SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları' Anlatıldı

'Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları' Anlatıldı
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Büyükşehir Belediyesi, 11 Ayın Sultanı Ramazan'ın coşkuyla yaşanması için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Etkinlikler kapsamında; Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Baş İmam Hatibi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Malatyalılarla buluşturuldu. Prof. Ay, gerçekleştirdiği söyleşide orucun manevi hayatımıza katkılarını anlattı.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi tarafından düzenlenen 2025 Ramazan Etkinlikleri devam ediyor. Etkinlikler kapsamında Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Salonu’nda; Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Baş İmam Hatibi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’ın konuk olduğu bir söyleşi programı gerçekleştirildi. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, söyleşide “Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları” konusunu anlattı. 

En çok takvaya yaklaştıran ibadet

Orucun takvaya en çok yaklaştıran ibadet olduğunu belirten Prof. Ay, “Bir sıcak yaz günüde Malatya’nın Beydağlarının eteklerine doğru yürümeye çıksanız, çok güzel bir su gözesine denk gelseniz, kaynıyor böyle pırıl pırıl, hava sıcak su ise soğuk; oruçlusunuz, sizi gören hiç kimse de yok; sizin hiç gidip de eliniz orda, nasıl olsa kimse yok şurdan bir yudum su içeyim der misiniz? Demezsiniz. Neden demiyor sunuz? Çünkü imanınız diyor ki; olur mu, ben oruçluyum. İşte bunun için takvaya en çok yaklaştıran ibadet oruçtur” ifadelerini kullandı.
Prof. Ay, Oruç ibadetinin farklılığına değinerek; Namaz, Hacc, Zekat gibi ibadetlerin görünürlüğünün olduğunu ancak Oruçlu kimsenin dışarıdan biline bilirliğinin olmadığını, oruçlu olunduğunu sadece Allah’ın bildiğini vurgulayarak, “Hiç kimsenin olmadığı bir zamanda bile orucumuzu bozmayışımız, Allah için tuttuğumuz orucun ta kendisidir” dedi. “O yaz gününde elini suya uzatmayan bir mümin, orucu Allah için tuttuğu sebeple değerlidir” diyen Prof. Ay, her akşam iftar saatinde birkaç dakika tefekkür yapmanın önemine değindi. Prof. Ay, şunları kaydetti:

“İftar vakti girmeden önceki birkaç dakikayı mutlaka ayırarak kendimizle, Rabbimizle söyleşeceğimiz; O’na, verdiği bu imkandan dolayı hamd-ü sena edeceğimiz böyle birkaç dakikamız olmalı ki bu sevinç anı içimize dolsun. Bu Peygamberimizin sözüdür. O Sadık-ul Vadil Emin’dir. Böyle buyuruyorsa böyledir. Yaşayamıyorsak bizim eksikliğimiz vardır, bunu da bilelim. O, 3-5 dakika eğer değerlendirilse; gözlerimiz kapalı, kalbimizden Rabbimize niyazlarımızı, şükürlerimizi arz ettiğimiz o anda bize O’nun lütfettiği sevinç anını emin olun yaşarız ve artık ezan okunduğu anda sizin ne suda gözünüz olur ne de çorbada; o anı kaçırmak istemezsiniz. Rabbim cümlemize bunu yaşamayı nasip etsin.”

Sahurda bereket vardır

Hz. Peygamberle birlikte 9 yıl Ramazan orucu tutan Ashab-ı Kiram’ın verdiği bilgiler çerçevesinde ortaya çıkanları paylaştığını kaydeden Prof. Ay, “Bir insanın orucu seher vaktinde başlamazsa o orucun iftar anında sevinci olmaz deniliyor. Yani sahura kalkmadan iftar anındaki sevinci beklemeyin. Çünkü sahur, seher vaktidir. Seher vakti; Rabbimizin, uyanık olan kullarına ne isterlerse vereceği teminatı olan bir vakittir. Seher vakti, Peygamberimizin teheccütlerle Rabbine yalvardığı vakitlerdir. Sahur vakitlerinde bereketler vardır” bilgilerini verdi. 

Prof. Ay, başkalarını çekiştirmek anlamına gelen gıybet etmenin de oruca zarar verdiğini belirterek gıybetten uzak durulmasının önemine değindi. 

Programın sonunda Malatya Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekili Ramazan Ayhan tarafından Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’a kayısı takdim edildi. 

Aynı zamanda uzun yıllar sevilen ilahiler seslendiren Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’a dinleyiciler büyük ilgi göstererek hatıra fotoğrafı çektiler. 

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
Reklam