‘İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Geliştirilmesi Projesi’nin Faz II’ toplantısı Malatya’da yapıldı. Malatya Valisi Vasip Şahin, vali yardımcıları,kaymakamlar, askeri ve mülki erkan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıya konuşmacı olarak; İçişleri Bakanlığı İllerİdaresi Başkanı Rahmi Doğan (Proje Lideri), Proje Baş Teknik Danışmanı Prof. Dr. Sebastian Roche , Pilot İllerin Koordinasyonundan Sorumlu Uzman Sevcan Akıncı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (United Nations Development Programme - UNDP) Program Yöneticisi Leyla Şen katıldı.
“Malatya Pilot İller Arasında”
Anemon Otel’de yapılan toplantıda konuşan İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Başkanı Rahmi Doğan “3.5 Milyon Euro bütçesi olan bir proje; tamamının finansmanı Avrupa Birliği tarafından karşılanacak. 24 ay sürecek olan projenin amacı; Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımına destek vermek, temel hak ve özgürlüklerin daha iyi bir şekilde kullanılmasını sağlamak, demokratik hak ile kişi hak ve özgürlüklerinin vatandaşlar tarafından kullanımını teminat altına almak, mevcut denetimlerin daha etkin bir şekilde yapılmasını sağlamaktır. Projenin 2. fazında 7 tane pilot il seçildi. Bunlar; Malatya, İstanbul, Gaziantep, İzmir, Konya, Kayseri ve Trabzon illeridir. ” dedi.
“Büyük Yararlar Elde Edilecek”
Proje Baş Teknik Danışmanı Prof. Dr. Sebastian Roche ise konuşmasında; “ Bu proje Türkiye’de iç güvenlik sektörüne sivil denetimi ve gözetimi ile ilgili olacak. Kolluk kuvvetlerinin demokratik gözetimine baktığımız zaman; nasıl yapılıyor, hangi araçlarla yapılıyor aslında bundan bahsediyoruz. Tüm bu gözetimi yaparken kullanılan araçlarla ilgili projeler. Böyle bir projeden tüm faydalanıcılar büyük yararlar elde edecek. Öncelikle vatandaşların ihtiyaçları sistematik bir şekilde ele alınacak ve göz önünde bulundurulacak. İç güvenlik kuvvetleri içinde bazı faydaları olacak. Bu proje halkın iç güvenlik kuvvetlerine daha fazla güvenmesini sağlayacak. Aynı zaman vatandaşlarla daha fazla etkileşimde bulunma faaliyetimizi de artıracak. İç güvenlik kuvvetlerinin kendi yasal güvenliği de artmış olacak. Bu projenin ikinci fazı; bu ne anlama geliyor? Sayın Valimiz ile daha önce iki yıl boyunca işbirliği içerisinde çalıştık, şimdi ikinci fazına geçeceğiz. Projenin ikinci fazı birincisinden daha da büyük bir yapıya sahiptir. “ dedi
“Saraçoğlu Proje’nin Kilit Uzmanı”
İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler eski Müşaviri İbrahim Saraçoğlu’nun projenin kilit uzmanı ve çok önemli bir unsuru olduğunu söyleyen Proje Baş Teknik Danışmanı Prof. Dr. Sebastian Roche konuşmasının devamında; “İbrahim beyin yardımı ile burada yapacağımız her şey proje açısından önemli bilgileri oluşturacak. Biz bu taslak kurumsal oluşumunu İçişleri Bakanlığı’na sunduktan sonra, projenin taslaklarını oluşturmak gibi bir görevi olacak. Bu mevzuat; Türkiye’de ‘Yerel Güvenlik Komisyonları’nın oluşması ile ilgili olacak. O nedenle Malatya’da yapılacak şeylerin önemini ne kadar vurgulamaya çalışsam bile az kalacak. Eğer Malatya’da çıkarılan iş kötü olursa; nihayetinde ortaya çıkarılacak mevzuatta kötü olacaktır. Tabi ki böyle bir şey olmayacaktır. Hedeflerimiz, vatandaş odaklı polis ve jandarma, yerel seviyede koordinasyonu artırmak ve yaşam kalitesini etkileyen suçları engellemektir. Bu çerçevede ‘yerel güvenlik komisyonlarına’ vatandaş katılımını sağlamak merkezi amaç olacaktır. Bu da yerel güvenlik planlarının hazırlanmasında vatandaşların söz sahibi olması anlamına geliyor. Tabi bu sayılan hedeflere ulaşılması için Valilik, polis ve jandarmaya, ilgili teknolojileri sunmakta amacımız olacak. Yerel insanların yerel sorunları ile ilgilenecek yerel komisyonlar olacak. Bu komisyonlar problemlerin ve hayatın kalitesini etkileyen şeylerin önlenmesini sağlayacak. Bu sürece sivil toplum kurumları da dâhil edilecektir. “ifadelerini kullandı.
