SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya'yı Azıcık Gezdim de!.

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:14:43
Malatya'yı Azıcık Gezdim de!.
A- A+ PAYLAŞ

Av. Selami YÜCEL

selamiyucel@hotmail.com 

Yedi sekiz aydan beri Malatya’dan uzak kalmıştım. Akraba, arkadaş eş dost ve Malatya hasreti bende bayağı kabarmıştı. Görmek ve gezmek istediğim yerler tabii ki Yeni Malatya çehresi değildi, eskiyi yakalayabilirsem anmaktı. Eniştemin (Nevzat Karaman. Aynı zamanda halamın oğludur) arabası Ankara’da olduğundan onun Malatya’ya getirilmesine yardımcı olmak amacı ile ablam (Selma Karaman Yücel) ve eniştemle Malatya’ya doğru yola çıktık. İki üç yerde mola vermemize rağmen yedi saat içerisinde Beylerderesi viyadüğüne kadar geldik. Viyadüğün parçalarından birinin değişmesi icap etmiş. Bilmem nereden parça gelmiş, onun yapımı ile uğraşıyorlarmış. Tabii eski yola muhtaç kalınmış, Malatya girişini çift şerit yapmışlar. Vay anam vay araçlar karınca hızı ile ilerliyorlar. Yoksa Çırmıktı'ya giden o yeşil vadiyi takip eder Kernek’e kadar gelirdim. Ne ise kapıldık bir alamete kavuştur selamete, başka çare yok. Yan yollardan mollardan gıdım gıdım ilerlerken bir takım yeni yollardan geçerek şehre doğru ilerledik. Bir defa şimdiki adı ne idi unuttum Barguzu yol ayırımına geldik. Barguzuya doğru çıkarım; Barguzudan kanalı takip ederek Çırmıktı yolundan döner şehre gelirim dedim.(Ablam ve Nevzat abi de onayladı) 

Sen misin diyen? Bir takım yerlere geldik ki sağ sol derken Barguzu’yu bulamadık. Çünkü burayı biliyordum. Üst kısımları halen yıkılmamıştı, meydanda bir cami, çeşme ve kahve vardı. Bu sefer ablama sordum. “Vallaha ben de şaşırdım, bilmiyim, dedi. “ (Nevzat Abi oldu bitti kibar konuşur. Bize de her zaman telkin eder. Malatya şivesi konuşmayın diye. Aşağı Bağlar ve Derme okulunda öğretmenlik yapmış, Malatya’da yılın öğretmeni seçilmiş, ömrü Malatya’da geçmiş ve Malatya çocuklarının başarısına katkı sağlamıştır. Çocuklarım Cemal ve Hüseyin Evren’e bir haftalık ders verdi. Her ikisi de Türkiye çapında derece yaptı.) O da “Selami vallahi billahi sıkıldım, nereleri dolaşıyoruz, nerelerden geçiyoruz. Bir saatten beri Malatya kazan biz kepçe dolaşıyoruz, yolu niye şaşırdın” diye sitem etti ama yol tarifini de yapamadı.  

Barguzu (Bostanbaşı), Tecde, Kileyik (Yakınca), Aşağı Banazı (Çilesiz)’nın oralarda idik ama nerelerdeydik ? Amacımız şehir Merkezine inmek değil, Tecde yolunu yakalamaktı. Tekrar şehre doğru yöneldik oradan geniş yol bulduk ve tekrar güneye rotayı kırdık. Bir yerlerden Çırmıktı (Yeşilyurt'un eski ilçe merkezi) yoluna vardık. Herhalde Tecde’nin oralara geldik. Yolu tanımamız Kayısı Araştırma Enstitüsü sayesinde oldu. (Orası için de bir çok siyasinin ağzının şoriği (salyası) akıyormuş. Ah, buralarda  eğlensem, bir çiftlik yapsam diye. Orayı da zaten kelaynak kuşuna benzetmişler.) Tamam diyerek ilerlerken bir baktık ki geniş bir yol açıyorlar, yolu da kapatmışlar. Tekrar aşağıya yönelmek zorunda kaldık. Aşağı yukarı derken tam anlamı ile yolumuzu bulamadık.

Ablam; Selami sağa dön dedi. Sağa döndüm. Ablamın dikkati sayesinde durumu kurtardık. 

En sonunda bir yer bulduk eve vardık da derin bir nefes aldık…. 

Saate baktım, Beylerderesi’nden eve tamı tamına bir saat yirmi sekiz dakikada ulaşmışız. Benim için keyifli bir durumdu. Fareleri bilmece kafeslerine koyarlar ya. Biz de böyle dolaşmış, sonunda bu bilmeceyi çözmüştük.  Yöneticiler yeni bilmeceler sunsunlar, bizleri eğlendirmeye devam etsinler. 

İnsanlar bu kadar yeşil alana ne çabuk apartmanlar dikmişler. Yolların yapımı arkadan geliyor. Üç artı bir, dört artı bir, beş artı bir ve tümlex(Bu kelimeyi ben uydurdum) daireler yapmışlar.  Yolları Yeşilyur’ta kadar genişletmişler. Demek ki yol genişletme olayı devam edecek. Hedef belli. “Ey Malatya milleti hedefiniz Yukarı Banazı, Çarmuzu, Eski Malatya, Çırmıktı ve Kündübektir, tüm Malatya sathıdır. Hattı hücum yoktur, sathı hücum vardır. Ölmek var dönmek yok. Haydi marş marş” 

KERNEK MEYDANI

Evimiz Kernek'e çok yakın olduğundan merak ettiğim için yeğenim Yiğit Berka’yı da alarak Kernek'e gittim. Sadece yeni nesil değil, orta nesil de Kernek Suyu ile Derme Suyunu birbirine karıştırıyor. Kernek suyu Kernek'ten kaynardı. Yani,  gözesi orası idi. Orası tüm olarak bir Malatya’nın mesiresi idi, gecekondulaşma başlamamış, etrafı evlerle dolmamıştı. Kernek Suyu baharda çıkar, yazın sonlarına doğru batardı. Oraya seneler önce gerekli olmamasına rağmen bir gazino yapıldı. İşletmesi de ilk önce Saka Şükrü'nün çocuklarına sonra da Bodo’ya verildi. Kernek Suyunun çıktığı kısım da yuvarlak bir havuza dönüştü. Su gene çıkıyordu ama çıkan fazla su nerelere tahliye edilecekti, bunun için gözeye işletmeciler zamanında taş doldurma yapılmış. Ama su gene çıkmaya devam etmiş..

Gel zaman git zaman Kernek'e uzman Zeki Sarılar tarafından yeni bir proje yapılmış;  Kernek suyu ile Derme Suyunun karışımı bir proje oluşturulmaya çalışılmış. Bunun için çalışmalar sonucunda Kernek Suyunu çıkartmaya çalışmışlar o su coşmuş. Saniyede beş yüz litre gibi bir miktara ulaşmış. Bu suyu nereye kanalize edeceklerini şaşırmışlar. Bu kadar suyu ne yapacaklar. Gider de yok. Yukarı tükürsen bıyık  aşağı tükürsen sakal.  En sonunda Malatya projecileri bu suyu drenaja verelim demişler ve öyle yapmışlar. (Drenaj: Fazla Suyun belirli yerlere kanalizesi demektir.) Bu da Kernek Suyunun lağım veya yağmur suyu kanalına verilmesi demektir. Betonların altına giremediğimden Kernek Suyunu göremedim. Beş veya on adet ağacın dışındakileri kesmişler, her tarafı betonlarla kaplamışlar. Kernek Suyu ve Derme Suyundan eser yok. Eski şelalenin üzerini giydirme ve kaplama yapmışlar, su eski yerinden akıyor ve Derme Suyu ile birleşiyor. Kernek Suyundan da bağırıp çağırmama rağmen bir haber alamadım. Gelecek baharda kaynarsa ne olacağı belli olmaz. 

Kernek olmuş artık bir meydan. Kanala doğru giderken yaşlı bir kadın kanalın korkuluklarının kenarına oturmuş Kernek'e bakıp duruyordu

Abla buralara ne yapacaklar. Kernek Suyunu Derme Suyuna vermişler dediğimde.

-Yalan dedi. Devamla. Sen Malatya’lı değil misin?  Kernek Suyunu bilmiy misin, hanı nerde ? dedi.  Cevap verecek bir şey bulamadım. En sonunda çok anlamlı bir cümle sarf etti. 

-Kernek Parkı oldu Kernek Meydanı.

Malatya’ya Başbakanımız geldiğinde Kernek projesini  iki üç gün kadar devreye sokmuşlar. Işıklandırmalarla birlikte güzel bir manzara oluşmuş. Ancak bir takım problemlerle birlikte. Yukarıdan suyu veriyorlarmış, aşağıya gelindiğinde suyun yarısı kayboluyormuş. Bazı evlerin temellerinden dahi su çıkmış.  Ben dolaşırken su kaçağını önlemek için Derme Şelalesi kaplamasına cilalama yapıyorlardı. İnşallah cila su kaçağını önler. Önlenmez ise de önemli değil Malatya Belediyesi ek bir proje daha yapar.

