1989- 1990 SEZONUNDAKİ O MALUM MAÇIN HAKEMİYDİ.. TFF Temsilciler Kurulu'nun yanı sıra Türkiye Faal Futbol Hakem ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) başkanı da olan, eski futbol hakemi, AKP eski milletvekili, Kültür ve Turizm eski bakan yardımcısı Abdurrahman Arıcı (fotoğraftaki), bugünlerde Malatya'yı ziyaret ediyor. Beraberindeki bir heyetle 24 Ekim Perşembe günü Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'ı ziyaret eden, ancak profesyonel hakem sözleşmesi feshedilen Malatyalı futbol hakemi Suat Arslanboğa'ya sahip çıkmaması nedeniyle TFFGHD'nin Malatya Şubesi ziyareti öncesi 9 sivil toplum kuruluşu tarafından siyah çelenkle protesto edilen Abdurrahman Arıcı'yı, Malatya futbol kamuoyu pek de olumlu olarak hatırlamıyor. 1989- 1990 sezonunun ikinci yarısındaki Malatyaspor- Sarıyer maçının hakemi olan Arıcı, bugün amatör ligde mücadele eden 'hakiki' Malatyaspor'un, o zaman adı 1. Lig olan Süper Ligdeki ilk dönemindeki mücadelesi sırasında, 1990 Nisan ayında Malatya'da oynanan maçın son dakikasında Malatyaspor'un mutlak bir golünü iptal ederek galibiyetini engellemiş, o sezon sarı-kırmızılıların ligden düşmesine sebep olan isimlerden biri olarak hatıralarda yeralmıştı.
MALATYASPOR'UN SÜPER LİGDEN 'İLK' DÜŞÜRÜLMESİ VE ARICI..
Halen amatör kümede mücadele eden Malatyaspor, 1984-85 ila 89-90 sezonları arası 1. Ligde (bugünkü adıyla Süper Lig) şehrimizi temsil etmişti. 1983-84 sezonu mücadele ettiği 2. Türkiye Ligi (C) grubunu “yenilgisiz” şampiyon tamamlayıp 1. Lige gelen Malatyaspor, ilk iki sezon ancak kümede kalmayı başarmış; 1986-87’de ise ligi averajla Fenerbahçe’nin ardından altıncı sırada tamamlamıştı. 1987-88’de tarihinin en büyük başarısını yaşayarak Galatasaray ve Beşiktaş’ın ardından ligi üçüncü sırada tamamlayan Malatyaspor, bir sonraki sezon ancak orta sıralarda yer alabilmişti. 2. Lig şampiyonluğu ve 1. Ligin ilk iki sezonu Nurettin Soykan, altıncılık-üçüncülük Turan Çevik yönetimleri döneminde gelecek; Nurettin Güven’le “kısa dönem” ama sansasyonel (Brezilya’dan futbolcu transferi) günler yaşanacak; Metin Kaya Çağlayan yönetimiyle son iki sezona girilecekti. Çağlayan’ın ilk sezonu lig ortalarda bitirilmişti.
1989-90 sezonu Malatyaspor için işlerin hiç de yolunda gitmeyeceği bir dönem olacaktı. Bir önceki sezonun ortalarında göreve gelen Alman teknik adam Jurgen Sundermann’la lige başlayan Malatyaspor, beklenen sonuçları alamayınca yoluna altyapı sorumlusu Ümit Turmuş’la devam etmek istemiş, ancak işler yine ters gidince Fethi Demircan’la sözleşme imzalanmıştı.
Sezona başlarken kimse kadrosunda, 1986 Dünya Kupasında Brezilya’nın kalesini koruyan Carlos Roberto Galla, Ünal Karaman (şu an Trabzonspor teknik direktörlüğü yapan Ünal, o dönem Türk futbolunun en gözde oyuncularındandı), Ceyhun Güray, Feyzullah Küçük (Yeni Malatyaspor- Kayserispor maçını yönetecek hakem Zorbay Küçük'ün babası) üst düzey oyuncular barındıran Malatyaspor’un küme düşeceğini pek ihtimal verilmiyordu.
Demircan’ın gelişiyle bir kıpırdanma olmuştu ama ligin sonu yaklaştıkça diğer takımlar da “bir şekilde” kazanıyordu.
İşin ayrı bir boyutu daha vardı. Türkiye Futbol Federasyonu “akla zarar” bir uygulamaya giderek, o sezon ligden 5 takım düşürmeye karar vermişti. Bir sonraki sezon ligdeki takım sayısı 18 değil 16 olacaktı. Gerekçe, günümüzde ancak “ahmaklık” diye tepki verilecek cinstendi ama o dönem ciddi ciddi savunulmuş ve uygulanmıştı: “Türk takımları içeride çok maç oynadığı için Avrupa’da başarılı olamıyor, yorgun düşüyorlar. Bunu önlemek için takım sayısını düşürelim”
Nitekim bir sonraki sezon 16 takımla oynanacaktı ve elbette hiçbir Türk takımı Avrupa kupalarında final-yarı final vb. oynayamayacak, ilk tur veya turlarda elenip evine dönecekti. Zaten 1950lerden beri olan buydu; istisnası Galatasaray’ın 88-89 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupasında (sonradan Şampiyonlar Ligine dönüşen format) yarı final oynamasıydı.
