Gazeteci- Yazar Yılmaz Özdil, 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz'un 30 Ağustos 1922'de zaferle sonuçlanmasının yıldönümü olan Zafer Bayramı ile ilgili, kendi kanalında yaptığı değerlendirmede, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'nin nasıl kazanıldığını, ismi bilinen- bilinmeyen kahramanlarını anlatırken, bu kahramanlar arasında bulunan ve 1933- 1939 yılları arasında Malatya'da da valilik yapan İbrahim Ethem Akıncı'ya da geniş yer verdi.
"ZAFERİ KAZANANLAR KUTLAR.."
Yılmaz Özdil, günlük yayın yaptığı kendi youtube kanalında, 30 Ağustos Zaferi'ni, o dönemde yaşananları, büyük katkı sağlayanları, buna karşın bugün torunları 'Keşke Yunan kazansaydı' diyenleri, Malazgirt Zaferi'ni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temel taşlarından biri olan bu zafere alternatif olarak ortaya koymaya çalışanları anlattı.
Özdil'in, Malatya'nın eski Valilerinden İbrahim Ethem Bey'le ilgili anlatımı şöyle:
"..İbrahim Ethem Bey mesela.. Demirci Kaymakamı idi. Milis Kuvvetlerinden oluşan Akıncılar Müfrezesinin komutanıydı, İbrahim Ethem Bey. Yunan işbirlikçisi sarıklı hocalar vardı. Bu İbrahim Ethem Beyin bu Yunan işbirlikçisi sarıklı hocalara verdiği ceza pek meşhurdur, dillere destandır. Kartondan külahlar yaptırırdı. Külahların üstüne de 'Ben vatan hainiyim, bu cezaya layık ibret alın' yazdırıyorlardı. Sarıkları çıkarıp bu hocaların kafasına bu külahları taktırıyordu. Eşeklere bindirip, davullar zurnalar, tellallar eşliğinde çarşıda dolaştırıyordu. Sonra da getiriyor, hadi şimdi gidebilirsiniz diye serbest bırakılırdı.
Bu İbrahim Ethem Bey, Hollywood burada olsaydı 1500 kere filmi çekilecek adamdı. İnşallah biz çekeceğiz. Milli Mücadelenin sonunda emrindeki zeybekleri terhis ederken, her hatırladığımda tüylerimi diken diken eden bir öğütte bulundu. Ne demişti biliyor musunuz? 'Mücadele bitti artık bundan sonra ben zeybeğim, ben vatan kahramanıyım filan diyerek kimseye kafa tutmayın. İşgal sırasında Yunanlılara yardakçılık yapanların ilerde zengin ve mevki sahibi olduklarını görünce üzüntünüzü belli etmeyin. Milli vazifenizi yerine getirmenin manevi hazzıyla yetineceksiniz' dedi. Her hatırladıkça gözlerim dolar.
'İşgal sırasında Yunanlılara yardakcılık yapanların ilerde zengin, mevki sahibi olduklarını görünce üzüntünüzü belli etmeyin' dedi. Biz bu zaferi, bu vatanı karşılıksız seven İbrahim Ethem'lerle kazandık.
Bakın size bir fotoğraf göstereyim (üstteki fotoğraf). Bu fotoğraf, Büyük Taarruz'un hemen öncesi. Haziran 1922. İzmir Manisa sınırında çekildi bu fotoğraf. Yunan askerleri, işte moral için tiyatro seyrediyorlar. Aralarında sarıklı cübbeli arkadaşlar var. Hani diyor ya, 'Keşke Yunan kazansaydı' diyenler, onların abileri işte bunlar. Biz bu zaferi bunlara karşı da kazandık.
Bakın size bir fotoğraf daha göstereyim (üstteki fotoğraf). Yerini adresini söylemeyeyim. İşgal askerleri, köy meydanında Türk kadınını oynatıyor. Oynatırken de sırıta sırıta poz veriyor. İşte 'Keşke Yunan kazansaydı' diyenlerin alkışladığı manzara bu.."
"BAZILARININ BÖYLE KUTLAMAYA DİLİNİN VARMAMASI GAYET NORMALDİR"
Yılmaz Özdil, "30 Ağustos.. Zaferi Kazananlar Kutlar" başlığıyla yayınladığı videosunda şu sözlerle tamamladı:
"30 Ağustos Zafer Bayramı denilen aslında, kimin safında, kimin karşısında durduğumuzu gösteren bir pusuladır, 30 Ağustos. Hayatın neresinde durduğumuzu gösteren manevi bir pusulardı Zaferi kazananlar kutlar. Bazılarının böyle kutlamaya dilinin varmaması gayet normaldir. Çünkü Türkiye'yi ele geçirdiklerini düşünüyorlar ama, 100 yıl önce de kaybeden, 100 yıldır da kaybedendir onlar. Zaferi kazananlar kutlar.
