SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"'Ne Yapıyorsun' Dedim, 'Öldü' Dediler.."

A- A+ PAYLAŞ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili kanun teklifinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.

Deprem felaketinde yaşananlar ve EYT düzenlemesi hakkında konuşan Ağbaba şunlara değindi:

“SANDIK GELDİĞİNDE SİZ DE SESİNİ DUYMAYIN”
"Vergi levhası, esnaf odası kaydı olan, ama BAĞ-KUR kaydı açılmamış olan esnafın 2008 öncesi tescil tarihini düzeltmesi ve borçlanma hakkının verilmesi gerekli ama duymadınız. On binlerce esnaf, bugün burada bu mağduriyetin giderilmesini bekliyor. Diyorlar ki ‘Hep devleti, milleti sömüren yandaş iş adamları, çeteler için düzenleme yapılıyor, onlar için af getiriliyor ama maalesef fakir fukara esnafın sesi duyulmuyor’. Ben, buradan o fakir fukara, hakları yenilen esnafa da bir çağrı yapmak istiyorum; bugün deprem ortamında sizin sesinizi duymayanların, sandık geldiğinde siz de sesini duymayın" dedi.

Ben, depremin ilk saatinden itibaren Malatya'da kimi zaman enkaz altında kalan insanların çığlıklarını duydum, kimi zaman kapanan yollarla ilgili köylülerin yanında oldum. Buradan ifade edeyim; hayat normalleşinceye kadar da Malatya'da hemşerilerimle birlikte olmaya devam edeceğim.

“DEPREMDE ÖLEN EYT'Lİ İNSANLARIN EMEKLİ MAAŞLARI, HAK SAHİPLERİNE DERHAL VE HIZLI BİR ŞEKİLDE BAĞLANMALIDIR”
Bugün EYT düzenlemesi olmasaydı bugün Meclis’te olmazdım. Geçtiğimiz gece EYT düzenlemesi Meclis’e gelince, burada olmam gerektiğini düşündüm. Çünkü en başta, depremde enkaz altında kalıp ölen arkadaşların bir sürü çoluk çocuğuna sözüm olduğunu, vicdan borcum olduğunu söylemek istiyorum. EYT'lilere de sözümüz var. Depremde ölen EYT'li insanların emekli maaşları, hak sahiplerine derhal ve hızlı bir şekilde bağlanmalıdır. EYT'li olup eksik primi olan, depremde hayatını kaybedenlerin eksik primlerini de devlet karşılamalıdır.

“CUMHURBAŞKANI’NIN ‘SEÇİM KAYBETSEM BİLE YOKUM’ DEDİĞİ EYT'LİLER YILLARCA MAĞDUR EDİLDİ”
İş yeri yıkılan, zarar gören esnafın da EYT prim eksiklerini devlet karşılamalı ve hemen aylık bağlamalıdır. Eğer illerin boşalmasını istemiyorsak, eğer yaşam normalleşsin diyorsak zarar gören iş yerlerine uzun vadeli faizsiz kredi verilmeli ve iş yerleri hızlıca esnafa verilmelidir. EYT sorunu 17 Ağustos deprem felaketinin ardından ortaya çıkmıştı. Cumhurbaşkanı’nın ‘Seçim kaybetsem bile yokum’ dediği EYT'liler yıllarca mağdur edildi. Kaybetme korkusu sarınca EYT gündeme geldi. EYT'nin gelmesini demokrasiye borçlu olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Başta muhalefet partileri ki en çok CHP ve bağımsız, sivil, AKP'ye bağlı olmayan EYT derneklerinin de büyük mücadelesi olduğunu hep beraber görüyoruz.

“TEKLİFLE ÇÖZÜLMEDİ, ÇÖZÜLMEYECEK, EYT SORUNU ENKAZ ALTINDA KALMAYA DEVAM EDECEK”
Eğer onlar Maltepe Meydanı'nda ya da Türkiye'nin çeşitli yerlerinde mitingler yapmasaydı, ‘Edirne'den Kars'a, Jüpiter'den Mars'a’ diye sloganlar atmasaydı bugün bu meseleyi konuşmuyor olacaktık. Bu düzenlemedeki eksiklere bakınca, bu düzenlemenin eksik olduğunu ve enkaz altında kaldığını görmekteyiz. Bu teklifte 5975 gün primine takılanlar, çıraklık ve staja takılanlar, BAĞ-KUR tesciline takılanlar, 9 bin güne takılanlar, kısmi emekliliğe takılanlar, depreme takılanlar olduğunu görüyoruz. Bir günle 17 yıl fazla çalışmaya mahkum edilenlerin sorunları bu teklifle çözülmedi, çözülmeyecek, EYT sorunu enkaz altında kalmaya devam edecek.

“MAALESEF GETİRİLEN YASAYLA İNSANLAR TAM 975 GÜN, YANİ 2 YIL 7 AY EMEKLİ OLAMAYACAK”
Enkaz altında kalan bu yasada neler yok. Son dakikada ortaya çıkan 5975 gün sorunu… İlk önce, Çalışma Bakanı Vedat Bilgin'in EYT düzenlemesiyle ilgili komisyonda yaptığı konuşmayı tekrar hatırlatmak istiyorum. ‘Prime takılanlar olmayacak, çünkü o günkü, 8 Eylül 1999 öncesi prim şartını değiştirmiyoruz. Yani EYT'de ‘99 öncesi ve 5 bin gün prim şartını değiştirmiyoruz’ dedi. Bu Sayın Bakan'ın ifadeleri ama getirilen yasaya baktığımız zaman, kademeli prim koşulu getirildi. İnsanlar, AKP'ye güvenip 5 bin günde emekli olmayı hayal ederken 5 bin ile 5 bin 975 gün arasında değişen prim şartına takıldılar. İnsanlar, iktidara güvendiler ,5 bin güne borçlandılar. Görmüşsünüzdür internette; telefonlarını sattılar, arabalarını sattılar, eksik primlerini ödeyerek emekli olmaya çalıştılar ama maalesef getirilen yasayla tam 975 gün, yani 2 yıl 7 ay, insanlar emekli olamayacak.

“STAJ VE ÇIRAKLIK YAPANLAR BU HAKTAN MAHRUM EDİLİYORLAR”
Bir de depremde evlerini kaybeden, ailelerini kaybeden, iş yerlerini kaybedenler var. Yeni bir prim şartını getirmek, hele bu deprem ortamında vicdansızlıktır, haksızlıktır. Bir başka sorun, staj ve çıraklık mağdurları. Staj ve çıraklık yapanlar bir dönem, deyim yerindeyse ucuz iş gücü olarak kullanıldılar ama bugün, staj ve çıraklık yapanlar bu haktan mahrum ediliyorlar. Bu insanlara ‘Sen emekli olamazsın’ diyorlar. Arkadaşlarımız da gündeme getiriyor. Çırak ve stajyerlerin de mutlaka bu kapsama alınması gerektiğini buradan bir kez daha ifade ediyoruz.

“BUGÜN DEPREM ORTAMINDA SİZİN SESİNİZİ DUYMAYANLARIN, SANDIK GELDİĞİNDE SİZ DE SESİNİ DUYMAYIN”
Bir diğer kangren olmuş sorun, BAĞ-KUR tescili mağdurları. Vergi levhası, esnaf odası kaydı olan, ama BAĞ-KUR kaydı açılmamış olan esnafın 2008 öncesi tescil tarihini düzeltmesi ve borçlanma hakkının verilmesi gerekli ama duymadınız. On binlerce esnaf, bugün burada bu mağduriyetin giderilmesini bekliyor. Diyorlar ki ‘Hep devleti, milleti sömüren yandaş iş adamları, çeteler için düzenleme yapılıyor, onlar için af getiriliyor ama maalesef fakir fukara esnafın sesi duyulmuyor’. Ben, buradan o fakir fukara, hakları yenilen esnafa da bir çağrı yapmak istiyorum; bugün deprem ortamında sizin sesinizi duymayanların, sandık geldiğinde siz de sesini duymayın.

DEPREMDE GÖREVİNİ YAPMASI GEREKENLER YAPMADI! AMA MİLLETİMİZ EDİRNE'DEN VAN'A SEFERBER OLDU!
Değerli arkadaşlar, şimdi, depreme gelmek istiyorum, buradan sözümün başında söylemek istiyorum. Depremde görevini yapması gerekenler görevlerini yapmadılar ancak görevi olmayanlar, üzerine vazife olmayanlar da -hakkını teslim etmek lazım- görevlerini yaptılar. Türkiye’nin dört bir yanından belediyeler, STK’ler, milletimiz üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya çalıştılar. Van’dan Edirne’ye, Giresun’dan Tokat’a, Tunceli’den Çorum’a, İzmir’den Ardahan’a kadar herkese teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, ben de depremi duyar duymaz bakanlarla birlikte özel bir uçağa binerek Malatya’ya ulaştım, saat 10.00 gibi Malatya’daydım. Malatya’yı biraz anlatmak istiyorum. Buradan söyleyeyim, Malatyalıların da serzenişi: Tabii ki çok büyük bir deprem -Adıyaman, Maraş, Hatay, Gaziantep- ama Malatya’nın da merkezinin maalesef yüzde 60’ı yıkılmış durumda. Malatyalılar, Malatya’nın biraz gölgede kaldığını, kamuoyunda deprem olmamış gibi bir havanın estirildiğini söylüyor. Bu serzenişi de size ifade etmek istiyorum.

DEPREMİN İLK 2 GÜNÜ SAHADA ASKER YOKTU..
Değerli arkadaşlar, hemen iner inmez -saat 9.30-10.00 arası- Malatya’daki en prestijli konutlardan, eski SSK hastanesinin karşısındaki Hayat Sitesi’ne gittim. Buradan bir kez daha rahmetle anıyorum, Kadın Kolları Başkanımız Güllü Tuncer ve Doktor Ekrem Tuncer’in bulunduğu enkaz alanına gittik, orada çalışmaları biraz inceledik; ardından bizim meşhur “İnönü Caddesi” dediğimiz, Türkiye’nin en uzun caddelerinden biri sayılan İnönü Caddesi’ndeki enkazları geze geze Valiliğe ulaştık. Şimdi, değerli arkadaşlar, oraya gittik oradaki yetkililere, komutanlara arama kurtarma çalışmalarının yeterli olmadığını, sahada askerin olmadığını söyledim ve sahadan o yalvarışları aynı şekilde, yalvarır şekilde oradaki komutanlara ifade ettim. Maalesef örneğin 2’nci Ordunun karşısında 89 kişinin öldüğü Hakimbey Apartmanı’nda birkaç asker dışında maalesef üzülerek söylemek isterim ki sahada askeri göremedik. Ardından asker gelir diye tekrar döndük Hayat Sitesi’nin önüne gittik. Hayat Sitesi’nin önünde beklerken arama kurtarma ve itfaiyenin sayesinde enkazdan bir kişiyi canlı çıkardık. Bir yirmi saniye geçti, 5 bloklu Hayat Sitesinin 2 bloku hemen biz oradayken çöktü; biz, Hekimhan Belediye Başkanımız ile İl Başkanımızla yirmi saniyeyle falan kurtulduk.

‘NE YAPIYORSUN’ DEDİM, ‘ÖLDÜ’ DEDİLER”
İsim de vereyim, Feyzullah Taşkınsoy İlköğretim Okulu’nun önünde bir enkaz var, birkaç genç gördüm. Bir insan, enkazın üzerinde yatıyor. ‘Ne yapıyorsun’ dedim, ‘Öldü’ dediler. Elinde demir testere, ama sapı yok, eli kanamış o gencin, bunların hiçbiri resmi değil, kadın bağırıyor, ‘Kurtarın, elinizi ayağınızı öpeyim, kurtarın’ diyor, sıkışan o kadını demir testereyle kurtarmaya çalışıyorlar. Yanımızdan geçen itfaiyeyi durdurmaya çalışıyoruz, ambulansı durdurmaya çalışıyoruz, 4 kişi o çocuğu kurtarmaya çalışıyor. Ardından benim de evimin bulunduğu Zaviye Mahallesi Arslanlar Sitesi’nin önüne gittim. Bir baba, bir aşağı bir yukarı koşarak, haykırarak bağırıyor. Geldi, yakamı tuttu ‘Kurtar kızımı’ dedi. Ne yapabilirim ben? Gittim, enkazın altında bağırdım. ‘Gizem, Gizem, Gizem’ diye bağırdım. Gizem sesimi duydu. Vali Bey’i aradım, ‘Lütfen, size yalvarıyorum, Gizem’i kurtarın’ dedim. Gizem, şükürler olsun oradan kurtarıldı.

BÜYÜKŞEHİR YASASIYLA BELDE BELEDİYELERİNİ KAPATTILAR. KOSKOCA BELDEDE BİR İŞ MAKİNESİ YOKTU!
Değerli arkadaşlar, 2 büyük depremi aynı gün yaşayan Malatya’da 2’nci depremle maalesef bizim beldelerimiz, ilçelerimiz yok oldu; Doğanşehir ilçesi diye bir ilçe yok artık. Bugün, o Büyükşehir Yasası’nı getirenlere de seslenmek istiyorum. O Büyükşehir Yasası’nı getirenler enkazın altında kaldı. Bizim belde belediyelerimiz vardı. Örneğin, 1927’de belde olan Polat beldesi vardı. Değerli arkadaşlar, koca Polat beldesinde 1 tane iş makinesi yok, belediyenin 1 tane iş makinesi yok. İnsanlar kendi imkânlarıyla, kendi tırnaklarıyla o cesetlerini çıkararak kendi imkânlarıyla gömmeye çalıştılar. Kurucaova da Erkenek de öyle Ören de öyle. Ören’e -sevgili Ulaş Karasu burada- Ulaş Karasu’yla gittik, muhtara geçmiş olsun dedik, bizim yönetici Veli Sarıgül ve eşinin de evinin yıkıldığını öğrendik; gidip Veli ağabeye bir geçmiş olsun diyelim dedik, “Gitmeyin.” dediler. Niye? “Veli ağabey ve eşi öldü.” dediler. Arabanın içinde diyorsunuz, “Gömecek yer bulamadık, kimse gelmiyor, arabanın içinde bekliyor.” dediler.

Yine, 2 kişi yaşayan bir eve akşam 3 kişi misafir olmaya gidiyor, birinci depremden kaçıyorlar; 5 kişi ölüyor, 2 kişiyi tanıyorlar -Örenli- 3 misafiri tanıyan yok, cesetler yolda yatıyor.

ÖLMÜŞ ANNEMİN ÜSTÜNE YEMİN EDERİM NE AFAD VARDI NE DE ASKER!!
Yine, değerli arkadaşlar, bir asker arkadaşımın, Gözeneli Cumali’nin ve benim daha önce danışmanlığımı da yapan sevgili Avukat Hüseyin Can Güner’in teyzesinin bulunduğu -Haluk Hocam bilir- Sivas Caddesi’ne gittik, -yeminle söylüyorum- Sivas Caddesi’nde, Cumali ne yapıyorsun, çocuklar nerede dedim, “Çocuklar kamyonun arkasında.” dedi. Gidip bir geçmiş olsun diyelim dedim, “Gitme.” dedi. Niye dedim, “Çocuklarım öldü.” dedi. Niye bekliyorsun dedim, “Cenaze aracı yok.” dedi. Neyse, Malatya Mezarlıklar Dairesi Başkanını aradık, sağ olsun, cenaze aracını gönderdi aldı. Hüseyin orada beklemeye devam ediyor annesiyle, günlerce bekledi; biz kadın kolları başkanımızın bulunduğu enkaza her gün gidiyoruz, ailesiyle bekliyoruz. Değerli arkadaşlar, bunu Allah kimseye yaşatmasın. Bakın ilk üç gün insanlar kurtulurlar diye umut ettiler ama dördüncü, beşinci günden sonra önce bütün çıksınlar diye, sonra kopmadan çıksınlar diye insanlar dua etti. Şimdi, burada hiç kimse konuşmasın “Arama kurtarma yeterliydi, efendim, AFAD vardı, asker vardı.” diyorsanız vallahi yalan söylüyorsunuz, vallahi billahi yalan söylüyorsunuz. Her şeyin üzerine yemin ediyorum, bakın her şeyin, ölmüş annemin üzerine yemin ediyorum, ne asker vardı –yine Malatya şanslıydı- ne AFAD vardı; gittim Adıyaman’ı gördüm, gittim Erkenek’i gördüm değerli arkadaşlar, insanlar kendi imkânlarıyla çıkarmış. Şimdi ben size söyleyeyim, bakın, diyorlar ya “Asker çıkmadı.” Niye? Kimisi diyor ki: “Soylu çıkarmadı.” Kimisi diyor ki: “Akar çıkarmadı.” Kimisi diyor ki: “Askerî vesayet olmasın, asker gözükmesin diye çıkarılmadı.” Kimisi “Erdoğan’ın darbe paranoyasından dolayı çıkmadı.” diyor. Kim çıkarmadıysa Allah onların bin türlü belasını versin. Ya, böyle şey olur mu, enkaz…

İNSANLARI DEPREMDE AYAKKABILARIYLA GÖMDÜK!!
Bakın, dün ben Malatya’daydım, bir deprem yaşadık, 20’nin üzerinde bina yıkıldı, hemen enkazlara gittik değerli arkadaşlar, arama kurtarmanın hızlı olmasının ne anlama geldiğini orada gördük. Bir baba ve kızı evlerinden kızın çeyizini almaya gidiyorlar, bina o sırada çöküyor. Arama kurtarma geldi, baba ve kızı sağ çıktı. Yine bir başka yerde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının orada 1 kişi sağ çıktı. Zaviye Mahallesi’nde 1 kişi enkazdan sağ çıktı. Niye? Çünkü arama kurtarma zamanında yapılmıştı. Maalesef bugün kayıtlı can kaybı 45 bin ama ben bu rakama inanmıyorum çünkü insanlar ölülerini kokmasın diye kaydedilmeden mezara gömdü. Bir şeyi daha ifade edeyim: Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda askerlerimiz şehit oldu, kefenleyerek gömüldüler, Çanakkale Savaşı’nda askerlerimiz öldü kefenleyerek gömüldüler. Değerli arkadaşlar, depremde ölenlere kefen bulamadık. Depremde ölenler kefensiz gömüldüler değerli arkadaşlar,  battaniyeyle gömüldüler gözümle gördüm.Kefen bulunamadı, perdeyle gömüldüler, toplu gömüldüler. Maalesef, Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale Savaşı’nda bile kefenle gömdüğümüz, yıkadığımız insanları depremde ayakkabılarıyla gömdük, ayakkabılarıyla. İnsanların -isim de vereyim, Topraktepe köyünde- cesetlerinin kurt saldırısına uğradığını gördük değerli arkadaşlar. Hiç kimse iddia etmesin, hiç kimse “Biz arama kurtarmayı iyi yaptık; şöyle yaptık, böyle yaptık.” diye söylemesin.

