SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Mantar Ölümleri 'Köygöçüren'den

Mantar Ölümleri 'Köygöçüren'den
A- A+ PAYLAŞ

Mikolog (mantar uzmanı) Jilber Barutçiyan, mantar zehirlenmelerine bağlı ölümlerin yüzde 95'inden "köygöçüren" türünün sorumlu olduğunu belirterek, "Öldüren, zehirli ve yenen türleri birbirinden ayırt etmek için hiçbir püf noktası yok." dedi.

Sarıyer'de ormandan topladıkları mantardan zehirlenen bir kişinin hayatını kaybetmesi, eşinin de yoğun bakımda tedavi altına alınması, zehirli ve öldürücü mantar türleri ile mantarların bilinçsiz şekilde toplanarak tüketilmesindeki riskleri gündeme getirdi.

Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Barutçiyan, mantar zengini Türkiye'de, dünyanın en değerli ve pahalı mantarlarının yanı sıra en tehlikeli türlerin de yetiştiğini söyledi.

Barutçiyan, mantar sezonunun yaşandığı bu dönemde doğada çıkan türlerin pek çoğunun yenmeyen, öldürücü ve zehirli olduğunu dile getirerek, İstanbul'da 30 bine yakın mantar türünün yetiştiğini, çıplak gözle görülebilen ve yaygın olan 15 türün de kesin öldürücü olduğunu kaydetti.

İstanbul'da görülen zehirli 200 kadar mantar türünün ise ölümcül olmadığını belirten Barutçiyan, ancak mantar yedikten sonra en ufak bir sindirim sorununun bile zehirlenme kabul edilmesi gerektiğini anlattı.

"Panzehiri yoktur. Destek tedavileri uygulanır"
Jilber Barutçiyan, mantar toplarken zehirli ve öldürücü türlerin nasıl ayırt edebileceğine ilişkin "Öldüren, zehirli ve yenen türleri birbirinden ayırt etmek için hiçbir kısa yol, püf noktası, analiz tekniği yok. Mantarlarınızı bilimsel bir netlikle tanımlayıp, güncel bir kaynaktan yenip yenmeyeceğini kontrol etmediğiniz sürece, her zaman zehirlenme hatta ölüm riski vardır." ifadelerini kullandı.

Barutçiyan, Sarıyer'de zehirlenen vatandaşların hangi tür mantarı tüketmiş olabileceğine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ölümcül vakaların yüzde 95'inden yeşil kafalı köygöçüren sorumlu. Bu mantar bir yetişkini öldürür. Yedikten hemen sonra etki etmez. Minimum 12 saat, genellikle 24 ile 48 saat arasında ilk belirtiler kanlı ishalle başlar. Ondan sonra doktora gitseniz midenizi de yıkayamaz. Panzehiri yoktur. Destek tedavileri uygulanır. Yediğiniz miktara bağlı olarak genellikle ölüm, 5'inci gün ile 8'inci gün arası gerçekleşir. Zahmetli bir ölümdür. Çok büyük ihtimalle arkadaşların tükettiği mantar bu."

- Mantarlar hakkında doğru bilinen yanlışlar

Yüzlerce değişik mantar zehri olduğuna ve hepsinin değişik semptomlarla seyrettiğine dikkati çeken Barutçiyan, mantarlarla ilgili doğru bilinen yanlışları şöyle dile getirdi:

"Hani derler ya, 'Sen ye de bakayım.' Bu yanlış bir inanıştır. Maalesef çevremizde çok büyük yanlışlar var. 'Hayvanlar yerse, biz de yeriz', bu da yanlıştır. Köygöçüren mantarını sümüklü böcekler üstünden yemiş, siz yiyemezsiniz, ölümcüldür. 'Kurtlanan mantarlar yenir.' Hayır, öyle bir şey yok. Diyecekler ki 'Köylüler bilir.' Fakat bütün ölüm vakaları kırsaldan geliyor. Onun için bütün genellemeleri unutun. Eğer emin değilseniz, hiçbir mantar uğruna ölmeye değmez, tüketmeyin."

- Gecikmiş semptomlar karaciğerde hasar bırakabiliyor

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli ise özellikle kırsal bölgelerde mantar zehirlenmesi vakalarının yaygın görüldüğünü söyledi.

Zehirlenme durumunda hastaneye genellikle karın ağrısı, bulantı ve kusma şikayetleriyle başvurulduğunu aktaran İkizceli, bu belirtiler mantar yedikten sonra ilk 2 saat içerisinde ortaya çıkıyorsa öldürme olasılığının daha düşük, 6 saat ve sonrasında yaşanıyorsa öldürme olasılığının daha yüksek olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. İkizceli, vatandaşlar belirtilerle hastaneye gittiklerinde mantar yediklerini söylemediklerinde, zehirlenme tanısı koymakta zorlandıklarını dile getirdi. Vakaların en az 2-3 gün takip edilmesi gerektiğini belirten İkizceli, "Gecikmiş semptomlarda, karaciğere hasar veriyor, karaciğer yetmezliğinden karaciğer nakline kadar gidebiliyor. Eğer hasta karaciğer nakli olmazsa, ölümle sonuçlanabiliyor. Erken semptomlarda, karaciğer transplantasyonu noktasına gitme ve öldürme olasılığı daha düşük." dedi.

Mantardan zehirlenmenin nasıl anlaşılabileceğine ve vakalara uyguladıkları tedavi yöntemine ilişkin bilgi veren İkizceli, semptomlar geç başladığında mantar zehirlenmesi ihtimaline yönelik tedavi uygulandığını anlattı.

- Kültür mantarı güvenilir yerden alınmalı

Prof. Dr. İbrahim İkizceli, kültür mantarlarında da zehirlenme riskinin az da olsa bulunduğunu belirterek, "Normalde kültür mantarının yetiştirildiği toprakların belli süre sonra yenilenmesi gerekiyor. Eğer yenilenmezse orada zehirli mantar üreme ihtimali artıyor. Bu nedenle güvenilir yerden kültür mantarı almak lazım. İkincisi, tüm mantarlarda alerji yapma riski var. Alerji zehirlenme gibi düşünülebiliyor. Alerji de bulantı, kusma yapıyor. Fakat alerji genellikle ilk 1 saat içerisinde ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Mantar yedikten sonra zehirlenme belirtilerinin 6 saat ile 10-12 saate kadar ortaya çıktığını dile getiren İkizceli, şu uyarıları yaptı.

"Ne kadar geç çıktıysa semptomlar o kadar öldürücü oluyor. Eğer bulantı, kusma, karın ağrısı başladıysa, ne zaman mantar yediğini doktora söylemelerinde fayda var. Çünkü tedavinin hızlı olmasını sağlıyor. Erken dönem semptomlarıyla gelenlerde eğer hiçbir bulgu çıkmazsa yaklaşık 24 veya 48 saat takiple taburcu edilebiliyor. Ancak geç dönemde geldiyse, 72 saat takip ediliyor. Bu süre içerisinde hiçbir şey çıkmadıysa taburcu edilebiliyor ama genellikle 24 saat sonra karaciğer fonksiyonlarında oynamalar başlıyor. Verdiğimiz tedaviye göre, örneğin penisilin tedavisine, diyaliz tedavisine verdiği cevaba bakıyoruz. Karaciğer transplantasyonu, o da olmuyorsa mortaliteyle sonuçlanabiliyor. Karaciğer transplantasyonuna kadar gittiyse, tedavi aylarca sürebiliyor."

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız