Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, son günlerde "ulusalcı" kesimi sindirmeye yönelik baskılar yapıldığını, düşünür ve siyasetçilerin
sindirilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Tunçdemir, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
"Bağımsız Cumhuriyetimiz üç erg üzerine inşaa edilmiştir. Bunlar yasama, yürütme ve yargıdır. Üçü de milletimiz adına göreve yapan ve aynı değerde olan kurum ve kuruluşlardır. Hiçbirisinin birbirine karşı üstünlüğü yoktur. Sorumluluk sahibi her vatandaşın esas amacı, Cumhuriyetimizi korumak ve kollamak olduğu için bu üç erge gereken saygı ve sevgiyi, her zaman ve her koşulda göstermekle yükümlü olduğunu unutmaması gerekir. Özellikle Bağımsız yargının, Cumhuriyetimizin güvencesi olduğu daima anımsanmalıdır.
Anayasamızın 6.maddesine göre Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk Milleti, egemenliğini Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
Siyasi partilerin Anayasal sınırlar içinde çalışıp çalışmadığını değerlendirme yetkisi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınındır. Laik, demokratik, üniter Cumhuriyeti koruma görevini yerine getirmektedir. Görevini yapmaktadır.Bu kapsamda görev yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Abdurrahman YALÇINKAYA ya karşı yapılan olumsuz eleştirileri ve saldırıları kınıyoruz.
Önemli olan Sayın Başsavcının ileri sürdüğü ve saptadığı kapatma davası suçlamalarının yapılıp, yapılmadığıdır.Beğensek de beğenmesek de Anayasa Mahkemesi görevini yapacaktır. Yargıtay Başsavcısı da, Anayasa Mahkemesi de, devletin diğer kurumları da, vatandaş olarak biz de görevimizi yapacağız. Önemli olan görevde savsaklama olmaması, bilinçle gerçekleştirilmesidir.
Hiçbir organ, makam ve kişinin yargı organına emir ve talimat veremeyeceği Anayasa buyruğudur.
Yargıya gözdağı vermek için Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkisine son verme ya da değişikliğe gitme girişimlerini de hukuk devleti açısından çok tehlikeli ve sakıncalı buluyoruz.Yargısal sürecin sağlıklı sonuca ulaşılabilmesi için bu buyruğa uyuma ve saygıya çağırıyoruz.
Daha öncede aralarında bilim insanları, Emin Gürses, Ümit Sayının da bulunduğu bir grup gözaltına alınma soruşturması kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, ve 8 kişi daha göz altına alınmıştır.
Şüphesiz ki suçları varsa bağımsız yargının karşısında hesabını vereceklerdir. Ancak;. Yaşadığımız süreç bize 1919 lu yıllardaki Nemrut Mustafa Paşa Divanını, 1930lu yıllarda Almanyada Hitler; 1950li yıllarda Türkiyedeki DP döneminde yapılan uygulamalarını anımsatmaktadır. Ülkemizde yürütülen operasyonlarda yapılan tutuklamalara bakıldığında bölücülüğe, gericiliğe ve emperyalizme karşı uyarı görevi yapan kişilerin göz altına alındığı görülmektedir.
Türkiyenin saygın düşünürlerini ve siyasetçilerini baskı altına almak, ulusal güçlere göz dağı vermek ulusalcı kesimi sindirmeye yönelik olması kamuoyuna kaygı vermektedir. Gözaltına alınmalarını şiddetle kınıyor, bu sürece bir an önce son verilmesini bekliyoruz."