Polisin Edirne'de gerçekleştirdiği "su ihalesi"nin de aralarında bulunduğu bazı ihalelere ilişkin yolsuzluk operasyonu, içme suyu konusuna artan ilgiyi ve "tezgahı" ortaya koydu.
Milliyet Yazarı Melih Aşık, bu tezgahı "Mavi Altın" başlığıyla yazdı.
Aşık'ın yazısı şöyle:
"..Meğer hem yerli hem küresel sermaye, belediyelerden su dağıtım imtiyazını almak için sıraya girmiş de haberimiz olmamış. Bizi Edirnedeki ihale nedeniyle gözaltına alınan Ahmet Özal yaptığı açıklamayla uyandırdı... Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçinin bir yolsuzluğu var mı, yok mu onu bir kenara bırakalım. Onu mahkeme sonucunda öğreneceğiz. Ama Edirnedeki ihale bize bu tür özelleştirmeler hakkında fikir verebilir. Hamdi Sedefçi anlatıyor:
Belediyenin sudan aylık geliri 350 bin YTL civarındaydı. Biz oluşturduğumuz şartnameye 500 bin YTL aylık gelir şartı koyduk. Özelleştirmeyle birlikte sudaki fiyat artışları enflasyon rakamları kapsamında olacak. Ayrıca, ihaleyi alan firma iki yıl içinde su arıtma tesisi, kanalizasyon sistemi, yağmur kanalları yapacak..
Sistem kulağa hoş geliyor... Ancak evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Örnek... IMFnin dolaylı zorlamasıyla Bolivyanın Cocahamba kentinin su imtiyazı 1999 yılında 40 yıl süreyle ABDli Bechtel şirketine verilmişti. Bechtel ilk iş olarak çalışanların yarıdan fazlasını işten çıkardı. Suyun birim fiyatı 2 ay sonra 3 katına çıktı. Kent ayaklandı. Polis ve asker, göstericileri ancak ateş açarak durdurdu. Bechtel bir yıl içinde Bolivyadan kaçtı. Güney Afrikada fakir mahalleler suyun bedelini ödeyemediği için kolera salgını baş göstermişti. Böyle örnekler çok. Çokuluslu şirketlerin peşinden koştuğu, kârlı, ama tüketici açısından sancılı bir süreç bu..."