2019 yılı sonuna doğru Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkıp tüm ülkeleri kasıp kavuran, yüz binlerce kişinin ölümüne yol açmakla kalmayıp toplum yaşamını ciddi biçimde kısıtlayan Covid-19 virüsü ekonomi, turizm, eğitim, ticaret, sanat, siyaset ve spor faaliyetlerini sekteye uğratmıştı. Tüm dünyanın çok iyi bildiği gibi, korona virüsün etkisi hız kesmeden kendini hissettirmeye ve yaşamsal faaliyetleri engellemeye devam ediyor.
Virüsün yayılmaya başladığı ilk günlerde ulusal ve uluslararası spor organizasyonları ertelenir, iptal edilir ya da bazı ülkeler farklı spor dallarında ligleri tescil ederken, ülkemizde düzenlenen spor organizasyonlarının Covid-19’un dayattığı “az temaslı” yeni yaşam tarzından etkilenmemesi kaçınılmaz hale gelmişti. En popüler spor dalı olan futbolda maçlara Mart ayında ara verilmiş; Haziran ayında ligler seyircisiz olarak tekrar başlamıştı.
2019-2020 sezonunun ilk yarısı iyi denebilecek bir performans sergileyip 24 puan toplayan Malatya’nın Süper Ligdeki temsilcisi Yeni Malatyaspor, ikinci yarıya kötü bir başlangıç yapmış, üst üste yenilgiler almıştı. Devre arası iki yıldız ismi Adis Jahovic’i Antalyaspor’a, Guilherme Costa Marques’i Trabzonspor’a kaptıran, teknik direktörü Sergen Yalçın’la yollarını ayıran YMS, aldığı başarısız sonuçlarla ligin dibine doğru son sürat giderken, ikinci yarı takımın teslim edildiği teknik direktör Kemal Özdeş de başarısızlığa çare olamamıştı. Son olarak Süper Ligin tecrübeli çalıştırıcılarından Hikmet Karaman’la anlaşan YMS, kötü gidişi bu sezon takımı teslim ettiği üçüncü hocasıyla da durduramamış; Karaman’lı YMS 2 galibiyet ve 2 beraberlikle ancak 8 puan toplayabilmişti. Ligde son düdük çaldığında YMS, Kayserispor ve Ankaragücü takımlarıyla birlikte küme düşen takımlar arasında yer alıyordu.
Yeni Malatyaspor “korona öncesi” ve “korona sonrası” oynadığı seyircili ve seyircisiz maçlarda beklenen performansı sergileyemeyip, adeta tarihe geçecek bir düşüş yaşadı. Sarı-kırmızı-siyahlı takım bir maç dahi alabilse kümede kalacaktı ama bunu bile başaramadı.
Ancak daha sonra yaşanan gelişmeler, Kayserispor ve Ankaragücü ile birlikte Yeni Malatyaspor’u, deyim yerindeyse, ipten alacaktı. Yapılan açıklamaya göre “Kulüpler Birliğinin ortak görüşü ve Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulunun değerlendirme ve kararıyla Süper Lig ile TFF 1, 2 ve 3. Ligde, bu sezona mahsus olmak üzere, küme düşme kuralının uygulanmamasına” karar verilmişti. Bu karar, profesyonel liglerden düşen birçok takım gibi, Yeni Malatyaspor’un 2020-2021 sezonuna kaldığı yerden devam edeceği anlamına geliyordu.
“Atatürk Affıyla” kurtulan Malatyaspor
1966 yılında kurulup uzun yıllar profesyonel liglerde mücadele eden, 2005-2006 sezonu Süper Ligden düştükten sonra yaşanan yönetim başarısızlıklarıyla iflasa sürüklenen, eski futbolcularına ödemediği borçları nedeniyle puanları silinip transfer yasağı cezasına çarptırılan ve birkaç sezon içinde amatör lige kadar inen Malatyaspor da 39 yıl önce benzer bir “piyangodan” yararlanmıştı.
Malatyaspor, 1980-81 futbol sezonunda mücadele ettiği 2. Ligde tutunamayıp 3. Lige düşmüştü. O yıllarda profesyonel ligler 1, 2 ve 3. Lig adı altında oynanıyor; Süper Lig ifadesi kullanılmıyordu. Şahin Gencer başkanlığındaki yönetim kurulu görevi bırakırken, Malatyaspor ortada kalmış; şehrin yöneticileri yeni bir yönetim oluşturulması için kolları sıvamıştı.
Malatyaspor yönetim arayışını sürdüredursun, Türk futbolu fitili birkaç ay önce ateşlenen “garip” gelişmelere tanık oluyordu. 12 Eylül 1980 Cuma günü yaptığı darbeyle yönetime el koyan Kenan Evren yönetimi, toplumun tüm alanlarını yeniden tasarlarken, futbol da bundan nasibini almış ve “başkentin birinci ligde nasıl takımı olmaz?” şeklinde akıllara zarar bir fikir ortaya atmıştı. Bu fikrin eyleme dökülmesi uzun sürmemiş; 2. Ligde mücadele ederken Türkiye Kupası final maçlarında Boluspor’u 0-0 ve 2-1’lik sonuçlarla “geçip” kupayı alan Ankaragücü 1981-82 sezonu için 1. Lige yükseltilmişti.
Nasıl mı?
Talimatlara “Türkiye Kupası’nı kazanan takımlar, oynadıkları liglere bakılmaksızın 1. lige yükseltilirler” maddesi eklenerek.
Olur muydu? Yapmışlardı ve olmuştu “netekim”!
“Askeri bir operasyonla” yükselecek (diğer bir deyişle düştüğü yerden kaldırılacak) tek takım Ankaragücü olmayacaktı. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 100. doğum yıldönümü bahane edilerek, bir çeşit “Atatürk Affı” çıkarılacak ve 2. Ligden düşen takımlar tekrar lige alınacaktı.
Elbette bu işlemin adına resmiyette adına af denilemeyeceğinden, gerekli statü-talimat değişikliği yapılarak düşenlerin düşmemesi sağlanmıştı.
29 Haziran 1981 tarihli Görüş gazetesi bu müjdeli haberi “Yeni Bir Fırsat Daha / Malatyaspor Federasyon Kararı ile Tekrar İkinci Ligde” başlığıyla verecekti.
Malatya futbol kamuoyu bu kararla sevince boğulurken şehir içi ve ilçelerde araçlarla sevinç turları atılmış; halk iletişim kanallarının kıt olduğu o dönem taksi ve minibüslerden gelen “Malatya, Malatya…” bağrışlarının anlamını çözmekte zorlanmıştı. Çünkü dumanı tüten darbe, 2 kişinin bir araya gelip yüksek sesle konuşmasına dahi müdahale edecek seviyede “yakın sosyal mesafe” düşmanıydı. Ahali sadece Askeriyenin uygun gördüğü konularda ve koyduğu sınırlar içerisinde bağırıp çağırabiliyordu.
Ankaragücü’nün kupa kazandı diye bugünün Süper Ligine yükselmesi (yeri gelmişken Ankaragücü’nün “piyangodan” ikinci kez yararlandığını not düşelim) ve düşenlerin düşürülmemesi futbol etiğine ters gelse de, Malatyaspor açısından hayırlara vesile olacaktı.
Bu karar alındıktan bir süre sonra başkanlığa gelen Nurettin Soykan ve yönetimi Malatyaspor’a altın çağını yaşatacaktı. Yeni yönetimin ilk sezonunda, 2. Türkiye Ligi C grubunu Orduspor ve İskenderunspor’un ardından üçüncü tamamlayan Malatyaspor, 1983-84 sezonunu tek maç kaybetmeden, 23 galibiyet, 7 beraberlikle bitirecek; 16 takımlı bir ligde (o yıllarda galibiyete 2, beraberliğe 1, yenilgiye 0 puan veriliyordu) bugünün hesabıyla en yakın rakibine 20 puan fark atarak şampiyon olacaktı. O efsane kadronun ligin ikinci yarısı sahasında sadece bir gol yediğini (o da şampiyonluk kutlaması yapılan ve 4-1 galibiyetle bitirilen son Gaziantepsor maçı) belirtirsek, İnönü Stadını her maç dolduran Malatyaspor taraftarlarının nasıl bir mutluluk yaşadığına sadece bir örnek vermiş oluruz.
Bugünün Süper Liginde Türkiye üçüncülüğüne kadar uzanacak rüya gibi günlerin adımı böylesine bir başlangıçla atılacaktı.
Elbette Soykan ve ekibi Malatyaspor federasyon kararıyla ligde bırakıldı diye göreve gelmemişti; dönemin Malatya Valisi Aydın Özakın ve İl Jandarma Alay Komutanı Yarbay Temel Cingöz’ün Malatyaspor’a sağlam bir yönetim kurma çabaları önceden başlamıştı. Soykan’ın her halükarda kulüp başkanlığına geleceği görülüyordu ama bu af kararının küçümsenemeyecek bir moral ve motivasyon kaynağı olduğu aşikârdı.
Malatyahaber.com yazarı Bülent Korkmaz 2017 yılında, Malatyaspor ve Yeni Malatyaspor’un forma hikâyesine ilişkin bir yazı kaleme almış ve bu yazısında Malatyaspor’un çıkarılan afla 2. Lige dönüşüne ve akabinde yaşananlara ayrıntılı biçimde değinmişti.
Bu yazıya şu linkten ulaşabilirsiniz:
[embed]http://malatyahaber.com/haber/malatyasporlarin-renkli-hikayesi/[/embed]
malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi