Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011 yılı bütçesinin bir seçim bütçesi olmadığını, mali disipline devam edeceklerini vurguladı.
2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinde komisyona bilgi veren Bakan Şimşek, 2011 yılı bütçesinde faiz giderlerinin azaltıldığını, faiz haricindeki giderlerin ise nominal büyüme oranının altında artırıldığını belirterek, ''Diğer yandan bütçe gelirleri ve vergi gelirlerimizde ise nominal büyüme oranında artış öngörüyoruz. Bu suretle 2011 yılı bütçe açığını, 2010 yılı gerçekleşme tahminine göre yaklaşık yüzde 24 oranında düşürmeyi hedefliyoruz'' dedi.
2011 yılı için 1 trilyon 215 milyar lira GSYH öngördüklerini, yüzde 4,5'lik büyüme ve yıl sonu için yüzde 5,3'lük TÜFE öngördüklerini anlatan Maliye Bakanı Şimşek, 2011'de ihracatın 127 milyar dolar, ithalatın da 199,5 milyar dolar olmasının planlandığını bildirdi.
Şimşek, 2011 bütçesinin vatandaşın sağlık hizmetine erişimini kolaylaştıran, üniversitelere personel ve kaynak desteğini artıran, üniversite eğitimini ülke geneline yayan, çiftçiye destek olan, mahalli idarelere desteği artıran, bilimi ve AR-GE ile bölgesel gelişme projelerinin tamamını destekleyen bir bütçe olduğunu söyledi.
Şimşek, 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde bütçe giderlerinin 312,5 milyar lira, faiz hariç giderlerin 265 milyar lira, bütçe gelirlerinin 279 milyar lira, vergi gelirlerinin 232,2 milyar lira, bütçe açığının 33,5 milyar lira, faiz dışı fazlanın da 14 milyar lira olarak öngörüldüğünü bildirdi. 2010 yıl sonu gerçekleşme tahminleriyle kıyaslandığında bütçe giderlerinde yüzde 5,2, faiz hariç giderlerde yüzde 7,1, bütçe gelirlerinde yüzde 10,4, vergi gelirlerinde de yüzde 10,5 oranında artış görüldüğünü anlatan Şimşek, faiz giderlerinde ise yüzde 4 düşüş olduğuna dikkati çekti. Şimşek, ''Bütçe giderlerinde artışı kontrol altına alırken, bütçe gelirlerinin giderlerden daha fazla artmasını öngördük. Bu suretle bütçe açığının milli gelire oranını, yüzde 4'ten yüzde 2,8'e düşüreceğiz. Bu gelişme, bütçe açığının azaltılmasına yönelik politikamızın bir sonucudur. Bu oran, Maastricht Kriterleri'nde belirlenen yüzde 3 oranının altındadır'' dedi. Şimşek, 2011 yılı bütçesinin bir seçim bütçesi olmadığını ve mali disipline devam edeceklerini de vurguladı.
Gelir politikası ve uygulamalarına ilişkin bilgi veren Şimşek, vergi politikalarında istihdam ve büyümenin desteklenmesinin temel amaç olarak belirlendiğini ifade etti. Bu hedef doğrultusunda istihdam üzerindeki vergi ve prim yükünü azalttıklarını ve bu şekilde evli, 2 çocuklu ortalama ücretli üzerindeki vergi yükünü yüzde 42,7'den yüzde 36,2'ye düşürdüklerini anlatan Şimşek, bu dönemde yatırımları destekleyen düzenlemeleri hayata geçirdiklerini, küresel krize karşı başarılı bir gelir politikası uyguladıklarını söyledi. İktidarları döneminde vergi sisteminin etkin, basit, adil ve geniş tabanlı olması açısından yapılandırma çalışmaları yürüttüklerine işaret eden Bakan Şimşek, ''Küresel kriz nedeniyle vergi ve prim borçlarını ödemede güçlüğe düşen mükelleflerimize, vergi ve prim aslından vazgeçmeksizin ödeme kolaylığı getiriyoruz. Tasarı ile ilgili çalışmalarda son aşamaya gelinmiştir. Muhtemelen yakında Meclis'e sunulacak. Kapsamı geniş tutulmuştur'' diye konuştu.
Şimşek, son dönemde gecikme zammını ve tecil faizini düşürdüklerini, sorgulu tahsilat ve e-tahsilat uygulamalarıyla hızlı ve hatasız tahsilat sağladıklarını da ifade etti. Kredi kartıyla vergi tahsilatı yapılmasının önünü açtıklarını ve kapsamın genişletilmesi çalışmalarına devam ettiklerini belirten Şimşek, tebligatları hızlandırmak ve kolaylaştırmak için de e-tebliğ uygulamasını getireceklerini kaydetti. Mükellef haklarını güçlendirmek amacıyla vergi incelemelerinde uyulacak esasları belirlediklerini anlatan Bakan Şimşek, bu şekilde vergi incelemelerinde şeffaflığın sağlanacağını söyledi.
Şimşek, dolaylı ve dolaysız vergilerle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Dolaysız vergilerin payının hesabında sosyal güvenlik primlerinin de dikkate alınmasını isteyen Şimşek, Türkiye'de gelir ve kazançlar üzerinden yeterince vergi alınamadığını söyledi.Türkiye'de vergi yükünün yüksek olmadığını da savunan Şimşek, sosyal güvenlik primleri de dahil edildiğinde Türkiye'nin yüzde 23,5'lik vergi yüküyle, OECD'de Meksika'dan sonra en düşük oranlı ikinci ülke olduğunu bildirdi. Şimşek, ''OECD
ortalamasının yüzde 35,8 olduğu genel vergi yükü karşılaştırmasında, Meksika yüzde 20,4 oranı ile son sırada olup, bu oran Kore'de yüzde 26,6, ABD'de yüzde 26,9, İrlanda'da yüzde 28,3'tür. Buna rağmen ülkemizde bazı akaryakıt ürünlerinde vergi yükünün yüksek olması, genel vergi yükünün yüksek olduğu doğrultusunda bir algıya sebep olmaktadır. Zira OECD ülkeleri arasında benzin açısından yüzde 66,8 oranıyla en yüksek konumda olan ülkemiz, motorinde yüzde 57,1 oranıyla ikinci sırada yer almaktadır'' şeklinde konuştu.
'ENFLASYON ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA HIZLA DÜŞÜŞ TRENDİNE GİRECEKTİR'
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele çalışmaları hakkında da bilgi veren Şimşek, yeni Eylem Planı'yla ilgili hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Merkezi Risk Analizi ve Katmanlaştırma (MERAK) Projesi'yle riskli kurumlar vergisi mükelleflerini tespit ettiklerini ve KDV iadelerinde Risk Analizi Projesi'ni hayata geçirdiklerini kaydeden Şimşek, e-fatura ile de kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandıracaklarını ifade etti. Gelir İdaresi Başkanlığı'nda otomasyon kapsamına alınmamış birim bırakmadıklarını ve vergi beyannamelerinin yüzde 99'unu elektronik ortamda aldıklarını anlatan Şimşek, yeni dönemde mükellef hesap bakiyesinin güncel olarak izlenmesini sağlayacak Mükellef Cari Hesap Sistemi'ni getireceklerini söyledi.
Şimşek konuşmasının sonunda, ''2002 yılından beri uyguladığımız reformlar sayesinde hiç kuşkusuz ki Türkiye ekonomisi eskiye göre çok daha güçlü ve daha dayanıklıdır. Ancak ihtiyatı elden bırakmayacak ve temel politikalarımızdan biri haline getirdiğimiz yapısal reformlara kararlılıkla devam edeceğiz'' dedi.
AK Parti hükümetlerinin enflasyon konusunda çok önemli
başarılara imza attığını belirten Şimşek, şöyle konuştu:
"Uzun yıllar çift hanede olan hatta bazen üç haneye çıkan enflasyonu tek hanelere indirdik, küresel krize rağmen tek hanede tuttuk.Türkiye, yüksek enflasyona sahip ülkeler sıralamasında uzun yıllar hep ilk 10 arasındaydı. BU dönemde 60'lı sıralara kadar geriledik. Manşet enflasyon Eylül ayı itibarıyla yüzde 9.2 düzeyinde gerçekleşmiştir. Geçici vergi etkisinden arındırılmış, çekirdek enflasyon ise yüzde 3 gibi son yılların en düşük oranına inmiştir. Bu bize son dönemlerde özellikle gıda fiyatlarına bağlı
olarak artan enflasyonun önümüzdeki aylarda tekrar hızlı bir düşüş trendine gireceğini göstermektedir."
KOMİSYONDA USUL TARTIŞMASI
Öte yandan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda tasarının sunumundan önce milletvekilleri, usul hakkında söz aldı. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, anayasanın bütçenin nasıl hazırlanacağını düzenlediğini ancak hükümetin bu kuralları uygulamamayı adet haline getirdiğini söyledi. Özyürek, bütçenin hukuki açıdan tartışmalı olduğunu iddia etti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise, milletvekillerinin konuşma süreleriyle ilgili önergeyi eleştirdi. Bakanlıkların bütçe görüşmelerinde hem milletvekillerine hem de gruplar adına söz verilmesini isteyen Kaplan, ayrıca bakanlıklardan bütçe dokümanlarını 3 gün önce kendilerine iletmesini talep etti.
CHP İzmir Milletvekili Harun Öztürk de, Maliye Bakanlığı'nın bütçe gerekçelerini, anayasada belirtilen süre içerisinde TBMM'ye iletmesi gerektiğini söyledi. CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu ise, bütçe görüşmelerinde korumaların bulunmamasını isteyerek, ''Korkuyorum. Komisyon içinde korumalar, polisler olmuyor'' dedi.
MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, Orta Vadeli Program'ın Resmi Gazete'de ilanından komisyona geliş süresinin 4 ay olduğunu ancak şimdi bu sürenin 1 haftaya indiğini belirtti.
Komisyon Başkanı Mustafa Açıkalın, bakanlıkları sözlü olarak daha önce dokümanları komisyona ulaştırması konusunda uyardığını ancak yeniden uyarıda bulunacağını ifade etti.