SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Lozan Antlaşmasının 95'inci Yıldönümü

A- A+ PAYLAŞ

Lozan Antlaşması'nın 95. yıldönümü dolayısıyla Atatürkçü Düşünce Derneği ile Eğitim İş Sendikası'nın Malatya şube başkanları birar açıklama yaparak, bu antlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olduğunu ifade ettiler.

"SİYASET ZAFERİ"

Atatürkçü Düşünce Derneği Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Türkiye Cumhuriyetinin “tapu senedi” Lozan Antlaşmasının imzalanmasının 95. yılını kutluyoruz. Kan ve can pahasına Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonrası Türk diploması tarihinde 224 yıllık bir boyun eğme döneminden sonra kazanılan en büyük uluslararası siyaset zaferini kutluyoruz.

Lozan zaferimize dudak büken “aydınlarımız” yanında, ülkemizi Sevr esaretine götürenlerin günümüzdeki takipçileri, oturdukları “yönetici” koltuklarından Lozan Zaferimizi tartışmaya açıp zaferin “yenilgi” olduğu iddiasına kadar ilerliyorlar. Dahası bu işi Ulusal Kurtuluş Savaşımızda karşımıza sürülen kukla kuvvetlerin ülkesinde yapacak kadar ileri noktaya götürüp Lozan’ı tartışmaya açıyorlar.

Osmanlı devleti 1699 Karlofça Antlaşması ile birlikte hiçbir diplomasi masasından başı dik kalkamadı. Ta ki, Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşımızın zafere ulaşmasına kadar. Buna rağmen Türk ulusunun başının yerden kalkmamasına neden olanların günümüzdeki temsilcileri Türk Ulusunun tarihten ve Anadolu topraklarından silinmesi demek olan Sevr paçavrasını yırtıp atan Lozan’ı “yenilgi” olarak gösterme cüretinde bulunuyorlar.

Ulusal Kurtuluş Savaşının önderleri hakkında idam fermanları çıkaranlar, Paris’in Sevr kasabasında 10 Ağustos 1920 günü imzalanan Sevr Antlaşmasının hiçbir maddesine itiraz edemezken, boynunda idam fermanı olanlar, Sevr paçavrasından sadece 2 yıl 20 gün sonra 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da Türk ulusunun zaferini ilan ettiler. Zaferden kısa süre sonra imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrası Lozan’da başlaması planlanan barış görüşmelerine ihanet içindeki İstanbul Hükümetinin çağrılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 günü saltanatın kaldırıldığını ilan ederek yanıt verdi.

Muzaffer Büyük Millet Meclisi ordularının Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa önderliğindeki Türk heyeti Lozan’daki görüşmelere başı dik olarak katıldı. Çok sert geçen tartışmalar çıkmaza girdiğinde toplantıyı yarıda keserek ülkesine döndü. Özellikle ekonomik bağımsızlığımızı ilgilendiren kapitülasyonlar konusunda hiçbir ödün verilmedi. Sonuçta Sevr esaret belgesinin üzerinden 3 yıl bile geçmeden Türkiye Cumhuriyetinin “tapu senedi” Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923 günü imzalandı.

Lozan zaferinden 95 yıl sonra, Lozan’ı küçümsemek, tartışmaya açmak, Lozan yerine Sevr esaretini kabul etmektir. Tarihi geri döndürmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Tarihteki her olay o günün koşullarında değerlendirilir. Lozan ile Sevr arasında başka bir seçenek yoktur. Ya Sevr paçavrasına teslim olursunuz, ya da Lozan Zaferine sarılırsınız.

Ya esarete boyun eğersiniz, ya da Ulusal Bağımsızlığınıza sonsuza kadar sahip çıkarsınız. Lozan Zaferi sonrası, siyasal bağımsızlığımızı ekonomik bağımsızlıkla pekiştirmeyi beceremeyip emperyalizmin boyunduruğuna girmeye razı olanlar, sonunda, Lozan Zaferini tartışmaya açmaya kadar savrulurlar.

Türk Ulusu Lozan Zaferine sahip çıkmaya devam edecek sonsuza dek yaşatacaktır.

Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti."

