SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Onları Hatırlıyor musunuz?!

0
Güncellendi - 2015-12-28 01:45:03
Onları Hatırlıyor musunuz?!
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye’de ana gündem Mersin’den vahşi cinayete kurban giden üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın öldürülmesi olayı konuşuluyor. Vahşi cinayete her kesimden tepkiler gösteriliyor ve Türkiye genelinde haklı eylemler düzenleniyor. Ancak, Özgecan Aslan’ın öldürülmesi vahşetine benzer olaylar ve kadın cinayetleri Malatya’da da yaşanmış ve bu olaylar bir süre sonra unutulmuş, sivil toplum kuruluşları bu olayları takip etmemişti. Malatya’daki vahşet olarak nitelendirilecek olayların kurbanı olanların hayata veda hikayeleri yürek burkuyor. 

ARŞİVLERDEKİ VAHŞET..

AYGÜN ÖĞRETMEN, ÖLDÜRÜLDÜ, TOPRAĞA GÖMÜLDÜ

Malatya'da özel bir dershanede sosyal bilgiler öğretmeni olarak görev yapan 24 yaşındaki Aygün Kıranşan, 15 Şubat 2010 akşamı kayboldu. Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu ekiplerince yapılan incelemede, genç öğretmenin arkadaşının evine gittiği Kaynarca Mahallesi'nde otobüs durağında beklerken, belediyeye bağlı şirkette temizlik işçisi olarak çalışan 4 çocuk babası Recep İnkaya(42) tarafından, tecavüz girişimine karşı koyduğu için öldürüldüğü belirlenmişti. Genç öğretmenin cesedi toprağa gömülü vaziyette bulunmuştu. 

Katil zanlısı Recep İnkaya olayın Kaynarca Mahallesi, Kaynarca Camii'ne yakın mesafedeki otobüs durağına 50-100 metre ilerideki bahçe içerisinde gerçekleştiğini anlatarak, "Bahçede telefonla biriyle görüşüyordu. Alkollüydüm. Yanına gittim. Kaçmaya çalıştı, orada düştü. Ağaçların içerisine girdi. Yakaladım, 'Ağabeyim polis' dedi. Kendisini 100 metre ileriye bahçeye götürdüm. Kendisi ile 1-2 saat konuştuk. 'Şikayet etmem' deseydi, bırakacaktım. 'Şikayet edeceğim' dediği için bırakmadım. Ondan sonra öldürdüm. Önce başına taş vurdum, sonra boğdum ve öldürdüm. Öldürmeden önce kredi kartlarını aldım. Şifrelerini bana söylemişti. Bir yere not almıştım. Ertesi gün 600 ve 300 olmak üzere 900 TL para çektim. Daha sonraki gün de 20 TL parayı ATM'den çektim. 80 TL de cebinde para vardı. Onu da aldım. 2 adet de cep telefonunu almıştım. Cesedi öldürdükten 3 gün sonra el arabası ile götürüp başka bir yere gömdüm.” şeklinde olayı anlatmıştı. Mahkeme katile toplam 81 yıl hapis cezası vermişti.

SANATÇIYI ÖLDÜRMÜŞ, KIZ ARKADAŞINA TECAVÜZ ETMİŞTİ 

Malatya'da, 5 Şubat 2003 tarihinde meydana gelen olayda, Nasuhi Caddesi'ndeki G. adlı kafede, Haluk Güven (19) adlı müzisyen genç, istediği türküyü söylemediği için Mehmet Sedat Yaldız tarafından tabancayla öldürülmüştü. Katil zanlısı Sedat Yaldız, yanındaki bazı arkadaşlarıyla birlikte kapattığı kafede bulunan N.A. (20) adlı bayana ise tecavüz etmişti. Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Yaldız’a müzisyen Haluk Güven'i öldürmek ve N.A.'ya tecavüz etmek ve zorla alıkoymak suçlarından toplam 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme cinayet olayını saklı tuttukları ve delilleri yok ettikleri gerekçesiyle  Gökhan Ş., Hüseyin K. ve Abuzer  A. adlı şahıslara ise 2'şer yıl 6'şar ay hapis cezası vermişti.

ÖZGÜR HEMŞİRENİN CESEDİ DAĞDA GÖMÜLMÜŞTÜ

Malatya'da 26 Kasım 2008 günü kaybolduktan 55 gün sonra, 20 Ocak 2009 günü cesedi dağda gömülü bulunan Malatya Devlet Hastanesi çocuk servisinde görevli 1 çocuk annesi hemşire Özgür Karaağaç'ın (31) polis memuru olan ve olaydan 3 yıl önce boşandığı eski kocası Ömer K.’nin öldürdüğü anlaşılmıştı. Özgür Karaağaç’ın eski eşi olan polis memuru Ömer K. tarafından öldürülerek, cesedi, Konak Semti ile Gündüzbey Semti arasındaki Beydağı'nın Daztepe mevkiinde toprağa gömülü olarak bulunmuştu. Yargılanan Katil zanlısı Ömer K., "Ben öldürmedim, kaza ile oldu" demiş ve Mahkeme  Ömer K.'ye önce müebbet hapis cezası vermiş, ardından tahrik indirimine giderek, cezayı 18 yıl hapis cezasına indirmişti.

ZEHRA, DÖVÜLEREK ÖLDÜRÜLDÜ

Malatya’da 24 Ağustos 2014 tarihinde yaşanan olayda; 3 çocuk annesi 29 yaşındaki Zehra S. cezaevinden yeni çıkan kocası tarafından zıpkınla dövülerek öldürülmüştü. Merkez Şehit Fevzi Mahallesinde meydana gelen olayda, cezaevinden denetimli serbestlik sonucu tahliye edilen Cebrail Ş. (33) adlı şahıs, gece evine geç gitme sebebi ile eşi Zehra Ş. (29) tartışmış ve eşinin “Eve neden geç geldin” sözleri üzerine sinirlenerek önce eşine, döverek kafasını duvara vurduğu, ardından ise balık avında kullanılan zıpkınla döverek, ellerini ve ayaklarını bağlayarak kadını evin banyosunda döverek ölümüne neden olmuştu. Katil zanlısı koca olaydan sonra yakalanmış ve tutuklanmıştı.

ÖLDÜRÜLDÜ, EVİN İÇİNE GÖMÜLDÜ, KEMİKLERİ YAKILDI

Malatya merkez Yamaç Mahallesi'nde 2009 yılında, 18 ay önce kaybolduktan sonra izine rastlanmayan, ailesinin de polise kaybolduğu şeklinde ihbarda bulunulan Hanife D. (40) adlı kadının kaybolmadığı ve korkunç bir cinayete kurban gittiği belirlendi. Hanife D.'ın kocasının kardeşleri tarafından namus meselesi nedeniyle Yamaç Mahallesi'nde öldürüldüğü ve Hidayet Mahallesi'ndeki evin salonunda gömüldüğü ortaya çıktı. 4 Ağustos2010 tarihinde ortaya çıkan olaydan 4 gün önce polisin soruşturmayı derinleştiğinden şüphelenen durak ailesi fertleri, kadının cesedini gömüldüğü yerden kemikleri çıkartarak yaktıkları da belirlenmişti. 

Katil zanlısı Ramazan D., yengesi Hanife D.'ın evin içine gömdüğünü ve olayın ortaya çıkmasından öncede kemikleri tinerle yakarak çöpe attığını söyleyerek, "H. Durak'ın evine gittim, tartışma çıktı. Bu nedenle onu bıçaklayarak öldürdüm, giderken bir el arabasını da götürmüştüm. H. D.'ı evinden naylon torba aldım, yani insanı koyacak şekilde naylon torba aldım. Onu naylon torbanın içine koydum, tek başıma el arabasına koydum. Etrafını teneke ve eski eşyalarla kapattım, tek başıma eve getirdim. Orada yüklük denilen yeri kazdım, naylon ile beraber gömüp, altını üstünü çamur ile kapattım. 31 Temmuz 2010 günü polis gelip H.'yi sorunca 'nerede olduğunu bilmiyorum' dedim, O gece saat 03-04.00 sıralarında, yani sabaha doğru cesedi bulunduğu yerden çıkarıp tiner dökerek yaktım, kemikte kalmadı. Külünü çöpe attım" demişti.

Mahkeme, kadının kayınları olan sanık Ramazan D.'ye 24 yıl hapis cezası, Kadir ve İlhan D.'ye 9'ar yıl 4'er ay, 15'er gün hapis cezası ve sanık Turan E.'ye ise 10 ay hapis cezası verdi.

ÖLDÜRÜLDÜ, BARAJA ATILDI, SONRA HAFRİYATIN İÇİNE GÖMÜLDÜ

Malatya'da 4 Kasım 2010 günü ortaya çıkan olayda 3 çocuk annesi Feride S.’ın (29) cesedi, ailesinin yaptığı kayıp başvurusu üzerine yapılan soruşturma sonrasında Şehir Mezarlığı karşısındaki inşaat hafriyatının döküldüğü alana gömülmüş vaziyette bulunmuştu. Feride S.'nin otopsi raporuna görü boğularak öldürüldüğü belirlenirken, kadının öldürüldükten sonra torbaya konan cesedinin taşa bağlanarak Karakaya Baraj Gölü'ne atıldığı, cesedin şişerek su yüzüne çıkması üzerine buradan alınarak Yeşiltepe’deki Şehir Mezarlığının karşısındaki hafriyat alanına getirilip gömüldüğü ortaya çıktı. Olayı anlatan Feride S.’ın kocası İ.S., eşi Feride S.'nin başka biri ile ilişki yaşadığını, olay günü eve gittiğinde Feride'yi bayıltana kadar dövdüğünü, daha sonra İ.Ö.'nin kullandığı otomobile bindirdiğini, burada 3 çocuğunu da alıp annesinin evine götürdüğünü, Feride'yi de Karakaya Baraj Gölü kenarına götürdüğünü,  burada Feride'yi boğarak Karakaya Baraj Gölüne attıklarını, bir süre sonra cesedin şişerek su yüzeyine  çıkması üzerine  cesedi Yeşiltepe’deki hafriyat alanına gömdüklerini söylemişti. 

EŞİNİ ÇEKİÇ İLE DÖVEREK ÖLDÜRDÜ

Hekimhan ilçesinin Basak Mahallesinde (Köyünde) Nisan 2014’de meydana gelen olayda İsmail Çalışkan (58) adlı şahıs, eşi Fatma Çalışkan’ı (44) önce demir sopa ile ardından ise çekiç ile vurarak öldürmüştü. Katil zanlısı eşini öldürdükten sonra yaralı kadını evde bırakarak gitmiş ve talihsiz kadın olay yerinde ölmüştü.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız