Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ‘nin yayınladığı derginin son sayısında Akçadağ Levent Vadisi’nin de tanıtımı yapıldı.
Mayıs ayı sonu ile Haziran ayı başında Fotokamp’a ev sahipliği de yapan Levent Vadisi ile ilgili olarak TÜRSAB’ın dergisinde yer alan tanıtım yazısında “ Levent Vadisi, Akçadağ ilçesi sınırlarında 28 km uzunluğunda, dik yamaçların karşılıklı olarak doğal kaleler gibi uzandığı Anadolu için büyük önem taşıyan bir jeoarkeolojik merkez” ifadelerine yer verildi.
“Vadinin oluşumu, jeolojik olarak Erken Miyosen Dönem’e, yaklaşık olarak 15 milyon yıl öncesine dayanıyor” denilen tanıtım yazısında şu ifadelere yer verildi:
“ Vadinin egemen kaya birimi kireçtaşı olduğu için bazı bölgelerde karstik mağaralar yer alıyor. Bu mağaraların çok derinlere inen sistemler olduğunu gösteren önemli kanıtlar var. Malatya - Kayseri karayolunun 39. kilometresinde bulunan kavşaktan sadece iki kilometre içeri girildiğinde devasa ve inanılmaz güzellikte bir kanyonla karşılaşırsınız. İşte burası; iki yanında çeşitli dönemlere ait, çoğunluğu insan eliyle oyulan binlerce mağaranın bulunduğu yaklaşık 12 bin yıldır insanlara ev sahipliği yapan Levent Vadisidir. Vadi köylerini çevreleyen kayalarda birçok kaya mezarı ve niş dikkat çekiyor. Erken Hristiyanlık Dönemi’nde tıpkı Kapadokya gibi Hristiyanlar için doğal bir sığınak olmuş burası. Roma Dönemi kaya mezarları ise farklı ebat ve derinlikte, içinde o vadide yaşamış Romalıları barındırıyor. Ayrıca vadide 18 ve 19. yüzyıllara tarihlenen birçok Osmanlı mezarı var. Üzerindeki kabartmalarıyla insanı büyüleyen mezar yapıları ve mezar taşları… Bu taşlar üzerinde kılıç, tabanca gibi silah motifleri, çarkıfelekler, geometrik ve bitkisel motifler yer alıyor. Yani Romalıların yanı sıra vadide yaşamış Osmanlıların izleri de var. Bağ Köy’deki eserler Kayaların bağrında doğal teraslar var. Yükseklerde, genişliği 20 santimetre ile 2 metre arasında değişen bu teraslar, vadinin yamaçları boyunca uzanıyor. Vadiden geçen asfalt yollar çevre köylere ulaşır. Çevre köyler içinde yolunuz Bağ Köy’den geçerse, bir mola verin; Pagan kültürüne ait tanrı figürlerini andıran kaya kabartması karşılayacak sizi. Kaya mezarları ve Osmanlı mezarlarının yoğun olduğu bir nokta Bağköy. Kuru çay, bahar aylarında kar suları ile buluşur birkaç ay. Yol üstündeki soğuk pınarlar ise yaz sıcağı için. Mağaraların içi serin ve hatta bazıları ürkütücü. Dağcı değilseniz ve teçhizatınız yoksa bir bölümüne ulaşmak neredeyse imkansız. Seyir teraslarının üzerinde kar suyu ile çay demlemek ve her yudumda Anadolu’yu hissetmek herkese kısmet olur mu bilmem... Levent vadisinde bodur meşelikler var, bozkır iklimi hâkim ve otsu bir bitki örtüsüne sahip. Otlar baharda başka güzel, sonbaharda başka güzel… Kayı- sı bahçelerini de unutmamak gerekir. Yazın, hasat zamanı, ağaç yaprakları yeşilden sarıya döner ve kayısı sergileri olur her tarafta... Seyir terasından vadiye bakın Levent Vadisi Darende yönünde Ozan Kanyonu’na doğru uzanır ve bir fay kırığı ile ayrılır Ozan’dan. Uzanırken 150 ila 200 metre yüksekliğinde kayadan kuleler ile selamlar sizi. Bu kayadan kulelerin birinde, 184 metre yüksekliğindeki kayadan 8.5 metre boşluğa açılan ve tabanı cam olan Türkiye’nin ilk seyir terası bekler sizi. Yer yer kumul tepeciklerini andıran kaya oluşumları dikkat çekicidir. Bir yamaçtan haykırdığınızda karşı kayalara çarpan sesiniz defalarca kulağınıza yeniden döner...”
Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com