Türkiye İşçi Partisi'nin, genel başkan Erkan Baş'ın da katıldığı Kürecik Radar Üssü eylemine jandarma tarafından engel olunurken, açıklama yapan Baş tepkisini dile getirdi. Baş, TİP Malatya İl Örgütü ve parti yöneticilerinin katıldığı basın açıklamasında Erkan Baş "Bir avuç toprağımızın bile üstüne eli kanlı Amerikan postallarının basmasına tahammülümüz yoktur" dedi ve AKP'nin ABD'nin 'Truva Atı' olduğunu öne sürdü.
Malatya'nın Akçadağ ilçesi sınırlarındaki Kepez'e gelenve buradan Kürecik Radar Üssü'ne yürümek isteyen Baş ve beraberindekiler, slogan atarak yürüyüşe geçtiler. 'Yankee Go Home.. ABD Kürecik'ten Çık, Ülkemizden Defol'pankartı da taşıyan TİP'lileri, Jandarma kurduğu barikatla durdurdu.
Burada basın açıklaması yapan Baş, şunları söyledi:
"Bugün, ABD emperyalizminin; katil Amerika Birleşik Devletleri’nin, katil İsrail’in yaşadığımız bölgeyi kan gölüne çevirmesine hizmet eden, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki bir toprak parçasından sesleniyoruz. Biraz önce yoldaşımız söyledi: Şu gördüğünüz alan, güya bağımsız bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprakları. Güya Anadolu’nun ortasındayız. Ama bu ülkeyi yöneten işbirlikçi iktidarın işbirlikçiliğini tescil etmek için, Amerika Birleşik Devletleri’ne hizmette sınır yoktur demek için bölge halklarına karşı yürütülen her operasyonda “Biz sizinle birlikteyiz” demek için peşkeş çekilmiş ülke topraklarından sesleniyoruz. En sonunda söyleyeceğimi başta söyleyeceğim: Bir avuç toprak parçasının üstüne bile Amerikan postallarının, elleri kanlı Amerikan askerlerinin postallarının basmasına tahammülümüz yoktur, sabrımız yoktur, rızamız yoktur, kabulümüz yoktur, arkadaşlar!
Bakın aylardır, bir taraftan bu ülkeyi yönetenler sözde Filistin’de öldürülen çocuklar için gözyaşları döküyor. Sözde Filistin davası için timsah gözyaşları döküyor. Ama öbür taraftan, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, Suriye’yi parçalayan, Lübnan’ı darmadağın eden, Filistin’i taş üstünde taş bırakmayacak şekilde yıkıma uğratan ve en son İran’a bombalar yağdıran İsrail’le iş birliği yapan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Ve bu iktidar, bu iş birliğinin görülmemesi için İncirlik gerçeğini bize unutturmak istiyor. Kürecik Radar Üssü’nü bize unutturmak istiyor. Yani bu ülke topraklarından yapılan faaliyetlerle Ortadoğu’da el kadar bebeklerin hayatını kaybettiğini, çoluk çocuk, yaşlı, kadın, genç demeden herkesin katledilmesine ortak olduklarını bu ülke halkının bilmesini istemiyor. İşte biz bugün burada bu gerçeği herkese göstermek için bir kez daha göstermek için ve bu gerçeği kabul etmediğimizi, bu gerçeği değiştirmek için mücadeleye devam edeceğimizi doğrudan onların yüzlerine baka baka haykırmak için geldik.
