Adıyaman üzerinden gittiği Nemrut Dağı'nda, Malatya'dan gelen yolun tahrip edilmesi, barikat kurulması şeklinde "garip laflar" eden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, her iki il arasında gerginlik yaratan bu sözlerini "kısmen" düzeltti. Bakan, Nemrut Dağı'na her iki ilden ulaşan yolların tepeye mesafelerinin aynı olması kaydıyla, birer karşılama merkezleri kurulmasını istediğini söyledi. Bakan, Malatya tarafındaki yolun "tahrip edilmesi" yolundaki sözünü tekrarlarken, telefon bağlantısında, bunu yolun tamamı olarak değil, heykellere yakın bölümü olarak ifade ettiğini öne sürdü.
TV Malatya'da Hülya Kayanın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği Hülya Kaya ile Güne Bakış programına telefonla bağlanan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Ortada bir anlatma ve anlamama sorunu var dedi ve ardından ekledi: Ben dediğimin arkasındayım. Ama her iki ile de eşit mesafede karşılama merkezleri oluşturulsun dedim. Benim derdim tarihi ögelerin korunması.
"TAHRİP EDİN"DEN "KARŞILAMA MERKEZİ"NE..
TV Malatya'da sabah kuşağında yayınlanan programda, yapımcı ve sunucu Hülya Kaya ile programa katılan Haber Müdürü Rıfat Gökçe'nin, telefonla bağlanan Kültür ve Turizm Bakanı Günay'la yaptıkları görüşme şöyle:
HÜLYA KAYA- Sayın Bakan iyi sabahlar günaydın. Nasılsınız?
BAKAN GÜNAY- Günaydın. İyiyiz çok teşekkürler, sağolun.
HÜLYA KAYA- Biz de iyi olmaya çalışıyoruz. İyi olmadığımızı açıkça ifade etmek isterim.
BAKAN GÜNAY- Hayırdır endişeniz nedir?
HÜLYA KAYA- Birkaç gün önce Adıyamana gittiğinizde, Nemrut dağına çıktınız. Çıktıktan sonra orada bir açıklama yaptığınız ifade ediliyor. Malatyadan Adıyamana giden yolun, belirli bir bölümünün, gerekirse tahrip edilmesini ifade ettiğiniz söyleniyor? Böyle bir cümle kullandınız mı?
BAKAN GÜNAY- Sanıyorum yanlış bir anlaşılma veya yanlış anlatma gayreti var. Ben bundan önceki dönemde, Adıyamanda geldim, Malatyaya da geldim. Daha bir ay kadar önce Malatyaya geldim. Malatyada yıllardır yarım kalmış bulunan Kültür Merkezini bitirme gayreti içindeydik 2010da. Oradaki çalışmaları gördüm. Battalgaziye gittim. Şehir içindeki sokak sağlık çalışmalarını, Malatya mutfağını düzenlemelerini gördüm. Malatyanın tarih bilinci ve turizmi potansiyelini geliştirmesi konusunda verdiğim önemi anlattım. Elimden gelen desteği de vereceğimi de söyledim. Aynı şeyi Adıyamanda aynı şeyi Sivasda aynı şeyi bütün bölgede gerçekleştirmeye çalışıyorum. Ben Türkiyede turizmin deniz kıyısında kalmamasını, Anadolu içlerine yayılmasını bu çerçevede de elimizdeki tarihsel kültürel mirasa kıskançlıkla sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum. Adıyaman ve Malatya önemli bir tarih hazinesine sınırdaşlık ediyorlar. Nemruttaki Kommagene Anıtları illerin arasındaki çekişmelerden çok daha özel ve önemli bir yer tutuyor. Burası çünkü dünyada istisnai uygarlık anıtlarından, istisnai kültür miraslarından birisi. Şu anda ne Adıyaman tarafından, ne de Malatya tarafından istediğimiz düzenlemeleri yapmış değiliz. Benim düşüncem, hem Malatya tarafından, hem Adıyaman tarafından, Nemrut tepesindeki Kommagene anıtlarına ulaşılabilmesidir. Ama Anıtların eteğine kadar taa Anıtların dokunma mesafesine kadar araç çıkması her iki yönden de, anıtların korunması açısından da, güvenlikleri açısından da son derece sakıncalıdır. Araç mesafesini kısıtlayarak, sonrasını yürüyerek çıkılmasını ifade etmiştim. Bu sene çıktığımda baktım ki, hala eski düzen, araçlarla anıtların dibine kadar ulaşma düzeni bir güzergahtan, halen devam ediyor. Bunun yanlış olduğunu, tehlikeli olduğunu, sakıncalı olduğunu ve bunun yapılmaması gerektiğini, her iki güzergahta yolun aynı mesafede kesilmesini ve ondan sonraki mesafenin yürüyerek çıkılmasının bir zorunluluk olduğunu işaret ettim. Hala da bu kanaatindeyim. Şimdi bir proje çalışması yapıyoruz. Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile birlikte ve uluslararası bazı kuruluşlarla birlikte, bu Kommagene ve Nemrut dağını bütünüyle çalışıyoruz. Yol güzergahlarını karşılama merkezlerini bu Anıtlara zarar vermeyecek şekilde, yeniden ve uygar biçimde planlıyoruz. Hem Adıyaman yöresinde, hem Malatya yöresinde aynı şekilde karşılama merkezleri yapmayı planlıyoruz. Yani sadece Adıyaman için bir planlamamız var da, Malatyayı unutmuş değiliz, katiyen. Ama yanı mesafede, bu karşılama mesafesinde olmalı, hatta bir adım daha ileri gidiyorum. Şu anda, Adıyamandan gelen bir karşılama merkezi var. Bu karşılama merkezi de bugün olduğundan, 200 metre daha geriye aşağı alıyoruz. Bakın bugün olduğu yerden, elbette Malatya tarafından da, belli bir ulaşım süreci koyuyoruz. İnsanlar kolay çıkarak, tahrip etmeyecekleri araçlarla taşınması, onun dışında motorlu araçlarla, kamyonetlerin, otomobillerin, pikapların yukarı çıkmaması gerektiğini planlıyoruz.
RIFAT GÖKÇE- TV Malatya Haber Müdürü Rıfat Gökçe, İyi günler diliyoruz tekrar.
BAKAN GÜNAY- Sağolun.
RIFAT GÖKÇE- Şimdi bir önceki gidişinizde, oraya bizzat partinizin milletvekillerinizden Hüsrev Kutlunun ifadesinde dedi ki, İsrail kapısından, Mescidi Aksaya gitmek gibi bir şey, Malatya kapısından gitmek. Malatya tarafından gitmek gibi, bu ifade farkındasınız, Malatya tarafından çok gelmiyor. Hele de Adıyaman ve Malatyanın kamuoyunda hiçbir zaman bir meselesi olmadı. Bugün elimize ulaşan, Adıyaman Gazeteciler Cemiyetinin sizin oradaki ziyaretinizi, bizzat görüntüleyen gazetecilerin, üyesi olduğu cemiyetin bir açıklaması var ki, Nemrutun tapusu bizde, Malatya bu aşkı artık ertelesin. Eğer Malatyalılar çok arzu ediyorlarsa, birer Nemrut heykeli yapıp evlerine gönderelim, falan gibi, farklı bir şekilde, çığrından çıkıyor. Burada karşılama yerine tahrip etme ifadesini niçin kullandınız? Karşılama merkezi çok daha olumlu, tahrip kelimesinin neden kullandınız?
BAKAN GÜNAY- Şu anda, bu güzergahlardan, birisi anıtın tepesine kadar, eteğine kadar çıkıyor. Birisi de 500 metre aşağıda duruyor. Her ikisinin de aynı mesafe durması gerektiğini, oradan çıkacak yolun kapatılmasını gerekirse, yolun güzergahının, tahrip edilmesi gerektiğini işaret ettim. Hala aynı kanaatteyim. Bakın siz Adıyaman - Malatya çekişmesini, mahalli gazeteciler veya mahalli politikacılar sürdürebilir. Ben Türkiye Cumhuriyeti..
RIFAT GÖKÇE- Bizim böyle bir düşüncemiz yok.
BAKAN GÜNAY- Ben Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı olarak, 2 bin metre yüksekliğinde, 2 bin yıl önce yapılmış, Anıtların korunmasının derdindeyim. Benim için bu bölgenin turizm potansiyeli, Adıyaman ve Malatya olarak, bir bütün teşkil ediyor. Ve ben, o anıtları koruduğum zaman, bu turizm potansiyelini koruyabilmiş olurum. İller arasındaki çekişme, iller arasındaki basın polemikleri, politikacılar arasındaki karşılıklı, şaka veya ciddi tartışmalar, bunların hiç birisiyle, meşgul değilim. Ben bakan olarak, tamamen tarihin yanında, doğanın yanında, kültürün yanında yer almaya ve bu çekişmelerden uzak kalmaya çalışıyorum.