Milliyet Gazetesi yazarlarından Melih Aşık, "Açık Pencere" köşesinde "Yargıç Sınavı" başlığıyla, Malatyalı bir gencin yargıçlıkla ilgili yazılı sınavları kazanmasına rağmen, mülakatta elenmesini yazdı.
İşte o yazı:
"YARGIÇ SINAVI
Ali Haydar Kara, adli yargı hâkim ve savcılık sınavına üç defa giriyor...
Üçünde de yazılı sınavı veriyor...
Üçünde de mülakatta eleniyor...
Neden başarısız sayıldığı kendisine bildirilmiyor.
Ali Haydar Malatya Arguvan doğumlu...
Alevi... Görüşleri de iktidarın görüşleriyle pek uyuşmuyor. Elenme sebebleri bunlar mı? Yoksa nedir?
Son mülakat geçen nisan ayında yapılıyor. Bu mülakatta da başarısız sayılması üzerine Ali Haydar Kara Ankara 13. İdare Mahkemesinde dava açıyor.
Mahkeme yürütmeyi durduruyor ve şu kararı veriyor...
Adayın mülakatı tekrarlansın, görüntülü ve sesli olarak kayıt altına alınsın, kendisine cevapları önceden belirlenmiş sorular sorulsun, verilen puan gerekçelendirilsin...
Fakat bakanlık yasal süresi içerisinde bu kararı uygulamıyor.
Ali Haydar Kara bu yüzden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bakan Sadullah Ergin ve Müsteşar Ahmet Kahramana karşı manevi tazminat davası açtı. Ayrıca Adalet Bakanlığını da mahkemeye veriyor.
Ali Haydar Kara:
Benim durumumda bir çok insan var fakat dava açamıyorlar. Korkup çekiniyorlar. Ben her şeyi göze alıp davalar açtım. Beni artık hâkim savcı yapmazlar ama başkaları bunları yaşamasın, haksızlığa uğramasın istiyorum... diyor.
Yargıç ve savcı sınavları yıllardır sorun oluyor. Sınavların kameralı ve kayıtlı yapılması tek çözüm. Ancak iktidar ısrarla bu yola gitmiyor. Bağımsız yargıya geçit vermiyor. Neden bu kadar korkuluyor bağımsız yargıdan?"