Buraya gelen sayıları çok sınırlı devrimcilerin, yurtseverlerin, sosyalistlerin, komünistlerin karşısına işte gördüğünüz bu barikatlar diziliyor. Neyi koruyorlar? Amerika Birleşik Devletleri'nin Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren siyasetine, silahlanmasına, saldırılarına lojistik destek veren bir üssü koruyorlar. Neyi koruyorlar? Ortadoğu’da Amerika Birleşik Devletleri’nin istediği boruyu öttürmesini koruyorlar. Neyi koruyorlar? İsrail’in, Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğiyle, katil İsrail’in bütün bölgeyi kendisi için dikensiz gül bahçesine çevireceği saldırıları insanlık dışı, hukuk dışı saldırıları korumak için karşımıza barikatlar çıkarıyorlar. Bu ülkenin insanları, biz inanıyoruz, biz biliyoruz, onurlu insanları, bu ülkenin emeğiyle, alın teriyle yaşayan onurlu insanları. Bizim ülkemizin yönetimi ne yapıyor olursa olsun, bizim ülkemizden İsrail’le işbirlikçiliğin çıkmayacağını söylemek için buradayız. Bizim ülkemizden ABD’nin katliamcı politikalarının yanında duran insanların çıkmayacağını söylemek için buradayız. Varsın Amerika Birleşik Devletleri, Adalet ve Kalkınma Partisi dedikleri bir Truva atının içine gizlenerek Türkiye’de kendi kanlı politikalarını sürdürmek için fırsat bulduğunu düşünsün. Biz, bundan 50 sene önce, 60 sene önce nasıl bu emperyalistlere karşı dimdik durduysak; nasıl onları bu topraklardan söküp attıysak, nasıl onları denize döktüysek; nasıl bütün dünyaya emperyalizme karşı mücadelenin nasıl verilmesi gerektiğini gösterdiysek, bugün de emin olsunlar. Aynı inançla, aynı inatla, aynı kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüreceğimizi söylemek için buradayız.
ABD bu ülkede sürdürdüğü kanlı faaliyetlerini bazen NATO kılıfının içine sokuyor. Bize diyorlar ki: NATO aslında bir savunma örgütüymüş. Kardeşler, yurttaşlar; yalan söylüyorlar. NATO, ABD’nin tüm dünyaya dönük saldırılarının kılıfı olsun diye kurulan bir saldırı örgütüdür. NATO, dünyanın her yerinde emekçilere, halklara, yoksullara düşmanlık üreten bir saldırı örgütüdür. NATO bir savunma örgütü olsaydı, onların söylediği gibi bir savunma örgütü olsaydı; 1990’larda, artık Sovyetler Birliği tehdidi ortadan kalktıktan sonra NATO’nun da ortadan kalkması gerekirdi. Ama ne oldu? Yıllarca “Sovyet tehdidi var, bizim Türkiye’de güçlere ihtiyacımız var” diyerek bu ülke halkını kandırdılar. Bu ülkedeki işbirlikçi iktidarları o koltuklarda tutarak… Bu ülkede sözde Sovyetler Birliği tehdidine karşı bu güçleri kurmadılar mı? Bugün Sovyetler Birliği yok. NATO genişlemeye, büyümeye, yaşamaya, saldırmaya, öldürmeye devam ediyor, değerli arkadaşlar. O yüzden Amerika Birleşik Devletleri’nin günahlarının üzerine örtmek için, sözde savunma örgütü diye pazarladığı NATO’yu da bu topraklarda istemediğimizi açık açık söylüyoruz: NATO defol diyoruz! Bu memleket bizim diyoruz!
Buradan açıkça ilan ediyoruz: Adalet ve Kalkınma Partisi, Amerika Birleşik Devletleri’nin Truva atıdır. Truva atının içine yerleşmiş Amerika Birleşik Devletleri, bu ülkede istediğini yapıyor. Buradan Amerikalılara sesleniyoruz: Öyle Truva atlarının arkasına saklanmayın. Varsa cesaretiniz, çıkın karşımıza. Saklanmışsınız buralara. Sözde barış adı altında, sözde özgürlük adı altında bölgemizi bütün emekçiler için, bütün halklar için cehenneme çeviren politikalar uyguluyorsunuz. Buna asla ama asla izin vermeyeceğimizi bilmeleri lazım. Tayyip Erdoğan’la el sıkışmış olabilirsiniz. O el sıkışmadan iki taraf da mutlu olmuş olabilir. İki taraf da gülüyor olabilir. Ama biz Trump’ın ellerindeki kanı görüyoruz. O fotoğrafta Trump’ın ellerindeki kanı görüyoruz. Türkiye’den istediklerini almanın verdiği mutluluğu da görüyoruz. Ve söz veriyoruz: O mutluluğu Trump’ın da kursağında bırakacağız! O mutluluğu Tayyip Erdoğan’ın da kursağında bırakacağız! Bu ülke, bağımsız ve özgür bir ülke olacak! Biz bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlar, Ortadoğu’daki bütün halklarla beraber barış ve kardeşlik içinde yaşayacağız. Ve barış ve kardeşlik içinde yaşamanın ilk şartının emperyalistleri bu topraklardan defetmek olduğunu biliyoruz!”
malatyahaber.com
FOTOĞRAFLAR: Deniz KORKMAZ



