- Bombalı suikastle katledilen Hamido'nun yakın çalışma arkadaşından ilginç değerlendirmeler..
Posta yoluyla gönderilen paketteki bombanın patlamasıyla gelini ve iki torunu ile birlikte 17 Nisan 1978 tarihinde katledilen Malatya Eski Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu’nun siyasi kişiliği ve mücadelesi hakkında bilgi veren yakın çalışma arkadaşı Mehmet Naci Şavata, Fendoğlu’nun, Türkiye ve Malatya’nın yakın siyasi tarihinde iz bırakan, cesur ve dürüst bir kimliğe sahip olmasına karşın, Malatya burjuvazisinin, Fendoğlu’nun başarılarını sindiremediğini ve kabullenemediğini öne sürdü.
Hamid Fendoğlu’nun belediye başkanlığı döneminde belediye başkan yardımcısı olarak çalışan, Fendoğlu’nun katledilmesinden sonra ise güvenli ortam oluşmadığından seçim yapılamadığı için 18 Nisan 1978 – 9 Şubat 1980 tarihleri arasında Mansup (atanmış) Belediye Başkanı sıfatıyla Malatya Belediye Başkanlığı yapan Şavata, İnönü Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksekokulu Yerel Yönetimler Programı Öğretim Elemanı Niyazi Doğan’ın editörlüğünde hazırlanmaya başlanan “1924’den Bugüne Malatya Belediye Başkanları” başlıklı çalışma kapsamında, Hamid Fendoğlu’nun biyografisini hazırlayan Yerel Yönetimler Programı öğrencisi Sümeyye Toksöz’ün sorularını cevaplandırdı.
Sağ yelpazedeki 3 partinin (AP – MSP – MHP) ortak adayı olarak, 1977 yerel seçimlerinde bağımsız Malatya Belediye Başkanı seçilen Hamid Fendoğlu’nun, bağımsız aday gösterilme sürecinde yaşanan ve bugüne değin kamuoyu tarafından bilinmeyen bazı perde arkası bilgiler de aktaran Naci Şavata, “Malatya’da Hamit Fendoğlu dışında bir isimle CHP karşısında başarı sağlanması mümkün değildi. Buna rağmen, AP, MSP ve MHP’de, seçkinci, elitist tavır takınan, bir bakıma ‘Beyaz Türkler’ olarak niteleyebileceğimiz bazı üst düzey yöneticiler, Hamido’nun ortak adaylığına çok sıcak bakmadılar. Peki, Hamit Fendoğlu’nun onca mücadelesine, milliyetçi ve mukaddesatçı duruşuna rağmen MSP’den bile adaylığına neden muhalefet ediyorlar? Çünkü onların da etrafında, kendilerini adeta ‘Beyaz Türkler’ şeklinde konumlandıranlar var, ‘Jön Türkler’ var… Ama bu üç partinin tepe yönetiminden bazı isimler Fendoğlu’nun adaylığına karşı çıkarken, her üç partinin tabanında ise, tam tersine büyük bir heyecan oluştu ve Malatya halkının baskısıyla ortak aday gösterdiler ” şeklinde konuştu.
Naci Şavata, Hamido ile tanışmasının, henüz 13-15 yaşlarında iken Fendoğlu’nun gıyabında gerçekleştiğini belirterek şöyle konuştu:
“Ben Hamid Fendoğlu’nu henüz 13-15 yaşlarında iken, Yassıada yargılamaları sırasında, radyodan tanımaya başladım. 27 Mayıs 1960 tarihinde darbe yapan TSK içindeki cunta elemanları, başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere, silah zoruyla iktidardan devirdikleri Demokrat Partilileri Yassıada’ya toplayarak sözde bir mahkeme yolu ile yargılamaya başlamıştı. Bunlardan biri de Hamit Fendoğlu idi. Tabii, tümüyle hukuk dışı, siyasi bir yargılamadan söz ediyoruz Mahkeme Başkanı Hamido’ya soruyor: ‘Sen Celal Bayar ve Adnan Menderes hakkında ne diyebilirsin?' Bu soru üzerine Hamido, Adnan Menderes’e en yakın isimlerden, hatta Menderes’in soyadını alacak kadar kendisini çok sevdiğini söyleyen Ethem Menderes’in bile, başvekil Adnan Menderes’e ihanet ettiği bir anda, aynen şunu söylüyor: ‘Birisi benim cumhurbaşkanım diğeri benim başbakanımdır. Her ikisine de sonsuz hürmetim vardır’. Yıllarca beraber siyaset yapan ve Bayar-Menderes ikilisinin himmetiyle biryerlere gelenlerin birbirini arkadan hançerlediği sırada Hamido mertçe onları savunuyor. İşte bu dirayetli ve cesur kişilik Malatya’da Hamido’yu Hamido yapan bir olgudur”
Malatya burjuvazisinin, siyasi kişiliğindeki dürüstlüğe, kendisini memleketine adamışlığına ve siyasi başarılarına rağmen Hamid Fendoğlu’nu bir türlü kabullenemediğin belirten Şavata, “Ne yazık ki Malatya’nın burjuvası, ekâbir takımı, kentsoyluları bir türlü Hamido’yu içine sindiremedi. Hamido, o büyük mücadelesine rağmen uzun süre siyasette hak ettiği yere bu nedenle gelemedi, seçmediler, seçtirmediler. Ancak 1960 darbesinde sonraki süreçte, Adalet Partisi 1965 yılında Demokrat Parti’nin mirasçısı olarak Türkiye genelinde olduğu gibi Malatya’da da büyük bir çıkış yakalıyor. İki milletvekili çıkarıyor. Bu milletvekillerinden biri, Prof. Dr. İzzettin Doğan hocanın babası Hüseyin Doğan Dede, diğeri ise Hamit Fendoğlu’ydu” dedi.
Hamit Fendoğlu’nun 1977 yılı yerel seçimlerinde sağ yelpazedeki AP, MSP ve MHP’nin ortak belediye başkan adaylığı üzerinde uzlaşılması konusunda detaylar aktaran Şavata, bu uzlaşma sürecinde kendisinin de yoğun bir mekik diplomasisi yürüttüğünü söyledi.
Hamido adının, sağ yelpazedeki milliyetçi muhafazakâr üç partiye kabul ettirilmesinin uzun müzakerelerden sonra gerçekleştiğini açıklayan Şavata, bu bağlamda kendisinin de Milli Selamet Partisi’nin temsilcisi olarak bu müzakereler içinde yer aldığını kaydetti.
Şavata, Fendoğlu’nu, tabanın güçlü arzusu ile ortak aday göstermesi istenen partilerin lider kadrosundaki bazı isimlerin Fendoğlu ismine başta muhalefet ettiklerini, ancak daha sonra tabanın taleplerine boyun eğmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Şavata şöyle dedi:
“Bu 3 partinin birinde (MSP) İslam önde, birinde (MHP) milliyetçilik önde, birinde (AP) de liberallik önde ama hepsinin bazı ortak noktaları vardı. Mesela bu partilerin bazı tepe yöneticileri kendilerini adeta ‘Beyaz Türk’ olarak görüyordu. Bu nedenle, başta Hamit Fendoğlu ismine muhalefet edildi. Ancak daha sonra Fendoğlu dışında bir isimle CHP karşısında başarılı olamayacaklarını, sağ seçmen kitlenin de Hamit Fendoğlu dışında bir isim etrafında birleşemeyeceğini anlayınca aday göstermek zorunda kaldılar.”
Hamido, gelini ve 2 torunu için 18 Nisan 1978'de Malatya'da düzenlenen cenaze törenine eski Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar, dönemin Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş de katılmışlardı.
malatyahaber.com
FOTOĞRAFLAR: Hamit Fendoğlu ile ilgili değerlendirme yapan Naci Şavata (ilk fotoğrafta mezar taşının hemen arkasındaki, ikinci fotoğrafta sağ baştaki), merhum eski belediye başkanı ve yakınları için ölüm yıldönümü olan 17 Nisan Pazartesi günü merkez Bulgurlu Mahallesi'ndeki (köyündeki) mezarları başında yapılan anma töreninde.