Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, şehirlerin birbirini tanıdıkça fırsatların ortaya çıktığını belirterek, "Türkiye'de hiçbir şehir tek başına bir değer olamaz. Birbirimize muhtacız ve birbirimize bağlıyız. Tüm potansiyelimizi birleştirmek, ortak akılla hareket etmek ve birbirimize destek vermek zorundayız" dedi.
Ülke ve bölge gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, MTSO olarak iş dünyasının gerek bölgesel gerek ulusal gerekse de uluslararası boyutta proaktif bir davranış içinde olması gerektiğini söyledi. İş dünyasının sadece ekonomi, yatırım, ticaret, ihracat, üretim gibi zaten yaptığı işleri yaparak değil, bulunduğu bölgedeki kentlerde, yurt içinde diğer şehirlerle, hatta küresel boyutta diğer ülkelerle ve diğer ülklerin iş dünyası ve STK'larıyla yakın temas içinde olması gerektiğini vurgulayan Kızıltan, "Bu anlamda iş dünyası aslında ülkenin bir temsilcisi gibi görülmelidir. Geçtiğimiz hafta MTSO olarak Kahire’de UfM-Akdeniz’de Birlik Kuruluşunun, ICT Komisyonu Başkanlığını yürüttüğümüz ASCAME-Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin de destek olduğu, 'Akdeniz’de Dijital Ticaret' konulu iş forumuna katıldık. Bildiğiniz gibi Türkiye-Mısır ilişkileri son zamanlarda çok parlak değil. Sorunlar ve sıkıntılar var. Ancak her şeye rağmen orada iş yapan Türk firmaları var. Her ne kadar iki ülke arasında sorunlar olsa da iş dünyası asla bağları koparmadığı ve farklı platformlarda Mısır iş dünyası ile çalışabildiği için iki ülkenin iş dünyası siyaset üstü davranıp iletişimini devam ettirebiliyor. Bu aslında hem ekonomimize hem de geleceğe yönelik iki ülke ve milletin dostluğuna da katkı veriyor. Elbette iş dünyası olarak sorun yaşadığımız ülkelerle olan tüm ilişkilerimizde devlet yetkililerinin bilgisi ve önerileri dahilinde temas ediyor ve ülke çıkarlarımızı koruyoruz. Devletimiz bize bu konuda destek verdikçe, bizim bu iletişimde önümüzü açtıkça, bizler iş dünyası olarak küresel anlamda daha etkin hareket edebiliyoruz. Kuzey Afrika’dan Orta Doğu’ya, Yakın Asya’dan Afrika’ya ki, buralar bizlerin yükselen pazarlarıdır ve bizim ürettiğimiz her şeye ihtiyaçları vardır. Türk iş dünyası daha etkin olmalıdır. Eminim iş dünyası bu coğrafyada siyasal ve sosyal sorunların da çözümünde, hatta savaş yaşanan bölgelere barışın gelmesinde bile önemli bir rol oynayacak belki de en etkin unsurdur. Bu anlamda iş dünyasının bu noktada rolü iyi anlaşılmalı, buna göre yeni stratejiler geliştirilmelidir" diye konuştu.
