SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya, Tam Deprem Hattının Göbeğinde.."

A- A+ PAYLAŞ

Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı’nın kültürel ve sosyal dayanışma programlarından biri olan Geleneksel Vefa Zamanı-4 etkinliği gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinliğe konuk olarak katılan Deprem Uzmanı Prof.Dr. Naci Görür, Malatya bölgesinin depremselliği ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu ve  "Malatya tam deprem hattının göbeğinde"dedi,  uyarılar yaptı.

Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı’nın İstanbul-Fatih’teki Ali Kuşçu Mahallesi At Pazarı Meydanı’nda bulunan kendi merkezinde vakıf üyesi ve davetliler ile vakıftan burs alan üniversite öğrencilerinin de katıldığı etkinlikte Prof.Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Remzi Akkök kendi akademik alanları ile ilgili olarak katılımcılarla sohbet ettiler.

"MALATYA İYİ Mİ, HAYIR?!."
Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür etkinlikte yaptığı sohbette, “Benim ismim söylenince insanların aklına deprem geliyor. Bizim memleketimizde deprem denilince, her nedense insanlarımızın, yöneticilerimizin fazla ilgi göstermekten kaçındığı bir konu. Ama deprem bu ülkenin de en büyük gerçeği. Halbuki deprem ekonomiden daha gerçek, ekonomiyi de etkiliyor. Gün geçmiyor ki bu ülke sallanmasın, gün geçmiyorki belirli yerler de az veya çok zarar olsun. Allah’tan büyük depremler öyle her gün olmuyor. Ama olduğu zaman binlerce insanımız ölüyor. İşte daha dün sayılır, 1999 depremi, gerçi 23 sene geçti, şimdi gençler için uzun zaman sayılır, ama 55 saniyede 25 bin insanımızı gömdük. Osmanlı dönemine gitmeye gerek yok, 1939 depremi Erzincan, 30 bin kişi ölüyor, 1942-43 Niksar-Erbaa depremi, 1944, 1957 Abant depremi, 1967 Adapazarı depremi, 1999 Düzce Depremi, 1999 Gölcük Depremi, 2011 Van Depremi ve 2020 Elazığ depremi, sırayla büyük depremleri saydım. 1939 ile 2020 arasındaki büyük depremlerde 100 binden fazla insan ölüyor. Bu belanın içinde sessiz sessiz beklemek olur mu? Neden bu konuda talepkâr olmuyoruz? Neden hükümetten, devletten, yerel yönetimlerden bu konu da istekli olmuyoruz, bu sorunu dile getirmiyoruz? Onu anlamak mümkün değil.” İfadelerini kaydetti.

Prof. Dr. Görür, “Deprem bu ülkenin bir gerçeği. Elazığ’da halen şehrin üçte ikisi haşat. Ancak bir kısmı yapıldı. Yapılan da öyle fazla bir şey değil. Halk Elazığ’ı terk ediyor. Elazığ öyle de, Malatya iyi mi, hayır. Malatya da tam deprem hattının göbeğinde, hem de her tarafı sarılmış durumda.” dedi.

Prof. Dr. Naci Görür şöyle devam etti:

“Depremin belli bir periyodu var. Aradan 5 sene, 10 sene, 20 sene geçince biz zannediyoruz ki, hiç deprem olmayacak. Deprem zamanı gelince oluyor. Belirli enerjiyi biriktirdikten sonra oluyor. Kimi depremin olma periyodu 20 sene, kimi 50 sene, kimi 100 sene. Bakın Marmara’da, İstanbul’da depremin periyodu, yenilenme periyodu 250 sene. En son 1766’da oldu. 250’yi 1766’nın üzerine koy, 2016 yılına gelir. İşte bugünlerde İstanbul’da yeniden deprem olma zorunda. Depremin uzun aralıklarla meydana gelmesi nedeniyle gaflete düşmeyelim. Bizim insanımız, bilim adamı konuşunca, ‘Yahu 60 sene sonraymış, kim öle kim kala’ diyor. Ama nesillerimiz bu ülkede yaşıyor. Yapmayın, milletin düzeltemeyeceği hiçbir şey yok. Siyasetçiden, yerel yöneticiden, hükümetten bunları isteyin. Belediyelerden abuk sabuk şeyler istemek yerine, kendi çıkarlarınız için yanlış şeyler istemek yerine deprem dirençli kentleri isteyin.”

Etkinlikte Prof. Dr. Remzi Akkök de yine kendi alanı ile ilgili katılımcılarla sohbet etti.

"VEFA BÖYLE BİR ŞEY"
Gerçekleştirilen Vefa Zamanı-4 Etkinliğinde Vakfın kurucu Üyelerinden ve emektarlarından hayırsever iş insanları Mehmet Conger ve Rıfat Türkeri’ye Vefa Belgeleri ve vakıf kurulurken kurucu olarak yer aldıkları belgenin tabloları verildi.

Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Şener, katılımcılara teşekkür ederek, “Vefa böyle bir şey, beklenmedik zaman da karşılığı olmayan bir duygudur, bir hissiyattır. Vefa, aldığınız bir yardımı, görmüş olduğunuz bir iyiliğe karşı göstermiş olduğunuz yakınlıktan fazla bir şeydir. En önemlisi hiç karşılık beklemeden bir şeyler yapmak ve dokunmaktır. Vefa adam olmanı ön şartı, vefa olmazsa insanlık boynu bükük kalmaya mahkumdur. Vefa etkinliklerimizi, yöremizin ve bölgemizin eğitimlerine hiçbir karşılık beklemeden katkı ve destek sunan insanları hatırlamak için yapıyoruz. Vakfımızın kurucuları olan çınarlarımız var, kıdemli gençlerimiz var, onların bu vakfın kuruluşunda emekleri var. Onları unutmamamız gerekiyor.  Sanal dünya hepimizi yalnızlaştırıyor. Geleceğimiz için geleneklerimizi, göreneklerimizi yaşatmamız gerekiyor.” dedi.

Vakfın kurucularından hayırsever iş insanı Rıfat Türkeri, “Vakfımız hem Pütürge, hem de Doğanyol’umuza ait bir kuruluştur. Hepimiz elimizden geldiği kadarıyla bu vakfımıza sahip çıkacağız., destek sunacağız. Gençlerimize her zaman sahip çıkacağız” dedi.

Vakfın kurucularından hayırsever iş insanı Mehmet Conger ise “Vakfımızın her zaman yanındayız” diyerek yapılan etkinlik ve çalışmalar için teşekkür ederek, tebriklerini iletti.

Etkinlik davetli ve katılımcılara yapılan ikramla sona erdi.

Etkinliğe yazmış olduğu "Gökyüzüne Dokunurduk Babik'te” kitabını Pütürge- Doğanyol Eğitim Vakfı Kültür Yayınları bünyesinde yayınlayarak gelirini vakfa burs olarak bağışlayan iş insanı Ziya Akşahin, vakıf başkan Yardımcısı Bayram Tilbaç  ile birlikte kurucu üye iş insanı Zeynel Aslan, Babik Köyü Derneği Başkanı Şerif Akşahin, vakıf üyesi iş insanı Kasım Eraslan, Gürsel Aydemir, Bilal Atabey, Nizamettin Ayaydın, Hacı Toktay, Metin Çetinkaya, İdris Polat, vakıf üyeleri ve vakıftan burs alan İstanbul’daki öğrenciler ile davetliler katıldılar.

malatyahaber.com- kubbedagi.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

7 yorum yapılmış

  • Malatyalı (1 yıl önce)
    Şehrin göbeğindeki çürük olduğu her halinden belli olan Mecidiye İş hanına boya badana yaparak depreme hazırlıyor belediyemiz
    %85
    %15
    Yanıtla
  • hah hah hah haa haaa
    %100
    %0
    Yanıtla
  • 44 Gurbet (1 yıl önce)
    Kendi evini yaparken dahi demirde betonda çalıyorlar iki kat yerine 4 kat yapıyor tek hedefi nasıl ucuza getiriz diye düşünüyorlar lafa geldimi hepsi bilim adamı oluyor Önce Allahtan devleten yasadan korkmayanlar ve utanmayanlar yapıyor
    %93
    %7
    Yanıtla
  • Fay44 (1 yıl önce)
    Ali kardeşimiz güzel açıklamış...Belediyelerin icraatını....bir mahallede yol yok...çamur içinde ama fahri Kayhan da kanal yapıp , loş ışik döşeyip,1000 dönüme park yaparlar....cunki ahbab firmaya para lazım..peki çevre yolu doğuyu batıya bağlayan yoldur....neden 2 yıldır yama disinda asfalt yol....Allah aşkına hangisi daha öncelikli hizmet.....
    %88
    %12
    Yanıtla
  • paşa44 (1 yıl önce)
    Sayın Belediye Başkanları, Naci Hocam çok doğru konuşmuş, sahil projesi, beyler deresi gibi gereksiz projeleri bırakın da şehrin en önemli sorunu olan kentsel dönüşüme ağırlık verin, eski binaları koontrol ettirin, güçlendirin, yenileyin aksi takdirde HafazanAllah büyük bir depremde Malatya yerle bir olacak.
    %88
    %12
    Yanıtla
  • Ali (1 yıl önce)
    Bizim belediyeler ise verha dünyada ilk Türkiye’de ilk lakırdıları ile reklam yapa. Afiş asa. Yağ yapa. Kendini öve. Koca Büyükşehir zerre deprem ile hazırlık yapmıyor yapamazlar zaten. İlçeler ise onlarda tencere dibin kara senin ki benden kara modunda. Nerde depreme yönelik dönüşüm, nerede tedbirler. Mazallah deprem olsa utanmadan çorba dağıtmayı hizmet sayıp dağıttıkları çorbadan çok reklam afişi asarlar. Gardaş çorba dağıtmayı bizim Akpınar daki lokantalar da yapar. Bu kadar beceriksiz, sadece ağzı çalışan adamlara nasıl gandık? Yazık malatyamıza. Allah korusun ne diyek.
    %94
    %6
    Yanıtla
  • MUSTAFA (1 yıl önce)
    Bu ülkede bilim adamların sözlerine önem verilmediği sürece depremden daha çok canlar kaybederiz.
    %94
    %6
    Yanıtla