Elektrolitler besin öğeleri gibi vücudumuzda hayati fonksiyonlarda görev alırlar. En önemli görevi de protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve antioksidanların metabolik süreçlerinde bulunmak. Sodyum klorür genel adıyla bildiğimiz tuz pozitif ve negatif elektrolit içerir. Sodyum pozitif, klorür negatif yüklüdür. Potasyum, kalsiyum ve magnezyum da pozitif yüklü, klorür, bikarbanot, fosfat ise negatif yüklü elektrolitlerdir.
Sodyum vücudumuzda gerekli bir elektrolittir ve önemli fonksiyonlarda görev almaktadır. Beyin, kas, sinir sistemi arasında iletişimi sağlayan elektrik sinyallerinin oluşumu için gereklidir ama miktarı da önemlidir. Vücudumuzdaki herhangi bir besin eksikliği hatta fazlalığı bile elektrolit dengesizliğine neden olacak ve sinir sistemi, kas dokusu, kalp damar sağlığı, göz sağlığı, sindirim sistemi olumsuz etkilenecektir.
İhtiyacından fazla tuzlu beslenen, yemeğin tadına bakmadan tuz serpen, tuzlu hazır ürünleri sıklıkla tüketen ve potasyumdan zengin sebze ve meyve tüketimleri az olan kişilerin kalp hastalıklarına yakalanma riski de artmaktadır. Tuzlu beslenme vücuttan potasyumun daha çok atılması demektir, eğer kişi potasyumdan da yetersiz besleniyorsa hipernatremi, vücutta sodyum yüksekliği oluşabilmekte ve dolayısıyla damar sağlığı olumsuz etkilenmektedir.
Günlük sodyum ihtiyacımız 2400mg iken araştırmalara göre 3 katı fazla oranda sodyum almaktayız. 1 çay kaşığı tuz 2300mg sodyum içerir, yani günlük 1 çay kaşığı tuzu geçmemek esastır.
Kalp damar sağlığını korumak için işlenmiş yiyeceklerden uzak durmalı, yemeklere ihtiyacımızdan fazla tuz serpmemeli ve sağlıklı bir beslenme planı oluşturulmalıdır. İşlenmiş paketli besinlerde, özellikle cipslerde vücudumuzun tolere edebileceği miktardan daha fazla miktarda sodyum bulunmaktadır.