İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu ve asayiş olayları açısından metruk binaların halkı tedirgin ettiğini belirterek, 2019 yılında metruk binaları yıkacaklarını söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek'te Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının düzenlediği Narkotik Suçlarla Mücadele Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, hortum ve fırtına nedeniyle kayıplar yaşayan Antalya’ya geçmiş olsun dileklerini iletti. Türkiye’nin kimi kronikleşmiş, kimisi de yeni olan birçok güvenlik tehdidiyle eş zamanlı olarak mücadele ettiğini dile getiren Bakan Soylu, “Bu bir tercih değildir. Bilakis bu bir mecburiyet ve 21. yüzyılın önümüze koyduğu bir beka gerekliliğidir. Trafik, terör, uyuşturucu ve göç, bu mücadelenin ana konularıdır. Bunlardan trafiği ayrı tutuyorum, çünkü doğrudan suç veya suçlu aradığımız bir alan değildir. Kendi içimizde yaşadığımız bir mesele. Ancak diğerleri birbiriyle bağlantılı, birbirini besleyen ve ağırlıklı olarak dışarıdan bize gelen tehditlerdir. Özellikle terör ve uyuşturucu paket program gibi. Birbirlerine can suyu veriyorlar. Terör, uyuşturucuya alan ve lojistik imkan oluşturuyor, uyuşturucu da teröre finansman sağlıyor. Ve her ikisi de küresel çapta yayılmış durumda. Terör Afrika’da da, Avrupa’da, Orta Doğu’da da varlık gösteriyor. Avrupa’nın başkentlerinin metrolarında ellerinde makineli tüfeklerle özel harekatçılar nöbet tutuyor” diye konuştu.
Terör gibi uyuşturucunun da dünyanın farklı yerlerinde üretildiğinin altını çizen Soylu, “Avrupa’daki gelişmiş laboratuvarlarda sentetik uyuşturucu, 'altın hilal' olarak bilinen İran, Afganistan, Pakistan ve 'altın üçgen' olarak bilinen Myanmar, Laos, Tayland ile Meksika ve Kolombiya’da ise eroinin ham maddesi olan haşhaş üretilmektedir. Yine Kolombiya’da, Peru ve Bolivya’da kokainin ham maddesi koka, Fas’ta ise esrarın ham maddesi olan Hint keneviri yetiştirilmektedir. Buna karşın yoğun tüketici ülkeler ise Kuzey Amerika ülkeleri, Avrupa ülkeleri ile Avustralya’dır. Yani uyuşturucu üretiminin yapıldığı bölgelerle tüketici ülkeler dünyanın farklı yerlerinde bulunmaktadır ve bu da doğal olarak üretici ve tüketici arasında küresel ve hızlı bir akışa yol açmaktadır. Ve yine doğal olarak kara paranın döndüğü her yerde de terör, ihtiyacı olan finansman kaynağına ulaşmış olmaktadır. Bütün bu haritada ise Türkiye, maalesef en talihsiz yerde, tam ortada bulunmaktadır” dedi.
Uyuşturucunun Türkiye’yi geçtikten sonra Avrupa’yı her taraftan sarmaya başladığını vurgulayan Bakan Süleyman Soylu, “Verdiğimiz mücadelenin sadece kendimiz için olmadığını ifade ederken kastettiğim işte budur. Mücadelemizin kapasitesi ile ilgili bir kıyaslama yapılabilsin diye ifade etmek isterim; 2016’da Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin tamamı toplamda 4.27 ton eroin yakaladı. Bizim tek başımıza yakaladığımız miktar ise 2017 yılında 15 ton, 2018 yılında da 17,9 tondur. Toplamda da 20 tonu aştık” şeklinde konuştu.
