Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Kerem Yıldırım, Hükümet ve Memur-Sen arasında imzalanan Toplu Sözleşme ile ilgili olarak, “Kamu İşveren Heyetiyle ciddi kazanımlar elde ettiğimiz ve memurun yüzünü güldüren, konfederasyon ve bağlı sendikalarımızı sevindiren bir sözleşme imzaladık” dedi.
Kamu görevlilerinin merakla beklediği 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde imzalar atılırken, Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Kerem Yıldırım sendika binasında Toplu Sözleşmeyi değerlendirdi. 4. Dönem Toplu Sözleşmesinde yetkili olan 11 sendika ile birlikte yetkili konfederasyon olarak Kamu İşveren Heyetiyle ciddi kazanımlar elde ettikleri ve memurun yüzünü güldüren, konfederasyon ve bağlı sendikaları sevindiren bir sözleşme imzaladıklarını kaydeden Yıldırım, tekliflerinin tamamen istişare zemininde ve profesyonelce hazırlandığını söyledi.
4. Dönem Toplu Sözleşmesinin 1 Ağustos tarihinde başladığını hatırlatan Yıldırım, “14 Ağustos tarihinde Kamu İşveren Heyeti teklifini 2018 için 3+3 ve 2019 için 3+3 olarak açıkladı. Kamu İşveren Heyetinin olası tutumuna göre hazırladığımız “Bu Teklife Evet”, “Müzakere Edilebilir” ve “Bu Teklife Kapalıyız” kartonlarından “Bu Teklife Kapalıyız”ı kaldırdık ve “Cebimiz de kapımız da açık, yeni bir teklif bekliyoruz” mesajını vererek o günkü oturumu sonlandırdık. Yeni bir teklif beklerken boş durmadık ve hükümet yetkilileri, bakanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüşmeler yaptık. Bir yandan da genel başkanlar ve il başkanlarımızla istişari toplantılarımızı sürdürdük, yol haritamızı değerlendirdik. Müzakere sürecinin son günü olan 21 Temmuz’da Kamu İşveren Heyeti yeni teklifini 2018 için 3,5 + 3,5, 2019 için 4+5 olarak açıkladı. Gece sürekli toplantı halinde bulunduğumuz sendika genel başkanlarımızla yaptığımız istişareler sonucunda bu teklifi de “Müzakereye hazırız ama imza için yetmez, yeni bir adım daha bekliyoruz” diyerek reddettik. 15 Temmuz’u yaşamış bir Türkiye’nin şartlarının farkında olmakla birlikte memurun rıza göstermeyeceği bir teklifi kabul edemezdik. Sunulan teklifin bir miktar daha artırılmaması durumunda imza atmayacağımızı beyan ettik. Türkiye'nin şartlarını biliyorduk ancak memurun razı olmayacağı bir teklife ‘Evet’ diyemezdik ve demedik. Son gece mutabakatsızlık netleşmişti. Kamu İşvereni tarafından yeni bir olumlu adım atıldı. Olabileceğin ve alınabileceğin son noktasını gördükten sonra gece saatlerinde başkanlarımızla istişare ettik ve nihayet uzlaşma sağladık. Bu süreçte masadaki müzakereler kadar masa dışı diplomasinin ne kadar gerekli ve önemli olduğunu bir kez daha gördük” ifadelerini kullandı.
İmza altına alınan Toplu Sözleşmede 45 maddesi genel, 213 maddesi hizmet kollarının olmak üzere toplam 258 maddede bağıtlanan kazanımlar elde ettiklerini aktaran Yıldırım, “Kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine 2018 yılında yüzde 7,64, 2019 yılında yüzde 9,20, iki yıllık toplamda yüzde 17,54 zam aldık. İki yıllık toplamda 36 milyar TL pay kamu görevlilerine aktarılacak. 3+3+3+3 olarak sunulan ilk teklifte 27 milyar olan bütçe payını 9 milyar TL artırdık. Sunulan ilk teklifte yüzde 12,5 olan oranı yüzde 17.54’e çıkararak yüzde 40 oranında bir artış sağladık. Zam oranlarının enflasyonun altında kalması halinde aradaki fark kadar enflasyon farkı zammı maaşlara yansıtılacak” şeklinde konuştu.
Toplu sözleşmede kamu görevlilerinin hac farizalarını yerine getirmek için 20 günlük ücretsiz izin kullanabilmelerini sağladıklarını aktaran Yıldırım, “Bunun yanında kamu kurum ve kuruluşlarının helal gıda sertifikasıyla tanışmasını sağladık. Engelli çocuğu olan kamu görevlilerine çocuk yardımını yüzde 50 artırdık. Engelli kamu görevlilerinin eğitimlerinde, çalışma koşullarında ve diğer haklarında iyileştirilmeler sağladık. Sonuç itibariyle Türkiye’nin zorlu dönemeçlerden geçtiği bir dönemde, sorumluluğunu üstlendiğimiz kamu görevlilerinin haklarını merkeze alarak, çatışmayı değil uzlaşmayı tercih eden bir tavır gösterdik. 4. Dönem Toplu Sözleşmesinin hakem heyetine gitmeksizin uzlaşmayla neticelenmesini bu yönüyle önemli buluyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu çetin şartlar ve hassas süreçler dikkate alındığında varılan uzlaşmanın olası bir gerginlik ihtimalini devre dışı bırakmasını en az elde edilen kazanımlar kadar değerli bir kazanım olarak görüyoruz. 15 Temmuz gibi ciddi bir badireyi henüz atlatmış ve bunun bir devamı olarak gördüğümüz küresel kuşatmanın giderek kesifleştiği ülkemizin bu şartları dikkate alındığında elde ettiğimiz kazanımların değeri daha iyi anlaşılacaktır” diye konuştu.
iha