SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Milletvekili Babacan'ın İsrail Değerlendirmesi, BBC'ye Yayın Kestirdi

Milletvekili Babacan'ın İsrail Değerlendirmesi, BBC'ye Yayın Kestirdi
A- A+ PAYLAŞ

İngiltere’nin yayın organı BBC’de yayına bağlanan AKP  Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan’ın İsrail ile ilgili ifade ve değerlendirmeleri rahatsızlığa neden oldu ve yayın yarıda kesildi.

Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS) lideri İsmail Heniyye'nin İran'ın başkenti Tahran'da şehit edilmesi gelişmelerini değerlendirmesi için BBC Radyosuna bağlanan AKP  Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan’ın konuşması yarıda kesildi.  

AKP Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, “Bu sabah BBC'de İsmail Haniye suikastını konuştuk. Esasında yayın daha uzun sürecekti; ancak sunucu röportajı erken kesti ve sonrasında telefon bağlantısı koptu. Bir Batı medyası klasiği...” ifadelerini kaydetti.

Milletvekili Babacan, BBC Röportajında, “Bir devlet suikastlarla, insan avcılığına çıkarak, çocuk bebek masum sivilleri sistematik olarak öldürerek hale meşru bir devlet olarak hayatiyetini devam ettirebilir mi? Hukuki çerçeveler, dış ülkelerin egemenlik hakları, devletlerarası ilişkiler ve sözleşmeler o halde neden var? Güçlü olanın kuralları koyduğu ve istediği şeyi, istediği zaman, istediği yerde, istediği şiddette uygulayabildiği bir orman düzeninde mi yaşıyoruz?” ifadelerini kaydetti.

BBC'deki yayında diyaloglar şöyle gerçekleşti:

"BBC Sunucusu: 
Türkiye İsmail Haniye suikastını kınayan ülkelerden birisi. Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan olayı ‘Hain bir suikast’ olarak tanımladı. Bu anlamda, Türkiye’nin ve iktidar partisinin pozisyonunu konuşmak üzere Ankara’ya, AK Parti Milletvekili Abdurrahman Babacan’a bağlanıyoruz. Günaydın, BBC Newsday’e hoş geldiniz. Öncelikle İsmail Haneye cinayetine ilişkin değerlendirmenizi merak ediyorum.

AKP Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan: 
Merhaba. Teşekkürler. Öncelikle İsrail’in kuruluşundan bu yana yaşadığı büyük varoluşsal bir sıkıntı var; Birleşmiş Milletlerdin 1947’deki taksim planından itibaren adım adım sistematik olarak uluslararası hukuku çiğneyen devlet  politikaları ve bunun Ortadoğu’yu nasıl istikrarsız hale getirdiği. Haniye suikastı bu zincirin son halkası. Burada mesele, bu yüzden, başlı başına bir kişi ya da grup değil, mesele İsrail’in siyasi, teolojik bir takım sözde referanslarla sistematik olarak uygulamaya koyduğu işgali başlı başına bir devlet politikası olarak belirlemesinde. Buna engel teşkil eden her kişi yada gruba devlet terörünün her türlüsünü uygulayarak yok etme ve sindirme politikası uygulamakta. Örneğin Şeyh Ahmet Yasin ve Rantisi suikastlarında gördüğümüz şeyi, Rachel Corrie gibi bir sivil aktivistin tankların altında ezilmesinde, insan haklarını savunucularının keskin nişancılarla öldürülmesinde yada uluslararası medya temsilcilerinin kasıtlı olarak kurşunlara hedef alınmasında görmüyor muyuz? Bunların hepsi, bu bağlamda İsrail’in doğal hedefidir. Ve hepsinin ortak yönü İsrail’in uyguladığı politikaya bir biçimde itiraz ediyor olmalarıdır. Haniye suikastına bu perspektiften bakmak gerekir diye düşünüyorum.

BBC Sunucusu: 
Fakat burada, Haniye’nin bizatihi kendisi insan hakları ihlallerinden sorumlu tutuluyor. Kendisine dönük böyle suçlamalar mevcut. Ki biz bunu İsrail’in Güney bölgesindeki 7 Ekim saldırılarında gördük ve bunlar Hamas’ın öncülüğünde gerçekleşen saldırılardı.

AKP Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan: 
Bu kavramlar maalesef çok kirletildi ve istismar edilen kavramlar haline geldi. Batı dünyasında insan hakları dendiğinde artık dünyanın hemen tüm uluslarında insanlar ve özellikle gençler buradaki iki yüzlülüğü görmeye başladı. Bu yüzden de çok inandırıcı değil artık. Bunu bir tarafa koyalım. Şimdi, ne zaman İsrail’in Gazze’de aylardır uyguladığı soykırımdan bahsedilse, 7 Ekim’deki olaylara referans veriliyor. Şimdi bakın bu meselede de yani İsmail Haniye suikastında da aynı şey yapılıyor. İsrailli sivillere yönelik şiddeti kınamak  ve hukuk nezdinde bununla mücadele etmek ayrı bir şey, bebek çocuk kadın yaşlı demeden aylar içinde 40 binden fazla insanı katletmek ve 7 Ekim’i buna kalkan olarak kullanmak tamamen ayrı bir şey. O halde soru şu: Bir devlet suikastlarla, insan avcılığına çıkarak, çocuk bebek masum sivilleri sistematik olarak öldürerek hale meşru bir devlet olarak hayatiyetini devam ettirebilir mi? Hukuki çerçeveler, dış ülkelerin egemenlik hakları, devletlerarası ilişkiler ve sözleşmeler o halde neden var? Güçlü olanın kuralları koyduğu ve istediği şeyi, istediği zaman, istediği yerde, istediği şiddette uygulayabildiği bir orman düzeninde mi yaşıyoruz?

BBC Sunucusu: 
Sayın Babacan, süremizin sonuna geldik, teşekkürler."

malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • Recep (3 ay önce)
    Sayın vekil haklısınız. Bir devlet çocuk, yaşlı, bebek olduruyorsa o devletin meşrutiyetinden söz edilemez. Ancak benim de size sorum şu. Bir musluman savunmasiz çocukları yanındayken eşek arılarının kovanına çomak sokar mi. Eğer çomak sokuyorsa bu müslümanın o çocukları savunduğudan bahsedilebilir mi. Bu bağlamda 7 Ekim'de sivil insanlara saldıran Hamas'ın bu saldırının sonuçlarını bilmeme ihtimali varmi. Hamas'ın eline de 40000 masum Filistinlinin kanı bulaştı mi.
    %57
    %43
    Yanıtla
  • Ali (3 ay önce)
    Helal olsun sayın vekilim. Malatya sizinle gurur duyuyor.
    %30
    %70
    Yanıtla
  • Ramazan (3 ay önce)
    Bu yayınla ilgili bir link varsa burada paylaşir misiniz.
    %84
    %16
    Yanıtla
  • https://youtu.be/0VWLNMgB2Hs?si=1V_-pB-ofQPS0QDp
    %67
    %33
    Yanıtla