Değerli arkadaşlar, bakın, asker o kadar önemli ki… Diyor ki Akar: “Biz 7.200 askerimizi soktuk sahaya.” Malatya, 2’nci Ordunun merkezi -hadi 40 bini sağda, solda- 80 bin asker var. Bir karşılaştırma için utanarak söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin göndermiş olduğu araç sayısı 6.400, AK PARTİ’li belediyeler de muhtemelen o kadar göndermiştir; eder 12.800. Ya, bir bu rakama bak, bir de Türk Silahlı Kuvvetlerinin gönderdiği askere bak. Hâlâ -ey Hulusi Akar, ey Hulusi Akar- algı yaratmak için “Asker gönderdim.” diyor; vallahi yalan, billahi yalan, yalan! Ne askeri! Bakın, o asker ki hepimizin askeri. Gördük, enkaz çalışmasında 3’üncü gün, 4’üncü gün gördük, Ankara’dan gelen, Van’dan gelen askerleri gördük; Allah onlardan razı olsun, ayaklarına taş değmesin. Kendilerini riske atarak o askerler insanları çıkarmaya çalıştılar ama maalesef hâlâ algı yaratmak için… Ne yapmışlar? İyi yapmışlar. Ne yapıyorlar? Twitter’ı yasaklıyorlar. Ne yapıyorlar? Algı yaratıyorlar. Bu enkazda kaldınız.

“23’ÜNCÜ GÜN, HÂLÂ ‘ÇADIR, ÇADIR, ÇADIR, ÇADIR’ DİYORUZ”
Allah’ın sopası yok, Allah’ın sopası yok; ne diyorlardı 99 depreminden sonra: “Depreme ulaşamadı devlet.” Allah, Ecevit’e rahmet etsin; Ecevit’in ahı tutuyor. Ecevit, 99 depremi olduğunda -şahittir Engin Özkoç, Grup Başkan Vekilimiz- öğleyin Valiliğin önünde basın açıklaması yaptı; Erdoğan üç gün gidemedi bölgeye. Şimdi diyorlar ki: “Üç gün çadır veremediniz.” Yaşadıklarımı anlatıyorum, bugün 23’üncü gün.

Dün 22’nci gündü, yaşadığım bir olayı anlatayım. Yeşiltepe Mahallesi; Avcılar ilçe örgütü 100 tane çadır kurdu oraya, çadırdan dolayı kavga çıktı. Çadırdan dolayı kavga çıktı, insanlar birbirlerini dövdü taşlı, sopalı. Niye? Diyorlar ki ‘Gidin muhtardan alın’. Muhtar nereden alacak çadırı? Kaymakama gidiyor, yok; valiye gidiyor, yok; AFAD’a gidiyor, yok. Bin hanelik yere 50 tane çadır vermiş, çadır yok. Bakın, buradan söylüyorum; telefonlara bakamıyorum, Malatyalılar da duysun beni, telefonlarıma bakamıyorum. Vallahi billahi bizde de çadır yok. Çadır bulamıyoruz. El öpüyoruz, ayak öpüyoruz, çadır bulamıyoruz. 23’üncü gün, hâlâ ‘Çadır, çadır, çadır, çadır’ diyoruz. Yok çadır, yok. Konteynerden vazgeçtik.

MALATYADA KOSKOCA KONTEYNER FABRİKASI VAR BİR İŞE YARAMIYOR!
Değerli arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim: Malatya Kızılay’ın konteyner üretim merkezi; 580 dönümlük eski vagon onarım fabrikasında konteyner üretiyorlar. Gittim ziyarete, gittim. Ne yapıyorsunuz? Sayın Grup Başkan Vekilleri, bir ODTÜ mezunu makine mühendisi, nitelikli bir arkadaşa benziyor, “Ne kadar konteyner üretiyorsun?” dedim, günlük 20 tane. 20 tane, 580 dönümlük arazide günlük 20 tane konteyner üretiliyor arkadaşlar. Bakın, çadır yok. Çadır niye yok? Diyorlar ki: “Suriye'ye gönderdi.” “Suriye'ye gönderdi.” diyorlar, konteyner Suriye'de. Peki, buradaki fakir fukara ölsün mü, donsun mu? Donsun mu arkadaşlar? Vallahi billahi zenginin de çadırı yok, fakirin de çadırı yok.

“ALLAH ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN RAZI OLSUN”
Su içmemenin ne olduğunu bilir misiniz? Yemin ediyorum. Kar suyu eritip insanlar iki gün boyunca kar suyu içtiler. Ekmeğin olmaması ne demek bilir misiniz? Allah Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden razı olsun. Ulaş Karasu şahit, 100 bin ekmek getirdik, 80 binini Büyükşehir Belediyesi’ne verdik, 20 binini biz dağıttık. 8-10 milyonluk araca binenlerin ekmek istediğini düşünün, 8-10 milyonluk araca binenlerin su istediğini düşünün. Yine, imdadımıza Tunceli yetişti, Elazığ yetişti, Arapgir yetişti, Arguvan yetişti, Hekimhan yetişti. Oradaki fırınları açtık, millete ekmek dağıttık. Bu, planlanmayacak bir şey mi? Bir ekmek fırını… Elazığ’ı düşünemediniz mi? Ne bileyim, Bingöl’ü düşünemediniz mi? Ne bileyim, Bitlis’i düşünemediniz mi? Maalesef büyük bir koordinasyonsuzlukla karşı karşıyayız.

“İNSANLAR ÇADIRSIZ, İNSANLAR HÂLÂ DONUYOR. YAZIKLAR OLSUN SİZE”
AKUT denilen bir kurum vardı. Duydunuz mu? İlk kez ‘99’da duyduk. 600-700 AKUT görevlisi vardı, herkes hayran hayran izliyordu, dünyanın her yerine ilk onlar gidiyordu. Sonra başındaki zatın, yani Nasuh Mahruki’nin siyasi görüşlerini beğenmediğiniz için AKUT’a el koydunuz. AKUT da 500-600 kişiyle çalıştı. Nasuh Mahruki’ye ‘Ya istifa et ya da buraya kayyum atayacağız’ dediniz. Net, doğru. Ülke vasıfsızlığa, liyakatsizliğe teslim edilmiş durumda. Ya elinizi vicdanınıza koyun; çadır yok, konteyner yok, adam ortada geziyor. Niye? Siyasi yakınınız ya da başka bir yakınlık. Onur varsa, şeref varsa istifa eder. Bir kişi istifa etti mi? Kızılay Başkanı’na bak, hâlâ ortada geziyor ya. İnsanlar çadırsız, insanlar hâlâ donuyor. Yazıklar olsun size."

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

49 yorum yapılmış

  • Serkan41 (1 yıl önce)
    Yav Allah'tan korkun ilk gün akşam otobüsle belediyenin oraya askerde geldi ekmek de geldi su da geldi mont da geldi erzak da geldi yav sizler nasıl insansınız rabbim sizleri ıslah etsin
    %38
    %62
    Yanıtla
  • Asıl allahtan sizin gibi yakalar korksun bizlerde oradaydık ne asker gördük nede yardım şu durumda bile hala doğruları konuşamıyorsunuz yazıklar olsun sana ve senin gibilere
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Selahattin (1 yıl önce)
    Özledikleri her şeyin doğru olduğuna şahitlik yaparım, ben bir depremzede olarak ev ve iş yerimi kaybettim, Allah tan ailem sağ buna şükür ediyorum. 10 bin lira yı daha devlet hesaba atmış değil, bize sahip çıkan bağımsız vatandaşlardır. 2 gün ekmek bulamadım, 10 aylık çocuğumla 8 kişi taksi de kaldık, 3 gün boyunca, Allah dost ve akrabaların eksikliğini vermesin, Devlet deprem ile birlikte öldü, kefensiz yatıyor. Bunu biz hak etmedik vermiş oldugum tüm oylar haram olsun iki cihan da hakkımı bunlardan helal etmiyorum. Bize bunu laik görenler inşallah bizden beter olurlar... Devlette aldıgım tek şey şuana kadar uçak bileti oldu.
    %71
    %29
    Yanıtla
  • Kiremit (1 yıl önce)
    Burda cahil insanlarımızın anlamadığı birşey var oda deprem 10 ili aynı anda vurdu. Ulaşım yolları da dahil aksaklıklar olacak bu ihmal edilmedi anlamına gelmez ama biraz da empati kurmak lazım
    %40
    %60
    Yanıtla
  • Malatyalı Mücadele (1 yıl önce)
    Mahalle aralarına ilk 3 gün hiç bişey gelmedi fırınlar kendi imkanıyla ilk gün ve üçüncü gün ekmek ürettiler bunun önünde de saatlik kuyruklar oluştu. Evet. 3. Gün batallalgazi merkez ara mahallelerinden bir camiye gittik ve orada karşılaştığım manzarada aynıydı diyabet vakfından bir araç geldi küçük Halley ve kraker dağıtıp gittiler 3 gün manzara buydu çadır için 3 gün boyunca gitmedigim yer kalmadı evim bahveli yalvardım yakardım bir tane çadır alamadim ve sonrasında 4. Gün bir fabrijaya gittik orada İsmail Ağa cemaati denilen güruh gelen bütün yardımlarını koordine ediyodu Allah yukarda gubler sonra orada boğazımdan sıcak bir çorba gecmisri fakat o sarıklı o Cübbeli adamların elinden içmek beni düşündürdü gelen tırlarca yardımı bir imamin koordinesine vermek ne kadar akıllıca? Askeri ve polisi 4. Gün girebildim yalanım varsa Allah belami versin
    %68
    %32
    Yanıtla
  • İlk yemeği yediğin ve bir imamın devletin yapamadığı koordineyi yapmasına rağmen o cemaate güruh demen hangi vicdana sığar.
    %60
    %40
    Yanıtla
  • malatyalı (1 yıl önce)
    tüm sorumlu belediyelerdir.üzerlerine vazife olmayan bir sürü işle uğraşıyorlar,marketten ,sinamacılık,fuarcılık vs nedir bunlar ,şehri sağlam bir zemin üzerine imar edemediler.sokağa çıkamayacak durumdalar.liyakatsızlık almış yürümüş.
    %83
    %17
    Yanıtla
  • mehmet (1 yıl önce)
    hiç mi birinizin gözü görmüyor akpınarda 2 polis aracı niyazi mısride bir askeri kamyon ikinci depremde enkaz altında kaldı . itfaiye aracı enkazın ortasında kaldı . sıtmapınarında benimde evim yıkıldı . ilk andan itibaren herkes canla başla yetişmeye çalıştı. kar tipi yollar kapanmış . hükümet di muhalefetti kavgası edeceğimize Allah bu azabı bize niye verdi bi düşünelim. dünya malına tapar olduk ev araba yarışına girdik. yok akıllı evim havuzlu villam 5 odalı dairem 4 odalı evim derken gidenler bir kabire kalanlar bir çadıra sığdı. rabbimin emrini yerine getirmedik rabbim de bizi çaresiz koydu. hiç ona buna suç bulmaya gerek yok.
    %35
    %65
    Yanıtla
  • arzuhalci (1 yıl önce)mehmet isimli kullanıcı yorumuna
    2 milyar hristiyan var isa ya tanrı nın oğlu diyor,1.5 milyar budist var hemşerim...
    %77
    %23
    Yanıtla
  • Samet PERÇİN (1 yıl önce)mehmet isimli kullanıcı yorumuna
    Sende olan göz herkes de var. Sen hangi afet durumunda elli yüz asker polisin sahada olduğunu gördün. Eskiden binlercesi sahada olurdu. İlk ağızdan " bizi affedin geç kaldık " açıklaması gelirken siz daha neyi savunur oldunuz. Kime hesap soralım bizi kıskanan Avrupaya mı ?
    %80
    %20
    Yanıtla
  • Tahir (1 yıl önce)
    Allah razı olsun, türkiyenin bazı şehirlerinden hayır sahipleri tırların arkasındaki kazanlarında yemek pişirip depremin ikinci günü insanlara dağıttılar... Su dağıttılar... Ama kötü gün dostu kızılay ortada yoktu...
    %87
    %13
    Yanıtla
  • Ahmet (1 yıl önce)
    Yemin olsun bu depremden sonra hayatta oy vermem dediğim CHP ye oyum.
    %78
    %22
    Yanıtla
  • kardeşim, bunlar siyasetçi... konuşmalarına bakma...tarım arazileri yapılaşmaya açıldığında her partiden belediye encumen azalarının imzası var... Siyasetçi sütten çıkmış ak kaşık değil...