Beşiktaş’ın şampiyon kapattığı sezonda asıl mücadele ligin dibinde yaşanmıştı. Sakaryaspor, Adana Demirspor, Samsunspor ve Altay’ın düşüşleri önceden belli olmuştu. Düşecek son takım son hafta belli olacak ve Malatyaspor 44 puanla lige veda edecekti. Üstelik son hafta şampiyon Beşiktaş’ı sahasında 2-1 yenmesine rağmen. Beşiktaş’ın Malatya’ya şampiyonluğunu ilan ederek gelmesi nispeten bir rahatlık yaratmış, hafta boyunca estirilen “Beşiktaş, Malatyaspor’u yenerek küme düşürecek; böylece iki sezon önce Malatya’da şampiyonluktan edilmesinin intikamını alacak” iddiaları boş çıkmıştı. Ne garip ki, Malatyaspor Haluk Turfan’la golleri bulunca küme düşmeyi ilgilendiren maçların oynandığı diğer statlarda da “patır patır” goller atılmaya başlanmıştı. Adanaspor, İstanbul'da Fenerbahçe ile berabere kalarak puan almış ve bu sürpriz sonuçla düşmekten kurtulmuştu. Birçok Malatyalı Fenerbahçe taraftarı, Adanaspor'u kurtaran bu maçın ardından Fenerbahçe taraftarlığından vazgeçmişti.
6. sıradaki Bursaspor’un 47 puanla ligi tamamladığı göz önüne alınırsa Malatyaspor’un nasıl pisi pisine küme düştüğü daha net anlaşılıyordu. Elbette bu “vahim uygulama” sadece Malatyaspor için geçerli değildi; başka bir kulüp de aynı şekilde düşebilirdi.
Böyle bir ortamda, diğer takımlarla birlikte Malatyaspor can havliyle ligde kalmaya çalışırken 15 Nisan 1990 tarihinde sahasında kritik bir maç oynadı. Bir dönemin flaş ekiplerinden Sarıyer idi Malatyaspor’un rakibi. İlk yarıda Fikret ve Ünal Karaman’ın karşılıklı golleriyle maç 1-1’e gelmişti. Maçın sonlarına doğru Malatyaspor gelişen bir atakta Haluk Turfan’la golü buldu. Pozisyona Sarıyerliler bile itiraz etmezken müsabakayı yöneten Abdurrahman Arıcı, iki elini havada sallayıp koşarak geldi ve golü iptal etti. Maçtan sonra görüşüne başvurulan Haluk Turfan, faul yapmadığını, golün nizami olduğunu söyleyecekti. Akşam televizyondan izlendiğinde de pozisyonun faul olmadığı net bir şekilde görülebiliyordu ama olan olmuş, Malatyaspor hayati bir iki puanı kaybetmişti.
Görüş Gazetesi, söz konusu maçla ilgili haberi "Sarıyer Karşısında Malatyaspor'un Galibiyet Golünü Hakem Arıcı Saymadı- Malatya'ya Hakem Oyunu:1-1" başlığıyla yayınlamıştı.
Bu maçta ve sonrasında olaylar çıkmış, taraftarlarla polis arasında gerginlikler yaşanmıştı.
"RAPORLUYDU, MALATYA MAÇINA VERİLMEMESİ GEREKİYORDU.."
Maçtan kısa sonra, doktor olan Abdurrahman Arıcı'nın Devlet Hastanesi'nde görevli olduğu Rize'den Malatya'daki basın mensuplarını ve kulüp ilgililerini arayan bir Malatyalı vatandaş, hakem Arıcı'nın, bu maçtan önce sağlık nedenleriyle raporlu olduğunu, MHK'nın yapmaması gereken bir atamayı, raporlu hakemi bu maça atayarak yaptığını, Arıcı'nın hakem atamalarının açıklanmasından hemen sonra raporunu bozdurduğunu, Malatya'daki maçtan sonra yeniden rapor aldığını bildirmiş, Arıcı'nın görevlendirilmesiyle ilgili bu skandal uygulamanın peşine düşülmesini istemişti.
Bu durum dönemin Malatyaspor Başkanı Metin Kaya Çağlayan’a da iletilecek, nedense Çağlayan oralı olmayacaktı. Aynı Çağlayan sonradan Adana Demirspor-Boluspor maçında yaşanan şikeyi kanıtlamak için inanılmaz bir mücadele vermiş, bunu başarmıştı da. Şike tahkim kurulunda, mahkemelerde onaylanmış ama Şenez Erzik Federasyonu kararı onaylamayarak, Nurettin Soykan’ın ikinci başkanlığı döneminde verilen tazminatla meseleyi kapatma cihetine gitmişti.
İlerleyen haftalarda Malatyaspor sahasında, o gün statta olan taraftarların halen travması olan bir Ankaragücü yenilgisi yaşayacak ve son hafta Beşiktaş maçının galibiyetle tamamlanması hiçbir şey ifade etmeyecekti.
malatyahaber.com- Görüş Gazetesi
GÖRSEL: Malatyaspor'un ligden düşürüldüğü 1989- 1990 futbol sezonunun sonundaki puan cetveli. O sezon son 5 takım ligden düşmüştü.
FOTOĞRAF: Malatyaspor camiasının pek de iyi duygularının olmadığı Abdurrahman Arıcı'nın (eli Gürkan'la birlikte plakette olan), beraberindeki heyetle 24 Ekim 2019 günü Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'a yaptığı ziyaretten..