SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya'da Nasıl Yapılıyor, Gelin Görün, Dediler"

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Turkuvaz Medya’nın düzenlediği ’21. Yüzyıl Belediyeciliği Yerel Yönetimler Zirvesi’ programına katıldı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun katılımlarıyla Turkuvaz Medya Merkezi’nde düzenlenen zirvede Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, ‘Geleceğin Belediyeciliğinde Altyapı Çalışmaları ve Ulaşım Modelleri’ paneline konuşmacı olarak katıldı.

Araştırmacı Gazeteci Yazar Kerim Ulak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın yanı sıra Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekman ve Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’da konuşmacı olarak yer aldı.

 “İnsanların ihtiyaçlar hiyerarşisine göre şehirleri dizayn etmemiz lazım”

21. Yüzyıl Belediyeciliği Yerel Yönetimler Zirvesinde konuşan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, “Burada vereceğimiz mesaj Türkiye’ye vereceğimiz mesaj olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın Malatya’ya teşriflerinde ve daha öncesinde Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın Malatya’ya teşriflerinde Türkiye’nin büyükşehirlerine seslendiler ‘Ankara, İzmir, İstanbul Malatya’da belediyecilik hizmetleri nasıl yapılıyor, ağlamadan nasıl yapılıyor gelin görün’ dediler. 

İnsanı tarif etmekle başlamak istiyorum. İnsan biyolojik, sosyal ve kültürel bir varlıktır. Biyolojik özellik bütün canlılarda var. Sosyal özelliklerde sözüm ona hayvanlarda var. Kültürel özellikler sadece insanlarda vardır. Dolayısıyla kültürleşme olgusu gelişmeyle endeksli bir olgudur. Yani insanın var oluşundan itibaren getirdiği bütün bilgi birikimlerini taşıması, hafızaya alması ve gelecek için de geçmişten örnek alarak geleceğe vizyon çizmesi gerekiyor. Dolayısıyla biz insanı  ve kültürleşme olgusunu da bu şekilde tarif ettikten sonra maddi manevi değerlerin tümüne biz kültür diyoruz. 

21. yy belediyeciliğine gelince insanlık tarihinde var olan bilgilerin 21. yüzyıla nasıl bir vizyonla sunulması gerekir. Şehir insan ilişkilerine baktığımızda şehir insanların içinde yaşadığı, sınırları belli olan hemşeri hukukuyla bağlı olan insanların yaşadığı mekânlara da şehir diyoruz. İnsanların beş temel ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlar hiyerarşisine göre şehri dizayn etmemiz lazım. Esasında çok karmaşık bir yapı da yok. Süslü cümlelerle veya süslü kelimelerle insanları aldatmanın bir anlamı da yoktur. Temel ve bütüncül bir mantıkta gider, uygulamaları lokal anlamda bütüne uyguladığımız takdirde bir anlam ifade eder ve bir mesafe kazanmış oluruz. İnsanın ihtiyaçlar hiyerarşisi günümüzde değişmemiştir. İnsanın fizyolojik, güvenlik, ait olma, sevme sevilme, kendini gerçekleştirme ihtiyacı vardır. Şehir insan ilişkilerini de bu çerçevede değerlendirip ona göre bir vizyon çizmemiz gerekir diye düşünüyorum. O zaman bu süslü cümlelerin yerine gerçekçi bir yaklaşım mantığı içerisinde gerçek anlamda şehre ve şehirde yaşayan hemşeri hukukuna riayet edilir. Zaten insanın bütün değerlerine hizmet etmekle görevliyiz. Biz yöneticiliği değerlendirirken sadece bir belediye başkanı veya bir kamu görevlisi olarak seçildiği veya atandığı süre içerisinde değerlendirmiyoruz. Bir belediye başkanı geçmiş bin yılların geçmiş yüz yılların nasıl belediye başkanı olur, günün nasıl belediye başkanı olur, gelecek yüz yılların nasıl belediye başkanı olur vizyonuyla yönetim anlayışına bu şekilde bakmamız gerekir. Doğru yol da budur. 

Geçmişin belediye başkanı tarihin mirasını, değerlerini günümüze taşırsınız geçmiş bin yılların belediye başkanı olursunuz. Günü geleceğe taşırsınız gelecek yüzyılların belediye başkanı olursunuz. Bu mantalitede gittiğimiz zaman gelişme sürecine ve trendine baktığımız zaman insanlık tarihinde gelişme trendi hangi aşamaya gelmiş ve son yıllarda bu aşama nasıl bir ivme kazanmış bunların değerlendirmesini yaparsak gelecekteki vizyonumuzun değerlendirmesini daha doğru yaparız diye düşünüyorum. 

Altyapı esasında 20. yy belediyecilik hizmetleridir diye düşünüyorum. Çünkü bir çocuk olarak düşündüğümüz zaman doğduğunda elbisesinin alınması, karnının doyurulması, hareket kabiliyetinin oluşturulmasını vermek gerekirken çocuk açsa, çocuk açıktaysa yara bere içerisindeyse, üzerinde elbisesi yoksa bisikletinin alınmasının bir anlamı yoktur. Önce bu çocuğun karnını doyurmak, ağlamasını kesmek, üşümesini önlemek için elbisesini almak yaralarını sarmak lazım. Tabi bizim bazen şehirlerimizde aldığımız tablo bu meyanda olduğu için önce şehrimizin rehabilitasyonunu yapmamız lazım. 

Altyapı noktasında bizler Malatya Büyükşehir Belediyesi olarak yerel yönetimlerden ve TÜPRAŞ’tan aldığım bilgilere göre Türkiye’de altyapıya en fazla yatırım yapan belediye hüviyetini taşıyoruz şu anda. 

718 mahallemizde asfaltsız hiçbir yolumuz yoktur. Biz göreve geldiğimizde asfaltsız, akarsulara atık suların karıştığı bir yapı ve arıtmasız hiçbir ilçe olmayacak dedik. Bizim bu çizdiğimiz hedef noktasında özellikle altyapı noktasında 9 belediyenin toplamından daha fazla bitüm aldığımızı görüyoruz. 

Küresel ısınma, iklim değişikliği ve kuraklık olgusunda bu temel kriterlere dikkat ettiğimiz zaman daha doğru olur. İnsan yaratılış hukukuna riayet edecek. Sözüm ona canlılar bitkiler buna riayet ediyor. Sözüm ona hayvanlar riayet ediyor ama insan yaratılış hukukuna riayet etmediği için küresel ısınma, iklim değişikliği ve kuraklık bunun karşılığında insanın karşılaştığı sorunlar” diye konuştu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan panelin ikinci bölümünde ise Geleceğin Ulaşım Modelleri ile ilgili bir konuşma yaptı. 

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız