Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, Başbakan'ın da katıldığı iftar yemeği öncesi çıkan tartışmalarla ilgili olarak, "Düşkün edilmek o kadar da kolay değil" ifadesini kullandı.
Anadolu'nun birçok yerinde, Batı Trakya'da ve Balkanlar'da Alevi ve Sünnilerin iç içe olduklarını belirten Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, bu bölgelerde herhangi bir sorun yaşanmadığı gibi insanların birbirlerinin örfleri, adetleri ve inançlarındaki kırmızı çizgileri gördüklerini söyledi.
Cem Vakfı Başkanı Eşref Doğan, Alevi ve Alevilikle ilgili bir takım gerçeklerin belli bir kutuya hapsedilmiş ve kilitlenmiş halde olduğunu ileri sürerek, "İnsanlarımız, kutunun kapalı tutulması sonucu birbirlerini tanıyamadıkları için ulusal birliğimizi zedeleyici veya bozucu istikametlere yönlendirilebiliyor" dedi. Doğan, şunları söyledi:
"Öncelikle Alevilik kimliğinin tanınmasını istiyoruz.
Tamam Türkiye Müslüman ve laik bir ülkedir. Hatta laik olması gerekir, onu vurgulamak gerekir. Bu ülkede çeşitli inanç ve etnik gruplar var. Olması gereken Türkiye'de kaç farklı grup olursa olsun, azınlıkları, inançları ne olursa olsun Anayasa ve kanun önünde eşit himaye görmeleri, vatandaşlık haklarından eşit istifade etmeleridir. Alevilik kimliğinin tanınmasıyla beraber, Alevilikte inanç kurumu olan "dedelik" kavramının tanınması ve ayağa
kaldırılması, bunun eğitiminin sağlanması, dedelerimizin çağdaş bir eğitim alması, sosyal güvencelerinin sağlanması, devlet tarafından da gerekli sosyal güvencelerinin ve eğitimlerinin sağlanması gerekiyor."
Ankara'da verilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı iftar yemeği öncesinde ortaya çıkan "düşkün" tartışması ile ilgili olarak Doğan, "Aleviler, 1400 seneye yakındır kendi problemlerini mahkemesiz, avukatsız, savcısız, kendi iç hukuklarıyla muhafaza etmiştir. Şimdi düşkünlük olayı bir dede veya birkaç dede tarafından belirlenemez. Dede 'Ben bunu düşkün ilan ettim' diyemez. Bu onun haddi de değildir. Düşkün olmak ceme iştirak edenlerin ve dedenin kararıyla ancak haklı gerekçelere
dayandırılarak gerçekleştirilebilir. Düşkün ilan edilen kişi ceme alınmaz, semaha giremez. Köy hayatında davarını ve sığırını o kişinin davarına ve sığırına katmaz. O köyü, şehri terk etmek zorunda bırakılırsınız. Örneğin evli bir kadını veya nişanlı bir kızı zorla kaçırmak ve adam öldürmek düşkünlük sebebidir. Alevilikte Reha Çamuroğlu'nun bir yemek verdi diye düşkün ilan edilmesi gibi bir uygulamanın yeri yoktur. Tamam Reha'yı sevmeyebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz, partisini sevmeyebilirsiniz ancak böyle bir şeyde düşkünlük kararı veremezsiniz. Büyük bir vebal olur."