"Şehirler birbirini tanıdıkça fırsatlar ortaya çıkıyor"
Şehirlerin birbirini tanıdıkça fırsatların ortaya çıktığına dikkat çeken Kızıltan, "Aynı durum bölgesel ve yurt içi seviyede de geçerlidir. Mersin iş dünyası olarak MTSO çatısı altında bölgesel iş birliği hareketi başlatmıştık. Bu artık bir slogan olmaktan çıkmak zorundadır. Doğu Akdeniz anlamında Mersin, Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay olarak hala tam anlamıyla istenilen seviyede olmasa da ciddi ve yakın iş birliğimiz var. Bu iş birlikleri göreceksiniz ki, çok yakında bambaşka bir seviyeye çıkacak ve farklı somut sonuçlar elde edeceğiz. Ancak bu hinterlantın dışına çok fazla çıkamamıştık. Geçtiğimiz haftalarda meclis üyelerimizle birlikte bir Şanlıurfa ziyareti gerçekleştirdik. 'Önce birbirimizi tanımalıyız, önce kentlerimizi tanımalıyız' dedik. Bu, Türkiye’de yıllardır oluşturulmak istenen yapay doğu-batı ayrımına da çok güzel bir cevap, milletimizin kardeşliği adına da güzel bir mesaj olmuştur. Şanlıurfa ziyareti ile Urfa ekonomisini yakından tanıdık. Birçok üretimin yapıldığını, birçok tarihi ve doğal güzellikleri ile turizm potansiyelini ilk kez gördük, önyargılarımız kırıldı ve bu tanışma yeni ekonomik iş birliklerinin yolunu açıverdi. İş dünyasının bu samimi iş birliği toplumlara da mesaj vermektedir ki, bu çok önemlidir. Sonunda, MTSO ile Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası aralarındaki kurumsal kapasite ve diyalogu arttırmak, ticaretin gelişmesinin yanı sıra sosyo-kültürel faaliyetlerde de birlikte hareket etmek adına ‘kardeş oda’ protokolü imzaladı. Birbirimizi tanıdıkça karşılıklı olarak fırsatlarımızı daha net görüyoruz. Kentlerimizde o kadar büyük fırsatlar var ki, bu fırsatlar ancak kardeşlik ve güven bağları güçlendikçe ortaya çıkıyor. Biz Mersin iş dünyası olarak bölgemiz ve hinterlantındaki tüm illerin iş dünyasını ziyaret edeceğiz ve önce kardeşlik ve güven, sonra da buna bağlı refahımızın payandası olan ekonomiye odaklanacağız" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de hiçbir şehir tek başına bir değer olamaz"
Hiçbir kentin tek başına bir değer olmayacağını söyleyen Kızıltan, şöyle devam etti; "Birbirimize ihtiyacımız var. Tam bu stratejiye dönük yeni oda ziyaretleri yapacakken, Malatya TSO önce davrandı ve geçtiğimiz cuma günü Mersin’i ziyaret etti. Bu hareketin karşılık bulması ve dalga dalga yayılması inanın bölgeye ve Türkiye’ye olağanüstü olumlu yansıyacaktır. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri toplantıda 'Bizlerin Mersin’den öğreneceği çok şey var' dedi. Bu çok alçakgönüllü ve bir o kadar değerli bir ifade. Bizlerin, bu ülkenin kentleri ve iş dünyası olarak hepimizin bir birinden öğreneceği şeyler var. Aslında bizler rakip değil, birbirimizin tamamlayıcısı olmalıyız. İşte o zaman büyük Türkiye ortaya çıkacaktır. Malatya iş dünyası ile çok sıcak bir iletişim kurduk, Şanlıurfa ile benzer şekilde kardeş oda protokolü imzaladık. İnanıyorum ki, daha sık gidiş gelişler ve bu iletişimin topluma vereceği mesajlar önce her iki kentin yaşayanlarına sonra da ekonomiye yansıyacaktır. Türkiye’de hiçbir şehir tek başına bir değer olamaz. Birbirimize muhtacız ve birbirimize bağlıyız. Ama bu bağları samimiyetle daha sıkı hale getirmek zorundayız. Dünya ekonomisi daralıyor, küresel ekonomi küçülüyor ve ticaret savaşlarıyla piyasalar daha rekabetçi hale geliyor. Bu anlamda bu acımasız rekabetçi dünya pazarlarında tek başına Mersin, tek başına Adana, tek başına Malatya, tek başına Şanlıurfa olarak ayakta kalamayız. Tüm potansiyelimizi birleştirmek, ortak akılla hareket etmek ve birbirimize destek vermek zorundayız. Deneyimlerimizi paylaşmak zorundayız. Hepimiz başarı hikayelerini diğerine anlatmak zorundadır. Bir kentimizde olağan üstü tarım üretim var, diğer yakın bir kentimize lojistik ve liman var, diğerinde ihracat yapma becerisi var, bir diğerinde turizm var, diğerinde sanayi var. İşte bu becerileri bir araya getirmek ve bölgesel hareket etmek zorundayız. Birbirimizin aklına ihtiyacımız var. Şimdi sırada Adıyaman ve sonrasında Doğu Akdeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu, İç Anadolu iş dünyasıyla buluşmak var. Artık 21’inci yüzyıla uygun yeni nesil bir iş dünyası oluşturmamız gerekiyor. Daha proaktif, daha etken, daha inisiyatif alan ve kentlerimizin, bölgelerimizin ve hatta küresel anlamda kurulacak ilişkilerde öncü olan bir iş dünyası inanın siyasetin bile çözmekte zorlandığı konularda siyasete destek verecektir. İş dünyası demokrasinin, kardeşliğin, sosyal huzurun ve refahın payandasıdır."
Mersin, iha