İsmet YALVAÇ Yazdı
Malatyasporda işler kötü gidiyor..
9 haftanın sonunda, 2si deplasmandan alınan toplam 3 puan ve puan cetvelindeki yer sonunculuk.. Bugüne kadar oynanan 4 iç saha maçında, 3ünde küme düşmeme mücadelesindeki rakipler olduğu değerlendirilen V.Manisa, Denizli ve Diyarbakıra kaptırılan, 6 şar puan olarak da yorumlanan 3er puanlar.. 4 maçın ardından 2 puanla bırakan Feyyaz Uçar, son 5 maçta 1 puan toplayan Ziya Doğanlı takım.. Ve önümüzdeki 3 haftaya bakıldığında iç sahada Fenerbahçe ve Beşiktaş, arada Ankaraspor deplasman maçları.. Üçü de zor maçlar..
Sezon başında, takımın yaş ortalamasını 28 üstünden 24 civarına düşüren, bir kısmı geçen sezondan izlenen genç transferler.. Takım bünyesindeki geçen seneden devir genç yetenekler.. Bu kadroyla Malatyasporun ligde ilk 5 için mücadele edecek takımlardan biri olacağını, futbol çevreleri de yorumluyorlardı. Ama ilk 9 hafta, otorite olarak da değerlendirilen bu çevrelerin tüm tahminlerini alt üst etti. Bu otoritelerin küme düşmeme mücadelesi vereceğini söyledikleri takımlar zirveyi zorlarken, hiç hesaba katmadıkları takımlar, küme düşmeme mücadelesinin içine düştü..
Malatyaspordaki başarısız gidiş ve o başarısızlık serisinde alınan önlemler, yapılan bir takım girişimler sonuç vermeyince, doğal olarak yönetime (en başta kulüp başkanına), teknik kadroya ve futbol takımına yönelik tepkiler artmaya başladı.
Tepkilerin arttığı bu dönemde ve koşullarda, normal olmayan etkileme ve yönlendirme çabaları da dikkat çekecek ölçüde arttı. Kulislerde, takımın başarısızlığından yönetimi sorumlu tutan, takım iyi gittiği dönemde de muhalif tavırları bilinenlerin, son tepkileri yönlendirme, bunu değerlendirme girişimlerini açıkça gözleyebiliyoruz. Ve bunların, yönetim içinden de destekçileri olduğu anlaşılıyor.
Kriz döneminde; daha güçlü durma, paniğe meydan vermeme, tüm enerjiyi bu zor durumdan sıyrılmak için kullanmak yerine, Malatyasporun mevcut yönetimine, daha çok da kulüp başkanına yönelik bir takım girişimlere prim verir davranış içerisinde olduklarını gözlediklerimiz var, yönetimde.
Bize göre, Malatyaspor Süper Ligde 4üncü sezonunu geçiriyorsa, bunda en büyük katkısı olduğunu düşündüğümüz kulüp başkanı, bazılarının hedefi.
İstanbul orijinli sözde Malatyasporu kurtarma, her türlü sorunun nedeninin bu yönetim olduğu iddiaları üzerine kurulu hareketlere; Malatyada, kimi eski yöneticilerin de yeraldığı bazı grupların destek verdiği gözleniyor.
Kulüp başkanı Hikmet Tanrıverdinin de gelinen durumla ilgili ciddi hataları var..
Sorunlara zamanında müdahale etmemesi.. İnanmadığı kişi ve tasarruflara da izin vermesi.. Malatyadan uzak kalması.. Tavır belirsizliği..
Yönetim kurulu oluşturmada çok özenli davranmadığına dair eleştiriler var. Biz de katılıyoruz.. Genellikle de arıza, bu yöneticilerden çıktı, çıkıyor. Malatyaspor yönetimi için 29 kişinin çok kalabalık bir ekip olduğunu, bunun mutlaka azaltılması gerektiğini, her kongre döneminde Malatyaspor yönetimine girmek için olmadık kulis yapanların, bir sonraki kongrede devre dışı bırakılmaları halinde nasıl davranışlar içerisine girdiklerini, yaşanan sorunlarda bunların da önemli olduğunu gözledik, gözlüyoruz.
Ayrıca, kulüp başkanının bugün tüm sorumluluğunu üstüne aldığı ve bugünkü başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilen, geçmiş sezondan başlayıp, bu sezona ulaşan teknik adam seçimi, transfer politikası vs. gibi konularda, kulüp başkanının direkt sorumlu olmadığını, yönetimde inanmak durumunda olduğu isimlerin tercihine saygı gösterdiği yolunda bilgimiz var. Mesela Feyyaz Uçarın, başkan seçimi olmadığını biliyoruz.
Kulüp Başkanının, Aykut Kocamanın teknik direktörlüğe getirilmesiyle birlikte geçtiğimiz sezon başında seslendirmeye başladığı, sonucu şampiyonluk mücadelesi olan 4 yıllık programın, Kocamanın istifasıyla, orada kaldığını, sonraki tasarrufların, sadece dönemlik çözümler olduğunu düşünüyoruz. Bunu tüm Malatyaspor taraftarı bilmeli.. Malatyasporun bu dönemdeki tüm amacı, ligde kalabilmek..
Tanrıverdinin, transfer döneminde de, sadece o zamanki teknik kadronun kendisinden talep ettiğini karşıladığını, üstüne özellikle ortasaha ve defans için takviye ısrarının o zamanki teknik kadrodan pek kabul görmediğini biliyoruz.
Kamuoyunda, Malatyasporla ilgili birçok konu yeterince bilinmediğinden, -örneğin Murat Erdoğan konusu- bu konudaki eleştirilerle de karşı karşıya Tanrıverdi. Bunun gerçek boyutunu bilen ve bugün en hafifinden isteksiz yönetici durumunda olan yöneticiler, bunu anlatsa da kamuoyu öğrense. Murat Erdoğanın kalma koşulları neydi, niye gitti?
Kulübün kurumlaşma çabaları kapsamındaki profesyonel yönetici kavramının da, Malatyada yeterince algılanmadığı bir gerçek. Mesela son başarısızlıklarla ilgili olarak, birilerinin ısrarla başını istedikleri isim, Milli Takım Menajerliği deneyimli Selami Özdemir.. Malatyaspora Sportif Menajer ünvanıyla getirilen Özdemirden, Malatyadaki kimi yöneticilerin hazzetmediği bir gerçek. Getiren kim? Kulüp başkanı.. Gitsin diyen kim? Malatya ağırlıklı yönetim.. Peki kulüp başkanı, bu konuda net tavır koydu mu? Biz görmedik, duymadık.. Sportif Menajerlik kurumu kulüp başkanının, kulübü yapılandırma açısından çok önem verdiği bir kurum. Yeterince sahip çıkılıyor mu? Görüldüğü kadar hayır.. Futbolu bilen, Milli Takım Menajerliği de yapmış bir isimden hazzetmeyenlerin amacı ne olabilir? Yoruma açık.. Büyük umutlarla işbaşına getirilen Ziya Doğan, "sportif menajer"in "güçlü" bir konumda olmasından rahatsız olur mu? Muhtemelen.. Peki bu kötü gidiş sürecinde, hazzetmeyenlerin de körükledikleri bir karşı kampanya sonuç verir mi? Böyle giderse verir ve bir süre sonra menajer de müstafi olur..
Gerçi, bu kadar kötü giden bir takımda, "Peki menajer ne yapmış, bu arada?" diye sorulması ve yanıtının verilmesi gerektiği de doğrulardan biri..
Tanrıverdi, şu ortamda herşeyden önce, ne yapacaksa, ne düşünüyorsa, neyi amaçlıyorsa, bunu çok net olarak ortaya koymalı. Malatyaspor taraftarına, çok açık mesajlarını vermeli. Arızayı, sıkıntıyı, sorunu dondurmamalı.. Net tavır, bize göre hem kamuoyuna, hem yönetime, hem de teknik yönetime ve futbol takımına etkili olacak bir şekilde konulmalı..
Çünkü, olaylar; sorunu sadece yönetim bazında görenlerin yoğunlaşmasıyla, gerçekte direkt sorumluluk taşıması gereken başkalarının kendilerini gözden uzak tutması gibi bir yanlışı da beraber getirecek bir seyirde gidiyor..
Bu gidişten yönetim kadar teknik yönetim de, "takım" olamayan futbolcu da sorumlu..Malatyasporun, tüm profesyonel taahhütlerini yerine zamanlıca getirdiği başta futbolcular ve teknik yönetim, sahada iyi futbol, en azından iyi mücadele adına birşeyler koyarak öncelikle görevlerini yapmalı.. Şu ana kadar yaptıklarını söylemek zor çünkü.
Evet, Malatyaspor geride kalan haftalarda, özellikle Kayseri Erciyes, Denizli, Trabzon ve Diyarbakır maçlarında, karşılaşmanın hakemlerinin takdir haklarını aleyhinde kullanmasıyla ciddi puan kaybına uğradı. Bize göre 6-7 puanı böylece gitti. Ama, bunları seslendirebilmek için, önce sahada futbolun olması gerekiyor. Ve maalesef, bugüne kadar sahada futbol adına Malatyaspor açısından söylenecek çok şey yok.. Hadi futbolu geçtik, klasik Ziya Doğan imzalı mücadele de yok. Uğranan haksızlıklar karşısında, Malatyanın yeterince ses çıkaramayışı, çıkarsa da ciddiye alınmayışı bundan kaynaklanıyor.. Herkesi ve herşeyi konuşturan da bu zaten..