Kendi tarihimizi bize unutturmaya çalışıyorlar. Milli günlerimizi, böyle anneler günü, sevgililer günü gibi işte bir gün haline getirmek istiyorlar. Yılda bir gün işte bir twit atarak geçirilen sembolik günler haline getirmek istiyorlar. Medyayı imha ederken, özellikle sözle muhalif medyayı da böyle kurguladılar.
30 Ağustos'ta bile, 29 Ekim'de, 19 Mayıs'ta bile işporta siyaset haberleriyle hala milleti oyalayan medya haline getirdiler. Sözde muhalif araştırmacı gazeteciler, Zafer Bayramı'nı bir iki twitle falan zırt diye geçecekler. Bunları işte kimse anlatmasın. Bu milletin çocukları, tarikat cemaat zır cahil atmosferinde, siyasal dincilerin, çakma milliyetçilerin, sömürge solcularının elinde oyuncak olsun istiyorlar. Çanakkale'yi Mustafa Kemal'siz anlatmak istiyorlar. İstanbul'un fethini kutlayıp, İstanbul'un kurtuluşunu kutlamak istemiyorlar. 26 Ağustos'ta Malazgirt Zaferi'ni kutluyor, 26 Ağustos'ta başlayan Zafer Bayramı'nı gölgede bırakmak istiyorlar. Son nefesimize kadar buna izin vermeyeceğiz."
Özdil'in, söz konusu konuşmasını içeren video kaydının tamamını aşağıdaki linkten ulaşarak dinleyebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=Y_8tynMxxiw
KURTULUŞ SAVAŞI KAHRAMANI MALATYA VALİSİ İBRAHİM ETHEM BEY..
Kaymakam İbrahim Ethem Bey, Osmanlı Devleti'nin iskan politikasıyla Rumeli'ye yerleştirilmiş asker ve çiftçi kökenli "Tüfenkçizade" lakabıyla anılan bir ailenin çocuğu olarak 1889 yılında Selanik'te dünyaya geldi.
ARŞİV FOTOĞRAF: İbrahim Ethem Bey'in Malatya Valiliği'ne atandığında karşılanışı
İbrahim Ethem Akıncı, Demirci'de görev yaptığı 2 yıl boyunca rutin devlet görevinin yanı sıra bölgedeki düşman askerine karşı amansız mücadele örneği gösterdi. Kurduğu Demirci Akıncıları Teşkilatının komutanlığını yapan İbrahim Ethem, Ege Bölgesi'ni işgal eden Yunanları, Demirci başta olmak üzere, Gördes ve Sındırgı hattında bozguna uğrattı.
Dönemin asileri Parti Pehlivan ve Usturumcalı Halil Efe ile bunların emrindekileri disiplin altına alarak Demirci Akıncıları'na katan Kaymakam İbrahim Ethem, bölgede 1,5 yıl boyunca düşmanla mücadele etti. Kaymakam Ethem, Yunan askerlerinin pek çok köyü ve kasabayı yağmalamasına mani oldu. Kaymakam İbrahim Ethem, işgalcilere ağır kayıplar verdirterek Yunan ordusunun takviye ve ikmalini de önledi, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz'un kazanılmasına önemli katkı sağladı.
İbrahim Ethem, zaferin kazanılmasının ardından Demirci Kaymakamlığı görevine döndü. Daha sonra Balıkesir Ayvalık Kaymakamlığına atanan İbrahim Ethem, Demirci halkının ısrarı üzerine 1922'de yeniden bu ilçeye kaymakam olarak atandı.
TBMM tarafından 23 Nisan 1924 tarihinde kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilen İbrahim Ethem Bey'in madalya beratı, 16 Aralık 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından imzalandı.
İbrahim Ethem Akıncı'nın düşmana karşı verdiği amansız mücadeleyi anlatan Akıncılar döneminin günlükleri Genelkurmay Başkanlığı ve Türk Tarih Kurumunca "Demirci Akıncıları" adıyla yayımlandı.
İbrahim Ethem Bey, Kula ilçesinde kaymakamlık görevinin ardından Yozgat, Siirt, Ağrı, Samsun, Balıkesir, Malatya ve Muğla illerinde vali olarak görev yaptı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tavsiyesiyle "Akıncı" soyadını alan İbrahim Ethem Bey, 25 Temmuz 1949 yılında emekli olduktan sonra 1950 seçimlerinde Balıkesir'den bağımsız milletvekili adayı oldu.
Seçimlere 3 gün kala 11 Mayıs 1950'de kalp krizi sonucu vefat eden Akıncı'nın naaşı, Sındırgı Mezarlığında toprağa verildi.
İbrahim Ethem Akıncı'nın geniş biyografisi için aşağıdaki linki tıklayınız:
https://sindirgida.com/milli-mucadelenin-onderlerinden-ibrahim-ethem-akinci/
malatyahaber.com
KAPAK FOTO: İbrahim Ethem Akıncı'nın Manisa- Demirci'deki anıtı