Türkiye İslami Hareketi Malatyalılar Grubu Davası’nda mahkum edilen Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’u Malatya E Tipi Cezaevi’nde ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, Şengöz ve Memur’un 28 Şubat mağduru olduğunu ve bu mağduriyetlerinin halen devam ettiğini söyleyen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin’in ‘Arkadaşlarımızı kendilerine alet etmeye çalışıyorlar’ şeklindeki sözler ile ziyarete tepki göstermesinin; anlamdan ve insani değerlerden yoksun, yakışıksız olduğunu söyledi.
Aygün "Sayın Şahin'in bu anlamsız tepkisi, herşeyden önce kendi özgür iradeleri ile bizimle görüşmeyi kabul eden insanlara karşı büyük bir saygısızlıktır" dedi.
CHP Milletvekili Aygün “Bizim siyasi ahlakımızın temel bir ilkesi var: Mağdura kimliğini sormayız. Her kim mağdur olmuş ve edilmişse onun yanında olmak insani ve siyasi vazifemizdir. Solcu, sağcı ya da İslamcı, dönemin egemenleri her kimi ezmiş ise, hukuksuz biçimde özgürlüğünü elinden almış ise, siyasal kimliğinden bağımsız olarak onun yanında olmak, en azından mağduriyetini kamuoyuna duyurmak bizim ahlaki ve ilkesel tutumumuzun zorunlu sonucudur” diye konuştu.
Malatyahaber.com’a konuştu: Mağdur Mahkum ve Tutuklularla İdeoloji Ayrımı Yapmaksızın Görüşüyoruz. Solcu, ya da İslamcı, Hiçbir Mağdura Sağır Kesilme Hakkımız Yok.
Konuyla ilgili olarak malatyahaber.com muhabirinin sorularını yanıtlayan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Malatya E Tipi Cezaevi’nde yaptığı ziyarete partisinin Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile birlikte gittiğini belirterek şöyle konuştu: “Sayın Ağbaba daha önce de Zekeriye Şengöz ve Fahri Memur’u ziyaret ederek, bu insanların yıllardır yaşadıkları mağduriyeti, haksızlığı ve hukuksuzluğu bir CHP milletvekili olarak kamuoyuna duyurmuş. Ben de Veli bey sayesinde tanıştım bu insanlarla. CHP milletvekillerinden oluşan ve Sayın Veli Ağbaba’nın aktif biçimde içinde yer aldığı Cezaevi İzleme Komisyonu, siyasi görüş, ideoloji ayrımı yapmaksızın Türkiye’deki 50’den fazla cezaevinde her siyasi görüşten tutuklu ya da mahkûmla görüştü. Mağdur olduğunu, cezaevinde işkence - kötü muamele gördüğünü, hukuksuz yargılama ile mahkûm edildiğini, mesnetsiz iddialar ile tutuklandığını düşünen, söyleyen yüzlerce tutuklu ve mahkûmla görüştü ve dinledi. İBDA-C lideri olduğu belirtilen Salih Mirzabeyoğlu ile de, Silivri’deki tutuklularla da görüştüler. Hizbullah davasından mahkum olanları da ziyaret ettiler, sadece poşu taktığı için aylarca özgürlüğünden yoksun bırakılan Cihan Kırmızıgül’ün de sesi oldular. Cezaevinde erkek gardiyanların önünde çırılçıplak soyularak aranan KCK’lı kadın tutukluları da dinlediler. Birçok cezaevindeki insanlık dışı muameleyi, bu bağlamda Pozantı Cezaevi’nde çocuk mahkûmlara yapılan işkence ve tecavüzleri ortaya çıkardı. CHP milletvekillerinin bu temas ve görüşmelerinden sonra ise Türkiye’nin bugüne kadar ki en kapsamlı Cezaevi Raporu hazırlandı. Bu rapor Türkiye’nin kanayan yarası cezaevlerindeki Bütün bu söylediklerim bağlamında şunu vurgulamak istiyorum: Malatya Cezaevi’ndeki ziyaretimizde de görüştüğümüz hiç kimseye siyasi kimliğine göre yaklaşım göstermedik. Hem Zekeriya Bey ve Fahri Bey ile görüştük, hem de DHKP-C ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle tutuklanan KESK yöneticisi öğretmenlerle, TİKKO üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan insanlarla görüştük. Siyasi olmayan mahkûmlarla da görüştük, onları da dinledik. Çünkü onlar siyasi tutuklu ya da mahkûm olmadıkları için seslerini duyuramıyor ve çok daha fazla eziliyorlar. AKP yönetimindeki Türkiye’de adalet ayaklar altında. Bu nedenle mağdur olduğunu düşünen, iddia eden ve haksızlığa, işkenceye, insanlık dışı muameleye tabi tutulan tüm mahkûm ve tutuklularla görüşmek ve onların sesine sağır kesilmemek her şeyden önce insan olmamızın gereğidir. Solcu, sağcı ya da İslamcı, dönemin egemenleri her kimi ezmiş ise, hukuksuz biçimde özgürlüğünü elinden almış ise, siyasal kimliğinden bağımsız olarak onun yanında olmak, en azından mağduriyetini kamuoyuna duyurmak bizim ahlaki ve ilkesel tutumumuzun zorunlu sonucudur Bu bakımdan AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin’in ‘Sadece arkadaşlarımız için gelselerdi başımız üstüne’ şeklindeki ayrımcı sözlerini, ötekileştirici tavrını, insani değerler bakımından anlamlandırmak mümkün değildir”.
Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’un ziyaretten memnuniyet duyduğunu kaydeden CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, ‘Çok iyi bir ziyaret oldu. Zekeriya Bey ve Fahri Bey’le Türkiye’deki yargı sisteminin yanlışlarını, adaletsizlikleri, yeni anayasa çalışmalarına dair kısa sohbetler yaptık. AKP iktidarının 11. yılına girmiş olmasına karşın 28 Şubat sürecinin yarattığı mağduriyetlerin hala giderilmemiş olmasının üzücü olduğunu belirttim. Görüşmemiz çok güzel geçti. Kendilerinin davasını da konuştuk. 6 yıldan fazladır yatıyorlar. Yeniden yargılama yapılarak özgürlüklerinin iadesi konusunda çok fazla bir beklentileri olmadığını gördüm. Bu kadar yıl yattık, 2 yıl daha yatarız psikolojisini müşahede ettim. Zekeriya Bey ve Fahri Bey dirençli insanlar, tanışmaktan mutlu oldum” diye konuştu.
AKP Milletvekili Şahin’in Yargının Karar Vermediği Davada İnsanları Suçlu İlan Etmesi Kişilik Haklarına Saldırıdır.
AKP Malatya Milletvekili’nin cezaevi ziyareti konusunda yaptığı açıklamada DHKP-C üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanan KESK üyesi öğretmenleri, herhangi bir yargı kararı olmadan suçlu ilan etmesinin hukukun en temel ilkesi olan masumiyet karinesinin açık ihlali olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, “Hiçbir insan aksi yönde yargı kararı olmadıkça suçlu ilan edilemez. Yani, ceza yargılamasında masumiyet karinesi dediğimiz ilkeye göre, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça kişi masum sayılır. Bir insanın tutuklanmış olması onun suçlu olduğunu göstermez. Mahkeme sürecinin devam ettiği bir davada yargılananları iktidar partisine mensup bir milletvekilinin peşinen suçlu ilan etmesi, sözkonusu davada yargılanan insanların kişilik haklarına açık bir saldırı olduğu gibi, yargıya yönelik bir yönlendirme anlamı da taşımaktadır. Çünkü siyasal iktidarın bir milletvekili devam eden bir mahkeme kapsamında tutuklu olan şahısları peşinen suçlu ilan etmektedir. Bu, yargının etkilenmesi açısından değerlendirildiğinde tehlikeli bir açıklama olarak kayıtlara geçmiştir” ifadelerini kullandı.
Haber: Niyazi DOĞAN