Bir de Kernek parkına aşağıdan yukarıya su pompalayacak bir düzenek kurmuşlar. Yani; yukarıdan su gelecek, aşağıdaki havuzda birikecek, aşağıdan yukarıya pompalanarak devr-i daim yaptırılacak. Yani suni havuzlar var ya öyle. Derme Suyu ve Kernek Suyu doğal ortamların suyudur ve Allah vergisidir. Bu doğal ortamları kullanacağınıza bu suni ortamlar niye ? Yoksa devr-i daim yaparak doğal Kernek ve Derme Suyunu yok ederek orayı akua parka mı çevireceksiniz? Zaten Zeki Sarılar akuaparklardan esinlendiği için eski doğal ortamla Kernek'in bağını kesip atmış. Başkana da sadece gülmek kalmış. Oysa başkanın bu işlere karar vermesi ve çalışanlarını yönlendirmesi lazım.

Ben olsam Kernek Gazinosunu yıkar, Kernek Suyunun yer yüzüne doğal ortamda çıkmasını sağlar, şelaleyi olduğu gibi bırakır, etrafındaki evleri de istimlak eder geniş bir alan yaratırdım. Hatta bir adet su değirmeni yapar ve işlettirirdim. 

MALATYA’DA SU SIKINTISI:

Hem tarım suyunda hem de sulama suyunda Malatya’da sıkıntılar oluşmuş. Bu kadar sulak alanı olan Yeşil Malatya’da su problemi oluşmuş, su aramaya başlamışlar. İşe bakın ki su aramalarını Malatya’nın killi alanlarında yapıyorlarmış. Killi yerlerde çok nadiren su bulunur. DSİ yetkilileri bu durumu bilmiyorlar mı? Kernek Suyunun çıktığı kaynağın yanında Gelincik Suyu denilen bir su daha vardı. O suyu da Zeki Sarılar gibi uzmanlar drenaja vermişler. Kernek Suyu ile Gelincik Suyunu bir arada değerlendirir iseniz Malatya’nın su kıtlığına bir nebze çare bulursunuz. Kiltepe’de, Taştepe'de su arayacağınıza Fuzuli Caddesinin, Malatya merkezin altı tamamen su dolu, bir yerde bunları toplayın ve değerlendirin Allah’ın adamları. Malatya’da suların nerede depolandığını sağır sultanlar bile biliyor. Kazma, kürek, bel alıp ben mi onları yeryüzüne çıkaracağım.

ZEKİ SARILAR VE AHMET ÇAKIR

Tabii ki projelerin yapılması, Malatya’nın değerinin artırılması, turizm potansiyelinin ve ekonomisinin geliştirilmesi, tarihsel, kültürel ve sportif alanlarda önemli gelişmeler kaydedilmesi Malatya açısından önemlidir. Böyle de yapmak gereklidir. Projeler yapılacak ama ben yaptım oldu zihniyeti ile de hareket etmeyeceksin; pirlere, gerçek uzmanlara ve bilenlere danışacaksın, yazılanları okuyacaksın, teknik adamlarını seçerken Malatya’nın tarihini, coğrafyasını, geleneklerini bilen kişilerden seçeceksin. 

MALATYA ÇARŞISI

Malatya’ya dışardan gelenlerin ilk uğrak yeri Malatya çarşısı oluyor.  Merkez hâl, şire pazarı, demirciler ve bakırcılar çarşısı gibi. Allah’a şükür oraları yıkmamış, esnafın köküne kibrit suyu dökmemişler. İlk önce hâle girdim. En çok yerli balıklar dikkatimi çekti. Aynalı sazan ve başka türde balıklar sularımızdan çıkarılıyormuş. Fırat’ın o eski iri balıkları nerde dediğimde balıkçı.

-Fırat Nehrine İsrail sazanı atmışlar, o vahşi balıklar bizim yerli balıkları yiyip bitirmişler. Onlar balık yumurtalarını dahi yiyorlarmış.  Çok nadiren bizim balıklara rastlayabiliyoruz dedi. Aynalı sazanın yanında bizim kadim balık ona göre biraz daha ince narin narin duruyordu. Bakıcılar ve demircilerle de sohbet ettim. Ütülmüş kelleleri de seyrettim. Ankara’da fırınlanmış kelleler var. Ütülmüş kelleler yok. Kâğıt kebabı yemeyi ve de mezarlık ziyaretlerini de ihmal etmedik.

NOSTALJİK KAHVELER,  KARAKAŞ KONAĞI VE DOĞAMIZ

Malatya çarşısında nostaljik kahvelere yenileri eklenmiş, hoşuma gitmedi desem yalan olur.  Ancak; merkezdeki eski konaklar yıkıldığından ve yerlerine apartmanlar yapıldığından eski binaları değil de sonradan yapılan beton binalara giydirme ve eskitme yapmışlar. Malatya’da buna: bu ne nahna bu ne nahna turşusu derler.

Eski ahşap evlerimizin yıkımı devam ediyor. Yeşil alanlar ve tarım alanları yıkılarak doğamız yok ediliyor, durmadan imar konuları ile uğraşılıyor, yeşil alanlara doğru giden yollar genişletiliyor, kat artırımları verilerek, yeni yapım alanları açılarak trafik sorunu daha karmaşık hale getiriliyor ve güzellikler kayboluyor, doğa ve insan dengesi doğa aleyhine inanılmaz şekilde bozulmaya devam ediyor. Sularımız yer altına itiliyor, çocuk oyun alanları ve halkın yapabileceği spor alanları yapılmıyor, ahşap binalarımız korunmuyor… Bunların sık sık yapılması yolsuzluk ve adam kayırma şüphesini de beraber getirir haberiniz ola.

Eski Malatya’daki sanat sokağının ve de yeni yapılan Malatya evlerinin, Karakaş konağının da bir an önce turizme kazandırılması gerekiyor. Sayın Derviş Beye’de tavsiyem şu: Hiçbir şey bilmiyorsa Karakaş konağına iki üç eleman koysun, Eski nostaljik Malatya evi diye halka açsın, her kişiden de beş TL para kessin, onu da konağın bakımına harcasın. Ocaklarda ve tandırlarda ekmek pişirtsin, piyasaya sürsün…

Bizimkiler şimdi bir bahane bulur, çürük falan derler. O zaman sağlamlaştır, halka öyle aç. Ne senelerden beri bekleyip duruyorsunuz. Yıkacaksanız da bir an önce yıkın da biz de kurtulalım siz de. Şu okullar olmasa idi ne güzel idare ederim diyen eski bir bakanı hatırladım da.

Yeni yapılan Beylerderesi Köprüsü için de bir şey söyleyeyim. Bana göre o köprü zemin etüdü yapılmadan oraya konduruldu onun için bacaklarından biri çöktü. Birkaç sene sonra başka bir bacak çökecek, inşallah ben yanılırım. O vadinin tabanı çok yumuşaktır haberiniz ola. Baraj yapmak isteyenlerin de dikkatini çekerim.

KUZEY ÇEVRE YOLU VE TRAMBÜS 

Malatya’ya çevre yolunun yapımı ve trafik probleminin çözülmesi mutlaka gerekiyor. Bu problemin çözülmesi uzun vadeye dönük planlamalarla olur. Kuzey çevre yolu yeşil alanlardan geçeceği için yeşil alanların ve bahçelerin katline sebep olabilecektir. Ne ise yapmaya yapacaksınız bir an önce bitirin bari. Yeşile de fazla dokunmayın.

Belediye’nin yer altı trafiğini şimdiden planlanması gerekiyor, merkeze çok geniş bir otopark gerekiyor vs. Bir de baraj gölünün kuzeyinde Yazıhan’a yakın yerlerden yeni bir çevre yolunun yapılması ve planlanması kaçınılmaz gözüküyor. Güney Çevre yolunun da yeni planda göz önüne alınması bence gereklidir.

ZEKİ SARILAR'A YENİ GÖREV

Sayın Zeki Sarılar’a yeni bir görev daha verilmiş ve memur yapmışlar, terfi ettirmişler. Hayırlı ve uğurlu olsun. Maşallah çalışkan adam ama Malatya’yı ve geçmişini iyi bilmediğinden bir takım hatalar yapabiliyor! Doğa ile fazla oynamayı seviyor, projelerinin yapımı ve ihaleler uzun zaman alıyor. Kernek meydanının yeni yüzünü daha halka gösteremedi. Beğenmediğim Melih Gökçek bile bir ayda alt geçit bitiriyor. 

Ben Belediye başkanı olsam Zeki Sarılar'a Darende’nin düzenlenmesi için görev veririm. Günpınar Şelalesinin ve Tohma Suyunun üzerini kapatarak giydirme yaptırırım, Şelalenin suyunu keserek motopompla akua düzenlemesine dönüştürür,  Eski Darende evlerini yıktırarak yerlerine modern binalar yaptırır suları drenaja veririm, Tohma vadisindeki ağaçları kestirir, yeşilliklerin yerine Tohma manzaralı apartmanlar diktiririm… Tabii ki böyle bir durumu arzu etmiyorum ve de onaylamıyorum. Yeşil Malatya’nın başına gelenleri bazı kişilerin kıyaslama yolu ile anlamasını istedim. Empati duygularının da fazla kuvvetli olduğunu düşünmüyorum ama.

Darende’nin yapısı Malatya’nın eski haline azıcık benziyor da…  

FOTOĞRAFLAR: Selami YÜCEL

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız