FETÖ'cü askerlerin 15 Temmuz Darbe Girişimi'nde 7. Ana Jet Üssü’nde yaşanan gelişmeleri tanık sıfatıyla anlatan ve o gece Üssün Kulesinde görev yapan Hava Trafik Astsubayı, darbe girişiminin başında Türkiye genelinde hava uçuş yasağı olmasına karşın 7. Ana Jet Üssü’nde 4 adet F-16 uçağının kaldırılmak istendiğini belirtirken, sabah saatlerine doğru kaldırılmak istenilen 4 adet F-4 uçağının kaldırılmaması içinde Üssün Harekat Merkezi Komutanına yanlış bilgi verdiklerini belirtti. Hava Trafik Astsubayı, Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isterken Astsubay Ömer Halisdemir tarafından etkisiz hale getirilen darbeci eski general Semih Terzi’nin içinde bulunduğu uçak için ise kendilerine ‘kesinlikle indirmeyin, üssü işgal edebilir.’ talimatının verildiğini anlattı.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Malatya’da 7. Ana Jet Üssü’nde Kule’de Hava Trafik Astsubayı olarak görev yapan Astsubay Metehan Avcı, Malatya Darbe Girişimi davasının görüldüğü Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatı üzerine Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tanık sıfatıyla ifade verdi.
-Darbe girişiminin başında 4 adet F-16’yı kaldırmak istemişler…
Hava Trafik Astsubayı Metehan Avcı ifadesinde, “Ben 15 Temmuz 2016 tarihinde Malatya ilinde Hava Trafik Astsubayı olarak görev yapmaktaydım. Darbe girişimi günü Çağrı teğmen ve Murat Bektaş başçavuş ile birlikte görevdeydik. 15 Temmuz öncesinde terör nedeniyle sık sık terörle mücadele uçuşları yapılırdı. Mesaiye gittiğimde iki adet F4 uçağının havada olduğu bilgisini aldım. Havada uçaklarımız varken kulede belirli sayıda görevli olması gerektiğinden Çağrı Teğmen ve Murat Başçavuş ile birlikte kulede kaldık. 17.04'de iki uçak indi, iki uçak Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinin talimatıyla indi. Bu sebeple Çağrı Teğmen ve Murat Başçavuş kuleden ayrıldı. Çünkü havada uçak yoktu. 17.40 gibi yeniden uçak kalkacağı bilgisi alınınca Çağrı Teğmen ve Murat Başçavuş kuleye geri döndüler. Bu uçuş gerçekleşmedi, personel tekrar ayrıldılar. Saat 19.47 gibi her hafta rutin olarak kalkan kurye uçağı havalandı. Daha sonra BHHM saat 19.55 civarında arayarak uçağı neden kaldırdığımızı sordu, bizde bunun her hafta rutin olan bir iş olduğunu söyledik. Onlar da ‘Biz size hava sahasının kapandığını söylemedik mi’ deyince bizde olağan seyrin dışında bir şeyler olduğundan şüphelendik. BHHM (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) daha sonra uçağın yoluna devam edebileceğini söyledikten sonra diğer uçuş ekipleri ayrıldılar. Ben kulede yalnız kaldım, bu ekip yoldayken Çağrı Teğmen beni telefonla arayarak bir uçuş daha olabileceğini söyledi. Bunu söylemesinin nedeni bu bilgiyi teyit etmek istemesiydi. Ben Çağrı Teğmen'in telefonu üzerine filoyu aradım. Sonra 4 adet F-16'nın uçuş için hazırlandığı bilgisini uçak bakımdan aldım. Uçuşu destekleyen tüm ekipler bu çağrının üzerine uçuş için üs içerisinde hazır oldular. BHHM (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) bana ‘Uçuşların yasak olduğunu’ söylediği için tekrar uçuş olacağı bilgisi bana çok tuhaf geldi. Uçak bakım ünitesi yani uzman tahsisten aldığım bilgiyi BHHM'yi (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) arayarak teyit etmek istedim. Yaklaşık 10 dakika boyunca çeşitli kişilerle iletişim kurarak teyit almaya çalıştım. Çünkü hatlar çok yoğundu. Çağrı teğmen kule altında bulunan odasına geldiğinde beni arayarak birazdan kuleye çıkacağını herhangi bir durum olup olmadığını sordu. Bende yaptığım telefon görüşmeleri sonrasında bir sıkıntı sezdiğimi söyledim. Çünkü o sırada şuan ismini hatırlamadığım bir yüzbaşı uçuşların halen yasak olduğunu söylemişti. Bu bilgiyi Çağrı Teğmen'e aktardım, kuleye geldiğimde Filo Komutanı Metin Çivilibal'a ulaşamadığını ama pilotlardan birisiyle konuşup bu sıkıntılı durumu aktardığını belirtti. Bu bilgileri aktardıktan sonra Üs’te bir sessizlik oldu.”
-Darbeci generalin uçağıyla ilgili verilen "indirmeyin" talimatı
Hava Trafik Astsubayı Metehan Avcı ifadesinde Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isterken Astsubay Ömer Halisdemir tarafından etkisiz hale getirilen Semih Terzi ile ilgili bir ayrıntıyı da ifadesinde aktardı. Tanık Avcı şunları söyledi:
“ Diyarbakır'dan havalanan uçakların olduğunu, Diyarbakır kule ile yaptığım görüşmelerden anladım. Tüm Türkiye'de uçuşların yasak olduğunu BHHM bize söylediği için bizde uçaklar hava sahamız üzerinden geçerken Diyarbakır'dan kalkan uçaklara geri dönmeleri yönünde ikazda bulunduk. Bu arada Çağrı Teğmen ve Murat Başçavuş yanımdaydı, ancak bizi dinlemeyerek İstanbul-Ankara yönüne uçmaya devam ettiler. Gece saat 00.00'de BHHM'den (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) Fatih Bakkal bizi arayarak Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin talimatlarına uyulmayacağını, uçuşların yasak olduğunu ve uçuşa izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Aynı şekilde 00.36'da bu emri bir kez daha BHHM (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) vardıya subayı Taşkın Dakkur tarafından bu talimat yinelendi. Çağrı Teğmen bu talimat üzerine diğer ekipleriyle görüşerek araç durumunu öğrendi. Çünkü biz bu saatten sonra pisti kapatmayı düşündük. Daha sonra ilk etapta bu araçların şoförlerine talimatımızla piste çıkmalarını söyledik. Ancak ilk etapta piste yerleştirmedik, yaklaşık yarım saat bir saat sonra araçlar piste yerleştirildi. Saat 01.00-02.00 aralığında meydan üzerine Mavi35 isimli uçağın ineceği bilgisi geldi. Ancak BHHM'den(Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) Üner Albay arayarak bu uçağın inişine izin verilmemesi gerektiği yönünde talimat verdi, uçağın pilotu ‘Hava sahamızda müsait bir yerde beklemek istiyorum’ dedi. Bunun üzerine komutanımız Tayfun Tuna bize izin vermemizi, bekleyebileceğini söyledi, ancak uçak bekleme yapmadan Doğuya doğru devam etti. Bundan çok kısa bir süre sonra ‘Murat56’ isimli uçak geldi, kontrol sahamız üzerinden geçiş yapmak istedi. Uçağın içerisinde kim olduğunu sorduk, pilot ‘Uçağın içerisinde Semih Terzi olduğunu’ söyledi. Komutan Tayfun Tuna, ‘Semih Terzi de kim’ diyerek onların istediği bilgileri vermememizi söyledi. Bizde bunun üzerine herhangi bir bilgi vermedik, istedikleri bilgide Etimesgut Meydanının hava durumu idi. Bu uçakta talimatlarımıza uymayarak Batıya doğru uçuşa devam etti. BHHM'den Üner Albay bir kez daha arayarak, ‘Murat56 isimli uçağın inişine kesinlikle izin vermememiz gerektiğini, iniş yaptığı takdirde üssü işgal edebileceğini’ söyledi. BHHM'den (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) gelen bütün talimatlara uyduk.”
-“F-4’lerin kalkmaması için Albaya yanlış bilgi verdik, kargo uçaklarının içinde sıkıştılar”
Darbe girişimi gecesi Malatya 7. Ana Jet Üssü’nden 4 adet F-4 savaş uçağının kalkış yapmak istemesi ile ilgili ayrıntıları da anlatan ve yaptıkları tüm görüşmelerin kayıt altında tutulduğunu belirten Hava Trafik Astsubayı Metehan Avcı, ayrıntıları şu şekilde aktardı:
“Saat 03.50'de BHHM'den Üner Albay ve Recep Ünal general iki üç dakika arayla pistlerin durumunu sordu. Bunu sormalarının nedeni Kayseri üzerinde bekleyen 7 adet kargo uçağıydı. BHHM'nin talimatıyla kargo uçaklarını inişine izin verilmesi üzerine bizim piste iniş yapıldı. ilk kargo uçağı saat 04.18'de piste uçuş yaptı, 5.uçak inişteyken iki tane F-4 uçağı bizden izin almadan kalkış yapmak için rule yaptı. Daha doğrusu bizden izin istediler biz kesinlikle izni vermediğimizi söyledik. Ancak iki F-4'den bir tanesi ‘Anlaşıldı biz ruleye devam ediyoruz’ şeklinde cevap verdi biz bunun üzerine bir kez daha ruleye izin vermediğimizi belirttik. Olaylar devam ettiğinden Malatya valisinin sivil terminali kapatmasından dolayı kargo uçaklarının Emergency pistine yönlendirdik. Orada park ettiler, F- 4 uçakları da kargo uçakları arasında sıkıştığı için kalkış yapamadılar. Saat 04.08'de BHHM'den Akın Yarbay arayarak inecek olan uçakların emniyete alınmasını, içinden çıkan tüm personelin gözaltına alınması talimatını verdi. Biz bunları güvenlik subayı Murat Mutlu'ya ilettik, bu talimatlar yerine getirildi. Sıkışan F-4 uçaklarına bir yandan talimat vermeye devam ettik. BHHM'den (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) birisi arayarak, ‘Bu uçaklar kalkarsa meclisi vurma ihtimali var, kesinlikle kalkmayacak.’ Dedi. Biz bu bilgiyi üç farklı frekanstan uçaklara aktardık, ısrarlı bir şekilde ‘Kalkmayın kalkarsanız hava savunma uçaklarının kendilerini vuracaklarını’ söyledik. Bu sırada telsizden Çağrı Teğmen, Harekât Merkezi Komutanı Albay Tayfun Tuna'ya çağrı yaptı, ‘4 adet F-4’'ün izinsiz olarak ruleye çıktığını’ haber verdi. Kendisi bize o sırada telsizden ‘BHHM'nin haberi vardır tamam’ şeklinde haber verdi. Bizde bu durumu bir kez daha BHHM'ye aktardık. Harekat Merkezi Komutanı Albay Tayfun Tuna bu sırada telsizden hepimizin duyacağı şekilde, ‘Siz geri zekalımısınız, ben BHHM ile görüştüm zaten. Siz niye BHHM'yi arıyorsunuz’ şeklinde sözler söyledi. Başka hakaretleri de vardı, ancak şuanda tam olarak hatırlayamıyorum. Bu sırada Tayfun Tuna yeniden ‘F-4 uçaklarının kalkabileceği veya manevra yapabileceği yer var mı’ diye sordu. Bizde F-4 uçaklarının kalkmaması için Albay Tayfun Tuna’ya yanlış bilgi vererek kalkmalarının imkansız olduğunu kargo uçaklarının arasında sıkıştığını söyledik. Bu sırada Albay Tayfun Tuna'ya BHHM ile görüşmesi gerektiğini söyledik. Çünkü BHHM ile Tayfun Tuna'nın talimatları tamamen zıttı. Albay Tayfun Tuna, Çağrı Teğmen'e telsizden ‘BHHM'ye ulaşamadığını’ söyledi. Çağrı Teğmen BHHM'den (Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi) arayanlara Albay Tayfun Tuna'nın cep numarasını verdi. Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, Albay Tayfun Tuna'yı telsizden bağırır şekilde çağrı yaparak ‘Telefonuna bak telefonuna bak’ şeklinde söyledi. Albay Tayfun Tuna kuleyi dahili telefondan aradı, biz bir kez daha Çağrı Teğmen aracılığı ile BHHM ile görüşmesini söyledik. Bu sırada Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, Harekat Komutanının ‘Bütün uçakları kaldırın’ talimatına rağmen bize çağrı yaparak ‘ F-4'ler geri dönsün’ dedi. Bizde F-4'lere bunun üzerine sürekli olarak kalkmamaları yönünde ikazlarda bulunmaya devam ettik. Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'ın F-4'lerin geri dönsün talimatını aktardık, uçakları tekrardan uyararak üs komutanın emriyle filoya geri dönmesini sağladık. Uçaklar geri döndüler biz tekrar kargo uçakları ile ilgilenmeye başladık.”
-“O gece gelmemeleri tuhaftı”
Avcı’nın tanık olarak verdiği ifadesinin son bölümünde şunları söyledi:
“Güvenlik personeli uçakların içerisindeki personeli çıkarıyordu. Bu sırada Belediyenin araçları da pisti kapatmak amacıyla pistin ortasına kadar geldiler. Bunun üzerine uçakların teknik olarak kalkış yapma ihtimali hiç kalmadı, bu da bizi rahatlattı. Kargo uçakları bizim talimatlarımızı eksiksiz olarak yerine getirdiler. Saat 05.20'de BHHM'den İhsan Kaplan arayarak nakliye uçaklarının pilotlarına iletilmek üzere ‘Kesinlikle kalkış yapmamalarını yanlış bir şey yapmadıkları için hepsinin gözlerinden öpüyorum’ şeklinde söyledi. Tüm bu konuşmaların kayıtları zaten mevcuttur. Normal zamanlarda hava trafiği ile ilgili olarak en ufak bir problem olsa üs komutanı ve hareket komutanı kuleye gelir ve bu her zaman bu şekilde olmuştur. 15 Temmuz ve 16 Temmuz gecesinde bu kadar büyük olaylar meydana gelirken Harekat Komutanı Albay Tayfun Tuna ve Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'ın kuleye hiç gelmemesi bizim için tuhaf bir durumdu. Kuleye gelmemeleri sebebiyle iletişim problemi yaşayarak kendilerine çok zor ulaştık.”
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com