Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, akademik mobbinge* çok fazla maruz olduklarını belirterek, “Akademisyenlerin yaptığı çalışmaların tamamında akademik mobbing görebiliyoruz” dedi.
Öğretim Elemanları Sendikası’nın Bölge Toplantısı Malatya’da gerçekleştirildi. Gündüzbey'deki bir restoranda yapılan toplantıya katılan ÖGESEN Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, 2014 yılında kurulan sendikalarının amacının akademisyenlerimizin sorunlarını çözmek olduğunu söyledi. Kuruldukları günden bu yana 75 ilde 200’ün üzerinde temsilcilik oluşturduklarını ifade eden Özkoçak, “ÖGESEN bağımsız olarak sadece akademisyenlerin oluşturduğu ve üniversitelerin sorunlarını dile getirmek amacıyla kurulmuş bir sendikadır” diye konuştu.
Sendikalarının ilk amacının Yüksek Öğretim kanununun çok hızlı bir şekilde değiştirilmesini sağlamak olduğunu kaydeden Özkoçak, “Bu kanunu ucube halinden darbe döneminden kalmış bu 2547’den kurtarmak ve üniversitelerimizin akademisyenlerimizin yaptıkları çalışmaları güçlendirmektir” ifadelerini kullandı. Sendika olarak üyelerinin diğer sorunlarının başında gelen sözleşme eş durumu tahini konusunda da çalışmalar yaptıklarını söyleyen Özkoçak, öğretim elemanlarının tamamının oy kullanma hakkına kavuşması gerektiğini de dile getirdi. Normal bir vatandaşın kendi Cumhurbaşkanını seçme hakkı bulunurken, akademisyenlerin kendi rektörünü seçemediğini kaydeden Özkoçak, “Kendi amirine dekanına oy kullanamıyor. Oy kullanamadığı zaman da özlük haklarını çok fazla benimsetemiyor” diye konuştu.
Öğretim elamanlarının arasında akademik mobbing diye bir tanımın bulunduğunu belirten Özkoçak, “Buna çok fazla maruz kalıyoruz. Gerçekten çok büyük sorun bizim için mobbing. Akademisyenlerin yaptığı çalışmaların tamamında akademik mobbing görebiliyoruz. Bu hem Türkiye’nin gerilemesine hem de akademik camianın rahatsız olmasına sebep oluyor” şeklinde konuştu.
_____
* Mobbing kavramı, İngilizce “mob” kökünden gelmekte olup, “Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kabalık anlamındadır. Sözcük Latince “mobile vulgus”tan türemiştir. İş yaşamında maddî ve manevî çok büyük zarara yol açan duygusal taciz, yakın geçmişte başlı başına bir olgu olarak tanımlanmıştır.Mobbingin (işyerinde psikolojik taciz) kelime anlamı, psikolojik şiddet,baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermektir. Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak “Bezdiri” kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır. Üniversitemizde “İşyerinde psikolojik taciz” kavramı uluslararası literatürde yaygın kullanım şekli olan “mobbing” kelimesi ile ifade edilmiştir.
Mobbing; Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit vb. şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır. Mobbing uygulayan kişiye “tacizci”, mobbinge maruz kalan kişiye ise “mağdur” denir.
Mobbinge maruz kalan kişiler gördükleri zararın büyüklüğü ve etkisiyle, işlerini yapamaz duruma gelmektedirler. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar göstermiştir ki, en kısa mobbing süresi 6 ay, genelde ortalama süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise, 29-46 aydır. Hangi işyerlerinde ve hangi kişilerin mobbinge uğradığına bakıldığında araştırmalara göre kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, öncelikle sağlık ve eğitim sektöründe yaygın olduğu ve özellikle de üniversitelerde bunun çok daha sıklıkla yaşandığı görülmektedir. (http://mobbing.gazi.edu.tr)