SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya'da Neler Oluyor? (67)

A- A+ PAYLAŞ

BUNDA YANLIŞLIK YOK MU?

Kuş Gribi diye de adlandırılan Tavuk Vebası, garip ve ilginç bir hızla yayılıyor. Ülkenin “kıt kanaat geçim” unsurlarından biri olan “kanatlı hayvan” yetiştiriciliği, bu vesile süratle kan kaybediyor..

 

Ülkemizde de ortaya çıktıktan sonra, 4 kişinin ölümüne neden olan, binlerce hayvanın hastalıktan telef olduğu, 1 milyona yakınının da “tedbiren” imha edildiği hastalık, geçtiğimiz Pazar gününden itibaren Malatya’da da ortaya çıktı. Önce Kale ilçesinin Bent Köyü’nde, sonra il merkezinde ve Yazıhan’da..

 

Salgın bir hastalık var ve vatandaşın, detaylı olarak bilgilendirilmesi gerekiyor.

 

Ancak, Malatya’da hastalığın ortaya çıktığı gün, Ankara’da  “Kuş Gribi Ulusal Koordinasyon Merkezi” oluşturuldu. Valiliklere gönderilen genelge ile bu merkez dışında hastalıkla ilgili olarak herhangi bir açıklama yapılamaması, bundan böyle açıklamaların bu merkezden olacağı belirtildi.

 

Oluşturulan merkezin, özel olarak Malatya’daki hassasiyet doğrultusunda, ayrıntılı bilgi taleplerini karşılaması mümkün de değil, söz konusu da değil. Çok genel olarak konu hakkında bilgi veriyor, o kadar. Bu merkezin açıklamasında, insana bulaşma olmadığı için, Malatya “hastalık şüpheli” iller arasında geçiyor.

 

Bent Köyü’ndeki olaydan sonra, Salı günü itibarıyla, ikisi il merkezi, biri Yazıhan’da olmak üzere 3 tavukta daha hastalık virüsüne rastlandı. Valilikte olağanüstü bir toplantı yapıldı, ancak sonrasında bir açıklama yok. Çünkü, Ankara’daki merkez dışında açıklama yetkisi kaldırıldı. Ankara’daki merkezin de Malatya ile ilgili detay vermesi söz konusu değil.

 

O halde Malatya, bu hastalıkla ilgili seyri, zamanlı ve önemli yerel bilgileri nasıl ve kimden alacak? Özel-yerel açıklama olmaması, panik yaratmaz mı?

 

Bu “tek merkez” açıklama uygulaması gözden geçirilmeli..

 

            * * *

 

 

MİLLİ EĞİTİMDEKİ PİNG PONG OYUNU!..

Genel sınavlardaki başarı açısından durumu hiç de iç açıcı olmayan, eğitim ve öğretim kalitesi bu nedenle ciddi şekilde ele alınması gereken Malatya’da, bu işin muhatabı durumunda olan Milli Eğitim, son derece hoyratça ve bilinçsizce, “tepe yönetimi kaosu” yaratılarak, etkisiz duruma getirildi ve bu durum devam ediyor.

 

AKP’nin iktidara geldiği ilk dönemde, bu partiyle hiçbir sorun yaşamayan, hatta bazı il yöneticileriyle çok yakın olma gayretine giren ve bu yöneticiler tarafından desteklendiği, böylece görevi sürdürdüğü bilinen Milli Eğitim Müdürü Hamza Doğuç, durumu 2004 Mayıs ayına kadar idare etti. Sonra, partinin iki milletvekilinin “güç gösterisi” kapsamında, Milli Eğitim Müdürlüğü makamı farklı bir noktaya gelince, bazı yerel yöneticiler desteğindeki Doğuç, doğal olarak “gönderilmesi gereken” durumuna düştü.

 

Bu milletvekillerinden birinin Milli Eğitim Müdürü adayı olan ismin müdürlük görevini üstlenmesi, muhtemelen diğerine tanınan başka kuruluşa  müdür atama kontenjanı ile oluşturulan denge doğrultusunda sağlanmak istenirken, Doğuç’un makamını boşaltması için bir formül bulundu. Ankara’ya 6 aylık geçici görevlendirme, yerine Mehmet Bulut ataması.. Doğuç gidiyor, Bulut geliyor.. Süre bitimi, Doğuç’un idari yargıya gitmesi.. Doğuç tekrar geliyor, Bulut gidiyor.. Yine aynı süreç.. Doğuç bir kez daha gidiyor, Bulut tekrar geliyor..

 

“Ping Pong Oyunu”na dönüşen bu durum, kuruma çok ciddi olarak zarar veriyor. Tepe yönetimi otoritesi adeta “sıfırlanıyor”.. Gidenin tekrar geleceği, gelmiş olanın tekrar gideceği bir süreç söz konusu.. 3. kez oldu.. Devam edecekmiş gibi de gözüküyor.

 

Bu süreçte bir başka gariplik de Bulut’un durumu.. Bilindiği gibi kendisi ilköğretim müfettişi.. Bir görevlendirmeyle, müfettişlikten, birkaç makam atlayarak bir anda vekaleten de olsa Milli Eğitim Müdürü olup, amirlerinin “amiri” oluyor.. Görev süresi bitip, asli görevine döndüğünde, yeniden “ast” oluyor.. Ast olduğunda, Bulut’un amiri durumunda olanların durumunu düşünün!..

 

Milli Eğitim gibi çok önemli ve başında “kaos” olmaması gereken kurum, böylece yıpranıyor, güçsüzleştiriliyor, iş yapamaz hale getiriliyor.

 

Mehmet Bulut’u, Milli Eğitim Müdürü olarak görmek isteyen milletvekili, Bulut’u ve Malatya’yı düşünüyorsa, onun bir başka il’e müdür olması için çaba göstermeli..

 

Ciddi olarak yıpranan ve makamına hiçbir katkı sağlayamayacak durumda olan Doğuç’u Malatya’dan almak isteyenler, onun yerine Malatya dışından ve atama yetkisi bulunan kademelerin (Bakanlık, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığının) tamamının onayını alacak bir ismi getirip, kaosa son vermeliler.

 

            * * *

 

ZİYA DOĞAN’IN İSTEDİĞİ TAKIM..

Genç kadrosu ve büyük umutlarla başladığı ligin ilk yarısında büyük hayal kırıklığı yaşayan Malatyaspor’da, 4. haftanın sonunda Feyyaz Uçar’ın yerine “umut” olarak takımın başına getirilen Ziya Doğan’ın, ilk başlarda “iyi bir kadro var” demesine karşın, başarısız sonuçlar devam ettikçe, kadrodan şikayetçi olduğu biliniyordu.

 

Doğan, küme düşmeme mücadelesi veren takım için, devre arasında önemli transferler yapılmasını istedi. Ve Malatyaspor yönetimi, maddi anlamdaki tüm güçlüklerine karşın, Ziya Doğan’ın eline, sezon başında yaptığının çok üzerindeki maliyetli transferlerle önemli futbolcuları teslim etti. Alınan yeni futbolcuların maliyetinin, özellikle 3 Çek ve 2 Trabzonlu oyuncunun maliyetinin 2.5 milyon Euro civarında olduğu ifade ediliyor. Bu, Malatyaspor’un ilk yarıdaki kadrosunun tümünün maliyetinin biraz altında bir rakam.

 

Devre arasında yönetim, Ziya Doğan’ın kendisinden istediklerini yaptı denebilir. O kadar ki, Brezilya’dan büyük umutlarla alınan, oynadığı bazı maçlardaki performansı ile Türkiye’nin en iyi kanat oyuncularından biri olacağına ilişkin sinyaller veren ve birçok futbolseverin “Malatyaspor’un Yattara’sı olacak” dediği Katatua bile, aslında çözülebilecek sorunlarına karşın, Doğan istemediği için gönderildi. Doğan’ın istemedikleri gitti, istedikleri geldi..

 

Bundan sonra Doğan’ın bir maazereti yok ve Malatyaspor taraftarı, ikinci yarıda sahada etkili futbol oynayan, iyi sonuçlar alan bir takım izlemek istiyor.

 

            * * *

 

 

MARJİNAL GRUPLAR VE HALK DESTEĞİ..

Malatya Tekel Sigara Fabrikası’nın kapatılması gündemde.. Tekel işçileri, bağlı oldukları sendikanın organizasyonuyla çeşitli eylemlerle tepkilerini dile getiriyorlar.

 

Malatya halkından, esnafından, tüccarından bu eylemlere katkı olmadığından şikayet ediliyor. Sendika yöneticileri bu durumu sık sık dile getiriyorlar, hatta son eylemde buna ilişkin tepkiler, taşınan pankartlarda da yeralıyor.

 

Ancak, sokaktaki vatandaştan destek istenirken, ortaya konulan eylemlerde sözde “destekçi” durumundaki bazı “marjinal” grupların yarattığı görüntülerin, sendika yöneticilerince iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Malatya’da artık, “eylem profesyoneli” durumuna gelmiş bazı gruplar, “misafireten katıldıkları” eylemlerde yarattıkları görüntülerle, gerginliklerle, sokaktaki vatandaşı, haklı bir davaya destekten uzaklaştırıyor. Tekel’cilerin tepkisizliğinden şikayet ettikleri kesimler, “marjinallerle aynı yerde olamayacakları” savunması yapıyorlar, bu biline..

 

                     * * *

 

PARA YOK, KARNE YOK!..

Ders yılının sona erdiği gün.. Öğrencilere karne dağıtılıyor.. Ama, Hayrettin Sönmezay İlköğretim Okulu'nun bazı öğrencileri karnelerini alamıyorlar.. Çünkü, onlar okula yapılan harcamalarla ilgili olarak hisselerine düşen 20 YTL'yi vermemişler, verememişler.

 

Malatya merkezde bir okulda durum bu!..

 

Bakalım, ilgili ve yetkili merciler "hiçbir yasada yeri olmayan" bu keyfi uygulama için nasıl hesap soracaklar?

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız