Malatya'daki küçük dükkanında Osmanlı döneminden kalma unutulmaya yüz tutmuş örücülük mesleğini 66 yıldır sürdüren 78 yaşındaki Sezai Çiçek, ilerleyen yaşına, görmekte zorlanan gözlerine rağmen kumaşa titizlikle yeniden hayat veriyor.
Osmanlı döneminde, yıpranan, yırtılan veya sökülen kumaşları örerek yeniden kullanılır hale getiren örücülerin Malatya'daki son temsilcilerinden olan Çiçek, 12 yaşındayken başladığı mesleğinde 66 yılını geride bıraktı.
Kent merkezindeki Büyükçarşı İşhanında 5 metrekareyi bile bulmayan dükkanında müşterilerine hizmet veren Çiçek, çırak bulmakta zorlanıyor.
Sezai Çiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1950'de anne babasının yönlendirmesiyle örücülük mesleğine başladığını, 8 yıl kalfasının yanında işi öğrendikten sonra kendi iş yerini açtığını anlattı.
-"İğneyi görebildiğimiz kadar çalışıyoruz"
Askere gidip geldikten sonra işine devam ettiğini belirten Çiçek, "Gücümüzün yettiği kadar, iğneyi görebildiğimiz kadar çalışıyoruz." dedi.
Geçmişte pek çok işin el emeğiyle yapıldığına işaret eden Çiçek, "Şimdi her şey makine işi oldu. Artık piyasada makineler çoğaldı. Şimdi herkes makineyle iş yapıyor. Elle iş yapan yok, pek az kaldı." diye konuştu.
Örücülük işinin makineyle yapılamayacak kadar ince işçilik ve emek gerektirdiğini vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
"Gelen işin ipliği çıkarsa örgüsünü yapabiliyoruz. İpliğini çekemezsek örgüsünü yapmamıza imkan yok. Örgüyü yapmak için onun ne renk ipliği varsa onu çekeceksin. Onu boyuna göre kullanacağın ipliği, atkısı var, örgüsü var, atkıyı atkıya göre, örgüyü örgüye göre, çözgüye çözgüye göre kullanacaksın. Bu işi herkes yapamaz. Zor mesele. Örgü işiyle uğraşmak adamın gözünü kör ediyor. Çift gözlük kullanıyorum mesela yine de bazen göremiyorum."
- "İl dışından da müşteriler geliyor"
Çiçek, Türkiye'de Osmanlı mirası örücülük mesleğini sürdüren az sayıda usta bulunduğunu ifade etti. Bazı büyük şehirlerdeki örücülerin çok yüksek fiyatlar istemesi dolayısıyla kendisine il dışından da müşterilerin geldiğini anlatan Çiçek, "Bana Elazığ'dan müşteri geliyor, Mersin'den hatta İstanbul'dan ceket, pantolon gönderenler oluyor. Orada pahalı yapıyorlar. Pahalı yapınca Malatya'ya gelen olduğu zaman bana gönderiyorlar. İzmir'den gelenler var mesela." diye konuştu.
Günümüzde birçok el sanatı meslekte olduğu gibi kendisinin de çırak bulmakta zorlandığını kaydeden Çiçek, "Eskiden bir çocuk sokakta dolaştığı zaman gören yabancı adam bile kızar, 'Oğlum senin evin barkın, bir mesleğin yok mu, sokakta ne geziyorsun' diye sorardı. Şimdi insanlar çocuklarını mesleğe göndermiyorlar. Bakın burada 114 dükkan var. 114 dükkanın içerisinde bir tanesinin çırağı, yanında çalışanı yok. Herkes devletten bekliyor." dedi.
Naim BAŞKUT, A.A.