Başbakan Erdoğan, ''Hiç kimsenin, hiçbir ülkenin, kurumun, örgütün üzerimizde ahkam kesmesine asla müsaade etmeyiz. Türkiye, hiçbir ülkenin şamar oğlanı değildir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde, partisinin ''İlk Hedef 2014-Seçim Sürecini Başlatıyoruz'' sloganıyla düzenlenen İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.
''Şunu dünya üzerindeki herkes bilsin ki, bu ülke ve bu millet, tarihte nasıl medeniyetlere istikamet çizdiyse, bugün de, yarın da tarihi şekillendirecek, tarihe istikamet çizecek güç ve kudrete fazlasıyla sahiptir'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Biz, 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, başı öne eğilecek bir millet asla değiliz. Biz, iradesi teslim alınacak, özgürlüğüne ipotek konulacak, istikameti başkaları tarafından belirlenecek bir millet asla ve asla değiliz. Biz her ülkeyle dostane ilişki içinde olmaya, her kurumla samimi işbirliği geliştirmeye büyük özen gösteririz. Ancak hiç kimsenin, hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun, hiçbir örgütün üzerimizde ahkam kesmesine, irademize yön vermesine asla müsaade etmeyiz.''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin tek taraflı etki altına alınacak, yönlendirilecek, üst perdeden hizaya çekilecek bir ülke olmadığını kaydederek, alçak gönüllü olduklarını ancak alçaklık kompleksiyle hareket etmediklerini, Türkiye'nin gururunu kıracak, milletin onurunu incitecek hiçbir harekete, söyleme, tutuma eyvallah etmeyeceklerini vurguladı.
İçişlerine karışılacak bir ülke değildir
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türkiye, hiçbir ülkenin şamar oğlanı değildir. Türkiye, hiçbir kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği ülke değildir. Türkiye, içişlerine karışılacak, dışardan yasama, yürütme, yargı işlerine burun sokulacak bir ülke hiç değildir. Türkiye, dış politikada istikametini değiştiren bir ülke değildir ama dış politikada kendisine istikamet çizilecek ülke de değildir.''
AB'ye eleştiri
Türkiye'yi eleştiren ve Türkiye'nin önüne sürekli kriterler çıkaran AB yetkililerine ve AB ülkelerinin bazı liderlerine seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Siz bir yandan Türkiye'yi kriterlere uymamakla itham edip, bir yandan Türkiye'nin önüne yeni şartlar sürüp, bir yandan da Türkiye'ye çok ağır bedeller ödeten teröre neden bu kadar müsamaha gösteriyorsunuz? Sürekli terör sorunundan dem vurduğunuz halde niçin Türkiye'nin terörle mücadelesine gereken desteği vermiyorsunuz? Ben de, aziz milletim de bu sorunun cevabını net bir şekilde, tatmin edici bir şekilde almak istiyoruz.
Tahammülümüz kalmadı
Bizim AB üyeliği noktasında artık tahammülümüz zayıfladığı gibi, teröre gösterilen müsamaha noktasında hiç tahammülümüz kalmamıştır. Önce Paris'teki olay, ardından Ankara'da ABD Büyükelçiliği'ne gerçekleştirilen, bir vatandaşımızın da şahadeti, bir gazeteci kardeşimizin yaralanmasına neden olan olay, Avrupa ile terör arasındaki muhabbetin artık daha güçlü şekilde sorgulanması gereğini ortaya koymuştur. Türkiye olarak bu ilişkinin, bu muhabbetin, bu müsamahanın üzerine çok daha kararlılıkla gideceğiz.''