Operasyon rakamlarından bahseden Bakan Soylu, “2016 yılında 86 bin 830 operasyon yapmıştık, 2017’de bu sayıyı 118 bine çıkardık ve 2018 gerçekleşmemiz de 147 bin 562 olmuştur. Londra’da 2012 yılında bir kilogram eroinin 16 bin pound olduğu, ancak Türkiye’nin başarılı operasyonlarıyla 2018 yılında bu fiyatın 22 bin pounda yükseldiği bizzat uluslararası raporlarda ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra kur farkları ve alım gücü dikkate alındığında Avrupa’da uyuşturucunun Türkiye’ye göre çok daha ucuz olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’de fiyatın yüksek olması, maddeye ulaşmanın Avrupa’ya göre daha zor olduğunu göstermektedir. Ve bu da Türkiye’nin arz ile mücadelesindeki başarısının göstergesidir” diye konuştu.
"Küresel canavar"
“Uyuşturucu meselesinde küresel bir canavarla savaşıyoruz” diyen Soylu, şöyle konuştu:
“Ve genellikle uyuşturucunun insana verdiği zararlara odaklanıyoruz. Belki çoğumuz bunun küresel finansman anlamında nasıl bir büyüklüğe sahip olduğunun farkında bile olmayabiliriz. Avrupa’da sentetik uyuşturucu üretebilmek için, çok gelişmiş laboratuvarlar kullanıyorlar. Keza Afganistan’dan bölgenin karışıklığını da düşünürseniz bin bir zorlukla 2-3 bin rakımlı dağlardan, lojistik maliyeti yüksek değişik yollardan Avrupa’ya kadar eroin ve esrar gidiyor. Bazen tırlara, otomobillere gizli bölmeler yapıldığını, insanların kurye olarak hayatını tehlikeye attığını, hatta uyuşturucuyu poşetlerle yutarak kontrollerden geçmeye çalışan insanlar olduğunu görüyoruz. Böyle büyük maliyetlere katlanmanın tek sebebi olabilir, o da dönen kirli paranın büyüklüğüdür.”
"Önemli isimler yakalandı"
Küresel uyuşturucu ticaretinin toplam büyüklüğünün tahmini miktarının 426 milyar dolar, üst seviye tahminin ise 652 milyar dolar olduğunu kaydeden Bakan Soylu, “Yani ortalama 500 milyar dolarlık küresel bir felaket söz konusu. PKK’nın uyuşturucudan elde ettiği gelir yılda 1,5 milyar dolar. Hiç kimse bana PKK’nın etnik terör örgütü falan olduğunu söylemesin. Yalandır, safsatadır ve sahadaki gerçeklerle hiç ilgisi yoktur. PKK, bir insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti örgütüdür. Hatta bu gerçeği ABD bile resmi raporlarla itiraf etmiştir. Geçtiğimiz Aralık ayında yine Antalya’da bir uyuşturucu seminerinde ifade etmiştim. 2009 yılında ABD Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi, PKK’nın üst düzey yöneticileri olan Murat Karayılan ve iki kişiyi daha 'önemli yabancı uyuşturucu kaçakçıları' olarak ilan etmiştir. Aynı ofis, 20 Nisan 2011 tarihinde Cemil Bayık, Duran Kalkan ve diğer bazı sözde yöneticileri özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçıları olarak ilan etmiş ve bunlara ilişkin finansal tedbirleri devreye aldığını duyurmuştur. Buradaki paranın büyüklüğü, küresel güç mücadelesi üzerinde, küresel şiddet üzerinde, göç üzerinde doğrudan etkilidir” dedi.
Bakan Soylu, düzensiz göç rotalarının da uyuşturucu rotası ile bağlantılı olduğuna dikkat çekerek, düzensiz göçün yeni başladığının altını çizdi. Küresel anlamda uyuşturucuya bağlı doğrudan ve dolaylı ölümlerin sayısının yılda 300 bin kişinin üzerinde olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “Bunlardan doğrudan aşırı doz sebebiyle ölenlerin sayısı 2015 raporlarında 167 bin kişi olarak rapor edilmiştir. Yani uyuşturucuyu aldığı anda ölenler. Dünya, tarih boyunca belki böyle bir tahribat yapan herhangi bir doğal afet görmedi ama uyuşturucu, bunu neredeyse her yıl yapıyor. 2016 yılında Türkiye’de 920 kişi uyuşturucudan hayatını kaybetti. Türkiye’de 2017 yılında uyuşturucuya bağlı ölümler 941 kişiydi, aldığımız tedbirlerle bunu önemli sayıda azalttık. 2018 yıl sonu itibarıyla sayının 400-450 bandında kalmasını bekliyoruz” dedi.