“Vatandaşların Görüşü Etkili Olacak”
Toplantıda daha sonra, Pilot İllerin Koordinasyonundan Sorumlu Uzman Sevcan Akıncı tarafından ; “Yerel Güvenlik Komisyonlarının Yapısı, İşleyişi ve Görevleri” konusunda bilgiler aktarıldı. Akıncı konuşmasında; “ Yerel güvenlik komisyonları, Valilerin yetkilerini işlevleştirecek, istişare amaçlı valilerimizin liderliğinde şu andaki mevzuata uygun birimdir. Örneğin; Fransa’da nüfusun 10 binin üzerindeki tüm yerleşim yerlerinde ‘yerel güvenlik komisyonları’ oluşturuluyor, böylece vatandaşlar güvenlik meselelerinin önceliklerinin tespit edilmesinde katkı sağlayabiliyorlar. Türkiye’de zaten temeli olan Toplum Destekli Polis gibi projelerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Kıt olan kaynakların daha etkin dağılımını sağlamak, suçun oluşmadan önce önlenmesini de amaçlar arasında sayabiliriz. “ dedi.
“Valilerin Liderliğinde Yapılacak”
Yerel güvenlik komisyonlarının; kamu kurumları(Valilik, kaymakamlık, belediye, diğer kamu kurumları, muhtarlar), kolluk kuvvetleri (Polis, jandarma, sahil güvenlik, gümrük muhafaza), sivil toplum kuruluşları(STK’lar, medya, akademisyenler) ve özel sektörden (Ticaret odaları, özel güvenlik şirketleri) oluşacağını söyleyen Akıncı; “ Toplantılar Valilerin liderliğinde yapılacaktır. Yerel güvenlik planlarının içerikleri; bölgenin tasviri, güvenlik ile ilgili mevcut veriler, güvenliği sağlayan mevcut mekanizmalar, yerel güvenlik ihtiyaçları analizi, güvenlik öncelikleri ve hedefler, öncelikli güvenlik sorunlarının çözümünde kurumların taahhütleri, detaylı aksiyon planları, güvenlik planı izleme ve değerlendirme metot ve süreçleri ile taahhütte bulunan kurumların resmi imzalarından oluşacak. Sonrasında ise plan uygulanmaya başlayacak. “ ifadelerini kullandı.
UNDP Program Yöneticisi Leyla Şen ise yaptığı konuşmada; “ Bu proje Avrupa Birliği üyelik sürecinde hayata geçen bir proje ama inanın Dünyanın bir çok yerinde yapılıyor.” dedi.
"Polis ya da Jandarma'nın İşine Karışma Yok"
Toplantıda son olarak söz alan Malatya Valisi Vasip Şahin ise; “Kolluk kuvvetleri üzerindeki sivil gözetimin anlamı, kolluk kuvvetlerinin başında demokrasi kılıcı gibi vatandaşları ya da sivil toplum kuruluşlarını sallandırmak değil, onların her aşamada ve her konuda işlerine karışmak, çeşitli konularda onlara emir ve talimatlar vermek de değildir. Bizim kolluk kuvvetlerinin bugünkü mevcut mevzuatımızda olduğu şekliyle; sivil iradeye, sivil mekanizmaya bağlılığının aslında tekrar ortaya çıkarılmasıdır. Bizde kurulmuş olan ve 1930’lardan itibaren müesses hale gelmiş mekanizmanın tekrar bir daha tartışılması, tekrar bunun işlevinin ve işlerliğinin daha öne çıkarılması ve artırılması amaçlı. Yoksa sivil toplumun ya da vatandaşın, polisin ya da jandarmanın işine karışması gibi bir şey yok. Bu sadece bizde değil Avrupa’da da yok. Polis ve jandarma işine başladığı andan itibaren, artık tamamen kendi bilgi ve tecrübesi doğrultusunda hareket ederek, işini sonuçlandırır” dedi.
HABER KAYNAĞI ve FOTO: Görüş Gazetesi (Levent BARIŞ)