    %55
    %45
    Yanıtla
  • Samet PERÇİN (1 yıl önce)tahir isimli kullanıcı yorumuna
    O senin yakın çevrendeki mücahit / müteahhit evrimine giren süslümanlardır.
    %67
    %33
    Yanıtla
  • Osman (1 yıl önce)
    Hulusi Akar 7500 personelle katıldık, diyor aşağıda millet ben asker gördüm diye şahitlik yarısına giriyor. Siz bu kafa ile devam edin. Allah hepimize az bile yapıyor. 2. Ordu'nun 120 bin personeli var. 7.500 kişi katılmış. Yeterli ise devam edin. Enkazın altında yakınım olsa ve bu yetersizlikten kurtulamasa idi bu yorumları yazabilir miydiniz? Empati kurduğum için şu an ellerimi sinirden kolona vuruyorum. Yazıklar olsun size. Tapmayın devlete, kuruma, hükumete... Allah’tan başka ilah yoktur. Devletin başı hatasını Adiyaman’da kabul ediyor. Bunlar çıkmış yok yok o hata değil diyor.
    %82
    %18
    Yanıtla
  • Malatyam (1 yıl önce)Osman isimli kullanıcı yorumuna
    Boş ver kardeşim,üç beş kişinin yalanıyla dolanıyla kendini üzme,zaten üzülmüşsün yeterince,onların sıkıntısı başka,sen ben malatyanın,kimseye biat etmeden,el etek öpmeden,HAK için doğruyu konuşanlarız,onların sıkıntısı başka,askerin desteği olmalıydı ??diye açıklamayı kendi devletin kurumunu ticarethaneye çeviren kızılay başkanları söyledi,biz dürüst malatyalılar ne yaşadığımızı çok iyi biliyoruz çok geçmiş olsun,Rabbim bir daha yaşatmasın,hepimize güç versin,vefat edenlere rabbim rahmetiyle muamele eylesin,herkese sabır dilliyorum
    %75
    %25
    Yanıtla
  • Mehmet topal (1 yıl önce)
    Sayın vekilim doğru söylüyor.yalanmi kepçeye yolu actiramadik görevi değilmiş
    %77
    %23
    Yanıtla
  • Ant (1 yıl önce)
    Depremin ikici günü turgut Özal mahellesideki Yeşilyurt belediyesine ait sema kafeye öznür çalık ve mehmet çinar geldiler.kameralarin önünde kafeye 100 yatak ve battaniye geleceğini söylediler.cunku insanlar yerde yatıyorlardı. depremin 5. Gunune kadar ne yatak geldi ne de battaniye.veli bey kafeyi ziyaret etti.kendilerinden yatak ve battaniye istedik. 1 saat sonra battaniye ve yatak geldi.
    %89
    %11
    Yanıtla
  • Berk (1 yıl önce)
    Allah.istanbul.kartal.kaymakamindan.belediye.baskanindan.ve.büyüksehir.belediyesine.chp.il .ce.baskanina.cevizli.mah.muhtarina.ilgi.alaka.gösterdiği...için.tşk.ederim
    %76
    %24
    Yanıtla
  • burak inan (1 yıl önce)
    70 yaşında anamı babamı adanadan gelip zor bela kar buzun içerisinde 50 gram helva 2 de ekmekle alıp götürdük. onlarıda elazığdan gelen yardımseverler vermiş. ben ana babamı o hallerine mi inanayım kime inanayım şimdi?
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Hasan (1 yıl önce)
    1939 erzincan depreminde ölenlerin sorumlusu kim? 32 bin insanımız öldü 1939 da..
    %20
    %80
    Yanıtla
  • Pütürgeli (1 yıl önce)Hasan isimli kullanıcı yorumuna
    Sorumlusu Sultan Mahmut. Olan aklın bu mu.imsanların güncel sorunlarını çözmek için yüz yıl önceye sarılmak/saldırmak zorundamısın?
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Murat samil (1 yıl önce)Hasan isimli kullanıcı yorumuna
    Rahmetli babam derdiki akil iyi biseyde herkesin eline gecmiyi
    %95
    %5
    Yanıtla
  • Malatyalı (1 yıl önce)Hasan isimli kullanıcı yorumuna
    Hey kurban olduğum akıl ne güzel birşey herkese nasip olmuyor işte
    %94
    %6
    Yanıtla
  • ahmet (1 yıl önce)
    benim şait olduğum bir olayı anlatayım ..bir apartman enkazına 4. gün girdiler ve 17 kişinin cansız bedeni çıkartıldı..o binanın yanında 3 gün geçtim kimse yoktu..yazık günah
    %89
    %11
    Yanıtla
  • eray tanyel (1 yıl önce)
    malatyayı van kurtardı.Tırlar vandan. iş makinaları vandan yiyecek içeçecek herşey kamu halk vanın tüm ilçeleri anlatmakla bitmez
    %94
    %6
    Yanıtla
  • eray tanyel (1 yıl önce)
    vanda görev yapıyorum. malatyalıyım.deprem 3. günü malatyaya gittim. vallahi -3-4 binada çalışma vardı. üstelik kalabalık yok. biri hayat sitesi diğeri çevre yolu kenarı.Hiç kimseler yok. çavuşoğlu mahallesi 1 hafta oldu yine kimseler yok. Ailemi getirdim. zor kurtardım ordan. yakıt yok. yiyecek yok.
    %87
    %13
    Yanıtla
  • Fatih Öztürk (1 yıl önce)
    Ben hayatımda paranın, statünün, siyasilerin ve her türlü imkanın bir anda geçersiz kalacağı bir anı hayal etmemiştim. İlk deprem sonrası 3 küçük çocuğumla bunu çok derin yaşadım. İlk 2 gün özellikle Yetkililer yoktu, yoktu, yoktu. Allah şahit kullar şahit yoktu. Ben yaşadığıma mı inanayım depremzedeye depremZADE diyen bir belediye başkanına mı inanayım? En berbat distopyanın içine düşmüş gibi hissediyorum. Hem en acı haliyle her rezilliği yaşıyoruz hem de yaşadığımızı yok saymamızı istiyorlar. Siz daha ne kadar büyük bir kötülük yaşarsak siyasileri suçlu bulacaksınız? Bunun sınırı nedir? Bir kişi bana desin ki şu olursa siyasiler sorumludur ben de ona inanacağım? İnsanlar öldü, ölmeyenler süründü, tabi bir ölüm kalım savaşı verdik. Hangi kesimden olursa olsun kim ki yetkililer halkın yanındaydı diyorsa o kişi kesinlikle yalan söylüyor. Net.
