Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, PKK'lılara yapılan son muamelenin, "içi boş" açılımın içinin neyle doldurulacağının göstergesi olduğunu söyledi tepki gösterdi.
Tunçdemir, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
" İmralı da beslenen cani, çetelerine koşulların olgunlaştığını, öncü birliklerinin PKKnın temsilcisi olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile pazarlık yapmaya gitmelerini emretti. 19 Ekim günü, PKK üyeleri seçilmiş guruplar halinde, Habur Sınır Kapısından giriş yapmaya başlamıştır. Ellerinde, Türkiye Cumhuriyeti ile yapılacak pazarlığın koşullarını içeren 9 maddelik belgede yazılanlar ise, ancak zafer kazanmış ordunun öncü birliklerinin dayatabileceği maddelerdi.
Anlaşılıyor ki bazılarının PKK ile bir pazarlığı var. İçi boş demokratik! Açılımın içi dolduruluyor. Sınırdan giriş yapan şüpheliler önceden belirlenmiş iki üç soruyla serbest bırakılmış, tutuklanma gerekçesi sayılmak zorunda olduğu için Sayın Öcalan ve benzeri ifadeleri tutanaklara özellikle geçirilmemiştir.
Hükümetin talimatıyla hareket eden savcılar Cumhuriyetin Savcıları mıdır? Hükümetin savcıları mıdır?
Hani yargı bağımsızdı?.. Hani Türkiye Cumhuriyeti Savcıları?..Soruyoruz
Türk Milleti adına karar vermesi gereken hâkim, bağımsız mıdır? Yoksa hükümetin emriyle hareket eden memuru mudur?
Evet diyorlarsa; giriş yapanların öne sürdüğü ve PKK başının dikte ettirdiği pazarlık için ileri sürdükleri dokuz maddelik ön koşulları, Ulus Devletin birliğinin parçalanması anlamına gelmez mi? Bu bir iç savaş kışkırtıcılığı değil de nedir?
Çetenin TBMM deki siyasi sözcüsü gerekli hazırlıkları yaptı. Bindirilmiş kıtalar sınıra yığıldı, Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı kazanılmış zafer görüntüleri eşliğinde 34 hain zafer işaretleri ve büyük bir gövde gösterisi ile çiçekler, davul zurnalar eşliğinde Habur sınır kapısından Türkiyeye girdiler. Pazarlık için ileri sürdükleri ön koşullar aynen şöyle;
1- Önder Abdullah Öcalanın hazırladığı Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümü için yol haritasının ilgili muhataplarına verilmesi ve tüm kamuoyuna açıklanması,
2-Askeri ve siyasi alana dönük operasyonların durdurulması ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümünün önünün açılması ve bu çözümün Türkiyenin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak Kürt halkının özgür iradesini esas alma temelinde diyalog ve müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmesi,
3-Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliğimiz temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak,
4-Anadilimiz olan Kürtçeyi her yerde özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilimizde yaşamak,
5-Çocuklarımızı Kürtçe adlandırmak, Kürtçe eğitmek ve büyütmek,
6-Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanat ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak,
7-Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek,
8-Kürdistanın köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekâtçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkânlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşamak,
9-Türkiyenin demokratikleşmesini ve bunun için sivil-demokratik bir anayasanın hazırlanması.
Bu talepler Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine, mevcut Anayasa ve yasa düzenine aykırıdır.
Bu giriş sırasında yapılan gösteri kimin teslim oluşunun gösterisidir? Zafer işaretleri kimin zaferini ifade etmektedir?
Aktütün de, Şırnak ta, Cizre de, Askerlerimizi katledenler bunlar değimliydi? Bunlar değimli bebeleri katledenler. Bunlara değil mi Öğretmen, polis, doktor, hemşireleri katledenler? Dünyanın neresinde eli kanlı katiller, hainler kahramanlar gibi karşılanıyor? Türkiye bir Hukuk devleti değil mi? Bu katillere karşı yaşamını ortaya koyarak mücadele eden komutanlar Silivri de hücrelere atılırken, katiller neden zafer kazanmış ordu temsilcileri gibi karşılanıyor?
PKK 25 yılda 40.000 insanımızın ölümüne neden olmuştur. 9 maddelik istemleri Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, amaçlıdır. Eğer Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti ve TSK, PKK karşısında yenilmemişse bu çok ağır ve Türk Ulusunu çok derinden yaralayan koşullar nasıl oluyor da kabul ediliyor? Dört gündür yapılan gösteriler, PKKnin ve yandaşlarının meydan okuma ve devlete kafa tutma, halkı korkutma ürkütme gösterileri havasında geçmekte kürsülerden anonsçuların sık, sık kürdistanın başkentine hoş geldiniz demeleri de dikkat çekicidir.
Başta yargı olmak üzere Cumhuriyetin Savcılarını, devletin kurumlarını göreve çağırıyoruz."