"YÜRÜRLÜĞÜNÜ SÜRDÜREN TEK BELGE"

Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hatem Denktaş'ın açıklaması da özetle şöyle:

"Bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığının belgesi olan Lozan Antlaşması’nın 95. Yıldönümünü, Cumhuriyetimizin bütünlüğünü, ulusumuzun birliğini koruma kararlılığıyla kutluyoruz.

Türk Ulusu, “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolasıyla yürütülen Kurtuluş Savaşı'yla, tarih önünde büyük bir sınav vermiş, bağımsızlığı ve özgürlüğü sözkonusu olduğunda neleri başarabileceğini dünyaya göstermiştir.

Atatürk'ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık savaşının ardından imzalanan Lozan Barış Antlaşması, ulusumuzun zaferini ve haklılığını dünyaya ilan eden çok önemli bir belgedir. Bu belge, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettirmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgeleri arasında yer alan ve önemli kazanımlar sağlayan Lozan Barış Antlaşması, Yüce Önder'in ve O'na yürekten bağlı ulusumuzun barışçı kimliğinin de bir yansımasıdır.

İsmet İnönü Lozan’da emperyalist güçlere karşı büyük direnç sergilemiş ve tarihimiz açısından önemli bir diplomatik zafer kazanarak ezilen mazlum uluslara cesaret, güven ve umut aşılamıştır. Anadolu'nun parçalanmasını öngören Sevr Antlaşması'nı geçersiz kılan Lozan Barış Antlaşması, Atatürk'ün tanımıyla “Türk ulusu aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın çöküşünü bildirir bir belgedir.” Lozan Barış Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan benzer anlaşmalardan yürürlüğünü sürdüren tek belgedir.

Lozan Barış Antlaşması, geçmişte emperyalist devletlerin Ortadoğu ve Asya’ya ilişkin planlarını nasıl bozmuşsa, günümüzde de bağımsız ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti, varlığıyla bölgeye yönelik emperyalist planlara engel oluşturmaktadır. Bu nedenle, Sevr'i hortlatmak isteyenler, Lozan'ın kazanımlarını yok etmek istemektedir."

Bülten- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • Murat (6 yıl önce)
    1914 Savaş öncesi 5.000.000 km karelik alanımızdan 760.000 km kareye düşmemiz başarının mı eseridir, yoksa bir hüzün müdür? Gerçekten tarihî gelişmeler göz önünde bulundurularak detaylı ve düşünceli bir inceleme yapıldığında görülecek ki; Lozan Anlaşmasının kazanılan zaferin oranında bir muvaffakiyet belgesi olmadığı açıktır. Musul meselesi ve Irak sınırı, Boğazlar meseleleri, 12 adalar meselesi, borçlar meselesi gibi çok temel problemler Anlaşma içinde halledilememiştir. Batı Trakya’nın ve Ege Adaları’nın kahir ekseriyeti Yunanistan’a verilmiştir. Ama yıllar boyunca bu mesele bir başarı olarak Türk Milletine lanse edilmiştir...VeSSelam...
    0
    0
    Yanıtla
  • Özgür Dinçer (6 yıl önce)Murat isimli kullanıcı yorumuna
    Ya halen Lozan anlaşmasına hezimet diyecek nerdeyse :)) kardeşim şakamısın sen, lozan cumhuriyetimizin tapusu, gönül isterdiki topraklarımız daha geniş olsun ama onuda Sevr anlaşmasına imza atan Vahdettine ve Damat Ferit'e soracaksın. Ülkeyi satıp sonra Italyalara kaçanları niye yargılamıyorsun çünkü işine gelmiyor. Sizin derdiniz başka çünkü...
    0
    0
    Yanıtla
  • 44malatya (6 yıl önce)
    Bu topraklarda turkce konusuyor Sak adimiz Turkce yaziliyorsa rahmetli ataturkun ismet Pasanin lozan anlasmasi sayesinde. Ne Mutlu Turkum diyene
    0
    0
    Yanıtla
  • Özgür Dinçer (6 yıl önce)
    Lozan anlaşmasına laf atıp, sevr anlaşmasına mondrosalaf edemeyenler bu yazıyı iyi okusun...
    0
    0
    Yanıtla