    %87
    %13
    Yanıtla
  • Ercan (1 yıl önce)
    Deprem olduğunda depremin yıkıcılığının daha az olduğu Elazığ'dan vatandaşlar, Elazığ itfaiyesi Malatya'ya geldi. Ekmek, su, kuru gıda vs getirdiler. Daha sonra diğer illerden yardımlar gelmeye başladı.
    %97
    %3
    Yanıtla
  • Boştanbasi (1 yıl önce)
    Malatya'nın Liyakatli yöneticileri ortaya çıkıp Tecrübelerinizi TOKİ ile paylaşın... Siz Bostanbasinda imarı 4 kattan 12-15 kata cikarirken ve sürekli yapı ruhsatı verirken TOKİ halen 4 kat yapmaya devam ediyor Böyle koordinasyonsuzluk olmaz... Sonra kitlesel göçün sebebini düşünüyoruz...
    %98
    %2
    Yanıtla
  • Necip (1 yıl önce)
    Ak partili olarak yaşayacağımızı yaşadık göreceğimizi gördük elbet sandık gelecek önümüze o zamanda bizleri duymayanları ben duymayacağım.
    %83
    %17
    Yanıtla
  • Demet (1 yıl önce)
    Neden yalan söylüyorsunuz ilk andan itibaren devlet olabileceği her yere ulaşmıştı... işiniz gücünüz insanlara umutsuzluk aşılamak bu nasıl vekilliktir??
    %18
    %82
    Yanıtla
  • Ulaşmadı. Ulaşamadı.
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Malatyalı (1 yıl önce)Demet isimli kullanıcı yorumuna
    Asıl yalan söyleyen sensin, yada paralı troll her neyse işte
    %84
    %16
    Yanıtla
  • Pütürgeli (1 yıl önce)Demet isimli kullanıcı yorumuna
    Depremin üçüncü günü intikaller başladı. İlk günden itibaren şehrimi terk etmedim ve elimden geldiğince yardım faaliyetlerine Allah rızası için katılmaya çalıştım. Yardımcı olan herkezden Allah razı olsun. Kimse devletimizin düşmanı değil. Maalesef kordinasyon çok eksikti.
    %80
    %20
    Yanıtla
  • Devlet ayrı birşey,devletimizin kurumlarını teslim ettiğimiz hükümetler ayrı,bu seçtiğin beceriksiz hükümet gördüğün gibi halkına çaresizliğin en büyüğünü yaşattı,sen ve savunan bir kaç kişi,depremdedemi!!torpil yaptınız da??devlet bir tek size gelmiş görünüyor!!askerimiz bir sizin taraflara gelmiş galiba??
    %71
    %29
    Yanıtla
  • Haklısın ilk anda Kayseri'ye kadar ulaştılar. Malatya ya gelmeleri 3. Günü buldu. Muhtemelen Malatya da bile yasamiyorsun. 3 gün boyunca yakıt şu ekmek olmadığının farkında bile değilsin. 3 gün boyunca yıkılan binlerce binadan kaç tanesinde çalışma olduğunu say desem sayamazsin. Çünkü 11 e kadar sayamadigina eminim.
    %77
    %23
    Yanıtla
  • Veysel (1 yıl önce)
    Dilek otobüs durağının yanındaki enkazdan yakınlarımız vardı orada çalışıyorduk saat 7.30a doğru iki unimog dolusu asker ve bir midibüs itfaiyeci ve arama kurtarma ekibi geldi. Yakınımı da o ekip çıkardı. Başka yerleri bilmem ama kendi gözlerimle gördüğüme inanırım. 4.17 de orada olacak halleri yok. Onlarda deprem yaşadı, hazırlanmalı organize olmaları zaman alacaktır. Ha eksiklik organizasyon sorunu yokmudur, elbette vardır nitekim vardı da ancak asker 2 gün sonra geldi demekte ayıp yahu. Koşullarıda düşünmeliyiz. Aynı kafa Marmara depreminde ertesi gün asker çadır kurmuş, sobayı yakmıştı diyor. Buna da el insaf, Biri de kalkıp arkadaş tarih 17 Ağustos yaz günü sobanın işi ne demiyor.
    %31
    %69
    Yanıtla
  • Sana katılıyorum Veysel bey, lakin bu lakırdılara Malatyalılar pek yabancı değil. Sadece Ankara BB mi yardım etmiş, biz Elazığ Bingöl Erzurum Erzincan Batman Siirt Kayseri Konya Niğde Ordu Sakarya Trabzon daha ismini sayamadığım nice illerden yardım gördük. Sabah 4:17 de mi yardıma başladınız, Bu devlet büyük olmasaydı, bu hükumet basiretsiz olsaydı 70 çeşit milletin kurtarma ekipleri enkaza gelmezdi. Bunların amacı felaketten de bir siyaset, başka bir şey değil. VeSSelam.
    %27
    %73
    Yanıtla
  • Mustafa Kadıoğlu (1 yıl önce)Murat isimli kullanıcı yorumuna
    Merak ediyorum Murat bey bu düşman dış güçler nasıl oldu da bir anda dostunuz oldu
    %75
    %25
    Yanıtla
  • Taptığımız devletimizin bakanı 7500 Mehmetçik görev aldı, diyor. Hulusi Bey böyle dedi. Tüm bölgede bu kadar iste.Peki akletmez miyiz? Sadece Malatya’da kaç Mehmetçik var, diye sormaz miyiz? Yok şurada ben gördüm ,yok burada ben gördüm. Hepi topu bu kadar işte 7500! Adiyaman’da o da yoktu. Kaç tane Mehmetçik var Malatya’da? Kaç tane bilen var mı ? Hava limanında kaç ? Orduevi de kaç ? Altay kışlası ? Üniversitenin orada kaç ? Her sabah polisler bizim aracimizi durdurup lojmandakilerin araçlarını çıkarırken bile daha fazla asker eşi çıkıyordu oradan. Allah’tan başkasına tapmayın. Kutsal devlet Kutsal hükümet(!) Allah demeyecek mi tek kutsal benim ! Yazık!
