Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Malatya’nın kayısısını önce don vurdu, sonra dolu vurdu. Üretici perişan, borcunu ödeyemiyor. Üstelik bunun üzerine vatandaşa iki kat yük getirecek Elektrik Piyasası kanunu ve Bireysel Emeklilik yasası gibi yasalar çıkarılmak isteniyor ama kimsede ses yok. Malatya’da Ziraat Odaları, Ticaret Sanayi Odası, sivil toplum kuruluşlarından ses seda yok, olan da vatandaşa oluyor” dedi.
Malatya’da yerel ve idari hizmetlerde çok ciddi ayrımcılık yapıldığını savunan Ağbaba, “Toplum Yararına Çalışma programında ayrımcılık yapıyor. Mezhebine göre, etnik kimliğine göre, oy verip vermediğine göre ayrımcılık yapıyor. Alt yapı hizmetlerinde ayrımcılık yapılıyor. Aksaray’da bunu yaşıyoruz. Normalde evlerin içine kadar asfalt yapıyorsunuz, ama CHP’ye oy veren 5-6 köyün yolu yapılmıyor. TYÇ’de iki belediyemize bir tane eleman verilmedi. Bundan sonra artık sus –pus yok. Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? Hakkımızı istiyoruz. Ve CHP olarak bundan sonra tepkimizi ortaya koyacağız” diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, düzenlediği basın toplantısında Türkiye ve Malatya gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Malatya’nın ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda hiç olmadığı kadar zor günler geçirdiğini belirten Ağbaba’nın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:
“Elektrik şirketlerine ödül gibi yasa”
“Mecliste bir elektrik piyasası kanunu konuşuluyor. 50 TL’lik bir elektrik faturas, 80 TL olarak ödeniyordu. Buna gücü yetmeyen emekli ve yoksul kesim dava açtı ve bunun 50 TL olarak kalmasını sağladı. Şimdi yeni bir kanun çıkarmak istiyorlar. Bunu kanunla, 50 TL’lik faturayı 105 TL’ye çıkarmaya çalışıyorlar. Bunu neden yapıyor? Çünkü AKP diyor ki ‘Ne yaparsam yapayım nasılsa seçmenler oy veriyor.’ AKP’ye oy veren seçmenlere buradan şikayet ediyorum. Siz bu şartlarda mı oy verdiniz? Malatya elektrik dağıtım şirketiyle ilgili büyük problem yaşıyor. Bunlar, sizin yanınızda değil, elektrik dağıtım şirketlerinin yanında. Yoksul insanların yanında değil o firmaların yanında. Açıkça söylemek isterim ki o firmalardan çıkarları var, onlarla bağları var. Bunlar elektrik şirketlerinin CEO’su. Bakan, elektrik şirketinin eski CEO’su. AKP milletvekilleri, fakir fukaranın hakkı yenilirken ses çıkarmıyor. Her gittiğimiz yerde elektrik kesintisi, çeşitli şikayetler var. AKP milletvekilleri bu sorunu çözmeye muktedir değillerdir. Seslerini çıkaramazlar. Şimdi bir de o şirketlere ödül gibi bir yasa çıkartıyorlar. Ama buradan sesleniyorum. Sizin sesiniz çıkmazsa bunlar olmaya devam ediyor. ”
“Üretici perişan kimsenin sesi çıkmıyor”
“Malatya’nın kayısısını önce don vurdu, sonra dolu vurdu, çiftçi borcunu ödeyemiyor. Bir de, üzerine vatandaşa iki kat yük getirecek bu türden yasalar çıkarmaya çalışıyorlar ama kimsenin sesi çıkmıyor. Malatya’da Ziraat Odaları, Ticaret Sanayi Odası, sivil toplum kuruluşlarından ses seda yok, olan da vatandaşa oluyor. Asgari ücret bin TL’ye düşürüyor. CHP, bin 500 TL söylemişti, AKP bin 300 TL yaptı, şimdi Bireysel Emeklilik Sistemi ile 1000 TL’ye düşecek. Sen oy vermeye devam ettiğin sürece, sen ses çıkarmadığın, sürece bunlar olmaya devam edecek.”
