından ve büyük hissedarlarından biriydiniz. Daha sonra siz Kanal 7yi mahkemeye verdiniz. Kanal 7 ile hukuki ilişkilerinizin son durumu nedir? şeklindeki soruya ise Kutan şöyle cevap verdi: Doğudur, ben Kanal 7nin hissedarlarından biriydim. Kuruluşunda büyük emeklerim geçti. SP Genel Başkanlığı görevine gelince etik olarak bu hisselerin benim üzerimde bulunması doğru olmaz düşüncesiyle hisselerimi Zekeriya Karamana devrettim. Ancak bu devir karşılığında tek kuruş para almadım. Hisselerin devrini bir anlamda emanet olarak teslim ettik yani. Bir süre sonra baktık ki hem Kanal 7nin yayın politikası ve içeriği bizim ilkelerimizden çok uzaklaşmış hem de tüm hisselerinin % 63ü YİMPAŞa devredilmiş. Yayın politikası derken sadece AK Parti sözcülüğünü söylemiyorum, yayın içeriği ve programlarında düzeysizlik işaretleri veren bir anlayış oluşmaya başlamıştı. Bunun üzerine dedi ki, madem siz Kanal 7nin hisselerini bir başka kuruma devrettiniz, bizim size emanet ettiğimiz hisselerin karşılığı olan meblağı bize ödeyin dedik. Biz böyle talepte bulununca hemen karşımıza hisse devri sözleşmesini çıkardılar. Tamam, öyle bir devir yapıldı, ama o devir karşılığında tek kuruş alındı mı? Alınmadı. Çünkü emanet olarak teslim ettik o sözleşme ile. Tabii mahkemeye gittik, ama yine karşımıza hisse devri sözleşmesini çıkarınca bir şey yapamadık İşte böylece Kanal 7deki hisselerimiz elimizden alınmış oldu.
Deniz Feneri davası nedeniyle Kanal 7nin başına gelenler, sizin hakkınızın bir anlamda gasp edilmiş olmasından kaynaklanan ilahi adaletin bir sonucu mu? sorusuna Kutan, Tabii ben o konuda bir şey diyemem sözleri ile cevap verdi.
ABDULLATİF KARDEŞİMİ SEVERİM AMA, ANCAK % 1 OY ALIR
Recai Kutan 2011 genel seçimlerinde Saadet Partisinin hedeflerine yönelik soruya verdiği cevapta ise, SPnin baraj sorunu bulunmadığını vurgulayarak, hükümet ortağı olacak kadar oy alacaklarını söyledi. SP hükümet ya da en azından hükümet ortağı olmak zorundadır. Türkiyenin sorunlarını çözecek anlayış ve kadro bizdedir diyen Kutan, Refahyol döneminin Maliye Bakanı Abdullatif Şenerin AKPden ayrıldıktan sonra kurduğu Türkiye Partisine başarı şansı vermedi ve Abdullatif Bey kardeşim Refahyol döneminde başarılı bir maliye bakanlığı yaptı. Beraber çalıştık, kendisini çok severim ama başarı şansı yok. 2011 seçimlerine katılırsa ancak % 1-2 oy alabilir dedi.
SPDE ERBAKAN-KURTULMUŞ ÇATIŞMASI YOK, PARTİNİN LİDERİ KURTULMUŞTUR
Recai Kutan, 29 Mart seçimlerinde SPnin Numan Kurtulmuş ile yakaladığı yükseliş trendinden sonra Necmettin Erbakanın yeniden siyaset sahnesine çıkma çabası içinde olduğu ve İrana yaptığı ziyaret ile SPde lider kim, Erbakan mı, Kurtulmuş mu? sorusunu gündeme getirdiği şeklindeki eleştirilerin yapıldığının hatırlatılması üzerine ise, Böyle konuşanlar, böyle düşünenler muhterem hocamızı tanımıyorlar. Hocamızın temel bir prensibi var: Mezara kadar bu millete hizmete etmek. Bunu yaparken hocamız ile genel başkanımız Numan Bey abrasında en ufak bir anlaşmazlık-çatışma yoktur. Partinin tek hakimi GİK ile birlikte değerli genel başkanımız Numan Kurtulmuştur. Hocamız İrana SPni temsilen değil, Refahyol döneminde kurduğu ve İslam Dünyasında büyük heyecan yaratan D-8 Organizasyonunun kurucusu olarak gitmiştir. Temasları o çerçevededir. Hocamızın bu dünyadaki en büyük arzusu İslam Dünyasını birlik ve beraberlik içinde hareket eden bir anlayış ve yapıya kavuşturmaktır. Yakında Malezyaya da gidecektir. Ama size şunu kesin bir ifade ile söyleyeyim: Numan Kurtulmuş ile partinin ak saçlıları arasında en ufak bir çatışma, anlaşmazlık yoktur. Hepimiz genel başkanımız Numan Kurtulmuş etrafında tek hedefe, Saadet Partisinin başarısına ve milletimizin mutluluğunu temin etme hedefine kitlenmiş bulunuyoruz dedi.
ARŞİV FOTO: Kutan, 29 Mart yerel seçimleri öncesinde SP adayı Çerçi'yle birlikte..