    %70
    %30
    Yanıtla
  • Uslubun beni rahatsız etti diye yazıyorum. Aynı kafa dediğin için siyaset yaptığını gizleyememişsin hatta utanmasan espiri falanda yapacaksın. Sen yakını enkaz altında günlerce inleyen kimseyi dinlememişsin sanırım. Kimse neden bize devlet yetişmedi diye kızmıyor çünkü afet büyüktü ama biz heryere yetiştik sıkıntı yok denilmiyormu vallahi insanın tüm sinir sistemi bozuluyor. Murat bey sanada gelsin
    %65
    %35
    Yanıtla
  • Tunc (1 yıl önce)
    Depremi hep beraber yaşadık , Veli ağbaba doğru söylüyor, ilk 3 gün organizasyon sıfırdı, kar eritip suyunu içtik, şimdi gözümüzün içine bakarak yalan söylüyorlar, bizleri yalanlıyorlar, turuncu yelek giyip enkazlarda poz veriyorlar, özellikle 3 belediye başkanı hiç ortada yoktu. Asker tek tük vardı 2. günde , enkazlarda güvenlik amaçlı bekliyordu, toplanma alanı nikah sarayı yazıyor, kaç defa gittim su ve ekmek dağıtırlarsa alayım diye yoktu, ilk gün bir doblo araç çay dağıtıyordu sadece. 2 gün arabada yattık, 1 gün Elazığ da kaldık. Bir ekmek su bulabilseydik terk etmeyecektik Malatya’yı ama terk etmek zorunda kaldık. Malatya milletvekilleri de ortada yoktu, şimdi çıkmışlar ortaya show yapıyorlar. Herkes herşeyi gördü ve yaşadı, biz artık bu belediye başkanlarını ve Malatya milletvekilleri ni görmek bile istemiyoruz, bunları haber bile yapmayın, iş bilmez beceriksizler
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Zaviye (1 yıl önce)
    Sayın m.vekili depremin ilk günü gece temellide ptt yanında yıkılan enkazda çalışıyordum gün agarinca itfaiye daha sonrasında polis özel harekat dışında birde biz vatandaşlar vardı 2. Deprem olunca malesef hepimiz kaçtık çünkü çok büyük artcilar sürüyordu 2 bina hemen orada yukarıya doğru ekonomik pazarın olduğu bina ve yanındaki bina yıkıldı daha yukarı çıkınca aslanlar sitesi ve efruz apt yıkılmıştı bende ege sokakta oturuyorum bizim binalarda birsey yoktu ama giremedik ilk 2 gün çok perisanlik çektik 2. Akşam yine milletimiz ulaştı yurdumuzun çeşitli yerlerinden ve çevre yolunda itfaiye binasının orada ekmek dagitiyorlardi velhasıl yetişemedik hicbirseye sizlerde bizlerde yoneticilerde çaresizlik içinde idik
    %98
    %2
    Yanıtla
  • Erdem (1 yıl önce)
    Bravo sn. Vekil. Gece gündüz sahada siz vardiniz. Hiçbir kesimi ayırt etmeden yardımları ulastirdiniz , dertleri dinlediniz. Ama ne yazık ki Malatya halkı kıymet bilmez. Hala hala savunanlar var. İlk 2 gün ekmek yoktu ekmekkkkk. 2. Depremin ardından eve girdi insanlar açlıktan ölmek için.
    %83
    %17
    Yanıtla
  • Avşar otel (1 yıl önce)
    Valla ben saat 05.10 avşar otelin önündeydim. Çalışmaya başladım. Saat 06.00 gibi askerler geldi. Büyük bir jenaratör getirdiler. Otelin karşısındaki sanayii esnafı bile şahittir. Orada çalışan ve kayıt yapan TRT ve DHA haber ajansının kameramanlarıda şahittir. Arşivlerinde vardır.
    %46
    %54
    Yanıtla
  • Bazıları kördür görmezler bazıları sağırdır işitmezler. Siz bunlara ne anlatsanız boştur
    %28
    %72
    Yanıtla
  • Ramazan (1 yıl önce)
    Bu yorumu mutlaka dikkate alın. Ben de depremde çevre illerden ve dost arkadaşlardan gelen yardımları dağıttım depremin ilk 10 günü. Ta ki AFAD ve Kızılay yardım dağıtılmasını engelleyen kadar. O yardımları dağıtırken yaşadıklarımı bizzat anlatayım. Mahalle muhtarlarından isitmedigimiz azar kalmadı. Yardıma ihtiyacımız yok dediler mahalle olarak. Üstüne yardım getirenleri azarladilar. Ama yardım dağıtıldığında mahalleliler in gayet ihtiyacı olduğunu ekmek ve icilecek su bile bulamadıklarını şahit olduk. O muhtarlara rağmen yardımları kendimiz dağıttık. Milletvekili Bülent Tüfenkçi yi de bizzat arayıp muhtarların yaptıklari yanlısı anlattığımız da , ilgileneceği söyleyip aramadı bile kimseyi. Şimdi bu adamlarla gelip gözümüzün içine bakıp oy isteyecekler. İlk önce bu milletvekilleri hepsi listeden çıkacak, sahipsiz Malatya'nın 3 belediye başkanı da sonra oturup düşüneceğiz. Başka türlü bu adamlarla gelip bizden oy felan istemesinler. Hepsi rant ve koltuk peşinde. Bu ölen insanların hiçbir değeri yok gözlerinde. Tekrar getiremeyeceginiz birşeyi , nasıl sözcüklerle telafi edeceksiniz soruyorum . Malatya esnafı da bu depremi yaşamamış gibi enkazdan canlı çıkan adamları , öldürmek için uğraşıyor. İnsanların cebinde zaten birşey kalmamış , fırsatçılık bu insanlar üstünden mi yapılır . ( Dürüst esnaf üstüne alınmasın )
    %86
    %14
    Yanıtla
  • Bende bi akpartili olarak gerçekten söylediklerinize katılıyorum bu merhaba.vekilleri ile asla olmaz bu saatten sonra belediye başkanları da iyice sorgulansin bu yıkılan ağır hasar alan binalarla alakalı
    %90
    %10
    Yanıtla