“Fuarı boykot edeceğiz”
Geçtiğimiz günlerde 5’incisi gerçekleştirilen Kitap Fuarına da sert eleştiriler yönelten Ağbaba, “Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından bir kitap fuarı düzenleniyor. Malatya’da sadece AKP’ye oy veren insanlar yaşamıyor. Allah aşkına AKP’nin zihniyetine yakın olmayan veya muhalif olan veya daha farklı düşünen tek bir yazar gördünüz mü bu fuarda? Malatya’da sadece Belediye Başkanı Ahmet Çakır gibi düşünen insanlar yaşamıyor. Çocuklarımıza, insanlarımıza farklı düşünceler dayatılmaya çalışılıyor. Bunu takip edeceğiz. Gelecek yıl da böyle yapılırsa, pankartlarımızla afişlerimizle bu fuarı protesto edeceğiz. Dini Kitap Fuarı zaten yapıyorsunuz. Farklı düşünen, hiç kimseyi davet etmiyorsunuz. Her yerde ayrımcılık yapıyorsunuz. Özellikle fakir insanlar üzerinden ayrımcılık yapıyorsunuz. Hem belediyeyi hem AKP yönetimini açıkça suçluyorum” ifadelerini kullandı.
“CHP’li 2 belediyeye tek bir eleman verilmedi”
Toplum Yararına Programı ile özellikle yol ve asfalt hizmetlerinde de çok ciddi ayrımcılık yapıldığını vurgulayan Ağbaba şöyle konuştu: “AKP İl ve ilçe başkanları, Toplum Yararına Çalışma programında ayrımcılık yapıyor. Mezhebine göre, etnik kimliğine göre, oy verip vermediğine göre ayrımcılık yapıyor. Aksaray’da bunu yaşıyoruz. Normalde evlerin içine kadar asfalt yapıyorsunuz, ama CHP’ye oy veren 5-6 köyün yolu yapılmıyor. Bundan sonra artık sus –pus yok. Örgütümüz, bu olayı protesto edecek. Malatya, kimsenin babasının çiftçiliği değil. TYÇ programında iki belediyemize bir tane eleman verilmedi. Biz önümüzdeki Cuma gününe kadar süre veriyoruz. Eğer bu yapılmazsa gereken tepileri göstereceğimizin bilinmesini istiyoruz. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız ve vergi veriyoruz. Sırça köşklerde oturtarak, koruma ordusuyla milletvekilliği yapmıyoruz. Hepsinin peşinde- 4-5 tane koruma geziyor ve böylece siyaset yapmaya çalışıyorlar. Ama bundan sonra açık söylüyorum, kim bu haksızlığı yapıyorsa , bundan sonra susmayıp, kimin mezhepçilik yaptığını, kimin etnik kimliğe göre ayrımcılık yaptığını teşhir edeceğiz. Eğer yoksulsan CHP, AKP veya MHP’ye oy verip vermediğin önemli değil. Çok net söylüyorum, bu ayrımcılığa son verilmez ise gereken tepkiyi göstermeye hazırız.”
“Bütün suçları, darbeyle düşürülen Davutoğlu’nun üzerine yıkacaklar”
Türkiye gündemine ilişin görüşlerini de aktaran Ağbaba, hükümetin izlediği dış politikanın Türkiye’yi dünyada yalnızlaştırdığını söyledi.
“Geçmiş dönemlerde işlenen suçları hep başkalarına yıkmakla ünlü olan AKP hükümeti, Ortadoğu bataklığını da Davutoğlu’nun üzerine yıkacak” diyen Ağbaba, “Nasıl ki geçmiş dönemde işlenen suçları başkalarının üzerine attılar, şimdi yeni bir suçlu bulduğunu hissediyoruz. Yeni suçlu, Suriye bataklığının sorumlusu, Ortadoğu bataklığının sorumlusu, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerinin sorumlusu, darbeyle düşürülen eski başbakan Davutoğlu olacak. Artık AKP nerede bir olay olsa, nerede bir sıkıntı olsa, bunun sorumlusunun Davutoğlu olduğunu ilan edecek. Geçmişte herkesi terörist ilan ettiler. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan gazetecilere, milletvekillerine kadar terörist ilan ettiler. Sonra ne dediler, ‘Biz yapmadık paralel örgüt yaptı’ dediler. AKP denilince akla gelen isimlerden Bülent Arınç, Türkiye’nin üniversitelerinden konuşturulmuyor, medyaya, hiçbir yere demeç veremiyor. Çünkü yasaklı. Abdullah Gül’ün stajyer terörist bile olabileceğini söyledik. Bu söylediklerimizin çoğunda haklı çıktık. Bülent Arınç AKP’nin sözcülüğünü yapıyordu. Bakın AKP’nin ilk kadrosuna, Nihat Ergün’ünden Hüseyin Çelik’e, Ali Babacan’dan Arınç’a kadar hepsi yasaklı durumda. Niye? Çünkü şu anki düzende onların yeri yok. Davutoğlu da artık bu saatten sonra Türkiye’nin içine düştüğü bataklığın sorumlusu olarak gösterilecek. Ama biz biliyoruz ki, Türkiye’nin içine düştüğü bu bataklığın sorumlusu, Türkiye’yi yıllardan beri tek başına yöneten AKP’dir” şeklinde konuştu.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com