"Temizlik yapıldı"
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde her alanda başarı hikayesi yazdığının altını çizen Bakan Süleyman Soylu, “Bu başarı hikayelerinin en önemlilerinden birisi de uyuşturucu meselesidir. Türkiye’nin biraz önce temas ettiğim, uyuşturucu arzıyla mücadelesindeki başarının arkasında ciddi bir hikaye, planlı bir çalışma vardır. Öncelikle bir temizlik yapmamız gerekiyordu. Hain ve alçak FETÖ terör örgütünü devletin birçok birimlerinden olduğu gibi narkotik birimlerinden de tek tek temizledik. Öte yandan trafik, göç gibi alanlardaki örnekleri gibi uyuşturucu konusunda da 'uyuşturucuyla mücadele strateji belgesi'ni oluşturduk ve buradaki adımları atmaya başladık” açıklamasını yaptı.
Sokak satıcısı diye tabir edilen torbacılara ciddi bir baskı uyguladıklarına dikkat çeken Bakan Soylu, bu kapsamda 2018 yılında 19 bin 923 sokak satıcısının tutuklandığını, toplam rakamın 21 bin 134 kişi olduğunu kaydetti. Bakan Soylu, 80 uyuşturucu örgüt liderinin de yakalandığını belirtti.
"Metruk binaları yıkacağız"
“Uyuşturucunun sadece arzıyla değil kullanımıyla da mücadele ettik” diyen Bakan Soylu, “Yaptığımız geniş çaplı bir saha anket çalışmasıyla kullanım profiline ve yerlerin tespitine odaklandık. Yapılan araştırmalarda uyuşturucunun ev dışında en çok kullanılan mekanlarının metruk binalar ve yol kenarına, tenha yerlere park edilmiş arabalar olduğunu gördük. Buralara dönük tedbir ve kontrollerimizi arttırdık. 58 bin 59 metruk bina tespit ettik, bunların 24 bin 168’ini yıktık. 12 bin 770 tanesinin de hukuki süreçleri devam ediyor. 2019 yılında bu yıkılması gereken bütün metruk binaları sağına soluna bakmadan yıkıp geçeceğiz, hiç kimse kusura bakmasın. Metruk binaların yaydığı pislik direkt uyuşturucu ve asayiş olayları konularında halkımızı tedirgin ettiği nokta, bizim açımızdan tahammül edilemez. Bu konuda net şekilde dozeri vuracağız yıkacağız. Sokaklarımızı bu metruk binalardan bir şekilde temizleyeceğiz” diye konuştu.
"Erzurum'da tarihi yakalama"
Yapılan uyuşturucu operasyonları hakkında değerlendirmede bulunan Bakan Soylu, “2018 Aralık ayı başında Erzincan’da o gün için tek seferde Cumhuriyet tarihinin en büyük yakalaması olan bin 271 kilo eroin yakalamasını gerçekleştirdik. Yine 2018’in son günlerinde İpsala Sınır Kapısı’nda 1,5 ton esrar yakalandı. Ve iki gün önce Erzurum’da bin 535 kilo eroin yakalamasıyla Cumhuriyet tarihinin yeni bir rekoru daha kırıldı. Bu olayı kamuoyu ile paylaşmadık, işin ucuna ulaşmak istediler. Hemen ilgili istihbarat çalışmalarıyla birlikte işin organizatörü ve lideri de dün akşam saatlerinde İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yurt dışına kaçarken yakalandı ve polis uçağıyla gözleri bağlı şekilde Erzurum’a getirildi” dedi.
Antalya, iha