Emekli öğretmen, gezgin-yazar Fikri Demirtaş, Malatya’nın Kernek semtinde Büyükşehir Belediyesince açılan Malatya Sofrası lokantası ile yanı başında bulunup depremden bu yana kapalı tutulan Beydağı Camisini kaleme aldı.
Malatya Sofrasında Bir Öğle Molası ve Beydağı Camii Üzerine Düşünceler başlığıyla Demirtaş’ın blogunda yayınlanan yazıda, İstanbul Büyükşehir Belediyesince başlatılıp başka illere yayılan, nihayetinde Malatya’da Malatya Sofrası adıyla açılan, vatandaşa ucuz fiyata yiyecek-içecek sağlanan lokantayı değerlendirdi.
Demirtaş “Gezgin bir öğretmen olarak, 10 Şubat 2025’te, Kernek'te yer alan Malatya Büyükşehir Belediyesi BELSOS’un ikinci şubesi olan "Malatya Sofrası"nda öğle yemeği için mola verdim. 27 Aralık 2024'te açılan bu mekan, Malatya Sofrası'nda öğle saatlerinde (12.00-14.00) dört çeşit yemek, sadece 50 TL’den, sabah 07.00’den akşam 18.00’e kadar çorba, çay ve su hizmeti ise 20 TL olarak belirlenmiş” diye başladığı yazısına şöyle devam etti:
“Ancak mekanın en dikkat çekici yanı, zemininde yer alan cam bölmenin altından süzülen Derme Kanalıydı. Berrak su, yosun tutmuş kayaların arasından nazikçe akarak yapay bir şelaleye dökülüyor ve ardından Kernek Kanalboyu’na doğru yoluna devam ediyordu. Gün ışığının suyun yüzeyinde oluşturduğu yansımalar ve hafifçe yükselen su sesi, yemeğime ayrı bir huzur katıyordu. Çevremdeki insanların neşesi, lezzetli yemekler ve suyun melodisi bir araya gelince, buradaki anlar unutulmaz hale geldi.”
Lokantanın bulunduğu tepeden Malatya’nın deprem sonrası değişen yüzüne ilişkin değerlendirmeler yapan Demirtaş şu ifadeleri kullandı:
“Bu huzurlu anların ortasında, Malatya’nın iki yıl önce yaşadığı büyük felaket gözlerimin önüne geldi. 6 Şubat 2023’te on bir ilde meydana gelen Malatya’yı da derinden sarsan deprem, sadece insanları değil, kentlerin kültürel mirasını da ciddi şekilde etkiledi. On binlerce insanımızı kaybettiğimiz bu felaket, yüz binlerce yapıyı yerle bir etti; ibadethaneler ve tarihi yapılar da bu yıkımdan nasibini aldı.

Bugün Malatya’da hayat her ne kadar devam etse de şehrin büyük bir kısmı hala bir şantiye alanı görünümünde. TOKİ tarafından inşa edilen konutlar peyderpey teslim edilse de, on binlerce insan hâlâ konteyner kentlerde veya farklı illerde yaşamlarını sürdürüyor. Çarşı merkezindeki yeni işyerleri hızla yükselirken, rezerv alanlar ve yerinde dönüşüm projeleri çeşitli sorunlarla ilerliyor.
Bütün bu düşünceler zihnimden geçerken, oturduğum yerde eski Malatya’yı hatırlıyor ve mırıldanıyordum:
"Malatya Malatya bulunmaz eşin
Gönülleri coşturur ayla güneşin…"
Beydağı Camii: Depremin Sessiz Tanığı
Lokantanın bitişiğinde yer alan vBeydağı Camisini anlatan Demirtaş bu bölümde ise şöyle yazdı:
“Yemek sonrası, restoranın hemen yanında yer alan Beydağı Camii dikkatimi çekti. Minarenin mermer kitabesinde "Beydağı Camii, Yapılış Tarihi 1972" yazıyordu. Caminin bahçesi bembeyaz bir kar örtüsüyle kaplıydı. Çatısından eriyen karların oluşturduğu su damlalarının şırıltısı, ortama mistik bir hava katıyordu.
Edindiğim bilgilere göre, Beydağı Camii 6 Şubat 2023 depreminden sonra herhangi bir hasar almadığı için ibadete kapatılmamıştır. Ancak, öğle vaktinde yemekten sonra camiye gittiğimde kapının kilitli olduğunu gördüm. Bu nedenle, cep telefonumun ekranını cam yüzeye dayayarak caminin iç kısmının fotoğrafını çekmek durumunda kaldım. Bahçesinden Malatya’nın geniş bir manzarasını görmek mümkündü. Girişte, Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan modern bir mermer çeşme bulunuyordu. Ancak caminin alt katındaki abdesthane ve tuvaletlerin hijyenik açıdan kötü durumda olması, yapı ile ilgili bakım eksikliklerini gözler önüne seriyordu.
Minarenin şerefesine takılmış dört büyük hoparlör ise dikkat çeken bir diğer detaydı. Zarif tuğla minarenin estetik görünümünü bozan bu dev hoparlörler, caminin tarihi dokusuna adeta gölge düşürüyordu. Camiler için daha estetik ve mimariye uyumlu bir ses sistemi geliştirilmesi gerekmez mi diye düşünmeden edemedim.
Beydağı Camii, Malatya merkez Beydağı Mahallesi'nde, Kanalboyu Caddesi üzerinde, yeni yapılan Kernek Parkı’nın yamacında konumlanıyor. Dikdörtgen planlı bu yapı, kiremit kaplı kırma çatısı ve tek şerefeli zarif minaresi ile dikkat çekiyor. Ana giriş, ön cephenin solundaki merdivenlerle sağlanıyor ve giriş bölümü camekanla korunmuş. Caminin iç kısmına erişim mümkün olmasa da, dışarıdan gözlemlenen mimari detaylar yapının özgünlüğünü yansıtıyordu.
Bu ziyaret, Beydağı Camii'nin hem tarihi dokusunu hem de deprem sonrası yalnızlığını daha derinden hissetmeme neden oldu.
Caminin sunduğu manzara insana huzur verse de bakım eksiklikleri ve estetik açıdan yarattığı çelişki, yapının atmosferini gölgede bırakıyordu.
Umarım en kısa zamanda ilimizde hasar gören bütün camilerin restorasyon çalışmaları tamamlanır ve bu güzel camilerimiz, Malatya halkına yeniden kapılarını açar.”
Demirtaş’ın yazısı ile fotoğraflarının tamamına şu linkten erişebilirsiniz:
https://fikridemirtas44.blogspot.com/2025/02/malatya-sofrasnda-bir-ogle-molas-ve.html
Fikri DEMİRTAŞ